Şule: Merhaba Umudun Kadınları izleyicilerimiz; bu ayki Arı Kovanı köşemizin konuğu futbolcu aynı zamanda psikolog arkadaşımız Derya Kaya. Hoş geldin Derya.
Derya: Merhabalar; hoş bulduk.
Şule: Derya ile tanışmamızın hikâyesi şöyle: Kadının İnsan Hakları Derneğinin düzenlediği KİHEP buluşmasına katılmıştık; Derya’yı orada tanımıştım ve mücadele biçiminden, gücünden, yaptığı işlerden çok etkilenmiştim. O nedenle de Arı Kovanına davet etmek istedim. O zaman uygun olmadığı için katılamamıştı; şimdi online olarak katıldı, karşımızda. Derya, izleyicilerimiz için biraz kendini tanıtabilir misin?
Derya: Ben Derya Kaya; psikoloğum, Esenyurt belediyesinde çalışıyorum. Çocuk ergen uzmanıyım. Aynı zamanda yetişkin terapistliği de yapıyorum.
Şule: Hangi üniversiteden mezunsun?
Derya: Sakarya üniversitesinden geçiş yaparak Nişantaşı Üniversitesinden mezun oldum.
Şule: Hangi terapileri aldın?
Derya: Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema terapi, KabulKararlılık terapisi. Daha aklıma gelmeyen birkaç terapi var. Aktif olarak bunları uyguluyorum.
Şule: Hem iş yerinde uyguluyorsun hem de özel mi çalışıyorsun?
Derya: Özellikle Beylikdüzü’nde bir kliniğimiz var; orada danışan görüyorum.
Şule: Güzel. Psikolog kimliğinin dışında bir de futbolcu kimliğin var artı Kadının İnsan Hakları eğiticisisin. Onlar üzerinden konuşacağız ama madem psikologluk üzerinden konu açıldı, müracaatçılar daha çok kadınlar mı erkekler mi? Kadınlar fazla özele girmeden hangi sıkıntıları yaşıyorlar? Genel bir şeyler söylersen iyi olacak.
Derya: Biz Belediyede daha çok kadınlar üzerinden ilerliyoruz. Kadınlar daha çok başvuruyorlar. Erkekler daha azınlıkta. Zaten toplum olarak da erkeklerin duygularını ifadeözgürlüğüne izin verilmediğinden bu yüzden erkekler birazcık geri kalıyor ama kadınlar ifade konusunda iyiler. Destek alıyorlar. Eşleriyle yaşadıkları problemlerinde, aileleriyle ilgili problemlerinde ya da çocuklarını yönetme noktasında zorlandıkları zaman yine bu anlamda destek alabiliyorlar.
Şule: Kadının İnsan Hakları Eğitimine ne zaman katıldın ve grup açabildin mi?
Derya: 2021 yılı Eylül ayında Kadının İnsan Hakları eğitimi Programı açıldı. Bu programa katılmayı çok istiyordum. Çünkü kadınlar konusunda biraz daha gelişmem gerektiğini düşünüyordum. Eğitime gittim. Kendimi daha tam feminist olarak nitelendirmiyordum ve normal geliyordu; kadın erkek eşitiz. Aslında Bir problem yok diye görüyordum. Ta ki eğitime katılana kadar. Eğitime katıldıktan, 20 gün kadar süren yapılandırılmış bir eğitimden geçtikten sonra bir aydınlanma oldu bende. Kadınların toplumdaki farklı duruşunu bir perdeyle sanki bana yansıtmışlardı ve görmüşüm gibi bir gerçeklikle karşılaştım. Sonra döndüğümdeyse hakemlik sınavlarına online girmiştim eğitim sırasında. Sınavlara girdim ve hakem oldum. Futbol camiasına girince kadınların daha da ikinci plana sürüklendiğini gördüm. Böylece dedim ki ben bu alanda çalışmalıyım. Hakemliği bıraktım. Çünkü TFF. İle kadınlar konusunda ideoloji olarak uyuşmadığımı fark ettim. Yani Türkiye Futbol Federasyonu. Aslında tam da yönetimle pek alakalı değildi ama maçlara çıktığımız zaman kadın olarak başka bir bakışla karşılaştığımızda, küfürlere maruz kaldığımızda, üstümüze yüründüğünde kadın olarak zorlandığımız anlardı. Bu yüzden bana çok hitap etmedi, ben de bıraktım. Şimdi aktif olarak kadınlarla halı saha maçı düzenliyorum. Buna gönül verdim, bunu organize ediyorum. Aslında öylesine kurmuş olduğum bir platformdu; Öylesine eğlencesine kız kıza maç yaparız düşüncesiyle yapmıştım. Ardından talep oluştu. İnstagramdan bir video yayınladım, viral oldu. Derken büyük bir kitleye hitap ettiğimizi fark ettim ve şu anda da ihtiyaca yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Nerede ihtiyaç varsa, talep varsa halı saha maçı yapıyoruz.
Şule: Online çalışmalar yapıyor musun bu arada?
Derya: Online çalışma yapmıyoruz; sadece şu anda birbuçuk senedir bir platformumuz var ve beklentimiz,hedefimiz, hiç futbol deneyimi olmayan kadınların bir kez de olsa halı sahaya gelip deneyimlemeleri. Çünkü çocukluğumuzdan beri sanki futbol erkek sporuymuş gibi yansıtıldığı için kadınlar sanki sevmiyorlarmış gibi hissediyorlar ama oynadıklarında keyif aldıklarının farkına varıyorlar. KİHEP nasıl bana aydınlanma hissettirdiyse futbolun kadınlarda aynı şekilde aydınlanma yaşatmasınıistedim. Hedeflerim arasında toplumsal cinsiyet eğitimi verdikten sonra halı saha maçı yapmak gibi bir planım var.
Şule: Buluşmamızdaki poster sunumunda konuştuğumuzda, sen kadınlara KİHEP aracılığıyla ulaşamadığını ama bu açıdan da çok önemli olduğunu söylemiştin. Bu da çok dikkatimizi çekmişti. Şimdiye kadar kaç kadına ulaştın? Bir istatistiki bilgi var mı elinde?
Derya: 1200 kadın diye bir hesaplama yaptık. Çünkü birbuçuk yıldır her hafta yeni kadınlardan oluşturuyoruz her maçı. Bu yüzden 1200 diye bir sayı verebilirim. Yani eğitim dediğimiz zaman, eğitim düşüncesi insanlarda oturup bir şeyler dinleme noktasında zorluk yaşatıyor. Artık çok sosyal medya olduğu için çok aktif, hızlı yaşıyoruz. Oraya girelim, buraya girelim derken oturup dinlemek bizi yoruyor gibi anlıyorum. Bu yüzden onları etkinlikle örgütlenmeye çağırmak bana daha iyi geldi. Onlara da iyi gelmiştir umarım. Belki de ilerleyen süreçlerde bir KİHEP grubu açarım.
Şule: 1200 kadına ulaşınca belki bu anlamda bir KİHEP yapılıp daha sonra da onlarla daha farklı turnuvalar düzenlenebilir. Peki, futbol merakın nereden kaynaklanıyor?Genellikle çocuklukta merak başlar.
Derya: Evet çocukluktan ama erkek sporu sayıldığından izin verilmemişti. Kursa da yazılmamıştım. Şort vesaire giyecek oluşum bir sorundu onların gözünde. İzin verilmedi ama hep bir oynama arzum vardı. Sonra “Neden olmasın?”dedim. “Madem maçı yönetiyoruz, bir de biz oynayalım”dedim. Güzel mi eğlenceli mi diye. Tamamen onlinebaşvuruya denk geldim pandemi sürecindeyken.
Şule: Sanırım engellenme meselesi motivasyona dönüşmüş. Hakemlik sınavlarına girerken bir çalışma yaptın mı ya da onlar bir eğitim mi verdiler? O süreç nasıl oldu?
Derya: Onlar bir eğitim veriyorlar. Sunum veriyorlar sonra da sınav yapıyorlar. Bundan sonra bir koşu sınavı oluyor. İki dakika içerisinde 1200 metre, tam net olmamakla birlikte sayılar, öyle bir sınavdan geçiyoruz. Koşu, yüz yüze mülakat, yazılı mülakattan sonra bir de sağlık kontrolünden geçiyorsun. Dört beş aşamadan sonra hakem olabiliyorsun.
Şule: Belli bir yaş sınırı var mı?
Derya: Evet, yaş sınırı 27’ydi. Ben de geçmiş senelerde27 yaşındaydım. Son sınırda hakem oldum. 28 yaşında olsaydım, kazanamayacaktım. 15-27 yaş arası sınır.
Şule: Güzel bir rastlantı olmuş. Peki, kadınların hakemlik sınavına başvurularında artış var mı?
Derya: Bu bilgiye sahip değilim ama girdiğim sunumlarda, ekip tarzı çalışmalarda kadınlar azınlıktaydı. Gördüğüm kadarıyla 100 erkek varsa, 10 tane kadın vardı.
Şule: Senin ulaştığın 1200 kadından hakem olmak isteyen çıktı mı acaba?
Derya: Tabi. Hatta şu an hakem olan, hala Futbol Federasyonunda çalışan on kadın arkadaşımız var.
Şule: Çok iyi. Peki, başka söylemek istediğin bir şeyler var mı? Mesleki kimliğin üzerinden, futbol meselesini konuştuk. Biraz da KİHEP’den, feminizmden konuştuk ama senin aklına takılan ya da izleyicilerimize vermek istediğin bir mesaj, “Şunu da bilselerdi iyi olurdu” diyebileceğin bir şey var mı?
Derya: Futbolun kadınları birleştirici, örgütleyici bir yanı olduğunu düşünüyorum. Futbol başlı başına bir takım oyunu. Arkadaşınla konuşmak, onunla koordine olmak zorundasın.Bencil olmaman gerekiyor. Biraz feminizmi yansıtıyor bana. Herkes orada bir kadın dayanışmasıyla hareket ediyor. Örneğin birbirini destekleyici, ona pas çıkarıcı, onu daha ön plana çıkarıcı bir noktada olduğu için bence feminizmi destekliyor. Bu yüzden futbol bana çok iyi geldi. Nerede uyguluyoruz dersek, bizim şimdi Ankara’da bir şubemiz var. İzmir’de açmayı hedefliyoruz. İstanbul’da, Ankara’da aktifiz. Sakarya’da, Malatya’da maçlarımız oluyor. Hedefimiz, 81 ilde en azından birer tane maç yapıyor olmak Bu yüzden istiyoruz ki halı sahada kadınlar örgütlensinler, kadın dayanışmasını hissetsinler. Birlik olsunlar. Örneğin bu yapıyı birleştirince bir network de gelişiyor. Kadın kadına ağını daha dagenişletiyoruz. Başka bir gönül bağı da oluşuyor. O nedenle herkesi halı saha maçımıza bekliyoruz.
Şule: Çok güzel. Biz de buradan izleyicilerimize duyurmuş olalım. Engelli gruplarıyla hiç çalışma fırsatın oldu mu? Engelli kadınlarla çalışmayı düşünür müsün?
Derya: Evet, Geçen sene yani ilk kurulduğumuz sene üç ay geçti, işitme engelli kadınlarla halı saha maçı yaptık. Tercüman bir kadın arkadaş ve katılımcılar da bize yardımcı oldu. 12 kadın sessiz bir maç düzenledik. Bu benim için inanılmaz bir deneyimdi. İnanılmaz hissettirdi. Onlar da ilk kez oynuyorlardı. İstanbul’da yaptık, ilerleyen süreçlerde bunu Ankara’da yapmak istiyoruz.
Şule: Senin bir ekibin var mı Derya, bu işleri tek başına mı yapıyorsun?
Derya: Yok, asla bu işleri tek başıma yapamam. Sağolsunlar, kadınlar destek oluyorlar. İstanbul’da Eyüp’te, Avcılarda, Ayvansaray’da, farklı bölgelerde, farklı kadın temsilci kadınlarımız var, gidip maçları yönetiyorlar. Örneğin Maltepe’de maçımız varsa yöneticisi gidip o maçı yönetiyor. Kadınları orada karşılıyor ve hedefimizi, feminizmi, bizim dayanışmayı anlatmaya çalışıyor. İstanbul’da Maltepe’de, Ankara’da Malatya’da ve Sakarya’da böyle ekiplerimiz var.
Şule: Bu ekibi nasıl kurdun? Nasıl ulaştın?
Derya: Bu ekibe ben hiç ulaşmadım. Onlar halı saha maçına geldiler, çok sevdiler ve yaptığımız işe çok inandılar. “Evet, burada çok güzel bir şey oluyor ve kendimi iyi hissediyorum. Kadınların arasında da güvenli hissediyorum.”dedikleri noktada bir baktık ki gönüllü olmak istiyorlar. “Biz neler yapabiliriz? Ankara’da, Malatya’da neler yapabilirim ya da ben maç yapmak istiyorum” dedikleri zaman biz de onu gönüllü ekibimize koyup nasıl işi yürütebiliriz, nasıl maç yapabiliriz gibi konuları toplantılarda konuşuyoruz.
Şule: Ben sana bu çıktığın yolda dergimiz adına başarılar diliyorum. Aynı zamanda umarım 81 ile de yayılırsın.
Derya: İnşallah.
Şule: Ayrıca katıldığın için de teşekkür ediyoruz.
Derya: Ben teşekkür ederim, beni davet ettiğiniz için. Hatta ben biraz mahcuptum; yaptığım birkaç işten dolayı yoğundum bu süreçte ama bırakmadığın için bizi buluşturduğun için ayrıca sana teşekkür ediyorum.
Şule: Bizim dergimize elini veren kolunu da bir şekilde kaptırabiliyor. Biz vazgeçmiyoruz.
Derya: Bazen ben de böyle oluyorum. Israr etmezsek kimse maça gelmez o zaman. Evet, burada zaman önemli ama pişman olmayacaksın. Bunun garantisini veriyorum ve buradan ayrılıyorum.
Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz, çok ilginç bir konuda Derya Kaya’yla söyleştik; umarım bu söyleşi dalga dalga yayılır, farklı izleyicilerimiz de Derya’ya ulaşır. Derya bir de sana ulaşmak için nasıl bir yol izlesinler? İnstagramdannasıl ulaşacaklar?
Derya: İnstagramdan ‘Arkadaşını al gel,’ diye yazarlarsa,direkt çıkıyor. Oradan da hangi maç, hangi ilde diye storylerde maçlar yayınlanıyor.
Futbolla ilgilenen kadınlar şu adresten Derya Kaya’ya ulaşabilirler: https://www.instagram.com/arkadasinialgel?igsh=a2s4a2VjbGdjcHE3
6 Şubat 2024
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.