selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Açık renkli, kareli desenli bir kazak giymiş ve başında açık kahverengi bir başörtüsü olan Munise Demirer. Kafesli metal bir yapının önünde ayakta duruyor ve sola doğru bakıyor. Arka planda cam pencereler ve kahverengi- siyah çerçeveler görünüyor. Demirer’in yüzünde sakin bir ifade var.
HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT

Merhabalar değerli Umudun Kadınları Dergisi sevenleri. Yine dopdolu bir kadının güncesi köşesiyle sizlerleyiz.
Önce Başlıklar.
• Rojin Kabaiş İçin Adalet Çağrısı Sürüyor: 'Bulunan 2 Erkek DNA'sının Kimlere Ait Olduğu Açıklanmalı'
• 11'inci Yargı Paketi Taslağında Tartışma Yaratacak Düzenlemeler: LGBTİ+ Bireylere Hapis Cezası
• İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kadın Çekici Operatörü Tabuları Yıktı: 'Bu Bir Tutku'
• 4 Kız Öğrenciye Taciz Skandalında 'Rızaları Olabilir' Ayıbı
• Eda Erdem Dündar, BM Kadın Birimi’nin “İyi Niyet Elçisi” Oldu
• İtalya Da Taşıyıcı Anneliğe Hapis Cezası
• Bu Kırsalın Ortasında Sadece Kadınlar Yaşıyor, 2 Şarta Uyanları Kabul Ediyorlar
Rojin Kabaiş İçin Adalet Çağrısı Sürüyor: 'Bulunan 2 Erkek DNA'sının Kimlere Ait Olduğu Açıklanmalı'
Van’da 27 Eylül 2024'te kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kaybolan ve cansız bedeni 15 Ekim 2024'te Mollakasım Mahallesi sahilinde bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne yönelik soruşturma sürüyor.
Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün aydınlatılması amacıyla bir araya gelen kadınlar, Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda oturma eylemi yaptı, Rojin için adalet çağrısında bulundu.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisinin de destek verdiği eylemde konuşan Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları üyesi Zeliha Taşkıran, Rojin’nin ölümünün üzerinden bir yıl geçmesine rağmen soruşturmada ilerlemenin kaydedilmediğini söyledi. Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonları olarak, Rojin’in şüpheli ölümüyle ilgili süreci adım adım takip ettiklerini söyleyen Taşkıran, “21 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Rojin, 27 Eylül 2024 günü gecesi kaldığı KYK yurdundan çıktı ve bir daha geri dönemedi. Tam 18 gün boyunca arandı, cansız bedeni en son görüldüğü yerden 20 km uzaklıkta Van Gölü kıyısında akıntının tersi yönünde bulundu. Otopsi raporu 28 gün bekletilerek ne avukatlarla ne de aileyle paylaşıldı. Otopsisinde bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA bulundu, ancak bu DNA'ların kime ait olduğu ve bedeninin neresinde bulunduğu geçtiğimiz bir yıldır açıklanmamıştı” diye konuştu.
"Rojin intihar etti" denilerek soruşturma dosyasının kapatılmaya çalışıldığını aktaran Taşkıran, şöyle devam etti:
“Biz, geçtiğimiz bir yıl boyunca her bir karanlık noktayı aydınlatmak için sokakta, sosyal medyada ve hayatın her anında bulunduğumuz her yerde Rojin'e ne oldu sorusunu sorduk. Rojin'i unutturmadık. Bu mücadelemiz sonucunda ATK, Rojin'in otopsisinde bulunan 2 farklı erkeğe ait olan 2 DNA örneğinin bedeninin neresinde olduğu bilgisini içeren raporu dosyaya ekledi.
2 farklı erkeğe ait olan DNA'lar göğüs bölgesinde ve vajinanın iç bölgesinde tespit edildi. Bu bulgularla beraber, Rojin'in katledilişi artık intihar ya da şüpheli durum diyerek geçiştirilemeyecek noktadadır. Aksine, cinsel saldırı ihtimalinin etkin bir şekilde araştırılması gerekmektedir.” "Geçtiğimiz bir yılda erkek yargı, kadınların yaşam haklarını korumak, Rojin için adaleti sağlamak ve failleri açığa çıkarmak yerine kamuoyunu susturmaya çalıştı. Adli tıp raporlarından kamera görüntülerine, telefon sinyallerinden, DNA örneklerine kadar pek çok kritik bulgu ya kamuoyundan gizlendi ya da çelişkilerle dolu bir şekilde bazı medya gruplarına aktarıldı. Mücadelemizle ortaya çıkardığımız gelişmeler ışığında şimdi Rojin’in bedeninde bulunan 2 erkek DNA’sının kimlere ait olduğu tespit edilip, şüpheliler gözaltına alınmalıdır.
Adli Tıp Kurumu 2 erkek DNA'sının kimlere ait olduğunu dosyaya sunmak ve kamuoyuna da açıklamak zorundadır. Hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde dosyaya kısıtlılık kararı getirildi. Dosyaya yeni atanan savcı ile bu kısıtlama kararı kısmi bir şekilde kaldırılmıştı. En baştan beri, bu somut herhangi bir gerekçesi olmayan kısıtlılık kararının, dosyanın selameti için değil, gerçeklerin aileden ve avukatlardan gizlenmesi için getirildiğini biliyoruz demiştik.
Adli Tıp Kurumu'nun, Rojin'in otopsi raporunu dosyaya eklemesiyle öğrendik ki savcı ve Adli Tıp Kurumu bir yıldır ellerinde bulunan bilgileri gizlemiştir. Bu, delillerin karartılmasıdır, deliller gizlenerek suç işlenmiştir. Bu, açıkça bir kadın cinayetine ortaklıktır. Van Barosu ve Barolar ortak yaptığı açıklamada, ATK hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu aktardılar. Biz de sürecin takipçisi olacağız. Rojin’in adaletini sağlamak için bütün kentlerde sokaklara çıkmaya, adalet mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.”
11'inci Yargı Paketi Taslağında Tartışma Yaratacak Düzenlemeler: LGBTİ+ Bireylere Hapis Cezası
AKP'nin hazırladığı 11’inci yargı paketinin taslağında LGBTİ+ bireylerin yaşam haklarına kısıtlama getirecek düzenlemelerin yer aldığı belirtiliyor.
Buna göre, taslakla Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesinde değişiklik yapılması öneriliyor. Düzenleme önerisiyle, aynı cinsiyetteki kişilerin evlenme ya da nişan töreni yapması hâlinde 1 yıl 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası getirilebilecek. Ayrıca mevcutta “alenen cinsel ilişkide bulunma veya teşhircilik” fiillerinin cezası 6 ay ile 1 yıl arasında iken, bunun aralık 1 ila 3 yıla çıkarılması planlanıyor. T24’ün haberine göre cinsiyet değiştirme yaşının şu anki 18’lik sınırdan 25’e çıkarılması hedefleniyor. Yeni taslakta, cinsiyet değiştirme ameliyatı hakkı için şu koşullar getiriliyor:
-Kişinin 25 yaşını doldurmuş olması ve evli olmaması,
-Cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğunun Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerce düzenlenecek raporlarla ispatlanması,
-Bu raporun dört ayrı değerlendirme sürecinden geçmesi (her biri üçer ay arayla),
-Raporun ancak eğitim ve araştırma hastanelerinden alınması.
-Ayrıca, genetik ya da hormonal nedenlerle genital gelişim bozukluğu tespit edilen kişiler için “zorunlu tıbbi müdahale”’nin mümkün olması, ancak bu müdahaleler neticesinde nüfus siciline cinsiyet değişikliği yapılabilmesi için mahkeme kararı gerekeceği de ifade edilmiş durumda. Taslakta ayrıca, yasal koşullara aykırı yapılan cinsiyet değişikliği işlemleri için ceza önerisi yer alıyor. Buna göre, kurallara uymadan cinsiyet değişikliği ameliyatı yapan kişiye 3 ila 7 yıl hapis cezası ve 1.000 ila 10.000 gün arasında adlî para cezası öngörülüyor.
Taslakla birlikte sunulan gerekçelerde, “sağlıklı nesiller yetiştirmek”, “aile kurumunun ve toplumsal yapının korunması” gibi ifadeler ön plana çıkıyor. Cinsiyet değişikliği sürecinin bilimsel olarak zorunluluğunun ortaya konulması gerektiği, bu kararların “hayatın ileriki bölümünü ciddi şekilde etkileyebileceği” gerekçesiyle daha olgunluk sahibi bir yaş (25) beklenmesi gerektiği belirtiliyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kadın Çekici Operatörü Tabuları Yıktı: 'Bu Bir Tutku'
İzmir Büyükşehir Belediyesi Makine İkmal, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı İşletme Şube Müdürlüğü bünyesinde görev yapan 53 yaşındaki Munise Demirer, çekici operatör olarak çalışıyor. Biri 21 diğeri 18 yaşında iki oğlu olan elektronik teknisyeni Munise Demirer, ağır vasıta çekici araçları kullanıyor.
Mesleğine tutkuyla bağlı olduğunu dile getiren Demirer, arızalanan araçları tek başına çekiciye yükleyip Gaziemir’de bulunan tamir atölyesine getirdiğini söyledi. Müdürlük bünyesinde en büyüğü 17 metre ve 42 tonluk TIR da dahil bütün çekici araçları kullanan Demirer, bu işi çok sevdiği için şoförlüğü tercih ettiğini belirtiyor. Demirer, 2010'dan bu yana aktif olarak ağır vasıta kullandığını ve 2019’da Büyükşehir Belediyesinde çalışmaya başladığını bildirerek, “En büyük araçtan tutun da en küçük araca kadar hepsini kullanıyor ve çok keyif alıyorum. Bir daha dünyaya gelsem, sanırım yine bu işi yapardım” dedi. Öğrenmenin sınırı olmadığına inandığını vurgulayan Demirer, şunları söyledi:
“Araç konusu ucu açık bir mutfak. Araçları çok sevdiğim ve çok şey öğrenmek istediğim için iki yıl boyunca boş zamanlarımda sanayide bir ustanın yanında çıraklık yaptım. Bu bir tutku. Araba kullanmak çok güzel ama bir aracı bir yerden başka bir yere almak başka bir deneyim. Hepsinin bana kattığı artı bir bilgi var. Ben biraz da bilgi edinmeyi seviyorum. Altın bilezik gibi. Yaptığım her iş beni heyecanlandırıyor. Bana sürekli bir şeyler kattığını düşünüyorum.”
Yolda kalan herhangi bir aracı atölyeye getirmek üzere herkes gibi yalnız çalıştığını belirten Munise Demirer, “Ben de tek başıma göreve gidiyorum. Gece veya gündüz fark etmiyor. Zorlukları oluyor ama üstesinden gelmeyi bir şekilde öğreniyorsunuz. Başarmak zorundasınız. Çok zorlandığım yerde yardım istiyorum. Bir erkeğin fiziksel gücüne sahip değilim ama yaptığım işte zorlansam da işimi seviyorum" dedi. İşini yaptığı esnada çok güzel tepkiler aldığını belirten Demirer, şunları söyledi:
“Çoğu zaman ‘Abla helal olsun. Bravo. Bu işi yapan kadınlar da var mı?’ diye güzel tepkiler alıyorum. Bazen ‘Elinin hamuru ile bu işlere bulaşma’ şeklinde klasik tepkiler geliyor. Onlara da ‘Ellerimi yıkadım, mutfaktan çıkıp buraya geldim. Buraya da yetiştim’ diyorum. Çocuklarım benimle gurur duyuyor. Bazı şeyler biraz da çocuklarımızla ilgili. Bir şeyleri başardığımızı, imkânsız gibi görünen şeyleri yaptığımızı ispatlamak, yılmadan bir şey yapabilmek… Bunları göstermek benim için kıymetli. Çocuklarıma güzel bir anne ve iyi bir örnek olduğumu düşünüyorum. Burada çalışan ve vefat eden bir şoför abimizin dolabını bana verdiler. Hepsi çok iyi insanlar. Bana çok yardımcı oldular.”
4 Kız Öğrenciye Taciz Skandalında 'Rızaları Olabilir' Ayıbı
Cumhuriyet'ten Rengin Temoçin'in haberine göre; Elazığ’da bir spor kulübünde görev yapan hentbol antrenörü İ.B. hakkında, 12–14 yaş aralığında dört kız öğrenciye yönelik taciz iddiasıyla açılan davada beraat kararı verildi.
Dosyaya ilişkin süreçte, geçen yıl nisan ayında tutuklanan antrenörün ilk yargılamada beraat ettiği, sonrasında 27 ay hapis cezası aldığı; ancak bir üst mahkemenin “rıza olabilir” gerekçesiyle kararı bozup dosyayı yerel mahkemeye gönderdiği belirtildi. Yapılan yeniden yargılama sonunda sanık İ.B. hakkında beraat kararı çıktı.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, karara itiraz edeceklerini açıkladı. Dernek avukatlarından Çisel Demirkan Sakallı, dosyada yazışmalar, ses kayıtları ve tanık beyanları bulunduğunu, “Mesaj kayıtlarında sanık İ.B.’nin iddiaları kabul edip özür dilediğini söylediğini” ifade etti. Sakallı, istinafın dosyada “çocukların rızası olabileceğine” dair ifadeleri gerekçe gösterdiğini, bugün de “rıza” vurgusuyla beraat verildiğini belirterek, kararın çocukların adalete olan güvenini zedelediğini söyledi.
Dernek, uluslararası sözleşmelere ve çocukların üstün yararına dikkat çekerek hukuki süreci sürdüreceklerini bildirdi.
Eda Erdem Dündar, BM Kadın Birimi’nin “İyi Niyet Elçisi” Oldu
Türkiye Kadın Voleybol Takımının ve F.Bahçe Medicana’nın kaptanı Eda Erdem Dündar, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi tarafından “İyi Niyet Elçisi” olarak atandı.
11 Ekim Dünya Kız Çocukları günü öncesindeki lansmanda konuşan Eda, “Çok mutlu ve gururluyum. BM Kadın Biriminin Türkiye İyi Niyet Elçisi olmak muazzam bir duygu. Kadınların ve genç kızların üzerindeki etkimin farkındayım ama bu unvanla beraber Türkiye’de tüm kadınların ve kız çocuklarının sesi olmaya çalışacağım.
Sadece sporda değil, hayatın her alanında onlara daha güvenli bir ortam daha eşit şartlar ve destek sağlamak için sesimizi birleştireceğiz. Sloganımız da belli. ‘Bizim sesimiz, bizim gücümüz.’ Biz birlikte olduğumuz zaman gücümüzü paylaştığımızda sesimiz daha da yüksek çıkacak” dedi.
İtalya’da Taşıyıcı Anneliğe Hapis Cezası
İtalya’da Yasaya göre, uygulamanın yasal olduğu Amerika ve Kanada gibi ülkelerde taşıyıcı annelik yapmak isteyen İtalyan kadınlar, 2 yıla kadar hapis ve 1 milyon euro’ya kadar para cezasıyla karşı karşıya kalabilecek. Embriyoların ya da taşıyıcı anneliğin ticaretini yapan, organize eden ya da reklamını yapanlar da hapis ve 600.000 euro para cezasına çarptırılacak.
Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren yeni yasa ile taşıyıcı annelik 'evrensel suç' olarak tanımlanırken, The Guardian'ın haberine göre, ABD ve Kanada'da bu yolla ebeveyn olan çok sayıda İtalyan çift, ülkeye dönemiyor. Teröristler ve istismarcılarla aynı kategoride sayılan çiftler hapisle karşı karşıya.
Bu Kırsalın Ortasında Sadece Kadınlar Yaşıyor, 2 Şarta Uyanları Kabul Ediyorlar
Teksas kırsalında, 70 yaşındaki Robyn Yerian tarafından kurulan ve sadece kadınların yaşadığı "Kuş Yuvası" (The Bird's Nest) adlı küçük ev komünü, modern hayata alternatif, destekleyici bir yaşam alanı sunuyor. Beş dönümlük bir arazi üzerine kurulu bu pastoral topluluğa katılmanın ise iki temel kuralı var: Erkek yok ve drama yok. Bu topluluk, "kadınları güçlendirmek" ve birbirlerine destek olmalarını sağlamak amacıyla kurulmuş.
Kurucu Robyn Yerian, kurallar konusunda son derece net. Erkeklerin topluluğa dahil edilmemesinin yanı sıra, en önemli kuralın "dramasız" bir yaşam olduğunu belirtiyor: "Dramalara, küçük hesaplara, insanların arkasından konuşmaya tahammül etmem. Bir sorunumuz varsa, doğrudan konuşuruz." Bu sayede, çoğu 60 ila 80 yaşları arasındaki kadınlardan oluşan topluluk, huzurlu ve destekleyici bir atmosferi koruyor.
Robyn Yerian'ın bu komünü kurma fikri aslında bir tesadüfle doğmuş. Emeklilik birikiminin yetmeyeceğini fark edince 2002'de aldığı araziyi başlangıçta 55 yaş üstü herkese açmayı planlamış. Ancak kadınlara elektrikli alet kullanmayı öğrettiği bir atölye sonrası, ateş başında toplanan kadınların yarattığı güçlü dayanışma hissi, ona "sadece kadınlara özel" bir topluluk kurma ilhamı vermiş. Kuş Yuvası'nın en önemli felsefelerinden biri de uygun fiyatlı olması. Sakinler, kendi küçük evlerini getirdikleri arsaları için su, çöp ve bakım dahil ayda sadece 450 dolar ödüyor.
Topluluk, yoga, kitap kulübü, yüzme ve el sanatları gibi ortak aktivitelerle ve birbirlerine "her zaman bir yardım eli uzatarak" güçlü bir dostluk ağı oluşturuyor. Yeni üyeler ise, topluluğun uyumunu korumak adına, önce telefonla görüşülerek ve ardından birkaç gün misafir edilerek dikkatle seçiliyor. Robyn, "gerçek bir topluluğun parçası olmak isteyen, şefkatli insanlar" aradığını belirtiyor.
Buraya yerleşen kadınlar, evlerini satıp küçük bir eve geçerek geliyor ve Robyn'in de dediği gibi, "Burası bizim son evimiz, umarız elimizden geldiğince birbirimize eşlik ederiz.
Gelecek sayımızda kadın gündemini oluşturan gelişmelerle sizleri yeniden buluşturmak için çalışmaya devam edeceğiz. Umutla kalın.
21.10.2025

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.