YAZAN: Menekşe KOÇAK
Bugüne kadar ki yazılarımda devletin engelli bireylere verdiği rehabilitasyon hizmetlerinin neden yanlış olduğunu ve çözüm önerilerini açıkladım.
Ancak engellilere, sadece devlet hizmet vermek zorunda değildir; yerel yönetimlerin de engelli bireylere hizmet verme yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmetler Birimi Yönetmeliği ile zorunlu hale getirilmiş ve yönetmeliğin amacı 1.maddede şu şekilde Büyükşehir Belediyesi ve mücavir alanları içerisinde yaşayan özürlülerin, toplum hayatına katılımını kolaylaştıracak ve toplumsal fırsatlardan özürlü olmayan diğer bireyler gibi eşit faydalanmalarını sağlamak üzere; büyükşehir belediyelerinde özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, bakım, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri verecek olan özürlü hizmet birimlerinin kuruluş, işleyiş ve görevleri ile bu birimde çalışan personelin, yetki, sorumluluk ve görevlerine ilişkin usul ve esaslarını düzenlemektir.”
Bu amaç çerçevesinde yerel yönetimlerde, engelli bireylere yönelik hizmet vermesi için Engelliler Rehabilitasyon Şube Müdürlükleri kurulmuştur.
Yine bu Yönetmeliğin 6.maddesinde engellilerle ilgili şube müdürlüklerinin vereceği hizmetin özellikleri de şu şekilde belirtilmiştir:
1) Özürlülerin çağdaş hizmet anlayışı ile kentsel imkânlardan yararlanarak, yaşamlarını güven, sağlık ve mutluluk içinde sürdürmelerini gerçekleştirmede;
a) Temel insan haklarına saygılı ve insan onuruna yakışır olmasını,
b) Toplumsal bütünleşmeyi sağlayıcı olmasını,
c) Katılımcı ve paylaşımcılığın esas alınmasını,
d) Fırsat eşitliğine dayalı olmasını,
e) Hizmetlerin etkin, verimli, kaliteli, sürdürülebilir, ulaşılabilir, erişilebilir, ücretsiz veya indirimli olmasını sağlamak birimin temel çalışma ilkeleridir.
Soru şu: “Yönetmelikte belirtilen nitelikte hizmet sahada engelli bireylere veriliyor mu? “Maalesef bu sorunun cevabına gönül rahatlığı ile hayır diyebilirim. Çünkü sahadaki işleyiş insanı çileden çıkaracak kadar kötü.
Bunu yaşadığım bir örnekle açıklayacağım:
ABB, Mutlu Aile Yaşam Merkezini Mart 2024 ‘de açtı. Ben de bu merkezden otizmli oğlumla ilgili hizmet talep ettim. Cevap şaka gibiydi: “Engelli birey almıyoruz.” ABB.'in şikâyet hattı 153 ‘e telefon ettim ve durumu anlattım. Şu cevap geldi:
“Sayın MENEKŞE KOÇAK 16.04.2024 10:56 tarihinde açmış olduğunuz 8790769 numaralı başvurunuz ENGELLİLER VE REHABİLİTASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ tarafından 'Konu ile ilgili olarak başvurunuz, Ankara Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Rehabilitasyon Şube Müdürlüğü tarafından dikkate alınmıştır. Olumlu, olumsuz tüm geri bildirimleriniz hizmetlerimizin yönünü belirleyeceğinden bizim için oldukça büyük önem arz etmektedir. Kuşcağız aile yaşam merkezinden bilgi alabilirsiniz 0312 380 10 47 48 iletişim sağlayabilirsiniz. Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz.' şeklinde cevaplanmıştır. Başvurunuzla ilgili memnuniyet anketini https://baskent153.ankara.bel.tr/Home/Survey?Token=tfSbdRef adresinden doldurabilirsiniz. B002”
Bu yazı ile evime 1 km uzaklıktaki Mutlu Yaşam Merkezinde engelli bireye hizmet verilmediği için ağır otizmli oğlumla, 18 km uzaklıktaki Kuşcağız Aile Yaşam Merkezine gitmem öneriliyordu.
Belediyeye şahsen gittim, süreci anlattım. “Bizim Ankara genelinde Elvankent ve Kuşcağız ‘da engelli lokâlimiz var oraya gitmelisiniz.” cevabını aldım.
Bu uygulamanın Yönetmeliğin 6.maddesinin;
A fıkrasında belirtilen insan haklarına ve onuruna saygı ilkesine,
B fıkrasında belirtilen toplumsal bütünleşmeyi sağlama ilkesine,
C fıkrasındaki fırsat eşitliği ilkesine aykırı olduğunu açıklamaya çalıştım ama nafile.
Uygulama sadece yönetmeliğe aykırı değil. Aile Yaşam Merkezlerinin açılış felsefesine de ters. Çünkü ABB‘ nin web sitesinde “ Aile Yaşam Merkezleri “ başlığı altında şöyle açıklama yapılıyor:
“Aile bireylerini oluşturan çocukların, gençlerin, hanımların, yetişkinlerin, engelli ve yaşlıların birlikte zaman geçirebilecekleri ve sosyal, kültürel, eğitime yönelik ve sportif tüm faaliyetlerin sunulduğu Aile Yaşam Merkezlerinin ilki 2005 yılında Ankaralıların hizmetine açılmıştır. “
Mevcut uygulamada ise “Mutlu Aile Yaşam Merkezi” gibi pek çok sosyal tesisten; çocukların, gençlerin, kadınların, yaşlıların yararlanma hakkı var. Sadece engelli bireylere bu hak verilmiyor.
Ayrıca yüz yüze yaptığım görüşmede yalnız yaşadığımı, acil durumlar için mola evine ihtiyacım olduğunu da söyledim. Çözüm muhteşemdi: “İncek’de, Ankara Otizm Vakfının bünyesinde açtığımız mola evinden yararlanabilirsiniz.”
Ben Mamak’ta oturuyorum. Hastaneye gitmem gerekirse Mamak ‘tan İncek’e iki toplu taşım aracına binerek gideceğim. Sonra dört kere toplu taşıma binerek hastaneye gidip geleceğim. Oğlumu mola evinden alıp iki araç ile 34 km yolculuk yaparak evime ulaşacağım. Sizce bu mümkün mü?” diye sorduğumda verilen cevap; “Paramız yok, sizin amacınız bizi zora sokmak art niyetlisiniz.”
Maalesef bu cevabı, çözüm umudu ile süreci anlattığım CHP’li yöneticilerden çok duydum ve çok üzüldüm. Hükümetin Anayasayı ve kanunları yok saymasını ana muhalefet olarak eleştiriyorlar. Çok da haklılar; ancak yerel yönetimlerin de hizmet verirken bağlı oldukları kanunlara uyması gerekmez mi?
Tam bir yıl oldu, Mutlu Aile Yaşam Merkezi’nde halen engelli bireylere yönelik hizmet yok. ABB, Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmetler Birimi Yönetmeliğine, Anayasaya, 5378 sayılı Engelli Hakları Kanununa uyumamaya devam ediliyor.
Aslında ABB Engelli Birimi yöneticilerinin kafası bayağı karışık. ABB’ nin www. ankara.bel.tr adresinde Engelliler Rehabilitasyon Şube Müdürlüğünün kuruluş amacını şu şekilde ifade ediyorlar: “Ankara’da yaşayan tüm engelli vatandaşlarımızı ev ortamında desteklemek ve toplum ile engelli bireyin kaynaşmasını sağlamak amacıyla hizmete açılmıştır...
Sosyal, kültürel, sağlık, spor, eğitim ve bilişim alanında engellilerimize çözümler üretmek, kaynaştırma programları düzenlemek, rehabilite ederek topluma kazandırmak Müdürlüğümüzün amaçları arasındadır.”
Bu amaç için kurulan birimin yöneticileri trajı komik biçimde engellileri diğer bireylerden ayrıştırarak Kuşcağız ve Elvankent ’teki engelli lokâllerine yönlendiriyor.
CHP‘ nin Ankara İl Engelli Komisyonunun toplantısına katıldım, burada yazdıklarımı ayrıntılarıyla anlattım. “Lütfen bana bir randevu verin, mevcut engelli hizmet anlayışınız yanlış, sizlere geliştirdiğim “Engelli Destek Sistemini” anlatayım; bir dinleyin, mevcut hantal yapı ile sorunları çözemez; ,bilakis her geçen gün sorunların büyümesine katkı verirsiniz.” Beni arayacaklarını söylediler; üç ay geçti. Ne arayan var ne soran... Argo tabiri ile arıza bir kadın, etrafı rahatsız ediyor, başımızdan savdık modundalar!
Ben uzayda yaşamıyorum, belediyelerin sıkıntılarını biliyorum. Ancak Ankara’da görme engelliler otobüslerde sesli uyarı sistemi çalışmadığı için sorun yaşıyor. Ortopedik engellilerin otobüsü kullanması işkenceye dönmüş durumda. Engelli bireylerin belediyenin sosyal etkinliklerine katılması için hiçbir tedbir yok... Devasa bütçeye sahip belediyenin bu kadar basit sorunları çözememesinin nedeni sadece parasızlıkla açıklanamaz.
Toplum olarak yorulduk, bunaldık... Ancak engellilerde bıçak kemiğe dayandı. CHP’li başkanlardan çağdaş bir hizmet talep etmek hakkımız. Bunu dile getirmek art niyet olarak yorumlanamaz. Çünkü muhalefet mevcut karanlığı aydınlatacak olan umudun mumunu yakmak zorundadır.
Bunun için de eleştirileri ve çözüm önerilerini dinleyerek işlevini yitirmiş mevcut hizmet anlayışının yerine işlevsel sistemleri hayata geçirmeleri gerekir.
CHP, Atatürk’ün partisidir. Atatürk’ün yaratıcı ve yenilikçi felsefesini hayata geçirmelidir.
Kıssadan hisse alanlar olur umudu ile yazıyorum. Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız temsilcisi Franklin Bouillon Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek için Anadolu’ya gelir. İnebolu – Ankara arasındaki “İstiklal Yolu” üzerinde Türk kadınlarının cepheye, kağnılarla cephane taşıdıklarını görür. Ankara’da Türk ekibi tam bağımsızlık isteyince şöyle der:” Ah, dostum siz çok hayalperestsiniz; kağnı, kamyonu yenemez!”
Kağnı Kamyonu yendi çünkü Atatürk ve ekibi umudu yeşertti. Osmanlı’nın teslimiyetçi felsefesini ve hantal yapısını yıktı. Eğitim, sağlık, ekonomi, kadın hakları gibi pek çok alanda hayallerin bile çok ötesine geçti.
Gelecek yazımızda mevcut sistemin neden istemediğini ve çözüm önerilerini konuşmak üzere hoşça kalın
KAYNAKÇA:
LE MONDE diplomatique, Türkçe Eylül, 2023 : Kağnı Kamyonu Yenince, Dr. Remzi Çetin
Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmetler Birimi Yönetmeliği, madde 1 ve 6, tarih 06.08.2006, sayı 26261
ABB’ nin www. Ankara.bel.tr adresinde Engelli Hizmetleri
13 Mart 2025
Bugüne kadar ki yazılarımda devletin engelli bireylere verdiği rehabilitasyon hizmetlerinin neden yanlış olduğunu ve çözüm önerilerini açıkladım.
Ancak engellilere, sadece devlet hizmet vermek zorunda değildir; yerel yönetimlerin de engelli bireylere hizmet verme yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmetler Birimi Yönetmeliği ile zorunlu hale getirilmiş ve yönetmeliğin amacı 1.maddede şu şekilde Büyükşehir Belediyesi ve mücavir alanları içerisinde yaşayan özürlülerin, toplum hayatına katılımını kolaylaştıracak ve toplumsal fırsatlardan özürlü olmayan diğer bireyler gibi eşit faydalanmalarını sağlamak üzere; büyükşehir belediyelerinde özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, bakım, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri verecek olan özürlü hizmet birimlerinin kuruluş, işleyiş ve görevleri ile bu birimde çalışan personelin, yetki, sorumluluk ve görevlerine ilişkin usul ve esaslarını düzenlemektir.”
Bu amaç çerçevesinde yerel yönetimlerde, engelli bireylere yönelik hizmet vermesi için Engelliler Rehabilitasyon Şube Müdürlükleri kurulmuştur.
Yine bu Yönetmeliğin 6.maddesinde engellilerle ilgili şube müdürlüklerinin vereceği hizmetin özellikleri de şu şekilde belirtilmiştir:
1) Özürlülerin çağdaş hizmet anlayışı ile kentsel imkânlardan yararlanarak, yaşamlarını güven, sağlık ve mutluluk içinde sürdürmelerini gerçekleştirmede;
a) Temel insan haklarına saygılı ve insan onuruna yakışır olmasını,
b) Toplumsal bütünleşmeyi sağlayıcı olmasını,
c) Katılımcı ve paylaşımcılığın esas alınmasını,
d) Fırsat eşitliğine dayalı olmasını,
e) Hizmetlerin etkin, verimli, kaliteli, sürdürülebilir, ulaşılabilir, erişilebilir, ücretsiz veya indirimli olmasını sağlamak birimin temel çalışma ilkeleridir.
Soru şu: “Yönetmelikte belirtilen nitelikte hizmet sahada engelli bireylere veriliyor mu? “Maalesef bu sorunun cevabına gönül rahatlığı ile hayır diyebilirim. Çünkü sahadaki işleyiş insanı çileden çıkaracak kadar kötü.
Bunu yaşadığım bir örnekle açıklayacağım:
ABB, Mutlu Aile Yaşam Merkezini Mart 2024 ‘de açtı. Ben de bu merkezden otizmli oğlumla ilgili hizmet talep ettim. Cevap şaka gibiydi: “Engelli birey almıyoruz.” ABB.'in şikâyet hattı 153 ‘e telefon ettim ve durumu anlattım. Şu cevap geldi:
“Sayın MENEKŞE KOÇAK 16.04.2024 10:56 tarihinde açmış olduğunuz 8790769 numaralı başvurunuz ENGELLİLER VE REHABİLİTASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ tarafından 'Konu ile ilgili olarak başvurunuz, Ankara Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Rehabilitasyon Şube Müdürlüğü tarafından dikkate alınmıştır. Olumlu, olumsuz tüm geri bildirimleriniz hizmetlerimizin yönünü belirleyeceğinden bizim için oldukça büyük önem arz etmektedir. Kuşcağız aile yaşam merkezinden bilgi alabilirsiniz 0312 380 10 47 48 iletişim sağlayabilirsiniz. Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz.' şeklinde cevaplanmıştır. Başvurunuzla ilgili memnuniyet anketini https://baskent153.ankara.bel.tr/Home/Survey?Token=tfSbdRef adresinden doldurabilirsiniz. B002”
Bu yazı ile evime 1 km uzaklıktaki Mutlu Yaşam Merkezinde engelli bireye hizmet verilmediği için ağır otizmli oğlumla, 18 km uzaklıktaki Kuşcağız Aile Yaşam Merkezine gitmem öneriliyordu.
Belediyeye şahsen gittim, süreci anlattım. “Bizim Ankara genelinde Elvankent ve Kuşcağız ‘da engelli lokâlimiz var oraya gitmelisiniz.” cevabını aldım.
Bu uygulamanın Yönetmeliğin 6.maddesinin;
A fıkrasında belirtilen insan haklarına ve onuruna saygı ilkesine,
B fıkrasında belirtilen toplumsal bütünleşmeyi sağlama ilkesine,
C fıkrasındaki fırsat eşitliği ilkesine aykırı olduğunu açıklamaya çalıştım ama nafile.
Uygulama sadece yönetmeliğe aykırı değil. Aile Yaşam Merkezlerinin açılış felsefesine de ters. Çünkü ABB‘ nin web sitesinde “ Aile Yaşam Merkezleri “ başlığı altında şöyle açıklama yapılıyor:
“Aile bireylerini oluşturan çocukların, gençlerin, hanımların, yetişkinlerin, engelli ve yaşlıların birlikte zaman geçirebilecekleri ve sosyal, kültürel, eğitime yönelik ve sportif tüm faaliyetlerin sunulduğu Aile Yaşam Merkezlerinin ilki 2005 yılında Ankaralıların hizmetine açılmıştır. “
Mevcut uygulamada ise “Mutlu Aile Yaşam Merkezi” gibi pek çok sosyal tesisten; çocukların, gençlerin, kadınların, yaşlıların yararlanma hakkı var. Sadece engelli bireylere bu hak verilmiyor.
Ayrıca yüz yüze yaptığım görüşmede yalnız yaşadığımı, acil durumlar için mola evine ihtiyacım olduğunu da söyledim. Çözüm muhteşemdi: “İncek’de, Ankara Otizm Vakfının bünyesinde açtığımız mola evinden yararlanabilirsiniz.”
Ben Mamak’ta oturuyorum. Hastaneye gitmem gerekirse Mamak ‘tan İncek’e iki toplu taşım aracına binerek gideceğim. Sonra dört kere toplu taşıma binerek hastaneye gidip geleceğim. Oğlumu mola evinden alıp iki araç ile 34 km yolculuk yaparak evime ulaşacağım. Sizce bu mümkün mü?” diye sorduğumda verilen cevap; “Paramız yok, sizin amacınız bizi zora sokmak art niyetlisiniz.”
Maalesef bu cevabı, çözüm umudu ile süreci anlattığım CHP’li yöneticilerden çok duydum ve çok üzüldüm. Hükümetin Anayasayı ve kanunları yok saymasını ana muhalefet olarak eleştiriyorlar. Çok da haklılar; ancak yerel yönetimlerin de hizmet verirken bağlı oldukları kanunlara uyması gerekmez mi?
Tam bir yıl oldu, Mutlu Aile Yaşam Merkezi’nde halen engelli bireylere yönelik hizmet yok. ABB, Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmetler Birimi Yönetmeliğine, Anayasaya, 5378 sayılı Engelli Hakları Kanununa uyumamaya devam ediliyor.
Aslında ABB Engelli Birimi yöneticilerinin kafası bayağı karışık. ABB’ nin www. ankara.bel.tr adresinde Engelliler Rehabilitasyon Şube Müdürlüğünün kuruluş amacını şu şekilde ifade ediyorlar: “Ankara’da yaşayan tüm engelli vatandaşlarımızı ev ortamında desteklemek ve toplum ile engelli bireyin kaynaşmasını sağlamak amacıyla hizmete açılmıştır...
Sosyal, kültürel, sağlık, spor, eğitim ve bilişim alanında engellilerimize çözümler üretmek, kaynaştırma programları düzenlemek, rehabilite ederek topluma kazandırmak Müdürlüğümüzün amaçları arasındadır.”
Bu amaç için kurulan birimin yöneticileri trajı komik biçimde engellileri diğer bireylerden ayrıştırarak Kuşcağız ve Elvankent ’teki engelli lokâllerine yönlendiriyor.
CHP‘ nin Ankara İl Engelli Komisyonunun toplantısına katıldım, burada yazdıklarımı ayrıntılarıyla anlattım. “Lütfen bana bir randevu verin, mevcut engelli hizmet anlayışınız yanlış, sizlere geliştirdiğim “Engelli Destek Sistemini” anlatayım; bir dinleyin, mevcut hantal yapı ile sorunları çözemez; ,bilakis her geçen gün sorunların büyümesine katkı verirsiniz.” Beni arayacaklarını söylediler; üç ay geçti. Ne arayan var ne soran... Argo tabiri ile arıza bir kadın, etrafı rahatsız ediyor, başımızdan savdık modundalar!
Ben uzayda yaşamıyorum, belediyelerin sıkıntılarını biliyorum. Ancak Ankara’da görme engelliler otobüslerde sesli uyarı sistemi çalışmadığı için sorun yaşıyor. Ortopedik engellilerin otobüsü kullanması işkenceye dönmüş durumda. Engelli bireylerin belediyenin sosyal etkinliklerine katılması için hiçbir tedbir yok... Devasa bütçeye sahip belediyenin bu kadar basit sorunları çözememesinin nedeni sadece parasızlıkla açıklanamaz.
Toplum olarak yorulduk, bunaldık... Ancak engellilerde bıçak kemiğe dayandı. CHP’li başkanlardan çağdaş bir hizmet talep etmek hakkımız. Bunu dile getirmek art niyet olarak yorumlanamaz. Çünkü muhalefet mevcut karanlığı aydınlatacak olan umudun mumunu yakmak zorundadır.
Bunun için de eleştirileri ve çözüm önerilerini dinleyerek işlevini yitirmiş mevcut hizmet anlayışının yerine işlevsel sistemleri hayata geçirmeleri gerekir.
CHP, Atatürk’ün partisidir. Atatürk’ün yaratıcı ve yenilikçi felsefesini hayata geçirmelidir.
Kıssadan hisse alanlar olur umudu ile yazıyorum. Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız temsilcisi Franklin Bouillon Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek için Anadolu’ya gelir. İnebolu – Ankara arasındaki “İstiklal Yolu” üzerinde Türk kadınlarının cepheye, kağnılarla cephane taşıdıklarını görür. Ankara’da Türk ekibi tam bağımsızlık isteyince şöyle der:” Ah, dostum siz çok hayalperestsiniz; kağnı, kamyonu yenemez!”
Kağnı Kamyonu yendi çünkü Atatürk ve ekibi umudu yeşertti. Osmanlı’nın teslimiyetçi felsefesini ve hantal yapısını yıktı. Eğitim, sağlık, ekonomi, kadın hakları gibi pek çok alanda hayallerin bile çok ötesine geçti.
Gelecek yazımızda mevcut sistemin neden istemediğini ve çözüm önerilerini konuşmak üzere hoşça kalın
KAYNAKÇA:
LE MONDE diplomatique, Türkçe Eylül, 2023 : Kağnı Kamyonu Yenince, Dr. Remzi Çetin
Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmetler Birimi Yönetmeliği, madde 1 ve 6, tarih 06.08.2006, sayı 26261
ABB’ nin www. Ankara.bel.tr adresinde Engelli Hizmetleri
13 Mart 2025
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.