Gece vakti bir sokakta park etmiş bir arabanın yanında duran iki kadın. Biri beyaz elbise ve siyah çizmeler giymiş, diğeri siyah elbise giymiş. Her iki kadının da yüzleri bulanıklaştırılmış. Arabanın arka planında sokak lambalarının ışıkları ve bulanık bir şehir manzarası var. Kadınlardan biri telefonuna bakıyor, diğeri kollarını göğsünde kavuşturmuş şekilde duruyor. Arabanın üzerinde kırmızı bir ceket asılı.

Geçenlerde sokakta, nara atarken görmüşler seni



Sarhoşmuşsun sanırım



Melahat diye bağırmışsın hep



Fakirin ölüsü, zenginin orospusu duyulmazmış



Belli ki Melahat



Kenar mahalle dilberi



 



Aaa lütfen buyur burdan yak



 



İki sokak aşağıdaki



Menekşe pavyonda çalışırmış Melahat



Ayıkken pek anmazmışsın adını



Ne biliyim, sen de kendince haklısın



Unutma ki kimse sınanmadığı günahın, masumu değildir



Öyle konuşuyor, hakkında mahalleli



Senin için,



“İçine ata, ata, ayyaş olur bu” dedilerdi.



 



Aaa



Lütfen rica ediyorum buradan yak



İyi kadınları herkes sever,



O dediğin mangal gibi köz köz yürek ister.



Yahu bi sor kendine, Melahat hiç böyle yaşamak ister miydi?



Bu yalnız onun ayıbı mı be kardeşim…



 



Farkında değilsin ama



Acılarımız ahbap bizim seninle



Ciğerini bilirim ben o berduşların



 



Aşk sanma ki şimdi böyle



Aşk, aşksa



Hep kepazeliktir kardeşim.



Melahat’ın bunda suçu yok.



Bu aşkın fıtratında var.



 



Amorti bile çıkmayan kazı kazan gibi



Vakitsiz gelir durur aklına.



 



Yoo sen bana bakma 



Ben kanıksadım artık



Müşteriyle de eskisi gibi içmiyorum



Yooo lütfen burdan yak



Ben senin bildiğin konslara benzemem



Kötü kadınları sevmektir, belki de sanat



 



Vallahi dedikodu olsun diye değil.



Mahalleliye sordum, sen gelmeden seni



Ne yalan söyliyim güzel çocuksun, ama



Abicim, dünya ahret kardeşim ol



Ben harbiden sevdim seni.

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.