sulesepin06@gmail.com
Bir masada oturmuş, ciddiyetle önündeki kağıtları inceliyor. Kısa, koyu kahverengi, küt saçları, vişne çürüğü uzun kollu, çizgili bir kazağı var.
Düz, siyah saçları var ve saçları omuz hizasında. Ten rengi açık, dudaklarında kırmızı bir ruj var ve gülümsüyor. Yüz hatları belirgin, dişleri görünüyor. Bir kulağında küçük, yuvarlak küpe var. Boynunda renkli bir fular veya atkı göze çarpıyor. Arka plan açık mavi ve sade.
Kadın ve engelli sorunlarının ortak yanları üzerine kapsamlı bir söyleşi
SÖYLEŞİYİ YAPAN: Şule SEPİN İÇLİ
________________________________________
“Engellilerden ve engelinden utanan toplum, geri kalmış bir toplumdur.”
Şule: Sevgili izleyicilerimiz, bugün Arı Kovanı’nda gerçekten çok çalışkan bir arımız var. Kendisini Kadının İnsan Hakları Eğitimi sırasında tanımıştım. Daha sonra yollarımız birçok kez kesişti. Röportaj ise bu köşeye kısmet oldu. Konuğum Fatma Akay, hoş geldin.
Fatma: Hoş bulduk, davetin için teşekkür ederim.
________________________________________
Fatma Akay kimdir?
Fatma: 1972 Ankara doğumluyum. 23 yaşında bir oğlum var. Aslen Sivas Divriğiliyim. Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü mezunuyum. Bugünlerde siyaset, dernek çalışmaları ve hak savunuculuğu ile uğraşıyorum.
Şu an Tüketici Hakları Derneği Yenimahalle Şube Başkanıyım. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin Yenimahalle ve İl Engelli Komisyonlarında görev alıyorum. Bir diğer önemli sorumluluğum da Engellilerin Haklarına Erişim Platformu’nun sekreteryası. Sözcümüz Turhan İçli ile birlikte platformun örgütlenmesini yürütüyoruz.
________________________________________
Engellilik alanına giden yol
Şule: Engellilerle ilgilenme hikâyeni anlatır mısın?
Fatma: Kadın kollarında medyadan sorumluydum. Fakat ön plana çıkmamdan rahatsız oldular. Ben de “Kimsenin istemediği komisyonda olayım” dedim. Böylece engelliler komisyonuna geçtim. O dönem romatoid artrit rahatsızlığım başlamıştı ama henüz ellerimde ve ayaklarımda deformasyon yoktu. Daha sonraları bu engelim görünür hale gelince, sanki komisyona bu yüzden katılmışım gibi düşünüldü. Oysa ilgim çok daha önceden vardı.
Engellilik bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdı. Yolda yürürken kaldırımın yüksekliğini, görme engellinin bastonuyla yönünü bulup bulamayacağını fark ediyorsunuz. Daha önce hiç dikkat etmediğim şeyler gündemime girdi.
Bir de şunu anladım: Engellilerden utanan toplum geri kalmıştır. Engellileri hayata katan toplumlar ise ilerici toplumlar oluyor.
________________________________________
“Birbirine destek olmayan gruplar kaybediyor”
Şule: Peki bu alanda çalışmak sana ne kazandırdı, ne götürdü?
Fatma: Kazandırdığı şeylerin başında duyarlılık geliyor. Ama zorluklar da yok değil. Engelliler arasında gözlemlediğim bir şey var: Mağdur olan topluluklar – kadınlar da dahil – genellikle birbirine çok bağlı değiller. Birbirlerine karşı acımasız olabiliyorlar. Devlet iki kuruşluk bir yardım verdiğinde, “Sesleri kesildi” algısı oluşabiliyor.
Bazen de bireysel sorunlar genelleştirilip mücadeleyi zayıflatabiliyor. Örneğin şiddet görmüş bir kadının hemen bir göreve getirilmesi doğru değil. Önce iyileşme süreci tamamlanmalı. Aksi halde çok küçük bir meseleyi büyütüp mücadeleye zarar verebiliyor.
________________________________________
“Kadın kadının yurdudur”
Şule: Kadın alanında çalışmanın hikâyesi nasıl başladı?
Fatma: Divriğiliyim. Derneğe ilk kadın adaylık sürecim oldu. Ancak başaramadık. Daha sonra “Dikader” yani Divriğili Kadınlar Derneği’ni kurduk. Kısa sürdü ama bana çok şey öğretti. O süreçte meşhur “Kadın kadının kurdudur” sözünü yaşadım. Ama ben Kadın kadının yurdudur’a inanmaya devam etmek istiyorum.
Her şeye rağmen kadın mücadelesinin içinde yer aldım. Çünkü bireysel olumsuzluklar, kadın mücadelesinin geneline mal edilemez. Bugün Tüketici Hakları Derneği’nde kadınları ve engellileri örgütlemek en önemli işlerimden biri.
________________________________________
Tüketici Hakları: Siyasetin Açamadığı Kapıları Açıyor
Fatma: Dernekte çalışmaya başladığımda şunu fark ettim: Bir mahalleye siyasi parti üyesi kimliğiyle giremeyebilirsiniz. Ama Tüketici Hakları Derneği ile çok rahat girersiniz. Çünkü herkesin cebini ilgilendiriyor.
Onkoloji Hastanesi’nin yıkılmasına karşı verdiğimiz mücadele, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Eylemler, imza kampanyaları ve sürekli kamuoyu baskısı ile sonunda hastanenin yıkılmasından vazgeçildi. Bu, yalnızca bir sağlık kurumunun kurtarılması değil, aynı zamanda örgütlü mücadelenin gücünün bir göstergesiydi. Çünkü çoğu zaman eylemler kısa vadede başarıya ulaşmaz; ama bu kez farklı görüşlerden, farklı hayat deneyimlerinden gelen insanlar bir araya geldi. Bu dayanışma, bana şunu öğretti: Çözümler, tek bir grubun çabasıyla değil, toplumun ortak iradesiyle mümkün oluyor. Dayanışma olduğunda en imkânsız görünen mücadeleler bile kazanıma dönüşebiliyor
________________________________________
Kadın ve erkek arasındaki görünmez duvarlar
Şule: Kadınların birbirine destek olmamasını konuştuk. Peki erkek egemen davranışlarla karşılaştın mı?
Fatma: Çok sık… Demokrat görünümlü erkeklerde bile ataerkil yapı var. Kadın emeğini sahiplenip kendi başarısıymış gibi sunabiliyorlar. Bazen birkaç sözle hakkınızı teslim etmiş gibi davranıyorlar ama hemen ardından daha kalın bir ses tonuyla sizi gölgelemeye çalışıyorlar.
“Sen işin mutfağında ol, şef ben olayım” tavrı hâlâ çok yaygın. Biz kadınlar sabrediyoruz, ama şunu da öğrendim: Yalnızca bağırmak, çağırmak yetmiyor. Arkanda yüz kişi varsa, işte o zaman sözün daha çok dinleniyor. Dayanışma olmadan kadınların sesi kolayca bastırılıyor.
“Eskiden şikâyet eden bir kadındım, şimdi fayda üreten bir kadınım”
Şule: Bundan sonraki hayallerin neler?
Fatma: Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız büyük hayaller kuramıyorsunuz. Bir gün sonra ne olacağı belli değil. Şimdilik önümüzdeki genel kurula hazırlanıyorum. Ama şunu biliyorum: Tüketici Hakları Derneği iyi yönetilirse, siyasetin yapamadığını başarabilir.
Geçmişte sürekli şikâyet eden bir kadındım. Eski sosyal medya paylaşımlarıma bakınca kendimi öyle görüyorum. Bugün ise fayda üreten bir kadınım. Bu rolü daha çok seviyorum.
________________________________________
Son sözler ve gelecek projeler
Fatma: Derginizin yaptığı iş çok değerli. Sosyal medyanın gölgesinde kalmayan yazılı içerik üretmek cesaret isteyen bir iş. Desteğe ihtiyacınız olursa yanınızdayım. Biz de kadın tüketicilerin ve engelli kadınların sorunlarına odaklanan programlar planlıyoruz. Sizleri de davet etmek isteriz.
Şule: Çok teşekkür ederim Fatma. Röportajın sonuna gelirken küçük bir anıyla bitirmek istiyorum: Fatma’yı en son gördüğümde elinde üye formuyla derneğe üye kaydedip, diğer yandan onkoloji hastanesi kapanmasın diye eylemde aramızda dolaşıp imza topluyordu. Çalışkanlığı işte buradan belli. Bugün de bize yazı desteği sözü verdi.
Sevgili okurlar, söyleşimizi burada noktalıyoruz. Umutla kalın.
23 Ağustos 2025



Kadın Mücadelesinden Engelli Haklarına: Fatma Akay ile Söyleşi
Engelli hakları savunuculuğu ile kadın mücadelesi, Türkiye’de çoğu zaman paralel yürüyen ama birbirine değmeyen iki alan olarak görülür. Oysa bu iki mücadele alanı, toplumsal adaletin olmazsa olmaz parçalarıdır. Tüketici Hakları Derneği Yenimahalle Şube Başkanı ve Engelli Hakları Erişim Platformu sekretaryasını yürüten Fatma Akay ile hem kadın mücadelesinin hem de engelli hakları savunusunun iç içe geçmiş deneyimlerini konuştuk.
________________________________________
Kadın hareketinden gelen bir ses
Fatma Akay, kadın hareketi içinde aktif olduğu yıllarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yalnızca kadınları değil, farklı dezavantajlı grupları da nasıl etkilediğini yakından gözlemlemiş. Ona göre kadın mücadelesi, engelli haklarının savunusuyla kesiştiğinde daha da güçlü bir toplumsal dönüşüm imkânı doğuyor.
"Bir kadın derneği kurduğumuz dönemde, kadınların yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunları tartışırken hep şunu gördüm: Eğer kadın engelliyse ya da engelli bir yakını varsa, yaşadığı eşitsizlik katmerleniyor. Yani sorunlar yalnızca toplumsal cinsiyetle değil, engellilikle de birleşiyor. O nedenle bu mücadeleler birbirini tamamlıyor."
________________________________________
Engelli haklarının görünmezliği
Türkiye’de engelli hakları konusunda hâlâ ciddi eksiklikler olduğunu vurgulayan Akay, asıl sorunun bu alandaki mücadelenin görünmez kalması olduğunu söylüyor.
"Birçok insan engelli sorunlarını sadece fiziksel erişilebilirlik meselesi sanıyor. Oysa bu mesele hayatın her alanına yayılıyor: Eğitim, istihdam, sağlık, ulaşım… Bir engellinin evinden çıkıp toplumsal hayata katılması, bir kadının özgürce yaşamını kurması kadar temel bir haktır. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz."
________________________________________
Mücadelede örgütlenmenin önemi
Fatma Akay’ın altını çizdiği bir başka nokta da örgütlü mücadelenin gerekliliği. Kadın hareketindeki deneyimini engelli haklarına da taşımış:
"Kadın hareketinden öğrendiğim en önemli şey, dayanışmanın gücüydü. Engelli hareketinde de aynı şey geçerli. Bireysel çabalarla bir yere kadar gidiliyor. Ama bir araya geldiğimizde, birbirimizi güçlendirdiğimizde ve taleplerimizi ortaklaştırdığımızda sesimiz çok daha gür çıkıyor."
________________________________________
Yerel mücadelenin önemi
Son dönemde Ankara’da yürütülen eylemler, basın açıklamaları ve platform çalışmalarında ön saflarda yer alan Akay, yerelde verilen mücadelenin merkezi politikalara da etki ettiğini düşünüyor:
"Mahalle mahalle dolaşıp muhtarlarla, sivil toplumla, siyasi partilerle görüşüyoruz. Çünkü biliyoruz ki bir yasa değişikliği ya da bir belediye kararı, en çok yerelde yaşayan engellinin hayatını doğrudan etkiliyor. Ankara’daki Onkoloji Hastanesi için verdiğimiz mücadele bunun en somut örneği. İnsanlar haklarını bilip ses çıkarmazsa hiçbir kazanım kendiliğinden gelmiyor."
________________________________________
“Kadınların ve engellilerin sesi birlikte yükselmeli”
Söyleşimizin sonunda Akay, kadın mücadelesi ile engelli haklarının kesiştiği noktaya dair şu mesajı veriyor:
"Benim için bu iki alan birbirinden ayrı değil. Kadınların mücadelesi nasıl toplumsal özgürlük için bir anahtar ise, engelli hakları da aynı derecede hayati. Kadınların ve engellilerin sesi birlikte yükseldiğinde, gerçekten adil ve eşitlikçi bir toplumun temellerini atmış olacağız."

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.