HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT
Merhabalar değerli Umudun Kadınları Dergisi dostları. Biz yine sizlerle bir arada olmanın ve sizi yeni bilim haberleriyle buluşturmanın huzuru içindeyiz.
Önce Başlıklar:
• Yakın Arkadaşlık İçin Kaç Saat Gerekir?
• Bilim İnsanları Uyardı: Kronik Uykusuzluk Beyni 3,5 Yıl Yaşlandırıyor
• Kansere Karşı Aşı Umudu: Nanoparçacık Temelli Aşı Kanseri Durdurdu
Yakın Arkadaşlık İçin Kaç Saat Gerekir?
ABD’de Kansas Üniversitesi’nden sosyal psikolog Prof. Jeffrey Hall, arkadaşlıkların derinliğini ölçmek amacıyla yürüttüğü çalışmada, iki kişi arasındaki samimiyet düzeyinin geçirilen ortak zamanla doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre birini “tanıdık” kategorisinden çıkarıp “arkadaş” olarak görmeye başlamak için yaklaşık 50 saat birlikte vakit geçirmek gerekiyor.
Gerçek bir “yakın arkadaşlık” düzeyine ulaşmak ise 200 saatten fazla ortak zaman paylaşımı gerektiriyor.
Bu süreye yüz yüze geçirilen vakitlerin yanı sıra telefon görüşmeleri, birlikte yapılan aktiviteler ve paylaşılan deneyimler de dahil ediliyor. Prof. Hall’a göre arkadaşlık, yalnızca süreden ibaret değil. “Birlikte geçirilen zamanın niteliği, niceliğinden daha önemli” diyen Hall, samimi sohbetlerin, ortak ilgi alanlarının ve duygusal paylaşımın dostluğu hızla derinleştirdiğini belirtiyor. Araştırma, dijital çağda sıkça tartışılan bir konuyu da gündeme taşıyor: Sosyal medyada sık etkileşime girmek, gerçek dostluk için yeterli değil. Uzmanlar, “ekran başında geçirilen saatlerin” samimi bağ kurmada yüz yüze iletişimin yerini tutmadığını vurguluyor.
Bilim İnsanları Uyardı: Kronik Uykusuzluk Beyni 3,5 Yıl Yaşlandırıyor
Halsizlikle ilişkilendirilen Gündelik hayatta yorgunluk, uykusuzluk, aslında çok daha ciddi sonuçlar doğurabiliyor. ABD’de Mayo Clinic tarafından yürütülen yeni bir çalışma, orta yaşlarda görülen kronik uykusuzluğun ilerleyen yaşlarda demans ve hafif bilişsel bozukluk riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu. Araştırmacılar, kronik insomnia yaşayan kişilerin beyin yaşlanmasının 3,5 yıl hızlandığını belirtiyor. Çalışmaya ortalama 50 yaş üstü ortalama yaşı 70 olan 2750 kişi katıldı. Katılımcılar beş buçuk yıl boyunca takip edildi. Hafıza testleri ve beyin taramaları düzenli olarak yapıldı. Kronik insomnia yaşayanların %14’ünde demans veya hafif bilişsel bozukluk gelişti. Uykusuzluk yaşamayanlarda bu oran %10’da kaldı. Mayo Clinic’ten Dr. Diego Carvalho, “İnsomnia sadece ertesi gün nasıl hissettiğinizi değil, uzun vadede beyin sağlığınızı da etkiliyor. Düşünme becerilerinde daha hızlı düşüş ve Alzheimer ile ilişkili beyin değişimlerini gözlemledik” dedi. Araştırmada, kronik uykusuzluğu olan kişilerde iki kritik değişiklik tespit edildi: Amiloid plakları: Alzheimer ile doğrudan ilişkilendirilen protein birikimleri. Beyaz cevher hasarı: Beyin bölgeleri arasındaki iletişimi sağlayan sinir yollarında bozulma. Uzmanlara göre, bu iki durum bir araya geldiğinde bilişsel gerileme daha da hızlanıyor. Araştırmacılar, bilişsel davranışçı terapi (CBT-I) yönteminin kronik insomnia için en etkili tedavi olduğunu ve hastaların yaklaşık %70’inde sonuç verdiğini vurguluyor. Ancak uzmanlar, depresyon, anksiyete, kronik ağrı ve uyku apnesi gibi diğer sağlık sorunlarının da uykusuzlukla birlikte ele alınması gerektiğini belirtiyor.
Kansere Karşı Aşı Umudu: Nanoparçacık Temelli Aşı Kanseri Durdurdu
Tıp dünyası, kanserle mücadelede devrim yaratabilecek bir gelişmeyle sarsıldı. Massachusetts Amherst Üniversitesi liderliğindeki araştırma ekibi, geliştirdikleri nanoparçacık temelli kanser aşısının farelerde ölümcül tümörlerin oluşumunu engellediğini açıkladı. Melanom, pankreas ve üçlü negatif meme kanserinde uygulanan bu deneysel yöntem, bazı vakalarda metastazı (yayılımı) tamamen durdurdu. Bilim insanları bu buluşun, gelecekte önleyici kanser aşıları için güçlü bir temel oluşturabileceğini belirtiyor. Araştırmanın başyazarı, biyomedikal mühendis Prof. Prabhani Atukorale, yeni aşı sisteminin bağışıklık sistemini “çok yönlü bir şekilde aktive edecek” biçimde tasarlandığını söyledi. Ekip, aşılanan farelerin yüzde 88’inin tümörsüz kaldığını, ayrıca kanserin akciğer gibi uzak organlara yayılmasının da önlendiğini belirtti.
Daha önceki araştırmalarda bu nanoparçacık formülünün farelerde mevcut tümörleri küçülttüğü ve bazılarını tamamen yok ettiği gösterilmişti. Bu yeni çalışmada ise aşı, önleyici bir bağışıklık duvarı oluşturarak tümör gelişimini baştan engelledi. İlk deneylerde araştırmacılar, melanom hücrelerini tanıtan özel bir antijen ile nanoparçacıklarını birleştirdi. Bu karışım, bağışıklık sistemindeki T hücrelerini kanser hücrelerini tanıyıp yok etmeye programladı.
Üç hafta sonra fareler kanser hücrelerine maruz bırakıldığında, “süper adjuvan” olarak adlandırılan bu aşıyı alanların yüzde 80’i tümörsüz kaldı ve 250 günlük deney süresince hayatta kaldı. Buna karşın, klasik aşılarla ya da nanoparçacık içermeyen formüllerle aşılanan tüm fareler 35 gün içinde öldü. Araştırma ekibi, kanserin en ölümcül yönü olan metastazı engellemenin bu yöntemin en önemli başarısı olduğunu vurguladı. Daha ileri deneylerde, araştırmacılar tek bir antijen yerine doğrudan öldürülmüş tümör hücreleri (tümör lizatı) kullandı. Bu yöntem, farklı kanser türlerine karşı bağışıklık geliştirmede büyük kolaylık sağladı.
Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle umutla kalın.
22.10.2025
Merhabalar değerli Umudun Kadınları Dergisi dostları. Biz yine sizlerle bir arada olmanın ve sizi yeni bilim haberleriyle buluşturmanın huzuru içindeyiz.
Önce Başlıklar:
• Yakın Arkadaşlık İçin Kaç Saat Gerekir?
• Bilim İnsanları Uyardı: Kronik Uykusuzluk Beyni 3,5 Yıl Yaşlandırıyor
• Kansere Karşı Aşı Umudu: Nanoparçacık Temelli Aşı Kanseri Durdurdu
Yakın Arkadaşlık İçin Kaç Saat Gerekir?
ABD’de Kansas Üniversitesi’nden sosyal psikolog Prof. Jeffrey Hall, arkadaşlıkların derinliğini ölçmek amacıyla yürüttüğü çalışmada, iki kişi arasındaki samimiyet düzeyinin geçirilen ortak zamanla doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre birini “tanıdık” kategorisinden çıkarıp “arkadaş” olarak görmeye başlamak için yaklaşık 50 saat birlikte vakit geçirmek gerekiyor.
Gerçek bir “yakın arkadaşlık” düzeyine ulaşmak ise 200 saatten fazla ortak zaman paylaşımı gerektiriyor.
Bu süreye yüz yüze geçirilen vakitlerin yanı sıra telefon görüşmeleri, birlikte yapılan aktiviteler ve paylaşılan deneyimler de dahil ediliyor. Prof. Hall’a göre arkadaşlık, yalnızca süreden ibaret değil. “Birlikte geçirilen zamanın niteliği, niceliğinden daha önemli” diyen Hall, samimi sohbetlerin, ortak ilgi alanlarının ve duygusal paylaşımın dostluğu hızla derinleştirdiğini belirtiyor. Araştırma, dijital çağda sıkça tartışılan bir konuyu da gündeme taşıyor: Sosyal medyada sık etkileşime girmek, gerçek dostluk için yeterli değil. Uzmanlar, “ekran başında geçirilen saatlerin” samimi bağ kurmada yüz yüze iletişimin yerini tutmadığını vurguluyor.
Bilim İnsanları Uyardı: Kronik Uykusuzluk Beyni 3,5 Yıl Yaşlandırıyor
Halsizlikle ilişkilendirilen Gündelik hayatta yorgunluk, uykusuzluk, aslında çok daha ciddi sonuçlar doğurabiliyor. ABD’de Mayo Clinic tarafından yürütülen yeni bir çalışma, orta yaşlarda görülen kronik uykusuzluğun ilerleyen yaşlarda demans ve hafif bilişsel bozukluk riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu. Araştırmacılar, kronik insomnia yaşayan kişilerin beyin yaşlanmasının 3,5 yıl hızlandığını belirtiyor. Çalışmaya ortalama 50 yaş üstü ortalama yaşı 70 olan 2750 kişi katıldı. Katılımcılar beş buçuk yıl boyunca takip edildi. Hafıza testleri ve beyin taramaları düzenli olarak yapıldı. Kronik insomnia yaşayanların %14’ünde demans veya hafif bilişsel bozukluk gelişti. Uykusuzluk yaşamayanlarda bu oran %10’da kaldı. Mayo Clinic’ten Dr. Diego Carvalho, “İnsomnia sadece ertesi gün nasıl hissettiğinizi değil, uzun vadede beyin sağlığınızı da etkiliyor. Düşünme becerilerinde daha hızlı düşüş ve Alzheimer ile ilişkili beyin değişimlerini gözlemledik” dedi. Araştırmada, kronik uykusuzluğu olan kişilerde iki kritik değişiklik tespit edildi: Amiloid plakları: Alzheimer ile doğrudan ilişkilendirilen protein birikimleri. Beyaz cevher hasarı: Beyin bölgeleri arasındaki iletişimi sağlayan sinir yollarında bozulma. Uzmanlara göre, bu iki durum bir araya geldiğinde bilişsel gerileme daha da hızlanıyor. Araştırmacılar, bilişsel davranışçı terapi (CBT-I) yönteminin kronik insomnia için en etkili tedavi olduğunu ve hastaların yaklaşık %70’inde sonuç verdiğini vurguluyor. Ancak uzmanlar, depresyon, anksiyete, kronik ağrı ve uyku apnesi gibi diğer sağlık sorunlarının da uykusuzlukla birlikte ele alınması gerektiğini belirtiyor.
Kansere Karşı Aşı Umudu: Nanoparçacık Temelli Aşı Kanseri Durdurdu
Tıp dünyası, kanserle mücadelede devrim yaratabilecek bir gelişmeyle sarsıldı. Massachusetts Amherst Üniversitesi liderliğindeki araştırma ekibi, geliştirdikleri nanoparçacık temelli kanser aşısının farelerde ölümcül tümörlerin oluşumunu engellediğini açıkladı. Melanom, pankreas ve üçlü negatif meme kanserinde uygulanan bu deneysel yöntem, bazı vakalarda metastazı (yayılımı) tamamen durdurdu. Bilim insanları bu buluşun, gelecekte önleyici kanser aşıları için güçlü bir temel oluşturabileceğini belirtiyor. Araştırmanın başyazarı, biyomedikal mühendis Prof. Prabhani Atukorale, yeni aşı sisteminin bağışıklık sistemini “çok yönlü bir şekilde aktive edecek” biçimde tasarlandığını söyledi. Ekip, aşılanan farelerin yüzde 88’inin tümörsüz kaldığını, ayrıca kanserin akciğer gibi uzak organlara yayılmasının da önlendiğini belirtti.
Daha önceki araştırmalarda bu nanoparçacık formülünün farelerde mevcut tümörleri küçülttüğü ve bazılarını tamamen yok ettiği gösterilmişti. Bu yeni çalışmada ise aşı, önleyici bir bağışıklık duvarı oluşturarak tümör gelişimini baştan engelledi. İlk deneylerde araştırmacılar, melanom hücrelerini tanıtan özel bir antijen ile nanoparçacıklarını birleştirdi. Bu karışım, bağışıklık sistemindeki T hücrelerini kanser hücrelerini tanıyıp yok etmeye programladı.
Üç hafta sonra fareler kanser hücrelerine maruz bırakıldığında, “süper adjuvan” olarak adlandırılan bu aşıyı alanların yüzde 80’i tümörsüz kaldı ve 250 günlük deney süresince hayatta kaldı. Buna karşın, klasik aşılarla ya da nanoparçacık içermeyen formüllerle aşılanan tüm fareler 35 gün içinde öldü. Araştırma ekibi, kanserin en ölümcül yönü olan metastazı engellemenin bu yöntemin en önemli başarısı olduğunu vurguladı. Daha ileri deneylerde, araştırmacılar tek bir antijen yerine doğrudan öldürülmüş tümör hücreleri (tümör lizatı) kullandı. Bu yöntem, farklı kanser türlerine karşı bağışıklık geliştirmede büyük kolaylık sağladı.
Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle umutla kalın.
22.10.2025
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.