HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT
Merhaba değerli dergi okuyucuları ve dinleyenlerimiz yaşadığımız depremin ardından sizlere haber hazırlamak çok zor ama görev bilinciyle elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Bu sayımızı deprem sürecinde kadınlarımızın içine su serpecek, umudumuzu çoğaltacak, bu kötü zamanlarda gerçekleştirdikleriyle bize güç veren kadın arkadaşlarımızın yaptıkları yaşamlara dokunan güzelliklere ayırdık.
Önce başlıklar
Depremde önce hastalarına koşmuştu... Hemşire Şeyma Alakuş ilk kez konuştu: İnsanlığı gösterebildiysem mutluyum.
KOTEX deprem bölgesine 1 milyon ped gönderdi.
Hakkârili kadınlar pişirdikleri geç bayatlayan ekmekleri deprem bölgesine gönderdi.
Kanserli Çocuklara Umut Vakfından depremzede çocuklara destek
Feminist dayanışma ağı: Birbirimizin çaresiyiz’
Depremde önce hastalarına koşmuştu... Hemşire Şeyma Alakuş ilk kez konuştu: İnsanlığı gösterebildiysem mutluyum'.
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7.7 büyüklüğündeki depremin büyüklüğü, Gaziantep'teki İnayet Topçuoğlu Hastanesi'nin güvenlik kameralarına yansımıştı.
Hastanede görevli pediatri hemşiresi Şeyma Alakuş, deprem anında hastalarını kurtarmak için hastane koridorlarında koşturmuş ve binadan tahliye ettiği hastaları bırakıp başka hastalar için tekrar hastaneye girmişti.
O anlar sosyal medyada gündem olmuş ve yorum yağmuruna tutulmuştu.
Son olarak TRT'den Enes Boyraz'a konuşan Alakuş; sallantıyı ilk hissettiğinde servisindeki hastaları düşündüğünü ve onları kurtarmak istediğini aktardı.
Alakuş şöyle konuştu: "Onları kurtaramasam ve bir çöküntü olsa bile onların yanında olacaktım. Servisimde yatan çocuğu tanıyorum. Sürekli kontrol ettiğim bir hastamdı. Onlar önce Allah'a sonra bize emanetler. Biz her ne olursa olsun onların yanında olmalıyız. Ben de o gün vicdanen ve kalben burada olmam gerektiği için geldim. Tanımıyor olsam da yine aynı şeyi yapardım.
Saat 04.00 civarında acil servise doğru gittim. Ekip arkadaşlarımın yanına gitmiştim. Sarsıntıyı hissettiğimde 'servisteki çocuklarım' dediğimi hatırlıyorum. Önce soğukkanlı olmaya çalıştım. Sarsıntının biraz hafiflediğini hissedince onları direkt aldım ve dışarıya güvenli bir şekilde çıkarmak istedim. Tekrar geri döndüm. 119 numaralı odada ortopedi hastam vardı. Çıkamadı, ben de onu çıkarmaya çalıştım. O hastam için tekrar geri döndüm. O hastayı çıkardıktan sonra ikinci katta dâhiliye servisimiz var. Oradaki yetişkin hastalarımızı buradaki arkadaşlarımla birlikte el birliğiyle çıkardık ve güvende olmalarını sağladık.
Ailem de Gaziantep'teydi ancak asla telefon açamadım. Ailemin nasıl olduğunu bilmiyordum ama görevimi yerine getirmeye çalıştım. Vicdanen içim çok rahat. Hastalarıma bir şey olsaydı vicdan azabından yaşayamazdım.
"Aileme daha sonra ulaştım ve iyi olduklarını öğrenince mutlu oldum. Yine mutluyum. Arkadaşlarımdan ve deprem bölgesinde çalışan arkadaşlarımdan Allah razı olsun. Benim yaptığımın yanında onların yaptığı fedakârlıklar çok daha büyük.
İkinci dereceden kaybettiğim yakınlarım var. Acımız hepimizin acısı. Zor bir dönemden geçiyoruz, umarım bu dönemleri atlatırız. Evim şu an hasarlı olarak çıktı. Biz 7 kişilik bir aileyiz. Ailemi Bursa'ya göndermek zorunda kaldım ve şu an bir akrabamda kalıyorum. Görevime devam edebilmek için Antep'te kaldım. Her zaman bir umut var. İyi olursak her zaman iyilerle karşılaşıyoruz. Hayat bizi çok güzel yerlere yönlendiriyor.
KOTEX deprem bölgesine 1 milyon ped gönderdi
"Yaşanan felaketin derin üzüntüsü içerisindeyiz" diyen Ped markası Kotex, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda depremden etkilenen şehirlere bir milyon ped gönderdiğini açıkladı.
Hakkarili kadınlar pişirdikleri geç bayatlayan ekmekleri deprem bölgesine gönderdi
Hakkari’deki kadınlar deprem bölgesinde ekmek ihtiyacının giderilmesi için tandırlar yakarak bayatlama süresi uzun olan tandır ekmeği pişirip deprem bölgesine ulaştırdı.
Hakkari ve ilçelerindeki kadınlar, tandırlarda ekmek pişirerek deprem bölgesine göndermeye bir hafta boyunca devam etti. Hakkari’nin Gazi Mahallesi’nde ikamet eden Hetem ve Levent Koç'un aileleri, en çok ihtiyaç duyulan ekmek için kolları sıvadı. Sabah saat 03.00’da tandır başına geçen anneler bir taraftan ekmek pişirdiler diğer taraftan da dua ettiler. Anneler, “Allah'ım deprem olduğu günden beri hiç uyumadık. Hayatını kaybedenlerin üzüntüsünü yaşıyoruz. Allah'tan dileğimiz bir daha depremlerin yaşanmamasıdır. Allah başka acı göstermesin" dedi.
Pişirilen ekmekler aynı gün deprem bölgesine doğru yola çıkarıldı.
Kanserli Çocuklara Umut Vakfından (KAÇUV) depremzede çocuklara destek
KAÇUV, Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve 11 ilimizi etkileyen depremler sonrasında bölgedeki destek çalışmalarına başladı.
Tedavi gören çocuklar ve ailelerinin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve karşılanması için organize olan vakıf, bölgedeki çalışmalarını şöyle sıraladı:
Konaklama Desteği:
Depremden etkilenen ve tedavisi devam eden çocuklar ve aileleri için öncelikle KAÇUV Aile Evleri’nde konaklama desteği sağlıyoruz. Ayrıca İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara ve Antalya illerinde otel ve misafirhanede farklı sürelerde konaklama desteği de sağlayacağız.
Gıda Desteği:
Tedavisi devam eden 221 çocuk ve ailesine, 3 ay boyunca her hafta düzenli olarak dijital alışveriş kodu ile gıda desteği sağlıyoruz
İlaç Desteği:
İstanbul Eczacı Odası iş birliği ile kanser tedavisi gören çocuklar için ilaç temini desteği sağlıyoruz.
Nakdi Destek:
221 depremzede ailenin (ilaç, yakacak, giyecek, ev tekstili vb.) ihtiyaçlarını karşılamak üzere üç ay boyunca nakdi destek sağlıyoruz.
Umutlu Kutu Desteği:
Deprem bölgesindeki 1100 aileye medikal ve hijyen ürünlerinden oluşan ‘Umutlu Kutu’larımızı ulaştırıyoruz.
Psikososyal Destek:
KAÇUV psikologları ve gönüllüleri ile tedavisi devam eden çocuklara yönelik sürdürdüğümüz "Sanatla Hayata Renk Kat Projesi"ni depremden etkilenen çocuklar ve aileleri için yaygınlaştıracağız.
Gönüllü Desteği:
Gönüllülerimiz ile afet bölgesinde ihtiyaç olan alanlarda koordinasyon desteği sağlayarak teyitli ve doğru bilgi akışını sağlıyoruz.
Feminist dayanışma ağı: “Birbirimizin çaresiyiz”
İstanbul Deprem bölgelerindeki kadın ve çocuklarla dayanışmak için kurulan Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’ndan İrem Gerkuş, kadın hastaların da ihtiyaçlarının arttığını söyleyerek, “kadınları düşünmeyen bir sistemde, biz birbirimizin çaresi olduğumuz için birbirimizle bu dayanışmayı kurmanın önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Maraş merkezli 6 Şubat’ta gerçekleşen ve 11 kenti etkileyen depremlerin bilançosu giderek ağırlaşıyor. Gönüllü çalışma yürüten yurttaşların yanı sıra kadın örgütleri de ilk günden beri deprem bölgeleri ve diğer kentlerde kadınlar ile çocuklar için birçok çalışma yürütüyor. Kıyafet, ped, bebek bezi, mama, gıda ve daha birçok ihtiyaç malzemeleri ile deprem bölgelerindeki kadınlar ile çocuklara çadırlar kuran feminist kadınlar, ‘Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’ kurdu. Feministler, bu ağ üzerinden örgütlenerek ihtiyaçların tespitini yapıp dayanışma sağlıyor.
Depremin olduğu gün acil bir toplantı alarak feministler olarak neler yapabileceklerini tartıştıklarını söyleyen İrem, Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’nu kurduklarını belirtti. İrem, “toplantıdan sonra enkaz altında olanlar için acilen arama kurtarma ekiplerinin gitmesi, enkazdan çıkartılanlar ile kadınların ihtiyaçlarının giderilmesi için ilk elden tüm kamu kurumları ve herkesin bunun için seferber olması adına bir çağrı metni yazdık” dedi. Daha sonra arkadaşlarının deprem bölgesine gittiğini paylaşan İrem, “Zaten afet gönüllüleri olan arkadaşlarımızın bir kısmı Antep’teki İslahiye’ye gittiler ve hala oradalar. Arama kurtarma çalışmalarına destek veriyorlar. Diyarbakır’da arkadaşlarımız var, bir kısmı Adıyaman’a gitti, onlardan bilgi alıyoruz sürekli” şeklinde konuştu.
Kadın örgütlerinin büyük bir kısmının Hatay’da örgütlenmeleri olduğu için bölgede 3 örgütün aktif bir şekilde çalışma yürüttüğünü dile getiren İrem, “yine Maraş’a giden arkadaşlarımız oldu. Biz de onlardan aldığımız bilgiler üzerine hem oradaki ihtiyaç ve talepleri yükseltmeye, hem de dayanışmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda İstanbul içindeki depolara gidip kolilemeye yardımcı oluyoruz. Buradan giden yardımları desteklemeye çalışıyoruz ya da onların talepleri varsa onları buraya yönlendirmeye çalışıyoruz” sözleriyle çalışmalarından bahsetti. Bölgeden gelen en belirgin talepler arasında barınma sıkıntısı ve hijyen anlamında kadın pedi ve iç çamaşırının yer aldığını ifade eden İrem, stres ve travma nedeniyle kadınların regli ve kanamalarının olduğunu da sözlerine ekledi. Çok fazla ped talebi aldıklarına dikkat çeken İrem, “Ped ve iç çamaşırı göndersek bile değiştirebilecekleri bir yer de yok. Böyle sıkıntılar da var, hepsine bir yandan çözüm üretmeye çalışıyoruz bölgedeki arkadaşlarımızla koordineli bir şekilde” şeklinde konuştu.
“Yapabileceğimiz şeyler biraz daha belirginleşince biz de oraya gitmeyi düşünüyoruz” diyen İrem, enkaz ve hasarın yarattığı etkilerin uzun süreceğini belirtti. Dayanışmanın da uzun soluklu devam etmesi gerektiğinin altını çizen İrem, “hijyen çok büyük bir sorun. Kadınların orada pede ulaşsa bile istemeye çekindiklerini duyuyoruz. O yüzden kadın çadırlarının kurulması, rahat bir şekilde bunlara erişebilecekleri bir alan kurulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte buna odaklanmak istiyoruz. Çocuklar da çok etkilenmiş durumda. Suyu taşıyan yine kadın, çocuklarıyla sokakta kalan, bakımlarını sağlamaya çalışan ve onları düşünenin yine kadınlar olduğunu gözlemliyor arkadaşlarımız” ifadeleriyle izlenimlerini aktardı.
Kadınların büyük bir kısmının enkazlarda çalışması nedeniyle ilk etapta birebir bağlantılar kurulamadığını dile getiren İrem, “Daha yeni yeni birebir iletişim kurabiliyoruz. Çadır ve ısıtıcı eksikliği de sürekli talep edilenlerden biri. En öncelikli şey hijyen malzemesi. Ped, iç çamaşırı, çorap gibi hem soğuğa dayanıklı hem de hijyen içeren şeyler. Hijyene çok fazla dikkat edilemediği için kadınların akıntı ve kaşınma gibi daha kadınlar özelinde olan hastalıkların arttığını duyduk. Bunun özelinde ilaçların az olduğunu ve bunu konuşmanın da zor olduğu için bunlar hakkında sahada bir bilgilendirme olması üzerine bir şeyler hazırlamaya başladık. Bunları bölgeye göndereceğiz. Çünkü o koşulda bile en küçük bir hastalık daha rahatsız edici olacaktır. Bunlar üzerine çalışıyoruz” dedi.
Depremzedelerin KYK yurtlarına yerleştirilmesine de değinen İrem, “Zaten afet alanındaki koordinasyonsuzluğu ve hiçbir şeye hazır olmama halimizi görmüşken, bir de eğitimi bitirip oradaki insanları evlerine yolluyorlar. Kimisinin evi de yok. Çünkü 11 ilde yaşayan insanlar da var, nereye gidecek onlar? Bu konuya dair bir şeyler yapmayı planlıyoruz. Biz bunu pandemide de yaşadık, online’a geçildiğinde birçok kadın aile evinde hiç rahat değil, özgür olamıyor. Şiddet dolu evlere dönmek diye de bir şey var. Kamu kurumlarının birçok yeri var, öğretmen evlerinden jandarma, polis evlerine kadar. Onun dışında bir sürü özel şirketin oteli ve yerleri var, bunlara yerleştirilebilirler. Özellikle genç kadınları çok etkileyen bir durum oluyor bu eğitimi bitirme hali. Şiddet gördüğümüz evlere bizi geri göndermeye çalışıyorlar, bunun da uzun vadede etkileri olacağını düşünüyoruz” yorumunu yaptı.
Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’nun bir haftadır kurulduğunu aktaran İrem, “Şimdilik sahadan bilgi alıp ihtiyaçlarını, taleplerini yükseltmek ve dayanışmayı kurmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte biz de oraya gidip bilfiil biraz daha katkı sağlamaya çalışacağız” diye konuştu. Afet durumlarında kadınlar ile çocukların gözetilmediğine işaret eden İrem, “Birçok zaman görmezden gelindi, ihtiyaçlarımızın karşılanmadığını ya da eşitsizliğe maruz kaldığımızı bildiğimiz için böyle kriz anlarında bunun daha da derinleştiğini çok iyi biliyoruz. O yüzden buna dair feminist bir söz üretmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bunu düşünmüyorlar. Ped yollayan çok az, yollansa bile bunun çok kolay konuşulamayacağını birçok insan düşünmüyor. Ya da oradaki bakım, yemek nasıl olacak, oradaki hayatın kadınlar üzerine yüklenen yüküne dair kimsenin bir fikri yok ve bu anlarda oradaki kadınlarla dayanışmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. O yüzden böyle bir yerden başladık” ifadeleriyle ağlarının önemini anlattı.
Deprem ve enkazların şu anda arama kurtarma ihtiyaçları üzerinden konuşulsa da uzun vadede birçok travmatik etkisi olacağını vurgulayan İrem, “bu ekonomik krizde ev bulmak, çocukların eğitimi, bakımı hepsi kadınlar için çok büyük bir yük olacak. Kadınları düşünmeyen bir sistemde, biz birbirimizin çaresi olduğumuz için birbirimizle bu dayanışmayı kurmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Böyle başladık, böyle de devam etmeyi düşünüyoruz” mesajını verdi.
Gelecek sayımızda kadına ve gündeme dair her konuyla yeniden sizlerle buluşmak dileğiyle umutla kalın.
17 Şubat 2023
Merhaba değerli dergi okuyucuları ve dinleyenlerimiz yaşadığımız depremin ardından sizlere haber hazırlamak çok zor ama görev bilinciyle elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Bu sayımızı deprem sürecinde kadınlarımızın içine su serpecek, umudumuzu çoğaltacak, bu kötü zamanlarda gerçekleştirdikleriyle bize güç veren kadın arkadaşlarımızın yaptıkları yaşamlara dokunan güzelliklere ayırdık.
Önce başlıklar
Depremde önce hastalarına koşmuştu... Hemşire Şeyma Alakuş ilk kez konuştu: İnsanlığı gösterebildiysem mutluyum.
KOTEX deprem bölgesine 1 milyon ped gönderdi.
Hakkârili kadınlar pişirdikleri geç bayatlayan ekmekleri deprem bölgesine gönderdi.
Kanserli Çocuklara Umut Vakfından depremzede çocuklara destek
Feminist dayanışma ağı: Birbirimizin çaresiyiz’
Depremde önce hastalarına koşmuştu... Hemşire Şeyma Alakuş ilk kez konuştu: İnsanlığı gösterebildiysem mutluyum'.
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7.7 büyüklüğündeki depremin büyüklüğü, Gaziantep'teki İnayet Topçuoğlu Hastanesi'nin güvenlik kameralarına yansımıştı.
Hastanede görevli pediatri hemşiresi Şeyma Alakuş, deprem anında hastalarını kurtarmak için hastane koridorlarında koşturmuş ve binadan tahliye ettiği hastaları bırakıp başka hastalar için tekrar hastaneye girmişti.
O anlar sosyal medyada gündem olmuş ve yorum yağmuruna tutulmuştu.
Son olarak TRT'den Enes Boyraz'a konuşan Alakuş; sallantıyı ilk hissettiğinde servisindeki hastaları düşündüğünü ve onları kurtarmak istediğini aktardı.
Alakuş şöyle konuştu: "Onları kurtaramasam ve bir çöküntü olsa bile onların yanında olacaktım. Servisimde yatan çocuğu tanıyorum. Sürekli kontrol ettiğim bir hastamdı. Onlar önce Allah'a sonra bize emanetler. Biz her ne olursa olsun onların yanında olmalıyız. Ben de o gün vicdanen ve kalben burada olmam gerektiği için geldim. Tanımıyor olsam da yine aynı şeyi yapardım.
Saat 04.00 civarında acil servise doğru gittim. Ekip arkadaşlarımın yanına gitmiştim. Sarsıntıyı hissettiğimde 'servisteki çocuklarım' dediğimi hatırlıyorum. Önce soğukkanlı olmaya çalıştım. Sarsıntının biraz hafiflediğini hissedince onları direkt aldım ve dışarıya güvenli bir şekilde çıkarmak istedim. Tekrar geri döndüm. 119 numaralı odada ortopedi hastam vardı. Çıkamadı, ben de onu çıkarmaya çalıştım. O hastam için tekrar geri döndüm. O hastayı çıkardıktan sonra ikinci katta dâhiliye servisimiz var. Oradaki yetişkin hastalarımızı buradaki arkadaşlarımla birlikte el birliğiyle çıkardık ve güvende olmalarını sağladık.
Ailem de Gaziantep'teydi ancak asla telefon açamadım. Ailemin nasıl olduğunu bilmiyordum ama görevimi yerine getirmeye çalıştım. Vicdanen içim çok rahat. Hastalarıma bir şey olsaydı vicdan azabından yaşayamazdım.
"Aileme daha sonra ulaştım ve iyi olduklarını öğrenince mutlu oldum. Yine mutluyum. Arkadaşlarımdan ve deprem bölgesinde çalışan arkadaşlarımdan Allah razı olsun. Benim yaptığımın yanında onların yaptığı fedakârlıklar çok daha büyük.
İkinci dereceden kaybettiğim yakınlarım var. Acımız hepimizin acısı. Zor bir dönemden geçiyoruz, umarım bu dönemleri atlatırız. Evim şu an hasarlı olarak çıktı. Biz 7 kişilik bir aileyiz. Ailemi Bursa'ya göndermek zorunda kaldım ve şu an bir akrabamda kalıyorum. Görevime devam edebilmek için Antep'te kaldım. Her zaman bir umut var. İyi olursak her zaman iyilerle karşılaşıyoruz. Hayat bizi çok güzel yerlere yönlendiriyor.
KOTEX deprem bölgesine 1 milyon ped gönderdi
"Yaşanan felaketin derin üzüntüsü içerisindeyiz" diyen Ped markası Kotex, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda depremden etkilenen şehirlere bir milyon ped gönderdiğini açıkladı.
Hakkarili kadınlar pişirdikleri geç bayatlayan ekmekleri deprem bölgesine gönderdi
Hakkari’deki kadınlar deprem bölgesinde ekmek ihtiyacının giderilmesi için tandırlar yakarak bayatlama süresi uzun olan tandır ekmeği pişirip deprem bölgesine ulaştırdı.
Hakkari ve ilçelerindeki kadınlar, tandırlarda ekmek pişirerek deprem bölgesine göndermeye bir hafta boyunca devam etti. Hakkari’nin Gazi Mahallesi’nde ikamet eden Hetem ve Levent Koç'un aileleri, en çok ihtiyaç duyulan ekmek için kolları sıvadı. Sabah saat 03.00’da tandır başına geçen anneler bir taraftan ekmek pişirdiler diğer taraftan da dua ettiler. Anneler, “Allah'ım deprem olduğu günden beri hiç uyumadık. Hayatını kaybedenlerin üzüntüsünü yaşıyoruz. Allah'tan dileğimiz bir daha depremlerin yaşanmamasıdır. Allah başka acı göstermesin" dedi.
Pişirilen ekmekler aynı gün deprem bölgesine doğru yola çıkarıldı.
Kanserli Çocuklara Umut Vakfından (KAÇUV) depremzede çocuklara destek
KAÇUV, Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve 11 ilimizi etkileyen depremler sonrasında bölgedeki destek çalışmalarına başladı.
Tedavi gören çocuklar ve ailelerinin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve karşılanması için organize olan vakıf, bölgedeki çalışmalarını şöyle sıraladı:
Konaklama Desteği:
Depremden etkilenen ve tedavisi devam eden çocuklar ve aileleri için öncelikle KAÇUV Aile Evleri’nde konaklama desteği sağlıyoruz. Ayrıca İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara ve Antalya illerinde otel ve misafirhanede farklı sürelerde konaklama desteği de sağlayacağız.
Gıda Desteği:
Tedavisi devam eden 221 çocuk ve ailesine, 3 ay boyunca her hafta düzenli olarak dijital alışveriş kodu ile gıda desteği sağlıyoruz
İlaç Desteği:
İstanbul Eczacı Odası iş birliği ile kanser tedavisi gören çocuklar için ilaç temini desteği sağlıyoruz.
Nakdi Destek:
221 depremzede ailenin (ilaç, yakacak, giyecek, ev tekstili vb.) ihtiyaçlarını karşılamak üzere üç ay boyunca nakdi destek sağlıyoruz.
Umutlu Kutu Desteği:
Deprem bölgesindeki 1100 aileye medikal ve hijyen ürünlerinden oluşan ‘Umutlu Kutu’larımızı ulaştırıyoruz.
Psikososyal Destek:
KAÇUV psikologları ve gönüllüleri ile tedavisi devam eden çocuklara yönelik sürdürdüğümüz "Sanatla Hayata Renk Kat Projesi"ni depremden etkilenen çocuklar ve aileleri için yaygınlaştıracağız.
Gönüllü Desteği:
Gönüllülerimiz ile afet bölgesinde ihtiyaç olan alanlarda koordinasyon desteği sağlayarak teyitli ve doğru bilgi akışını sağlıyoruz.
Feminist dayanışma ağı: “Birbirimizin çaresiyiz”
İstanbul Deprem bölgelerindeki kadın ve çocuklarla dayanışmak için kurulan Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’ndan İrem Gerkuş, kadın hastaların da ihtiyaçlarının arttığını söyleyerek, “kadınları düşünmeyen bir sistemde, biz birbirimizin çaresi olduğumuz için birbirimizle bu dayanışmayı kurmanın önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Maraş merkezli 6 Şubat’ta gerçekleşen ve 11 kenti etkileyen depremlerin bilançosu giderek ağırlaşıyor. Gönüllü çalışma yürüten yurttaşların yanı sıra kadın örgütleri de ilk günden beri deprem bölgeleri ve diğer kentlerde kadınlar ile çocuklar için birçok çalışma yürütüyor. Kıyafet, ped, bebek bezi, mama, gıda ve daha birçok ihtiyaç malzemeleri ile deprem bölgelerindeki kadınlar ile çocuklara çadırlar kuran feminist kadınlar, ‘Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’ kurdu. Feministler, bu ağ üzerinden örgütlenerek ihtiyaçların tespitini yapıp dayanışma sağlıyor.
Depremin olduğu gün acil bir toplantı alarak feministler olarak neler yapabileceklerini tartıştıklarını söyleyen İrem, Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’nu kurduklarını belirtti. İrem, “toplantıdan sonra enkaz altında olanlar için acilen arama kurtarma ekiplerinin gitmesi, enkazdan çıkartılanlar ile kadınların ihtiyaçlarının giderilmesi için ilk elden tüm kamu kurumları ve herkesin bunun için seferber olması adına bir çağrı metni yazdık” dedi. Daha sonra arkadaşlarının deprem bölgesine gittiğini paylaşan İrem, “Zaten afet gönüllüleri olan arkadaşlarımızın bir kısmı Antep’teki İslahiye’ye gittiler ve hala oradalar. Arama kurtarma çalışmalarına destek veriyorlar. Diyarbakır’da arkadaşlarımız var, bir kısmı Adıyaman’a gitti, onlardan bilgi alıyoruz sürekli” şeklinde konuştu.
Kadın örgütlerinin büyük bir kısmının Hatay’da örgütlenmeleri olduğu için bölgede 3 örgütün aktif bir şekilde çalışma yürüttüğünü dile getiren İrem, “yine Maraş’a giden arkadaşlarımız oldu. Biz de onlardan aldığımız bilgiler üzerine hem oradaki ihtiyaç ve talepleri yükseltmeye, hem de dayanışmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda İstanbul içindeki depolara gidip kolilemeye yardımcı oluyoruz. Buradan giden yardımları desteklemeye çalışıyoruz ya da onların talepleri varsa onları buraya yönlendirmeye çalışıyoruz” sözleriyle çalışmalarından bahsetti. Bölgeden gelen en belirgin talepler arasında barınma sıkıntısı ve hijyen anlamında kadın pedi ve iç çamaşırının yer aldığını ifade eden İrem, stres ve travma nedeniyle kadınların regli ve kanamalarının olduğunu da sözlerine ekledi. Çok fazla ped talebi aldıklarına dikkat çeken İrem, “Ped ve iç çamaşırı göndersek bile değiştirebilecekleri bir yer de yok. Böyle sıkıntılar da var, hepsine bir yandan çözüm üretmeye çalışıyoruz bölgedeki arkadaşlarımızla koordineli bir şekilde” şeklinde konuştu.
“Yapabileceğimiz şeyler biraz daha belirginleşince biz de oraya gitmeyi düşünüyoruz” diyen İrem, enkaz ve hasarın yarattığı etkilerin uzun süreceğini belirtti. Dayanışmanın da uzun soluklu devam etmesi gerektiğinin altını çizen İrem, “hijyen çok büyük bir sorun. Kadınların orada pede ulaşsa bile istemeye çekindiklerini duyuyoruz. O yüzden kadın çadırlarının kurulması, rahat bir şekilde bunlara erişebilecekleri bir alan kurulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte buna odaklanmak istiyoruz. Çocuklar da çok etkilenmiş durumda. Suyu taşıyan yine kadın, çocuklarıyla sokakta kalan, bakımlarını sağlamaya çalışan ve onları düşünenin yine kadınlar olduğunu gözlemliyor arkadaşlarımız” ifadeleriyle izlenimlerini aktardı.
Kadınların büyük bir kısmının enkazlarda çalışması nedeniyle ilk etapta birebir bağlantılar kurulamadığını dile getiren İrem, “Daha yeni yeni birebir iletişim kurabiliyoruz. Çadır ve ısıtıcı eksikliği de sürekli talep edilenlerden biri. En öncelikli şey hijyen malzemesi. Ped, iç çamaşırı, çorap gibi hem soğuğa dayanıklı hem de hijyen içeren şeyler. Hijyene çok fazla dikkat edilemediği için kadınların akıntı ve kaşınma gibi daha kadınlar özelinde olan hastalıkların arttığını duyduk. Bunun özelinde ilaçların az olduğunu ve bunu konuşmanın da zor olduğu için bunlar hakkında sahada bir bilgilendirme olması üzerine bir şeyler hazırlamaya başladık. Bunları bölgeye göndereceğiz. Çünkü o koşulda bile en küçük bir hastalık daha rahatsız edici olacaktır. Bunlar üzerine çalışıyoruz” dedi.
Depremzedelerin KYK yurtlarına yerleştirilmesine de değinen İrem, “Zaten afet alanındaki koordinasyonsuzluğu ve hiçbir şeye hazır olmama halimizi görmüşken, bir de eğitimi bitirip oradaki insanları evlerine yolluyorlar. Kimisinin evi de yok. Çünkü 11 ilde yaşayan insanlar da var, nereye gidecek onlar? Bu konuya dair bir şeyler yapmayı planlıyoruz. Biz bunu pandemide de yaşadık, online’a geçildiğinde birçok kadın aile evinde hiç rahat değil, özgür olamıyor. Şiddet dolu evlere dönmek diye de bir şey var. Kamu kurumlarının birçok yeri var, öğretmen evlerinden jandarma, polis evlerine kadar. Onun dışında bir sürü özel şirketin oteli ve yerleri var, bunlara yerleştirilebilirler. Özellikle genç kadınları çok etkileyen bir durum oluyor bu eğitimi bitirme hali. Şiddet gördüğümüz evlere bizi geri göndermeye çalışıyorlar, bunun da uzun vadede etkileri olacağını düşünüyoruz” yorumunu yaptı.
Afetlere Karşı Feminist Dayanışma Grubu’nun bir haftadır kurulduğunu aktaran İrem, “Şimdilik sahadan bilgi alıp ihtiyaçlarını, taleplerini yükseltmek ve dayanışmayı kurmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte biz de oraya gidip bilfiil biraz daha katkı sağlamaya çalışacağız” diye konuştu. Afet durumlarında kadınlar ile çocukların gözetilmediğine işaret eden İrem, “Birçok zaman görmezden gelindi, ihtiyaçlarımızın karşılanmadığını ya da eşitsizliğe maruz kaldığımızı bildiğimiz için böyle kriz anlarında bunun daha da derinleştiğini çok iyi biliyoruz. O yüzden buna dair feminist bir söz üretmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bunu düşünmüyorlar. Ped yollayan çok az, yollansa bile bunun çok kolay konuşulamayacağını birçok insan düşünmüyor. Ya da oradaki bakım, yemek nasıl olacak, oradaki hayatın kadınlar üzerine yüklenen yüküne dair kimsenin bir fikri yok ve bu anlarda oradaki kadınlarla dayanışmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. O yüzden böyle bir yerden başladık” ifadeleriyle ağlarının önemini anlattı.
Deprem ve enkazların şu anda arama kurtarma ihtiyaçları üzerinden konuşulsa da uzun vadede birçok travmatik etkisi olacağını vurgulayan İrem, “bu ekonomik krizde ev bulmak, çocukların eğitimi, bakımı hepsi kadınlar için çok büyük bir yük olacak. Kadınları düşünmeyen bir sistemde, biz birbirimizin çaresi olduğumuz için birbirimizle bu dayanışmayı kurmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Böyle başladık, böyle de devam etmeyi düşünüyoruz” mesajını verdi.
Gelecek sayımızda kadına ve gündeme dair her konuyla yeniden sizlerle buluşmak dileğiyle umutla kalın.
17 Şubat 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.