Sevgili Umudun Kadınları izleyicileri. Bu gün canımı çok yakan sokak hayvanlarının katledilmesi yasa tasarısı ile ilgili yazmak istedim. İnsanların bir bölümü, kendini dünyanın efendisi, üstün canlı olarak, diğer tüm canlıları da kendisine hizmet ettiği sürece yanında tutacağı, hizmetini istemediğinde çöpe atacağı kendine ait eşyalar olarak görüyor. Oysa doğanın dengesi bozulduğunda, doğa karşısında ne kadar güçsüz olduğunu hatırlayacağı olayları sık sık yaşıyor. Dünyanınsadece bir parçası olduğunu ve dünya üzerindeki her şeye saygı göstermesi gerektiğini unutarak, bir kibir içinde. Her canlının, türüne yönelik bir tehdit olduğunda tepki göstermesi doğal bir durum. Ama ‘sokak köpeklerinin uyutulması kanun tasarısını’ hazırlayanlar doğaya saygıyı unutmuş. Ne yazık ki bu insanlar karar verici durumdalar.
Biliyorsunuz, köpek sayısının arttığı düşüncesiyle bu tasarı hazırlandı. “Köpeklerin sayısı çok arttı, kuduz riski taşıyor, öyleyse öldürelim.” diyorlar. Yaşama saygıları yok. Yapılması planlanan işlem, kibarca uyutma, sanki köpek tekrar uyanacakmış gibi; saçma bir biçimde ötenazi, sanki köpeğin onayı alınmış gibi; gerçekte katliam!
Hayvan hakları savunucuları bu tasarıya karşı eylemdeler. Tasarıyı hazırlayanların savunduğu fikirleri çürütüyorlar. Köpek sayısı çok arttı fikrine karşı “kısırlaştırırsanız artmaz,” kuduz riski var fikrine karşı ise “aşılama yapın” diyorlar.
Bir köpeği uyutma adı altında öldürmenin maliyeti 4 bin TL, kısırlaştırmanın maliyeti ise 500 TL.
Bir de veterinerler bu öldürme işlemini yapmakla görevlendirilecekler. Hayvanların esenliğini ve canını korumak için yetiştirilmiş veterinerlerin başına gelene bakın!
15 bin yıl önce evcilleştirilip insanın en sadık dostu olan ve birlikte yaşayan köpekler şimdi ne yapsın? Toplumdan kaçıp ormana gitseler, insanlar kendi başlarına yaşama yetilerini evcilleştirerek ellerinden aldığı için yaşayamazlar. İnsansız yaşayabilecek olsalar bile, yaşamalarına elverişli bir orman bırakıldı mı ki kaçsınlar.
İnsanların sözünü ettiğim bölümü için sadece hayvanın değil insanın da yaşamı değersiz. Daha yeni, yağmur yağdığında yoldaki birikintiden elektrik akımına kapılıp iki can aramızdan ayrıldı. Çünkü yolun altındaki elektrik kablosu 60 santim yerine 15 santim aşağıdaydı. Bu ölümlerden sonra iki saatlik bir çalışmayla düzeltildi. Ne yazık ki o canlar için artık hiçbir şey yapılamaz.
Neyse ki, hala insanların diğer bölümü, mütevazı yaşıyor, cana değer veriyor, doğaya değer veriyor ve doğayla barışık yaşamak istiyor.
Bütün inanç sistemlerinde “öldürme, yaşat” der. İnsanın kendi canına kıyması bile yasaklanmıştır.
“Yaratılanı severim, yaratandan ötürü.” der.
“Ne olursan ol, kim olursan ol gel…”der.
Bir Türkmen duası da şöyle söylüyor:
Tanrım, ilk önce, dağa, taşa ver,
Ormana, hayvanlara, suya ver.
Ondan sonra, insanlara, kapı komşuya, muhtaç olana,
Kalırsa, en son bana ver.
İnanıyorum ki, mütevazı, saygılı, doğayla barışık insanlar, bu karar tasarısının geri çekilmesinde başarılı olacaklar ve bizim insanlığımızdan bir kez daha utanmamızı engelleyecekler. Umutla kalın.
15 Temmuz 2024
Kaynaklar
https://www.sozcu.com.tr/bir-kopegi-uyutmanin-maliyeti-4-bin-tl-kisirlastirilmasi-ise-500-tl-p50375
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.