Sarı saçları, parlament mavi örgülü, sol omzunun altı işlemeli kazağı ile gülümsüyor. Önünde açık bir defter, sağ elinde kalemi var.
Yazan: Aynur Yurtseven

Susan Brawwnell Anthony kadın hakları aktivisti olup 15 Şubat 1820 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde doğdu. Kadınlara oy hakkı tanınması için verilen mücadelenin ilk öncülerindendir. 1892-1900 yılları arasında Amerika, Kadınlara Oy Hakkı Ulusal Derneğinin başkanlığını yürütmüş kadınlara oy hakkı tanıyan anayasanın 19. ek maddesini sağlayan ortamın hazırlanmasında katkıda bulundu. Kadın hakları örgütü kurup kadınların sert eleştiri ve alayı karşısında oy kullanma hakkı için kampanya yürüttü. Sosyal aktivizm ve adalet arayışında olan bağlılığı onu genç yaşlarında kölelik karşıtı yaptı. İlk öğretmen olarak çalışmaya başlayan Anthony, daha sonra müdür oldu. Erkeklerin eşit çalışma için kendisinden daha fazla ücret aldıklarını tespit ettiğinde, bir öğretmen olarak cinsiyetine ve ırkına bakılmaksızın eğitime eşit erişim hakkını savundu. Eğitim reformları için kampanya yürüttü, Bu kampanya sırasında Stant on ile tanıştı. Stanton yaşam boyu en iyi arkadaşı, dostu ve işbirlikçisi oldu.

Kölelik karşıtı 400 imza toplayarak köleliği yasaklayan kanunun 13. Maddesinin değişikliğinin geçişine yol açan ivmeyi oluşturmaya yardımcı olmuştur. Kariyeri boyunca alay konusu olmaya ve eleştirilere katlanmış hatta toplantıların toplumda erkeklere eşit bir şekilde verilmekte olduğu düşüncesiyle öfkelenen çeteler tarafından hırpalanmış, kuklası yapılıp sokaklar boyunca yerlerde sürüklenmiştir. Arkadaşı Stanton ile siyahların ve kadınların tam vatandaşlık ve oy kullanma hakları için Amerikan Eşit Hakları Derneğini kurarlar. Feminist çizgide kendi gazetesini çıkarır. Kadınlar için günde sekiz saatlik iş günü ve eşit işe eşit ücreti savunur. Erkeklerin sendikalarından dışlanan yayıncılık ve dikiş dikme alanlarında çalışan kadınlarla Emekçi Kadınlar Birliğini kurmuş, başkanlığına seçilmiştir. Kadın giyimi üzerindeki kısıtlamaları protesto etmek için bir süre kısa etek, altına bol pantolon giyerek dolaşır.

1892 yılında oy verme suçundan tutuklanır. Para cezası verilir ancak o parayı hiç ödemez. Mahkemede kadınların oy verme hakkına ilişkin bir konuşma yapar. Yakın arkadaşı Stanton ve Matilda ile birlikte ‘Kadınlara Oy Hakkının Tarihi’ adlı kitabı çıkarır. 1888'de Uluslararası Kadınlar Konseyi'ni, 1904 yılında ise Uluslararası Kadınlara Oy Hakkı Birliğini kurar. Tanrının egemenliği altında herkesin eşit olduğuna inanır. 1840 yılında köleliğin kaldırılması hareketinde deneyim kazanan kadınlar hareketinin lideri olurlar.

O yıllarda kocalar mali durumları, yükleri ve çocukları kontrol ediyorlardı. Kadınların oy kullanma hakları yoktu. 1848 yılında bir grup kadın Newyork’ta ‘Senecafalls’ adıyla anılan bir toplantı düzenlediler. Daha sonraları oy hakkı hareketini başlatan toplantı olarak değerlendirilecek olan bu toplantıda Elizabeth Candy Stanton tarafından kaleme alınan ‘Duygular Bildirgesi’ açıklanır. Tüm kadınların ve erkeklerin eşit yaratıldığı ifade edilir. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk kadın hakları Sözleşmesidir ve SuFfrage Hareketini başlatır. Suffrage Hareket,, 20. yüzyılın başlarında Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde; pasif direniş, kamu toplantılarını bölme, açlık grevi yapma gibi yollarda kadınların seçme ve seçilme hakkını savunan, az çok organize olmuş radikal kadın hakları savunucularına verilen isimdir.

Anthony Washingtton’da DC’de oy hakkı duruşmalarına katılır. 86. Doğum günü kutlamasında ‘Başarısızlık İmkansız’ konuşmasını yapar. 13 Mart 1906’da Madison Street’deki evinde öldüğünde, 1920 yılında Amerika hükumeti tarafından tüm kadınlara tanınan hakların yayımlanmasına daha 14 yıl vardır. Yasadaki 19. Madde değişikliği kendi adıyla anılacaktır. Hayatı kadın hakları mücadelesiyle geçen Anthony’nin resmi 1979 yılında 1 doların üzerine basılır.

Biz kadınlar yüzyıllardır toplumsal ve Siyasal nedenlerle egemen güçler tarafından baskılanmış, sömürülmüş, yok sayılmışızdır. Bu nedenle dünya üzerindeki kadınların birbiriyle bağları koparılmıştır. Bir cinsin öteki cins üzerine egemenliği yoktur. Dünya ve ülkemizdeki kadın hakları, kadın hareketinin çok zorlu mücadeleleri sonucunda elde edilmiş haklardır. Bu haklar, biz kadınları güçlendirmiş kazanımlardır. Bizler bu güçle ve ilhamla yolumuza devam edelim. Birbirimize sıkı sıkıya sarılalım. İnanalım ki dünyayı bir gün elbet kadınlar kurtaracaktır.

23 Temmuz 2022

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.