Yazan: Menekşe Koçak
Saat Faik “Her şey bir insanı sevmekle başlar.” der. Doğru sözdür. Gözümüzü dünyaya açtığımızda önce ailemizden sevilmeyi sonra da onları sevmeyi öğreniriz. Zamanla onların rehberliğinde diğer insanları, dağı taşı, kurdu kuşu, şarkıyı şiiri kısacası hayatı sevmeyi ve bu sevgiyi ifade etmeyi öğrenmeye başlarız. Bu sevgi duygusu, zamanla hayatın içindeki müthiş dengeyi anlamamızı; dağıyla, hayvanıyla, ormanıyla birlikte bu hayatı sevgi ile var ettiğimizi ve bu hayatın devamı için her şeyi sevmemiz gerektiğini kavramamızı sağlar. Çünkü yanan ormana içimizin acımasına, işkence gören köpeğe, insana üzülmemize, denizlerin kirlenmesinden ve buzulların erimesinden endişelenmemize neden olan içimizdeki bu sevgi duygusudur. Eğer bu istenmeyen durumlarda üzüntü ve kaygı duygularını yaşamıyorsak bilelim ki gerçek sevgi duygusundan mahrumuz!
Peki nedir gerçek sevgi duygusunun özellikleri? Her şeyden önce gerçek sevgi duygusu bencillik içermez, sadece anı ve çıkarları düşünerek geleceğin ipotek altına alınmasını kabul etmez. Bu nedenle “Ben parayı, gücü seviyorum.” diyerek hayatı yok etmek, sevginin değil sevgisizliğin resmidir. Çünkü gerçek sevgi hayatı yok etmez; hayatı var eder. Bu nedenle, “Sadece ben önemliyim, mal mülk, makam sahibi olmalıyım, ya benimsin ya kara toprağın...” zihniyetinin hâkim olduğu duygu, sevgi değil hırstır; hırs, sevgisizlikten ve acımasızlıktan beslenir. Hep daha fazlasının peşine düştüğü için hayatı yakar, yıkar, yok eder!
Gerçek sevgi duygusu ise sevinç, özlem, huzur, sadakat, sorumluluk bir bütün olduğunun farkına varma, koruma çabası, eksik tarafının tamamlanması gibi birçok olumlu duygunun az veya çok karışımıdır. Bu duyguların azlığı veya çokluğu neyi, ne zaman, nasıl sevdiğimize bağlı olarak değişir. Bu nedenle sevgi duygusunun ifade edilişinde tek tip bir kalıp yoktur; kişiye, kültüre, neyin, ne zaman, nasıl sevildiğine göre farklılık kazanır. Kişiye özel olduğu için yaşanılan ana ve duruma göre sevgi duygusunun ifade edilişi değişir. Bazen sıcak bir çorbayı paylaşmak, ,bazen sıcak bir gülümseme, bazen de sorumluluk almak sevgiyi ifade etmeye yeter.
Ancak gelişen teknoloji ve moda kavramının hayatımıza girmesi zamanla sevgi duygusunun belirli günlerde, belirli kalıplarda ifade edilmesini yaygınlaştırdı. Çünkü ne giyeceğimiz, nasıl makyaj yapacağımız, ne tür tatile gideceğimiz, ne okuyacağımız, hangi müziği dinleyeceğimiz hatta ne yiyeceğimiz bilinç altımıza kazındı ve bizler farkında olmadan bunları sevmeye başladık. . Yılın moda renkleri, moda tatilleri, moda takıları, en çok okunan kitapları yani tüketim ve hırs temelli popüler kültür, bize tüketerek sevmemizi ve sevdiğimiz şeyleri sık sık değiştirmemiz gerektiğini, hatta sevgimizi nasıl ifade edeceğimizi öğretmeye başladı. Bu da popüler kültürün dünyaya hâkim olmasına neden oldu.
Popüler kültüre hâkim olan, hırs ve sevgiyi ifade etme biçimini tek tipleştirme çabası, bugün teknoloji ile birleşiyor ve bizleri gerçek sevgiden daha da uzaklaştırıyor. Bu nedenle devasa binalarda birbirimizden habersiz yaşıyoruz. Farklı kıtadaki insanla sohbet ederken yan dairedeki teyzeyle tek kelime etmiyoruz. İnsanlık uzaya açılıyor, insan klonlayacak teknolojiye sahip, iletişim ve ulaşım alanında harikalar yaratıyor... Ama bugün Yemen’deki aç çocuğun ya da sofraya ne koyacağını düşünen annenin derdine derman olamıyor Esasen teknolojik gelişmenin sağladığı olanaklar hırsına yenik düşen yani gerçek sevgiden yoksun insanların denetiminde olduğu için, adil paylaşım ve insanın duygu dünyasını nasıl etkilediği görmezden geliniyor. İnsanlık, tehlikeye atılıyor.
Bu teknolojik gelişmelerin en korkutucu olanlarından biri de metaverse... Metaverse kelimesini, son zamanlarda çok sık duymaya başlayacağız. Peki, gelecek on yılda hayatımızda olacak metaverse nedir? Sanal ortamda her şeyi, herkesle, her yerde, her zaman, istediğin kadar yapma olanağı veren teknolojidir. Eldiven, gözlük, kask, pelerin, ayakkabı gibi gelişmiş teknolojiyle üretilmiş araçlar yardımıyla evimizde otururken kendimizi Antep’te baklava salonunda sanacağız, baklava yemediğimiz halde beynimizin tat alma bölümleri uyarıldığı için baklavanın tadını damağımızda hissedeceğiz.
Ormanda gezinti yaparken karşımıza bir aslan çıkacak, beynimizin kaç ya da savaş merkezi uyarılarak zihnimiz, aslandan kaçarken veya aslanla savaşırken bedenimiz koltukta oturacak. Zihnimiz ormanın, kanın kokusunu duyacak, çalıların canımızı acıttığını, sıcaktan bunaldığımızı hissedecek, koşmaktan bacaklarımızın hareket etmekte zorlandığını fark edecek ve kalbimiz bu yaşananları gerçek sanıp daha hızlı çalışacak. Aslında biz zihnimizde korku ve panik duygusunu en uç noktasında yaşarken bedenimiz koltukta oturuyor olacak. Bu Arslan macerasını metaverse teknolojisindeki kimliğimizi yansıtan ve avatar denen temsilcimiz yaşayacak ama beynimiz sabote edilerek bu macera gerçekmiş gibi tepki vermeye zorlanacak.
Metaverse teknolojisi hayatımıza girdiğinde çocuklarımız, gerçek dünyadan yani bizlerden kopacak. Bizleri sevmelerin ve sosyal yaşamın bir parçası olmalarını sağlayacak gerçek sevgi duygusundan mahrum kalacaklar. Çünkü çocuğun odasında parmaklarının ucunda kocaman bir dünya olacak. Bu dünya ona, sevdiği yiyecekleri yediğini, sevdiği giysileri giydiğini, sevdiği sanatçının konserinde en ön sırada şarkı söylediğini, sevdiği araba ile macera yaşadığını, sevdiği tatili yaptığını, sevmediği insanlardan hesap sorduğunu hissettirerek, onu tatmin edecek. Yani metaverse çocuğun sevdiklerini yem olarak kullanarak onu gerçek sevgiden uzaklaştıracak.
Hiç inandırıcı gelmiyor olabilir ama teknolojinin hızı, bizlerin algı dünyasından çok daha fazla... Yıllar önce Bilim Teknik Dergisinden İnternetle ilgili bir yazıyı sınıfta okuyup şu soruyu sormuştum: “Şimdi hepimiz İnternet kullandığımızı hayal edelim nasıl bir yaşantımız olur? “Öncelikle bunun çok yaygınlaşmayacağını, telefon gibi sadece haberleşmek ve bazı bilgi kaynaklarına ulaşmak için kullanılacağını, televizyona gerek kalmayacağını konuştuk; ama aklımıza beğeni almak için gece gündüz çırpınan milyonlar olacağı, İnternet uygulamalarının bağımlılık yaratacağı, dijital dolandırıcılık gibi yeni bir mecra oluşturacağı, duyguların gülen yüz gibi basit emojiler ile ifade edileceği, insanların sanal sevgileri, sahte hesapları olacağı vesaire hiç aklımıza gelmedi… Ama bütün bunlar bugünün gerçeği...
“Peki, metaverse ve bizlerin henüz bilmediği farklı teknolojik gelişmeler hayatımıza girerse yarının gerçeği nasıl olacak?” Bu soruyu cevaplamak için bilgimiz yetersiz ama insanlığın, gerçek sevginin yaygınlaşması ve yaşanmasıyla huzura kavuşacağı kesin.. Bu nedenle çocuklarımıza , sevmeyi ve sevdiğini ifade etmeyi öğretmeliyiz. Ne demişti Sait Faik “Her şey bir insanı sevmekle başlar.” Biz de “ Her şey bir insanı sevmekle başlar ve her şeyi sevmekle sonlanırsa dünya çok daha güzel olacak diyoruz.
Gelecek sayımızda sevgi, şefkat ve şehvet duygularıyla ilgili söyleşmek üzere sevgiyle kalın...
KAYNAKÇA:
Pof. Dr. İsmail Hakkı Aydın, “Metaverse Ve Sonrası “ ,İstanbul Flaş, 07.Kasım. 2021
Prof.Dr.İsmail Hakkı Aydın, “Bilim İnsanına Metaverse’ü Sorduk YouTube , Uhre, İstanbul, 21.Şubat. 2022
14Temmuz 2022
Saat Faik “Her şey bir insanı sevmekle başlar.” der. Doğru sözdür. Gözümüzü dünyaya açtığımızda önce ailemizden sevilmeyi sonra da onları sevmeyi öğreniriz. Zamanla onların rehberliğinde diğer insanları, dağı taşı, kurdu kuşu, şarkıyı şiiri kısacası hayatı sevmeyi ve bu sevgiyi ifade etmeyi öğrenmeye başlarız. Bu sevgi duygusu, zamanla hayatın içindeki müthiş dengeyi anlamamızı; dağıyla, hayvanıyla, ormanıyla birlikte bu hayatı sevgi ile var ettiğimizi ve bu hayatın devamı için her şeyi sevmemiz gerektiğini kavramamızı sağlar. Çünkü yanan ormana içimizin acımasına, işkence gören köpeğe, insana üzülmemize, denizlerin kirlenmesinden ve buzulların erimesinden endişelenmemize neden olan içimizdeki bu sevgi duygusudur. Eğer bu istenmeyen durumlarda üzüntü ve kaygı duygularını yaşamıyorsak bilelim ki gerçek sevgi duygusundan mahrumuz!
Peki nedir gerçek sevgi duygusunun özellikleri? Her şeyden önce gerçek sevgi duygusu bencillik içermez, sadece anı ve çıkarları düşünerek geleceğin ipotek altına alınmasını kabul etmez. Bu nedenle “Ben parayı, gücü seviyorum.” diyerek hayatı yok etmek, sevginin değil sevgisizliğin resmidir. Çünkü gerçek sevgi hayatı yok etmez; hayatı var eder. Bu nedenle, “Sadece ben önemliyim, mal mülk, makam sahibi olmalıyım, ya benimsin ya kara toprağın...” zihniyetinin hâkim olduğu duygu, sevgi değil hırstır; hırs, sevgisizlikten ve acımasızlıktan beslenir. Hep daha fazlasının peşine düştüğü için hayatı yakar, yıkar, yok eder!
Gerçek sevgi duygusu ise sevinç, özlem, huzur, sadakat, sorumluluk bir bütün olduğunun farkına varma, koruma çabası, eksik tarafının tamamlanması gibi birçok olumlu duygunun az veya çok karışımıdır. Bu duyguların azlığı veya çokluğu neyi, ne zaman, nasıl sevdiğimize bağlı olarak değişir. Bu nedenle sevgi duygusunun ifade edilişinde tek tip bir kalıp yoktur; kişiye, kültüre, neyin, ne zaman, nasıl sevildiğine göre farklılık kazanır. Kişiye özel olduğu için yaşanılan ana ve duruma göre sevgi duygusunun ifade edilişi değişir. Bazen sıcak bir çorbayı paylaşmak, ,bazen sıcak bir gülümseme, bazen de sorumluluk almak sevgiyi ifade etmeye yeter.
Ancak gelişen teknoloji ve moda kavramının hayatımıza girmesi zamanla sevgi duygusunun belirli günlerde, belirli kalıplarda ifade edilmesini yaygınlaştırdı. Çünkü ne giyeceğimiz, nasıl makyaj yapacağımız, ne tür tatile gideceğimiz, ne okuyacağımız, hangi müziği dinleyeceğimiz hatta ne yiyeceğimiz bilinç altımıza kazındı ve bizler farkında olmadan bunları sevmeye başladık. . Yılın moda renkleri, moda tatilleri, moda takıları, en çok okunan kitapları yani tüketim ve hırs temelli popüler kültür, bize tüketerek sevmemizi ve sevdiğimiz şeyleri sık sık değiştirmemiz gerektiğini, hatta sevgimizi nasıl ifade edeceğimizi öğretmeye başladı. Bu da popüler kültürün dünyaya hâkim olmasına neden oldu.
Popüler kültüre hâkim olan, hırs ve sevgiyi ifade etme biçimini tek tipleştirme çabası, bugün teknoloji ile birleşiyor ve bizleri gerçek sevgiden daha da uzaklaştırıyor. Bu nedenle devasa binalarda birbirimizden habersiz yaşıyoruz. Farklı kıtadaki insanla sohbet ederken yan dairedeki teyzeyle tek kelime etmiyoruz. İnsanlık uzaya açılıyor, insan klonlayacak teknolojiye sahip, iletişim ve ulaşım alanında harikalar yaratıyor... Ama bugün Yemen’deki aç çocuğun ya da sofraya ne koyacağını düşünen annenin derdine derman olamıyor Esasen teknolojik gelişmenin sağladığı olanaklar hırsına yenik düşen yani gerçek sevgiden yoksun insanların denetiminde olduğu için, adil paylaşım ve insanın duygu dünyasını nasıl etkilediği görmezden geliniyor. İnsanlık, tehlikeye atılıyor.
Bu teknolojik gelişmelerin en korkutucu olanlarından biri de metaverse... Metaverse kelimesini, son zamanlarda çok sık duymaya başlayacağız. Peki, gelecek on yılda hayatımızda olacak metaverse nedir? Sanal ortamda her şeyi, herkesle, her yerde, her zaman, istediğin kadar yapma olanağı veren teknolojidir. Eldiven, gözlük, kask, pelerin, ayakkabı gibi gelişmiş teknolojiyle üretilmiş araçlar yardımıyla evimizde otururken kendimizi Antep’te baklava salonunda sanacağız, baklava yemediğimiz halde beynimizin tat alma bölümleri uyarıldığı için baklavanın tadını damağımızda hissedeceğiz.
Ormanda gezinti yaparken karşımıza bir aslan çıkacak, beynimizin kaç ya da savaş merkezi uyarılarak zihnimiz, aslandan kaçarken veya aslanla savaşırken bedenimiz koltukta oturacak. Zihnimiz ormanın, kanın kokusunu duyacak, çalıların canımızı acıttığını, sıcaktan bunaldığımızı hissedecek, koşmaktan bacaklarımızın hareket etmekte zorlandığını fark edecek ve kalbimiz bu yaşananları gerçek sanıp daha hızlı çalışacak. Aslında biz zihnimizde korku ve panik duygusunu en uç noktasında yaşarken bedenimiz koltukta oturuyor olacak. Bu Arslan macerasını metaverse teknolojisindeki kimliğimizi yansıtan ve avatar denen temsilcimiz yaşayacak ama beynimiz sabote edilerek bu macera gerçekmiş gibi tepki vermeye zorlanacak.
Metaverse teknolojisi hayatımıza girdiğinde çocuklarımız, gerçek dünyadan yani bizlerden kopacak. Bizleri sevmelerin ve sosyal yaşamın bir parçası olmalarını sağlayacak gerçek sevgi duygusundan mahrum kalacaklar. Çünkü çocuğun odasında parmaklarının ucunda kocaman bir dünya olacak. Bu dünya ona, sevdiği yiyecekleri yediğini, sevdiği giysileri giydiğini, sevdiği sanatçının konserinde en ön sırada şarkı söylediğini, sevdiği araba ile macera yaşadığını, sevdiği tatili yaptığını, sevmediği insanlardan hesap sorduğunu hissettirerek, onu tatmin edecek. Yani metaverse çocuğun sevdiklerini yem olarak kullanarak onu gerçek sevgiden uzaklaştıracak.
Hiç inandırıcı gelmiyor olabilir ama teknolojinin hızı, bizlerin algı dünyasından çok daha fazla... Yıllar önce Bilim Teknik Dergisinden İnternetle ilgili bir yazıyı sınıfta okuyup şu soruyu sormuştum: “Şimdi hepimiz İnternet kullandığımızı hayal edelim nasıl bir yaşantımız olur? “Öncelikle bunun çok yaygınlaşmayacağını, telefon gibi sadece haberleşmek ve bazı bilgi kaynaklarına ulaşmak için kullanılacağını, televizyona gerek kalmayacağını konuştuk; ama aklımıza beğeni almak için gece gündüz çırpınan milyonlar olacağı, İnternet uygulamalarının bağımlılık yaratacağı, dijital dolandırıcılık gibi yeni bir mecra oluşturacağı, duyguların gülen yüz gibi basit emojiler ile ifade edileceği, insanların sanal sevgileri, sahte hesapları olacağı vesaire hiç aklımıza gelmedi… Ama bütün bunlar bugünün gerçeği...
“Peki, metaverse ve bizlerin henüz bilmediği farklı teknolojik gelişmeler hayatımıza girerse yarının gerçeği nasıl olacak?” Bu soruyu cevaplamak için bilgimiz yetersiz ama insanlığın, gerçek sevginin yaygınlaşması ve yaşanmasıyla huzura kavuşacağı kesin.. Bu nedenle çocuklarımıza , sevmeyi ve sevdiğini ifade etmeyi öğretmeliyiz. Ne demişti Sait Faik “Her şey bir insanı sevmekle başlar.” Biz de “ Her şey bir insanı sevmekle başlar ve her şeyi sevmekle sonlanırsa dünya çok daha güzel olacak diyoruz.
Gelecek sayımızda sevgi, şefkat ve şehvet duygularıyla ilgili söyleşmek üzere sevgiyle kalın...
KAYNAKÇA:
Pof. Dr. İsmail Hakkı Aydın, “Metaverse Ve Sonrası “ ,İstanbul Flaş, 07.Kasım. 2021
Prof.Dr.İsmail Hakkı Aydın, “Bilim İnsanına Metaverse’ü Sorduk YouTube , Uhre, İstanbul, 21.Şubat. 2022
14Temmuz 2022
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.