selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Ünlü Türk sanat müziği sanatçısı Gönül Akkor'un bir portresi. Gönül Akkor, büyük bir gülümsemeyle kameraya bakıyor. Saçları kabarık ve sarı renkte. Dudakları kırmızı rujla belirginleştirilmiş. Yanaklarının yanında iki adet kırmızı gül bulunuyor. Resmin sağ alt köşesinde "Gönül Akkor" yazısı yer alıyor. Sol üst köşede "Sahibinin Sesi" logosu bulunuyor. Bu logo, bir gramofonun önünde oturan bir köpeği gösteriyor.
HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT

Merhabalar değerli okuyucu ve dinleyicilerimiz. Sanata ve kadına dair ne varsa yine buluşturuyoruz sizlerle. Ne yazık ki bu sayımızda sanat camiamızdan çok değerli kayıplarımız var. Önce başlıklar.

'Bale Dünyası' eseri, sesli betimleme ile engelli bireyleri sanatla buluşturdu

Sanatçı Gönül Akkor Yaşamını Yitirdi

Viyana Filarmoni İlk Kez Bir Kadının Bestesine Yer Verdi

Usta oyuncu Bedia Ener Öztep hayatını kaybetti

Demet Değil Mehmet Olsaydım İşim Daha Kolay Olacaktı

Ünlü keman sanatçısı Ayla Erduran’ı kaybettik

Bale Dünyası' eseri, sesli betimleme ile engelli bireyleri sanatla buluşturdu

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), "Bale Dünyası" gösterisini sesli betimlemeyle sanatseverlere sundu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün sürdürdüğü sosyal sorumluluk projeleri kapsamında hayata geçirilen gösteri, 12 Ocak'ta Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası'nda gerçekleşti.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) ile Sesli Betimleme Derneğinin engelli bireyler için düzenlediği etkinlik, görme engelli bireylerin yanı sıra işitme ve bedensel engelli bireylerin de sanatla buluşmasına olanak tanıyacak şekilde planlanmıştı. Gösteride, görme engelli izleyiciler için sesli betimleme teknolojisi kullanıldı ve kulaklıklar aracılığıyla sahnedeki hareketler, mimikler ve atmosferin detayları Emine Kolivar’ın sesli anlatımıyla aktarıldı.

Eserin diyalog bölümleri, Türkiye Sağırlar Federasyonu Başkan Yardımcısı Şebnem Şen tarafından gönüllü olarak işaret diliyle tercüme edildi.

Katılımcılar, etkinliğin gerçekleştiği gün, 11.30'da fuayede kostümleri inceleme ve bale dünyasıyla daha yakından tanışma imkânı da buldu. Kadıköy Meydanı'ndan Süreyya Operası'na kadar, hazırlanan özel bir tarif ile katılımcıların mekâna kolay ulaşımı amaçlanırken, salonun içine de kılavuz yollar eklendi.

Gösteride "Fındıkkıran" (Drosselmayer, Colombine) ve "Uyuyan Güzel" (Çizmeli Kedi ve Beyaz Kedi) eserlerinin yanı sıra küçük balerinlerin dans ettiği "Le Corsaire Pas De Deux", "Giselle", "Kuğunun Ölümü", "Uyuyan Güzel" (Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurt), "Don Kişot Pas De Deux" ve "Karagöz-Hacivat" gibi balenin klasik ve bilinen eserlerinden bölümler sahnelendi.

Deniz Özaydın tarafından hazırlanan oyunun çocuk balesi koreografisine Çiğdem Erkaya Öztürk ve Deniz Özaydın imza attı. Oyunun anlatıcılığını ise Mert Aksu ile bale öğretmeni Tunca Bakan üstlendi.

Sanatçı Gönül Akkor hayatını kaybetti

Türk Sanat Müziği ses sanatçısı Gönül Akkor 82 yaşında tedavi gördüğü özel hastanede hayatını kaybetti.

Akkor'un ölüm haberini müzisyen ve oyuncu Melike Demirağ duyurdu.

Demirağ, Instagram hesabından yaptığı hikaye paylaşımında, "Canım Gönül Akkor geçti bu alemden" yazdı. Türk sanat müziğinin önemli isimlerinden biri olan Gönül Akkor, 1942 yılında İstanbul'da doğdu. Akkor, özellikle 1960'lı ve 70'li yıllarda büyük bir popülerlik kazandı. Türk Sanat Müziği repertuarındaki başarılarının yanı sıra Türk hafif müziğinde de etkili oldu.

Türk pop müziğinin önemli ismi Kâmuran Akkor'un ablası olan Gönül Akkor, özellikle "Böyle Gelmiş Böyle Geçer Dünya" ve "Nasıl Geçti Habersiz" gibi şarkılardaki yorumuyla hatırlanır.

82 yaşında hayata gözlerini yuman Akkor için Teşvikiye Camii’nde bir cenaze töreni düzenlendi.

Cenaze törenine ablası Kamuran Akkor, Kamuran Akkor’un kızı Menekşe Uçaroğlu, Melike Demirağ, şarkıcı Bora Gencer, sanatçı Selami Şahin, yakınları ve sanat dünyasından birçok isim katıldı. Törende duygusal anlar yaşandı. Akkor, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Viyana Filarmoni İlk Kez Bir Kadının Bestesine Yer Verdi

1 Ocak klasiği olan Viyana Filarmoni Orkestrası’nın Yeni Yıl Konserinde Strauss’un valslerinin yanı sıra ilk kez bir kadın bestecinin eserine yer verildi. Orkestra 180 yılı aşkın tarihinde bir ilk olarak Viyanalı kadın besteci Constanze Geiger’in “Ferdinandus Valsi”ni çalarak cinsiyet eşitliği konusunda kendi için küçük ama klasik müzik dünyası için büyük bir adım attı. 2025 yılı, klasik müzik dünyasında unutulmayacak bir yıl olarak kayıtlara geçti. Viyana Filarmoni Orkestrası, 2025 Yeni Yıl Konserinde 180 yılı aşkın tarihinde ilk kez bir kadın bestecinin eserini seslendirdi. Constanze Geiger’in bestesi, bu köklü orkestranın yıllardır eleştirilen cinsiyet ayrımcılığı politikalarına karşı atılmış tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor. Viyana Filarmoni, uzun yıllar kadın müzisyenleri kadrosuna almamakla eleştirildi. Orkestrada ilk kadın müzisyen 1997 yılında yer alabildi. Bugün kadın müzisyenler, toplam kadronun yalnızca %15’ini oluşturuyor. Bu oranın düşüklüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda hala kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğunu gösteriyor.

Şeflik pozisyonlarında kadınlara yer verilmemesi ve orkestranın repertuarında kadın bestecilerin eserlerine neredeyse hiç yer verilmemesi, ayrımcılığı daha da belirgin hale getiriyor. Viyana Filarmoni’nin geleneksel repertuarı, ağırlıklı olarak Beethoven, Mozart ve Strauss gibi erkek bestecilerin eserlerinden oluşuyor. Kadın bestecilerin eserleri, bu çerçevede uzun süre görmezden gelindi. Bu yıl orkestranın seslendirdiği Constanze Geiger 19. yüzyılda yaşamış hem besteci hem de yetenekli bir piyanist olarak tanınıyor. Viyana’da doğup büyüyen Geiger, dönemin erkek egemen müzik dünyasında varlık göstermeyi başarmış az sayıdaki kadın sanatçıdan biriydi.

Viyana Filarmoni’nin geçmişi ve bugünü, cinsiyet eşitsizliğinin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Usta oyuncu Bedia Ener Öztep hayatını kaybetti

Türk televizyon tarihinin unutulmaz yapımlarından biri olan 'Yaprak Dökümü' ' dizisinde 'Nehir Hanım' karakterini canlandıran ünlü oyuncu Bedia Ener Öztep, 70 yaşında yaşamını yitirdi.

Ünlü oyuncunun vefat haberini oğlu, annesinin sosyal medya hesabından yaptığı "Ben melek oldum" paylaşımı ile duyurdu. "Yaprak Dökümü", "Kırık Kanatlar", "Bir Zamanlar Osmanlı", "Ada Masalı" ve "Mahallenin Muhtarları" gibi birçok önemli projeyle tanınan tiyatro sanatçısı Bedia Ener Öztep'in ölüm haberi sevenlerini üzdü. Bedia Ener, 5 Haziran 1954 tarihinde İstanbul'da doğdu. 1968 yılında, Bakırköy Halkevi'nde oyunculukla sanat hayatına başlayan Ener, 1970 yılında Şehir Tiyatroları kadrosuna girdi.

Haldun Dormen, Gazanfer Özcan, Yeditepe Oyuncuları, Asuman Dabak Tiyatrosu gibi topluluklarda çalıştı.

Kamera karşısına geçerek sinema ve dizi filmlerde de rol alan Ener, aynı zamanda bir seslendirme sanatçısıdır.

J. K. Rowling'in kaleme aldığı dünyaca ünlü Harry Potter adlı fantastik roman serisinin filmlerinde Profesör McGonagall'ın Türkçe seslendirmesini yapmıştır.

Demet Değil Mehmet Olsaydım İşim Daha Kolay Olacaktı

50. Pantene Altın Kelebek Ödül Töreni’nde, Bahar dizisindeki etkileyici performansıyla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazanan Demet Evgar, ödülünü alırken yaptığı konuşmada yaşamının sonuna kadar kadının eşitlik mücadelesinin parçası olacağını söyledi.

Demet Evgar konuşmasında kadınların yaşadığı zorluklara da dikkat çekti. “Bir kadın hikâyesi anlatıyoruz, kadın meselesi çok derin, çok eski. Ne kadar coşkulu da olsa, yaralı bir mesele. Her geçen gün gündem değişse de bazı gerçekler değişemiyor” diyerek, kadın olmanın zorluklarına değindi. Evgar, “Kadın olmaktan çok mutluyum ama samimi söylüyorum, Demet Evgar değil de Mehmet Evgar olsaydın, benim için biraz daha kolay olacaktı. Güven meselesini
kazanabilmek için, erkeğin sadece erkek olması yeterli iken, büyük banka reklamlarında, otomobil reklamlarında, eğer trajik bir hata yapmadıysa ya da politik olarak üzerinde bir oyun oynanmadıysa, genelde erkek tercih ediliyor. Neden? Çünkü bizim malımız ve canımız erkekten soruluyor. Ama canımızın da malımızın durumu ortada. Kadın meselesini ne zaman yarılamış oluruz? fdedi.

Ünlü keman sanatçısı Ayla Erduran’ı kaybettik

Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde verdiği başarılı konserlerle adını duyuran ünlü keman sanatçısı Ayla Erduran'dan acı haber geldi. Piyanist Gülsin Onay, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Erduran'ın vefatını duyurdu:

"Ne büyük bir kayıp… Ayla Erduran’ı kaybettik. Büyük kemancımız, eşsiz müzisyenimiz artık aramızda değil. Onun sanatıyla, müziğiyle dokunduğu gönüller her zaman hatırlayacak. Müziğiyle yaşattığı duygular, bıraktığı izler silinmeyecek. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Sevenlerinin, ailesinin ve müzik camiamızın başı sağ olsun. Bu topraklardan böyle bir sanatçı geçtiği için ne kadar şanslı olduğumuzu her zaman hatırlayacağız." Diyerek duygularını paylaştı. Acı haberi alan ünlü piyanist Fazıl Say ise, sosyal medya hesabından şu mesajı paylaştı:

"Çok değerli Ayla Erduran’ın bugün vefat ettiğini derin bir üzüntüyle öğrendim. Ayla Erdoğan olağanüstü bir keman sanatçısıydı, gerçek bir müzisyendi. Yıllarca, onun konserleri ile büyüdük, onun gibi hür ve özgür ruhlu bir sanatçıyı tanıyarak çok şey öğrendik. Ayla, kalbiyle çalardı. Her notaya ruhunu katardı, acısıyla tatlısıyla, uzun bir 90 yıllık ömründe, hayatın getirdikleri ve götürdükleri, tüm doğası ile onun yaptığı müziğe tamamen yansırdı. Duyarlı bir sanatçıydı. Cesurdu. Bir yandan -gerçek sanatçılığa özgü- 'Yaralı bir ruh' idi.” Hepimizin başı sağ olsun. Müzik dünyası önemli bir değerini yitirdi. Işıklarda uyusun sevgili Ayla Erduran," şeklinde duygusal bir paylaşımda bulundu.

Ayla Erduran Kimdir?

Cumhuriyet’in ilk kuşak dünyaca tanınmış keman virtüözlerinden Ayla Erduran, 22 Ağustos 1934’te İstanbul'da dünyaya geldi.

Müziğe olan ilgisi ailesinden gelen Erduran, henüz 3 yaşında keman eğitimi almaya başladı. İlk resitalini ise on yaşında, Saray Sineması’nda verdi.

Erduran, kariyerinde dünya çapında pek çok önemli konserler verdi. Keman müziğine kattığı değerle Türk ve dünya müzik kültüründe derin izler bıraktı. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün Şubat 2019'da “İstanbul ve Müzik” Araştırma Programının sözlü tarih dizisi “İstanbul’un Seslerinde” ünlü keman virtüözü Ayla Erduran, “Bana yürümek artık keman çalmaktan daha zor geliyor” diyerek her zamanki içtenliğiyle müzik yaşamını şu sözlerle anlatmıştı:

"Müziği aşkla yaptım. Arka perde de neler geçirdiğimizi kimse bilemez; büyük trajediler, sevinçler, komiklikler… Çok zor ve enteresan bir hayatım oldu. Enescu, Menuhin gibi büyük sanatçıları tanıdım. 13 yaşında İvan Galamian ve Zino Francescatti gibi en büyük kemancılar hocam oldu. 22 yaşında Moskova Konservatuvarı’nda David Oistrakh ile çalıştım. Dört kıtada konserler verdim. Avrupa’ya gönderildiğimde param yoktu ama A.Stradivari kemanım vardı.”

Keman virtüözü, devlet sanatçısı, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 1958 yılından itibaren 40 yıl solistliğini yapan büyük usta Ayla Erduran son yolculuğuna İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nden uğurlandı. Cumhuriyetin sanat tarihinin önemli isimlerinden olan Erduran için düzenlenen cenaze törenine sanatçının ailesi, gazetemizin yazarları Zeynep Oral ve Evin İlyasoğlu’nun yanı sıra Cihat Aşkın, Rengim Gökmen gibi usta sanatçılar ve sanatseverler katıldı. Törende Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı, İlber Ortaylı, Rengim Gökmen, Evin İlyasoğlu, CSO adına Cemi’i Cem Deliorman, İKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak da dahil çok sayıda isim Ayla Erduran’ı ve onun müziğini anlattı.

Gazetemizin Evin İlyasoğlu, “Ayla’yı Dinler misiniz?” isimli sanatçıyı anlatan kitabından alıntılar yaptı. Büyük ustanın gençlere yönelik öğütlerinden söz etti ve Bach sevgisini anlattı.

Ortaylı, “Cumhuriyet kültür tarihinin muhteşem bir savaşçısını uğurluyoruz” dedi. Gökmen, “Çok büyük bir virtüöz ve sanatçıydı. Adı altın harflerle yazılmalıdır. 1940’larda orkestralar emekleme çağındayken ve hiç kadın müzisyen yokken kemana odaklanmak olağanüstü bir olaydı. Bunu da 80 yıl devam ettirdi. Bana çok büyük bir ışık oldu. Müziğe tutkuyu ondan öğrendim” diye konuştu. Deliorman ise CSO adına Erduran’a saygılarını sunarak “Müziğindeki benzersizlik hepimiz için ilham kaynağıydı” ifadelerini kullandı. Menajeri Serpil Bağrıaçık ise Erduran için bir müze yapmak ve her yıl adına ödüller verilmesi için plan yapıldığını söyledi. Ayla Erduran’ı anlatan bütün konuşmalarda sanatçının olağanüstü bir müzisyen oluşunun dışında iyi bir insan oluşuna, hayata bağlılığına, insan sevgisine vurgu yapıldı. Törende Murat Cem Orhan’ın şefliğini yaptığı orkestrayla kısa bir dinleti de yapıldı. Ayla Erduran, ardından Taksim Camisi’ndeki dini tören sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle umutla kalın.

22 Ocak 2025

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.