Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz, ‘Arı Kovanı’ köşemizde yepyeni ve çok renkli bir arkadaşımızla birlikteyiz. Her söyleşinin bir hikâyesi vardır ya biz de Zeynep Eker kız kardeşimizle bir yemekte tanıştık. Ayrımcılıkla Mücadele Ve Eşitlik Derneğinin Evrensel Periyodik İnceleme ile ilgili bir toplantısı vardı. Orada yemek masasında çok ilginç bir konuk oldu bizim için. Kendisi işaret diliyle ilgilendiğini söyledi. Biz de hemen annesinden ve kendisinden izin alarak Zeynep'i dergimize konuk etmeye karar verdik. Hoş geldin Zeynep. Kendini bize önce tanıtabilir misin?
Zeynep Beril: Merhaba, hoş buldum. Ben Zeynep Beril.6. sınıfa gidiyorum. 11 yaşındayım. Genellikle işaret dili çocuk aktivistiyim. Böyle farklı bir düşünce ya da bir yeteneğe sahip olmak beni çok mutlu ediyor.
Şule: İşaret dili merakı nereden başladı sende?
Zeynep Beril: Ana sınıfında, ana okulu öğretmenimiz güzel bir gösteri için bize işaret dili öğretirken, ben de bunu çocuk yaşımda bir süper güçmüş gibi anlayıp bir anda birinci sınıfta işaret dili öğrenmeye meraklandım.
Şule: Çevrende herhangi bir işitme engelli var mı?
Zeynep Beril: Çevremde herhangi bir işitme engelli yok ama benim annemin ananesinin önceden işaret dili bildiği söyleniyor.
Şule: Sende de genetik bir merak mı oldu yoksa? Duyarlılık da aslında aynı zamanda bu. Peki, nasıl eğitimler alıyorsun işaret diliyle ilgili şu an?
Zeynep Beril: Şu an tercümanlık yapıyorum çocuk yaşımda. Uzaktan eğitimde hem de toplantılarda bir araya gelerek yapıyorum.
Şule: Peki işaret diliyle ilgili farklı hayallerin var mı? İleride bir öğretmen mi olmak istiyorsun?
Zeynep Beril: Öncelikle bir farkındalık yaratmak istiyorum Büyüyünce. tercüman olmak ya da insanlara işaret dili öğretmek benim elbette büyük bir hayalim.
Şule: Çok güzel. Kaç kardeşsiniz Zeynep?
Zeynep Beril: İki Kardeşiz, bir kardeşim daha var.
Şule: Onun ismi ne?
Zeynep Beril: Mesut Kerem.
Şule: Onun böyle ilgi alanları var mı?
Zeynep Beril: Kendisi çok küçük, şu an işaret diline pek merak salmış biri değil ama ben toplantılara girdiğimde, böyle çalışmalar yaptığımda, videolar çektiğimde, onun da beni merakla, göz ucuyla izlediğini görebiliyorum.
Şule: Videolar çekip ne yapıyorsun?
Zeynep Beril: Videolar çekip farkındalık yaratıyorum. Onları sitelerde paylaşıyorum. Böylelikle insanların da “Evet böylesi daha doğru.” deyip onlarda bir farkındalık yarattığını düşünüyorum.
Şule: Herhangi bir işitme engelli ile konuşurken mi video çekiyorsun mesela?
Zeynep Beril: Her konu hakkında düşüncelerimi anlatıyorum ama sadece çocuklarla alakalı videolar çekiyorum. Bunlar trafikle, okullarla alakalı olabilir. Farklı konularla ilgili kendi başıma videolar çekebiliyorum.
Şule: Herhangi bir Youtube kanalın var mı?
Zeynep Beril: Youtube kanalım yok ama çocuk hakları Instagram hesabından kendi videolarımı, çocuk işaret dili Instagram’ında bütün videolarımı paylaşabiliyorum.
Şule: Zeynep, sadece senin işaret dili alanında değil, başka konularda da ilgi alanların varmış sanırım ve o yüzden de biz arı kovanına seni konuk ettik. Bir de çocuk haklarıyla ilgili bazı duyarlılıkların varmış galiba onları da öğrenebilir miyiz? Podcastlerin varmış duyduk.
Zeynep Beril: Evet, sağır çocukların çocuk hakları ile ilgili, sadece sağlamcı yaklaşımın doğru olmadığını, onlara hak eşitsizlikleri yapıldığını, önlerindeki engellerle alakalı bir konuyu içerisine alıp podcast çekiyoruz.
Şu an tanıtım bölümündeyiz. Bunlarla ilgili herkese bir duyarlılık kattığına inanıyorum.
Şule: Çok güzel, gerçekten çok takdir edeceğimiz bir durum. Aynı zamanda hem işaret diliyle ilgileniyorsun hem sağırların haklarını savunma konusunda duyarlılık gösterip destek oluyorsun. Peki, ‘Sevgi her engeli aşar’ diye bir söz var. Böyle klişe bir cümle kullanılıyor. Sen katılıyor musun?
Zeynep Beril: Sevgi her engeli aşmaz. Eğer sevgi her engeli aşsaydı, şu an kör, sağır ya da herhangi bir engeli olanlar farklı okullarda olmazdı, hak eşitsizliklerine uğramazlardı. Eğer sevgi her engeli aşsaydı, her okulda her çocuğun ayrım görmeden eğitim alma hakları olabilirdi.
Şule: Sen hem çocuklara hem de bu tür düşünen insanlara karşı bir örnek oluşturacaksın. Aynı zamanda Zeynep Beril’in annesi de burada ona da bir merhaba demek ister dergimiz. Siz de kendinizi bize kısaca tanıtırsanız.
Zeynep: Ben Zeynep Eker, Bilişim Teknoloji öğretmeniyim. Bir devlet okulunda 13 yıldır öğretmenlik yapıyorum.
Şule: Peki çocuğunuzun bu merakını nasıl karşıladınız, ne düşünüyorsunuz?
Zeynep: Şöyle: Anaokulunda çok güzel bir video hazırlamışlar öğretmeni ile beraber. Sonrasında çok hevesli olduğunu fark ettik. Ceren Ay hocamla yolumuz online platformda kesişti. Zaten pandemi süreciydi. Beril eğitimlerine devam etti ve çok severek devam etti. Etrafında annesi, babası engelli olan çocuklar vardı. Zorunlu olarak bu eğitimi alan.Ama Beril bu eğitimi kendi isteyerek aldığı için hiçbir zaman vazgeçmedi. Biz de bu konuda onun her zaman destekçisiyiz. Elimizden geleni yapıyoruz. Ceren Ay hocamla 5 yıldır bir eğitim sürecimiz var. Sağ olsun kendisi bizi her platforma taşıyor. Bu konuda destekçimiz. Güzel bir süreç devam ediyor Beril adına. İleride kendisi tercüman olmak istiyor. Biz de onun destekçisiyiz.
Şule: Pek çok aile var, tabii sizi tenzih ederek söylüyorum. “Ne gerek var bu tür işlerle niye bu kadar ilgileniyorsun, derslerini aksatıyorsun” gibi söylemler oluyor ama siz onun tam tersini yapıp gerçekten çocuğunuzunihtiyaçlarına, düşüncelerine, duygularına önem veriyorsunuz. Bu da gerçekten çok hoş. Dergimiz aracılığıyla iletmek istediğin bir mesajım varsa onu da alalım Zeynep Beril.
Zeynep Beril: Şöyle söyleyeyim: İşitme engelli olan ya da herhangi bir engeli olan asla kendini ayrı biriymiş gibi hissetmesinler. Çünkü onlar da bizim gibi birileri. Annesi, babası işitme engelli olup da kendisini çok kötü hissedenler de aynı şekilde. Çünkü hem zorunlu olarak hem de istekli olarak işaret dili öğrenmek isteyen birçok çocuk var ve bu da gayet güzel bir duygu. Çünkü nasıl biz İngilizce öğrenmeyi bu kadar fazla istiyorsak, aileler farklı dilleri öğrenmemizi istiyorsa,işaret dili de aynı bunun gibi bir dil. Emin olun başka dillerden daha farkındalık yaratacak ve daha iyi, mutlu hissettirecek bir dil. Bu yüzden işitme veya başka engeli olan hiç kimse kendini bu kadar ayrımcı hissetmesin.
Şule: Çok teşekkür ediyoruz dergimize konuk olduğun için ve bu söyleşiyi kabul ettiğin için.
Zeynep Beril: Ben teşekkür ederim.
Şule: Sen bir de çok mutlu oldun, heyecanlandın, o duygularını da paylaşabilirsin.
Zeynep Beril: Evet ilk röportaj yapacağımı duyunca fazla heyecanlandım ama yavaş yavaş konuşunca daha fazla alıştım. Bu da benim için bir ilk deneyim oldu. İleriki röportajlarıma da bir katkı sağlamış oldum. Şimdiden çok teşekkür ederim.
Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz. Biz de Zeynep Beril’e yolun açık olsun ve birçok kişiye umut ol diyoruz. Başka bir arı kovanında bakalım kimleri konuk edeceğiz?
13 Temmuz 2024
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.