selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Güvenlik kamerası görüntüsü, iki farklı anı yansıtan ikiye bölünmüş bir şekilde gösterilmiş. Sol taraftaki kısımda, bir kişinin kapıdan girmek üzere olduğu veya içeriye zorla girdiği görülüyor ve bu kişinin olduğu alan kırmızı bir daire ile belirginleştirilmiş. Sağ tarafta, bir kişi yerde sürükleniyor ve diğeri onu ayaklarından tutarak çekiyor. Görüntünün sağ üst köşelerinde tarih ve saat yer alıyor: 2024-05-24, saat 12:45:37 ve 12:47:03. Bu kareler güvenlik kamerası tarafından ardışık olarak kaydedilmiş.
HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT

Merhabalar, değerli Umudun Kadınları Dergisi dostları. Kadına ve mücadelesine dair haberlerden oluşan bir köşe hazırladık sizlere. Güzel haberler de var elbette ama ne yazık ki istediğimiz kadar değil. Önce başlıklar:
• Türkiye Sizinle Gurur Duyuyor: Kadın Voleybolcularımız, Dünya İkincisi!
• Down Sendromlu Çocuğu Darbeden Öğretmen, Özel Eğitim Bölüm Başkanı Oldu!
• Gazze'de Yaşayan Görme Engelli Roaa Abuhelal İçin Çağrı: Abuhelal Ailesinin Güvenli Bir Yere Ulaştırılması İçin Destek Talep Ediyoruz
• Bakanlığın Yeni Uygulamasına Tepki Yağdı: Kreş Yok 'Komşu Anne' Var!
• Porsuk Çayı’nın Turist Gezi Botları Kadınlara Emanet
• İran’da Kadınlara Motosiklet İzni Gündemde
• Nepal’deki 'Z Kuşağı' İsyanının Ardından İlk Kadın Başbakan Görevi Devraldı
• O Ezber Resmen Bozuluyor: Erkekler Eşlerin Soyadını Alacak.
Türkiye Sizinle Gurur Duyuyor: kadın Voleybolcularımız, Dünya İkincisi!
A Milli Kadın Voleybol Takımı, FIVB Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası'nın finalinde İtalya ile karşı karşıya geldi.
Final karşılaşmasını Kadın Voleybolcularımız, 3-2 kaybetti.
Bu sonuçla birlikte kadın Voleybolcularımız, tarihimizde ilk kez çıktığımız Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası finalini 2. olarak tamamladı ve gümüş madalya kazandı.
Ayrıca A Milli Takım'ın kaptanı Eda Erdem, turnuvanın en iyi orta oyuncusu seçildi.
Melissa Vargas ise en iyi pasör çaprazı seçildi. Vargas, ayrıca FIVB Kadınlar Dünya Şampiyonası'nı 'En çok sayı kaydeden oyuncu' olarak bitirdi.
A Milli Kadın Voleybol Takımı kaptanı Eda Erdem, FIVB Dünya Şampiyonası finalinde İtalya'ya 3-2 kaybedilen maç sonrası açıklamalarda bulundu. Deneyimli kaptan, "İçim buruk değil. Buralarda kaybetmeden kazanmayı öğrenemiyorsunuz. Ben gerçekten takım arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Çok büyük bir başarı kazandığımızın farkındayız ve üzgün değiliz. Adım adım ilerleyeceğiz. Biz buralarda yeniyiz. Bir sonraki turnuvayı düşüneceğiz artık" dedi. Eda Erdem, sözlerini "Takım arkadaşlarımın hepsini çok seviyorum ve herkesin eline, emeğine sağlık" diyerek sürdürdü.
Biz de Umudun Kadınları Dergisi yayın kurulu olarak A Milli Kadın Voleybol takımımızı tebrik ediyoruz.
Down Sendromlu Çocuğu Darbeden Öğretmen, Özel Eğitim Bölüm Başkanı Oldu!
Ankara MEB Kahramankazan Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda eğitim gören 16 yaşındaki Berat Ü., okuldan vücudunda morluklarla eve geldi. Öğretmeni Mücahit Mert Hepgümüş, anne Seray Cengiz’e çocuğun arkadaşlarıyla kavga ettiğini, dudağının yaralandığını söyledi. Anne ikna olmadı, okula başvurdu. Yöneticiler de benzer yanıt verince anne, vücudu ve yüzü moraran Berat için darp raporu alarak savcılığa başvurdu. Soruşturma kapsamında incelenen kamera görüntülerinde, öğretmenin Berat’ı yerde sürüklediği ve darp ettiği anlaşıldı.
Açılan dava sonucu öğretmen Mücahit Mert Hepgümüş’ün beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı basit yaralama suçundan dava açıldı. Tutuklanan öğretmen 45 gün sonra serbest bırakıldı. Bir Gün Gazetesinin aktardığına göre, Kahramankazan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonunda öğretmene önce 360 gün hapis cezası verildi. Ancak ceza, "takdir" indirimiyle 12 bin lira adli para cezasına çevrildi. Sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları nedeniyle hâkim "takdir indirimi" yaparak hükmün açıklanmasını da geri bıraktı. Savcılık ve aile karara itirazda bulundu. Dava üst mahkemeye taşındı.
Sanık öğretmen ise daha sonra Sincan Rehberlik Araştırma Merkezi’nde “özel eğitim hizmetleri bölüm başkanı” olarak görevlendirildi. Türkiye Down Sendromu Derneği, ceza alan Hepgümüş'ün, Sincan RAM Özel Eğitim Bölüm Başkanı olarak atanmasını protesto etmek için Ankara Valiliği önünde bir araya geldi.
Türkiye Down Sendromu Derneği Başkan Yardımcısı Fulya Ekmen, Şunları Kaydetti:
"Burada down sendromlu öğrencisini feci şekilde döven, bu yüzden yargılanan ve ceza alan Mücahit Mert Hepgümüş'ün Sincan RAM Özel Eğitim Bölüm Başkanı olarak görevlendirilmesini protesto etmek üzere toplandık. Kalbimizdeki acıyı, öfkeyi, düş kırıklığımızın derecesini tarif etmem mümkün değil. Öğrencisini döven bir sözde öğretmenin tekrar eğitim sistemi içerisinde özel gereksinimli öğrencilerin hayatlarını etkileyecek bir göreve getirilmesi akıl alır gibi değil. Dayakçı bir öğretmenin eğitimle ilgili tüm faaliyetlerinin engellenmesi, hiçbir eğitim kurumunda çalışamaması ve öğretmenlik mesleğinden men edilmesi gerekirken adeta bu şekilde ödüllendirilmesi en hafif tabiriyle utanç vericidir. Bu görevlendirmeyi bir hata olarak kabul etmiyoruz. Bu görevlendirmeyle engelli çocuk ebeveynleri sırtımızdan bıçaklandık, kalbimizden vurulduk ve değersizleştirildik. Çünkü bu görevlendirmeyi yapan kişiler ve kurumlar şu mesajı vermiştir: 'Biz çocuklarınızı değil, dayakçı öğretmenleri koruyacağız, kollayacağız. Siz ne yaparsanız yapın, kanun, adalet sizin yanınızda olsa da biz gerekirse arka kapılardan dayakçı öğretmenleri sistemde tutacağız ve ödüllendireceğiz'. Cevabımız bu mesaj kadar açık ve serttir. Biz özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynler çok sabırlı, merhametli ve mücadeleciyizdir. Bize bu mesajı verenler bilsinler ki çocuklarımızın hakkını korumayan, onları dayakçı öğretmenlerle, şiddetle baş başa bırakanlara karşı asla sabırlı, asla merhametli olmayacağız. Ve onlara karşı mücadelemizi yılmadan devam ettireceğiz. Bu olay ilk değildir ama son olması için Mücahit Mert Hepgümüş'ün tüm öğrencilerle ilgili her türlü eğitim, öğretmenlik ve rehberlik görevlerinden derhal alınmasını, bu görevlendirmeyi gerçekleştiren ilgili kişi ve kurumlar hakkında gerekli idari ve cezai soruşturmanın başlatılmasını, görevlendirme süreci ve alınan kararlar hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesini ve resmî açıklama yapılmasını talep ediyoruz. Şiddet gören down sendromlu çocuğun annesi Seray Cengiz ise şunları kaydetti:
"Şu anda duygularımı size buradan ifade etmem çok zor. Ben Berat'ın annesiyim. Oğlum defalarca bu öğretmen tarafından darp edildi. Olay yargı aşamasına taşındı ama maalesef para cezasıyla serbest bırakıldı. Gündemdeki olay beni gerçekten derinden yaraladı. Ben sadece Berat'ın sesini duyurmak için burada değilim. Tüm özel gereksinimli çocuklar için buradayım. Bugün bu başımıza geldi, yarın diğer çocuklarımızın başına gelmesin. Biz örgütlenmezsek sesimizi duyuramayacağız. Bu şahsın arkasındaki kim, neden ve hangi vicdanla bu kararı aldı? Şahıs Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) bölüm başkanı olarak takdir ödülü aldı. Biz devletimizden, yargıdan, bu öğretmenin cezalandırılmasını beklerken böyle bir senaryoyla karşı karşıya kaldık. Buradan sesleniyorum, lütfen kim bu kararı aldıysa alınan bu karar geri çekilsin. Böyle kritik bir görevde öğrencisine şiddet uygulayan, özellikle özel gereksinimli bir çocuğa şiddet uygulayan bir şahsın bırakın bu görevi, öğretmenlik görevini bile yapmaması gerekir."
Basın açıklamasından sonra toplanan kalabalık, Hepgümüş'ün atama kararının geri alınmasına ilişkin imza toplayarak Ankara Valiliği'ne sundu.
Biz de Umudun Kadınları Dergisi yayın kurulu olarak bu takdir indirimlerini, bu saçmalık dolu atamayı kınıyoruz ve adaletiniz batsın demekten alamıyoruz kendimizi.
Gazze'de Yaşayan Görme Engelli Roaa Abuhelal İçin Çağrı: Abuhelal Ailesinin Güvenli Bir Yere Ulaştırılması İçin Destek Talep Ediyoruz
Sakarya Caddesi'nde toplanan farklı engelli örgüt temsilcileri, "Katil İsrail Gazze'den elini çek. Gazzeli görme engelli genç kızın çığlığını duyun" pankartı açtı, "Vicdanı olan herkes Gazze için ses versin", "Filistin halkı yalnız değildir" ve "İnsanlık Roaa'nın çığlığına ses ver" gibi dövizler taşıdı.
Grup adına basın açıklaması yapan Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Derneği Başkanı Turhan İçli, İsrail'in son 2 yıldır Gazze'de sürdürdüğü saldırılarda on binlerce kişinin hayatını kaybettiğini, on binlercesinin de sakat kaldığını söyledi.
İsrail hükümetinin Gazze halkını aç bırakarak teslim almaya, onları yerlerinden etmeye ve bölgeyi insansızlaştırmaya çalışarak acımasız soykırım uyguladığını vurgulayan İçli, bunun insanlık adına utanç verici bir tablo olduğunu belirtti.
Geçen günlerde Gazze'den bir çığlığın kendilerine ulaştığını aktaran İçli, çığlığın sahibinin görme engelli Roaa Abuhelal olduğunu söyledi.
Abuhelal ve ailesinin Gazze'de sığınaklarda mahsur kaldığını anlatan İçli, "Bu aile, Gazze'de ölüm ve açlık tehlikesiyle burun buruna yaşama tutunmaya, hayatta kalmaya çalışıyor. Suya, gıdaya, zorunlu gereksinimlere erişim yok. Yani Gazze'de olup bitenler sadece ağır insan hakları ihlalleri değil. Aynı zamanda evrensel tüketici hakları ihlal ediliyor. Roaa'nın ve ailesinin temel bir isteği var. Bu cehennemden kurtulup güvenli yere ulaşabilmek." diye konuştu.
İçli, BM Engelli Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesine göre, silahlı çatışma ve risk durumlarında özellikle engellilerin korunması ve güvenlik altına alınmasının hükümetlerin yükümlülüğünde olduğunu ifade ederek, "Biz de BM Engelli Hakları Sözleşmesi'ne imza atmış ve yürürlüğe koymuş bir ülke olarak buna duyarlı olmak, bu görevi yapmak zorundayız. Hükümetimize ve ilgili kurumlara sesleniyoruz. Roaa'nın çığlığına kulak verin, ulusal ve uluslararası mekanizmaları harekete geçirin. Roaa ve ailesinin bu cehennemden kurtarılması için acil destek talep ediyoruz." dedi.
Umudun Kadınları Dergisi olarak bu konuya duyarsız kalmadık ve Roaa Abuhelal ile söyleşi yaptık. Bu söyleşiyi, Umudun Kadınları Dergisi Youtube kanalımızı ziyaret ederek izleyebilirsiniz.
Bakanlığın Yeni Uygulamasına Tepki Yağdı: Kreş Yok 'Komşu Anne' Var!
"Aile Yılı" kapsamında çocuklu kadınlar başta olmak üzere birçok vatandaş için uygulamalar geliştireceğini söyleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, "Komşu Anne" hizmetinin pilot çalışmalarına başladı.
Proje, ailelerdeki özel kreş maliyet yükünü hafifletip maliyeti azaltacak bir model olarak pazarlandı.
Söz konusu projeye göre bakıcılar, Millî Eğitim Bakanlığı halk eğitim merkezlerinde çocuk bakım eğitimi almış kişiler arasından seçilip bakanlık tarafından verilecek erken çocukluk dönemi ve ilk yardım eğitimlerinden geçecek.
Beş gün sürecek eğitimlerin sonunda bakıcılar sertifikalı "nitelikli çocuk bakıcısı" olacak. Proje kapsamında, bakıcılar en fazla beş çocuğa kendi ev ortamlarında hizmet verebilecek.
Bu uygulama kafalarda ciddi oranda soru işaretleri oluşturdu. Çocuklarına bilmedikleri bir evde bakılması fikrinin güvensizlik yarattığını vurgulayan ebeveynler, bu durumun çocuk istismarı ve şiddet oranlarına da zemin hazırlayacağını söyledi. Nefes gazetesine konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de uygulamanın büyük sakıncalar barındırdığını anlattı. Tarikatlara ve cemaatlere alan açacağını düşündüğünü belirten Canan Güllü, eğitim seviyesi, pedagojik bilgisi ve toplumsal algısı belirsiz bakıcıların, erken çocukluk dönemi için büyük risk taşıdığını ifade etti ve "Bu proje kurda kuzu emanet etmektir" dedi.
Avrupa’daki örneklerden yola çıkarak hazırlanan uygulamanın Türkiye’deki denetim eksikliği nedeniyle başarılı olmayacağını söyleyen Güllü, "Hollanda’daki ‘Komşu Anne’ olarak adlandırılan bakım hizmeti, sıradan bir birey değil, devlet tarafından eğitilmiş, denetlenmiş, sorumlulukları tanımlanmış ve sürekli kontrol edilen profesyonel bir bakım sağlayıcıdır. Türkiye’de önerilen model ise bu altyapıdan tamamen yoksun" diye konuştu.
Porsuk Çayı’nın Turist Gezi Botları Kadınlara Emanet
Türkiye’nin Venedik’i olarak anılan Eskişehir’de yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği Porsuk Çayı’nda, gezi botlarında kadın kaptanlar görev alıyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki kadın personelden Sabriye Erbil ve Ebru Metin, İstanbul Liman Müdürlüğü'nde aldıkları eğitimlerin ardından bot kaptanlığı ehliyeti aldı. Kente dönen 2 kadın kaptan, 16 kişilik gezi botlarının kaptanlığını yapmaya başladı.
Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken kaptanlardan Ebru Metin, kadın bot kaptanı olarak göreve başlamasının ardından destek gördüğünü ifade ederek, "Kadınların her alanda başarılı olabileceğine inanıyorum. Bot kaptanlığı yapmaya başladığımdan bu yana çok destek görüyorum" dedi.
İran’da Kadınlara Motosiklet İzni Gündemde
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Zehra Behruzazer, hükümetin, kadınlara motosiklet kullanma izni verilmesi üzerinde çalıştığını söyledi.
İran devlet televizyonuna konuşan Behruzazer, kabine toplantısı sonrası konuya ilişkin bilgi verdi.
Behruzazer, "Kadınların motosiklet kullanması konusu, hükümetin başından beri dikkat ettiği konulardan biriydi ve çeşitli açılardan incelendi" dedi.
Konuya ilişkin hukuki istişarelerin de yapıldığını aktaran İranlı yetkili, "Sonuç olarak, hükümetin vardığı genel kanaat, bu alanda yeterli yasa ve yönetmeliğe sahip olduğumuz ve bu işi ilerletebileceğimiz yönündedir" ifadelerini kullandı.
Sorunu ivedilikle çözmek için ilgili kurumlar arasında ilk koordinasyonların yapıldığına işaret eden Behruzazer şunları kaydetti:
"Bu, doğal bir haktır. Pilot ve tır şoförü kadınlarımız var. Tarihimizde kadınların at sürdüğünü ve kadınların toplu taşıma araçlarını kullandığını biliyoruz. Motosiklet de onlara benzer bir araçtır ve toplumda yeni ortaya çıkan bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı dikkate almalı ve bunun için çözüm bulmalıyız."
İran yönetiminin, 2022 yılındaki Mahsa Emini protestoları ile son dönemde artan İsrail-ABD baskıları sonrasında "devlet ve halk uzlaşısı" adına toplumsal baskıları azaltmaya yönelik adımlar attığı gözleniyor.
Nepal’deki 'Z Kuşağı' İsyanının Ardından İlk Kadın Başbakan Görevi Devraldı
Nepal, bir hafta süren kanlı Z Kuşağı protestoları sonrasında yeni bir döneme girdi. Başkent Katmandu’da, eski Yüksek Mahkeme Başkanı Sushila Karki, yemin ederek ülkenin ilk kadın başbakanı oldu.
Bu gelişme, Başbakan K. P. Sharma Oli’nin istifası ve parlamentonun feshedilmesiyle sonuçlanan sokak gösterilerinin hemen ardından geldi. 73 yaşındaki Sushila Karki, Nepal halkına yabancı bir isim değil. 2016-2017 yıllarında ülkenin tek kadın Yüksek Mahkeme Başkanı olarak görev yapan Karki, özellikle yolsuzluk karşıtı duruşuyla tanınmıştı.
Parlamentodaki muhaliflerin görevden alma girişimlerinden güçlenerek çıkan Karki, 'dürüst yargıç' imajını pekiştirmişti.
Karki şimdi, güven kaybı yaşayan siyasi sınıfın ardından öfkeyle dolu bir toplumu yönetmek zorunda. Genç kuşak, 'şeffaflık ve hesap verebilirlik', 'ekonomik fırsatlar' ve 'özgürlüklerin korunması' gibi somut adımlar görmek istiyor. Karki’nin en kritik sınavı, Mart 2026’da düzenlenecek erken seçimlere kadar geçiş hükümetini yönetmek olacak. Ancak bu kısa sürede bile ifade özgürlüğünü koruması, yolsuzluğa karşı mücadele başlatması ve gençlere umut verecek ekonomik adımlar atması gerekiyor.
Ezber O Resmen Bozuluyor: Erkekler Eşlerin Soyadını Alacak
Güney Afrika Anayasa Mahkemesi, yalnızca kadınlara tanınan evlilik sonrası eşinin soyadını alma hakkının erkeklere tanınmamasını Anayasa’ya aykırı buldu. Mahkeme, bu durumun cinsiyet eşitliği ilkesini ihlal ettiğine hükmetti. Yüksek Mahkeme, “1992 tarihli Doğum ve Ölüm Kayıt Yasası” kapsamında erkeklerin soyadı değişikliği konusunda karşılaştığı kısıtlamaların hukuki bir temele dayanmadığını ve ayrımcılık oluşturduğunu belirtti. Alınan kararla birlikte artık Güney Afrika’da evli erkekler, evlilik sırasında eşlerinin soyadını doğrudan alabilecek ya da dilerlerse çift soyadı kullanabilecek. Daha önce sadece kadınlara tanınan bu hak, artık cinsiyet fark etmeksizin tüm bireyler için geçerli olacak. Mahkeme tarafından yapılan açıklamada, ilgili yasa maddelerinin Anayasa’daki eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkeleriyle bağdaşmadığı ifade edildi.
“Cinsiyete dayalı bu farklı muamele, erkek bireylerin kimlik tercihlerini özgürce belirleme hakkını engellemekte ve Anayasa’nın eşitlik ilkesini ihlal etmektedir.” Güney Afrika'nın bu kararı, benzer ayrımcı yasal düzenlemelere sahip ülkeler açısından da örnek teşkil edebilir. Kararın, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda uluslararası hukukta tartışma yaratan alanlara ışık tutması bekleniyor.
Gelecek sayımızda kadınların umudunu artıracak pozitif içerikli haberlerle buluşa bilmek dileğiyle sevgiyle kalın.
19.09.2025

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.