Bir konu üzerinde düşünürken yalnızca kendi düşüncemi haklı bulma yanılgısına düşmemeye çalışırım. Sanırım doğrusu da budur.
Kaç gündür beynimi, ruhumu, yüreğimi rahatsız eden konu hayvanların uyutulması ile ilgili kanun teklifinin görüşülecek olması.
Doğayı ve içinde barındırdığı bütün canlıları seven, elimden geldiğince korumaya çalışan bir insanım. Böyle duygularım ve vicdanım olduğu için şanslı olduğumu düşünür, bu özelliğimle kendimi mutlu duyumsarım.
Sokak hayvanlarının insanlar için tehlike olduğunu savunanlar kendi deneyimleri nedeniyle haklı olabilir. Acaba o kişiler, yalnızca kendi düşüncelerine taparak kendilerini haklı görmek yerine başka bir seçenek olabileceğini düşündüler mi? Olaya başka bir açıdan baktılar mı? Bu itlaftan, öldürmeden yana olanlar; köpeklerin insanlara, çocuklara saldırdığından, kuduz tehlikesinden, turizmi baltaladığından, vb.olumsuzluklardan bahsediyorlar. Neredeyse ülkemizdekibütün olumsuzluklar onların başının altından çıkıyor… Dili olsa da hayvanlar kendilerine yapılanları anlatsalar… “Siz de bize bunları yaptığınız için suçlusunuz” diyemiyorlar ki…
Bu hayvanları kendileri için tehlike sayan insanlar bir kediyi, köpeği tekmeleyerek öldüren, betona gömen, çuvalakoyup dereye atan, arabanın arkasına bağlayıp koşturan, ırzına geçen, demir sopalarla döven, üstüne kezzap döken, üçüncükatın penceresinden atan kişilerin varlığını hiç düşündüler mi?Ellerindeki yemekleri görerek kendilerine sevinçle koşan hayvanlara zehir verme kalleşliğini yapan insanların varlığından bilgileri var mı? Ya da çocuklarına oyuncak gibi alıp bakamayınca sokağa bırakıldıklarındaki yıkımı, kimsesizliği siz hissedebilir misiniz? Öldürdüğü çok sayıda kekliğin, ayının, tilkinin vb. başında tüfeği elinde coşkuyla poz veren kişinin vicdanından nasıl bahsedebiliriz. Her şey insanlar için cümlesini hiç sevmiyorum. İnsan denen yaratık işine gelene sarılır, kendi çıkarı için kullanır o düşünceyi.
Doğrudur herkes köpek sevmek, okşamak, doyurmak zorunda değildir. Ama bu insanların sokak hayvanlarının zararlarından dolayı öldürülmelerine bu kadar kolay olur demeleri büyük bir vicdansızlıktır.
“Köpek pisliğinden geçilmiyor nedir bu sokakların hali.Bunların hepsini zehirlemek lazım” diyen bir genç adama, busokaklarda gezerken, deniz kenarına gittiğinde, piknikten arda kalanları gördüğünde, bu pisliği yapanları öldürmeyi de düşünüyor musun? Çocuk bezlerini arkalarında bırakıp gittiklerinin, midye dolması yiyenlerin yağlı kabukları ortalıkta bıraktıklarının, ıslak mendil kullananların kendiellerini temizleyip yerleri kirlettiğinin farkında mısın? Köpek yere kaka yapılmayacağını bilmediği için yapıyor o işi, insan bile bile. Ben denizde büyük pisliğini yapan insan gördüm. Bu örnekler artırılabilir. Amacım insanları kötülemek değil, ben de aynı familyanın üyesiyim.
İnsan kendine verilen aklı, yüreğindeki vicdanı, sevgiyi kullanırsa ne kadar değerli bir varlıktır. Ne diyorlar insan düşünen hayvandır. Demek ki düşünce çok önemli bir özellik. Ama kullanılırsa… O zaman küçümsediğimiz, öldürdüğümüz, öldürmek istediğimiz o canlılardan farkımız kalmıyor.
Ben kucaklarında şekilden şekle sokulmuş, süslü köpekler taşıyan kişilere hep sormak isterim sokak köpekleri için ne düşünüyorsunuz diye? Sonunda hayvanların öldürülmesini isteyen ve buna karşı koyanlar diye de bölündük, ayrıldık ya şükürler olsun!
Kendimi bildiğimden beri ki çok uzun yıllar oldu, hiçbir köpek bana havlamadı, saldırmadı, korkutmadı. Gördüğüm her köpeği okşadım, sevdim, konuştum. Karşılık aldım.Herkes bunu yapamayabilir, çok normal ama haklarında ölüm kararını vermek bu kadar mı kolay? Nasıl bu kadar kolay karar veriliyor anlamadığım bu. Ben ve benim gibi düşünenler hayvanları insanlardan çok düşünüyorsunuz diye azarlanıyor.
Aslında hayevan sözcüğü bizi de içine alan canlıları anlatır. Biyolojik sınıflama yapmayacağım. Biz de o topluluğun bir üyesiyiz, canlıyız, adımıza insan denmiş.
Doğum yapan bir kedinin, köpeğin, yavrularını insanlardan, diğer hayvanlardan korumak için nasıl bir mücadele verdiğini, “Uyutun sokaklarımız temizlensin olsun bitsin!” diyen insanlar görse, gözlese inanıyorum ki bu düşüncesinden vazgeçer.
Kadının bir tel saçı görünürse günah olacağını savunanlar Allah’ın yarattığı bir hayvanı öldürmeyi nasıl kabul ediyorlar anlayamıyorum.
Rastladığım her yerde, yolda, sokakta, deniz kenarında, kovulmadığı bir gölgede uyuyan, sahilde yemek yiyenlere istekli gözlerle bakan, okşadığım zaman kilometrelerce benimle yürüyen hayvan dostlarım; sizinle aynı kentte yaşamaktan çok mutluyum, yokluğunuz ruhumu yaralar, hele ki kendini her şeyin üstünde tutan biz insanların egosu içinöldürülürseniz ben kendimden ve sizi ölüme götürendüşünceden yaşam boyu nefret edeceğim.
Becerebilsem hepinizin kulağına insanları rahatsız etmemenizi, uysal davranmanızı, onları kızdıracak şeyler yapmamanızı söylerim. Sizin diliniz gözleriniz; insanlara sevgiyle bakan çok şey anlatan gözleriniz.
Sevgili insanlar, hayvanları öldürmek, yok etmeye çalışmak çözüm değildir. Çoğalmalarını önlemek, daha kolay bakılacak, korunacak sayıya indirmek, yurt dışından köpekgetirtip bunu ticarete dönüştürmeyi önlemek, sahiplendiğiköpeği sokağa bırakanları engellemek yapılacak en kolay önlemlerdir.
Ülkem bu yanlışa bir daha düşme. Hayırsız Ada’da birbirini yiyen, uzaktan geçen gemileri görünce yüzerek ulaşmaya çalışan köpekleri, havlama ve uluma seslerinin İstanbul’a kadar geldiğini anlatan bilgileri oku ve unutma. Ve anla ki öldürmek, tecrit etmek çözüm değil. O yıldan bugüne gerekli olanlar yapılmadığı için aynı sorun yaşanıyor.
11 Haziran 2024
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.