Uzun siyah saçlarını toplamış, gözlüklü, açık mavi hırka içinde, mavi çizgili beyaz gömleği var. İki eli, önünde açık olan laptopun üzerinde.
Ofis masasının önündeki iki sandalyede karşılıklı oturmuş iki kadın var. Kadınlar gülümseyerek bakıyorlar. Ofis masasında oturan kimse yok. Ofis masasının arkasında bir kütüphane, kütüphanede dosyalar ve kitaplar var.
SÖYLEŞİYİ YAPAN: Sultan ÇAMUR KARATAŞ

Sultan: Merhaba Umudun Kadınları Dergisi okuyucuları.

Bugün Korev’deyiz. Yanımızda dernek yönetim kurulu başkanı Ülkü Aydeniz var. Merhaba Ülkü hocam,

Ülkü: Merhaba Sultan Hocam, hoş geldiniz.

Sultan: Hoş bulduk. Derneğiniz ve siz bizim çok ilgimizi çekiyorsunuz. Eminim dinleyicilerimizin de çok ilgisini çekecek. Öncelikle sizi tanıyalım.

Ülkü: Çok teşekkür ederim. Öncelikle röportajı senin için buraya kadar kalkıp geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Tüm dinleyenlere de sevgilerimi iletip öyle başlayayım. İsmim Ülkü Aydeniz. Korev Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneğinin yönetim kurulu başkanıyım. Aynı zamanda iki kızımın da koruyucu ailesiyim. İlk kızım iki aylık bir bebekken bizimle yaşamaya başladı. İkinci kızım da üç yaşından itibaren bizimle yaşamaya başladı. Şu anda dokuz yaşında, ilkokul üçüncü sınıfa giden iki tane kızım var. Benim aslınd, iş dünyasının içerisinde idim ben kızlarımdan önce. Yine öyleyim elbette ama ailemizin firmasında yönetim kurulu üyesi olarak çalışıyorum üst düzeyde ama tabi kızlarımla tanıştıktan sonra hayatımın yönü bambaşka bir tarafa akmaya başladı. Ekonomi eğitimi aldım. Sonrasında Sosyal Politikalarda Yüksek lisans yaptım. Şimdi bu alanda oldukça, sosyal hizmette Başkent Üniversitesi'nde Yüksek lisansa devam ediyorum. Aynı zamanda Derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığını da yapıyorum. Kızlarımla tanıştıktan “ya diğer çocuklar?” diye yola çıktım. Dernekle yollarımız kesişti. Çok önemli ve değerli çalışmalar yaptıklarını gördüm. Ben de katkı sunabilirim diye başlamıştım ama sonradan konu başkanlığa doğru evrildi. Şimdi ben ve arkadaşlarım dernekte koruyucu aile ve evlat edinmeyi anlatmak temel ilke olmak üzere çalışıyoruz.

Sultan: Harika yapıyorsunuz. Bu alanda dernek kurma fikri nereden kaynaklandı?

Ülkü: Derneğimizi 2005 yılında Profesör Doktor Neşe Erol hocamız kurmuş. Kendisi klinik psikolog ve tabi dezavantajlı çocuklarla özellikle devlet koruması altındaki çocuklarla çok önemli çalışmalar yapmış hocamız. Türkiye'de de o dönemde koruyucu ailelik oranları %4’ler civarında imiş. Aynı zamanda alternatif aile modelleri dediğimiz koruyucu ailelik ve evlat edinme konusunda hem bilgi eksikliği hem bakış açısı, önyargılar nedeniyle çok sayıda çocuk kurum bakımında imiş. Hocamızın yurt dışında ve Türkiye’de yaptığı çalışmalarda da kurum bakımının çocuklar üzerinde ne kadar olumsuz etkileri olduğunu, elbette biyolojik ailelerinde sorunlar yaşadıklarında onları fiziki anlamda koruduğunu, ancak tekrar tekrar örselediğini, kurum bakımından ayrılan çocukların önemli sorunlarla hayata atıldıklarını gördüğünde bir dernekle koruyucu aileliği ve evlat edinmeyi toplumu anlatmak ve politikacılarla çözüm üretmek üzere yola çıkmış. 2005'te derneği kurmuş sağ olsun. O zaman kurulduğunda daha çok akademisyen kökenli aslında dernek, sosyal hizmet, hukuk, psikoloji gibi alanlarda hocalarımız kurmuşlar ve çok önemli çalışmalar yapmışlar. Sonra ben 2014'te ilk kızımla tanışmıştım ve sonrasında önce Neşe Hocamla tanıştım. Neşe Hocam beni çok yüreklendirdi ve “neden olmasın, yapabilirsiniz siz artık devralın bu konuyu daha ilerletin, topluma yayın koruyucu aileliği” dedi güç verdi. Çok şey öğretti, o da çok önemli elbette. Sonrasında işte ben ve ağırlıklı olarak yönetim kurulunda olan tüm arkadaşlarımız koruyucu ailelerimiz ve evlat edinen ailelerimiz bir araya geldik. Çeşitli meslek gruplarından insanlar bir aradayız. Özel sektörde olan, devlette olan arkadaşlarımız var. Elbette akademisyen hocalarımız hep bizim arkamızda duvar gibi duruyorlar. Bize bu alanda destek veriyorlar. Bilimsel danışma kurulumuzdalar. Arkadaşlarımızla beraber çalışma grupları, yönetim kurulu, denetim kurulu, aslında hiçbirimiz bir unvan derdinde olmadan ne kadar katkı sunabiliriz diye çalışıyoruz Korev’de. 2016 yılından beri, ben Derneğin başkanıyım ve yönetimdeki arkadaşlarımızla birlikte aslında temel yaptığımız şey, biliyorsunuz koruyucu ailelik bilinmiyor Türkiye'de. Koruyucu ailelik kavramını anlatmak en büyük hedefimiz. Herkesin bilmesi gerektiğine inanıyoruz. En az evlat edinme kadar bilinmeli, çünkü insanlar biyolojik çocuk sahibi olamadıkların da akıllarına evlat edinme geliyor ancak koruyucu ailelik gelmiyor. Bilenler de yanlış ya da eksik biliyor genellikle. Bu evlat edinme için de geçerli. Bir de tabi aynı zamanda yargılar var, korkular var. Bunların da giderilmesi gerekiyor. Bizler konunun içerisinde yaşayan insanlarız, çocuklarımızı çok seviyoruz ve sevdiğimiz için de neyi nasıl yapacağımızı, ne kadar başarabildiğimizi anlatabiliyoruz. Daha samimi geliyor insanlara. Bir nevi rol model oluyoruz aslında. Daha çok insanı cesaretlendiriyor bu. Hem doğru bilgi vermek hem cesaretlendirmek, rol model olmak, nasıl başarıldığını anlatmak ve belki yaşayan kişilerin duygularını, hislerini, çocuğumuzla ne kadar mutlu olduğumuzu hayatın ta içinde olduğumuzu inişleriyle, çıkışlarıyla çünkü bazen çok da şey zannedilebiliniyor bu. Böyle bir melek geliyor ve evet çocuklar hepsi melek ama aynı zamanda sorumluluk da isteyen bir iş bu. Bir çocuğun hayatınıza girmesi demek, biyolojik ya da ‘kalbiyolojik’, öyle tanımlıyoruz biz, her zaman sorumluluk, sabır, belli nitelikleri de kazanmayı gerektiriyor. İşte bunlarla ilgili olabildiğince anlatıp, yönlendirme yapmaya çalışıyoruz.

Sultan: O zaman şunu sorayım, her çocuk koruyucu aileye gidebilir mi, evlat edinilebilir mi? Her aile koruyucu aile olabilir mi, evlat edinen aile olabilir mi?

Ülkü: Evet, şimdi tabi çocukların koruyucu aile yanına yerleştirilebilmesi öncelikle devlet koruması altına alınmaları gerekiyor. Maalesef bazı biyolojik aileler çocuklar için uygun yaşam şartlarına sahip değiller ya da çocuklara şiddet, ihmal, istismar gibi bir takım olumsuzluklar yaşatabiliyorlar. İşte bu gibi durumlarda ya ihbarlarla ya devletin tespit etmesiyle ya ailenin kendi tercihiyle çocuklar devlet koruması altına alınıyorlar. Daha çok o zaman sevgi evi diye biliniyor biliyorsunuz toplumda. Çocuk evleri ya da çocuk evleri sitesi gibi kurum bakımı dediğimiz modellerde yaşamaya başlıyorlar. İşte bu çocuklar koruyucu aile yanında yaşamaya uygun çocuklar. Aslında evlat edinmeyle en çok karıştırılan şey bu oluyor. Yuvalarda diyorlar, tabii toplum yuva diye biliyor hala eski terimleri kullanıyorum, bu kadar çok çocuk varken niye evlat edinemiyoruz diyorlar örneğin. Aslında o çocukların hiçbiri evlat edinmeye uygun değil çünkü biyolojik aileleri var ama biyolojik aileleriyle yaşayamıyorlar. Evlat edinmeye uygun çocuklarsa terk edilmiş ya da biyolojik ailenin rıza vererek artık evlat edilmesine uygundur dediği çocuklar ve tabi her ikisinde farklı başvuru şartları var. Koruyucu aileliğe başvurduğunuz o zaman yine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, evlat edinmede de aynı Bakanlık süreci yönetiyor. Farklı şartları sağlamanız gerekiyor her ikisi için de. Şartlardan da biraz bahsedelim isterseniz. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanız gerekiyor. En az ilkokul düzeyinde bir eğitim seviyesi, düzenli gelire sahip olmak ve Türkiye'de ikamet etmek koruyucu ailelik için temel şartlar Yaş sınırımız var, 25 ile 65 yaş arasındaki kişiler başvurabiliyor. Bekârlar ve biyolojik çocuk sahibi olanlar da başvurabiliyorlar. Evlat edinme de ise yine bekârlar ve evliler başvurabiliyorlar. Yine biyolojik çocuk sahibi olanlar başvurabiliyorlar. Eğer bekârsa, kişinin 30 yaşın üzerinde olması bekleniyor. Evli ise her iki kişinin ya 30 yaş üzerinde olması ya da beş yıllık evlilik sürecini tamamlamış olmaları gerekiyor. Diğer şartlar hemen hemen koruyucu ailelikle aynı. İkisinde en temel farklardan birisi, evlat edildiğiniz zaman çocuğunuzu, bir yıl kadar bir süre mahkeme süreciniz devam ediyor. Bu süreç içerisinde Aile Bakanlığı ve mahkeme uzmanları sizi takip ediyorlar. Bir senenin sonunda hazırlanan rapor olumlu ise evlat ediniyorsunuz. Çocuk yasal mirasçınız oluyor ve soyadı sizin soyadınız oluyor. Koruyucu ailelikte çocuğun adı ve soyadı değişmiyor, yasal mirasçınız olamıyor ama en önemli belki de çok karıştırılan şeylerden birisi koruyucu ailelik ve gönüllü ailelik. Koruyucu ailelikte çocuklar bizimle yaşıyorlar, her türlü sorumlulukları biz de. Evlat edinmeden de tek farkı adının ve soyadının değiştirilememesi, yasal mirasçımız olamaması. 18 yaşına geldiklerinde reşit oldukları için artık evlat da edinebiliyoruz kendileri de tercih ederlerse. Aradaki süreçte bazen çocukları statüleri değişebiliyor. Aileye döndürme ihtimali kalkabiliyor. Bu durumda yine evlat edinme önceliği bizde. Evlat edinebiliyoruz çocuklarımızı.

Sultan: Ne güzel siz de iki tane çocuğu büyütüyorsunuz koruyucu aile olarak ve birlikte yaşamanın keyfini sürüyorsunuz.

Ülkü: Evet, tabi. Bizim dışardan bakıldığında biyolojik ailelerden hiçbir farkımız yok. Biz ifade etmediğimiz sürece hiç kimse bunu anlamıyor aslında çünkü hayatın ta içerisindeyiz en başta dediğim gibi. Zaman zaman birbirimize kızıyoruz, sorunlar yaşıyoruz ama temelde sevgiyle ilgiyle gidiyor. İşte az önce dediniz ya herkes koruyucu aile olabilir mi, herkes evlat edinebilir mi. En temel nokta hep şunu söylüyoruz, çocuklara aile arıyoruz, aileye çocuk aramıyoruz. Hangi motivasyonla oradalar, ne için oradalar, bir çocuğun hayatına dokunmaya, bütün sorumluluğunu yaşamı boyunca almaya hazırlar mı, örselenmiş bir çocukla buluşacaklarının farkındalar mı, bir biyolojik aile gerçeğinin farkındalar mı ve bunu normalleştirebilecekler mi ve bütün bunları yapabilecekleri inanıyorlarsa elbette çok da iyi olur. Keşke herkes bunu yapabilecek niteliklere sahip hissetse de herkes başvursa. Devlet kurumların da çok sayıda çocuğumuz hala koruyucu aile bekliyor. Şu anda 21.000 çocuğumuz devlet korumasında. Yaklaşık 9000 çocuk koruyucu aile yanında. Sayılarımız giderek artıyor çok şükür %4’lerden, %35-40’lara çıktı koruyucu ailelik oranları ama hala çok sayıda çocuğumuz koruyucu aile bekliyor. İşte bu niteliklere sahip olduğunu düşünen herkes koruyucu aile olabilir ve olmalı da aslında. En azından olamasa bile çocuk sahibi olmak isteyen ya da belki biyolojik çocuk sahibi olduğu halde bir çocuğu daha hayatına dahil etmek isteyen kişilere bunları anlatabilir, bizim çocuklarımızın dezavantajlarını kabul edebilir, koruyucu aileliği ve evlat edinmeyi normalleştirebilir. Böyle olmalı çünkü bizi aslında farklılıklarımızla güzeliz ve ilgiyle sevgiyle büyüyen her çocuk aslında kazanılmış bir birey ve kazanılan her birey bu toplum için büyük bir değer çünkü tek sermayemiz aslında insan. Hep birlikte yaşıyoruz, hep birlikte iyi olmak zorundayız. O dokunmadığımız her çocuk bir ün karşımıza toplumda çıkıyor. Toplumdaki her türlü olumsuzluk, sorun hepimizi derinden etkiliyor hele yaşadığımız günleri değerlendirdiğimizde. Birlikte iyileşmek, birlikte iyi olmak durumundayız. Bu sebeple herkes bilmeli koruyucu aileliği evlat edinmeyi ama yapabileceğine inanan kişiler, bu sistemin içerisinde olmalı.

Sultan: Siz de dernek olarak buna çok büyük katkı sağlıyorsunuz. Ne tür faaliyetler yapıyorsunuz?

Ülkü: Öncelikle temel amacımızı biraz önce anlattığım gibi koruyucu aileliği ve evlat edinmeyi anlatıyoruz. Ne olduğunu ve ortalıktaki bilgi kirliliğini gidermeye çalışıyoruz. Bilinmesine katkı sunmaya çalışıyoruz. Farkında olunmasına, neden önemli olduğunu topluma anlatıyoruz. Dezavantajlı çocuklar olduğunu ve çocukların durumlarının ne olduğunu, ne olması gerektiğini anlatıyoruz. Çocuk koruma sisteminin ne olması gerektiğini o bütüncül yaklaşımın ne olması gerektiğini anlatıyoruz. Toplumdaki her çocuğun aslında hepimizin çocuğu olduğunu ifade etmeye çalışıyoruz. Bunun ötesinde süreç boyunca koruyucu ailelere ya da evlat edinecek ailelere rol model olmak, cesaretlendirmek, sordukları her soruda olabildiğince uzmanlarımızla beraber tüm soruları uzun uzun cevaplar vererek içerdeki bütün o soru işaretlerini gidermek bizim işimiz çünkü Bakanlık elinden gelen her şeyi yapsa da bu kadar büyük bir kadroya sahip değil ve zaman ayırmak elbette kısıtlı olabiliyor. Her soruya cevap bulamayabiliyorlar. Biz bıkmadan usanmadan her soruyu cevaplıyoruz çünkü çok net olmalı insanlar bu sürece başlarken. Süreç boyunca aslında hem bilgilendirme hem o koruyucu aile olma öncesinde psikososyal anlamda destek verme hem de koruyucu aile olduktan sonrası belki orada başlıyor. Çocukların travmalarını nasıl iyileştireceklerini, ne tür eğitimler almaları gerektiğini, yollarının ne olması gerektiğini, nasıl baş edeceklerini, biraz güçlendirme ve mekanizmalarını çalıştırıyoruz çünkü bu da eksik maalesef ülkede. Bu anlamda da destek veriyoruz. Hukuki süreçleri olabiliyor evlat edinen ailelerin koruyucu ailelerin. Oralarda bilgilendirme, zaman zaman da stratejik davalama ya da farklı anlamda destekler veriyoruz. Ailelerimize eğitimler açıyoruz zaman zaman ihtiyaçları oldukları konularda. Örneğin en çok ihtiyaç olan konu, dönem dönem bunu hep açıyoruz, ‘nasıl söyleyeceğiz, çocuğumuza nasıl anlatacağız, toplumla nasıl baş edeceğiz’. Bunu topluma anlatarak da toplum buna hazırlayarak da aslında süreci hızlandırıyoruz, normalleştirmeye çalışıyoruz toplum açısından da yani ailelere, adaylara, çocuklara ve topluma yönelik dört farklı yapıya yönelik çalışmalar yapıyoruz biz burada. Daha çok sosyal hizmet uzmanı, psikoloji ve hukuk konusunda uzman arkadaşlarımız ve hocalarımızla beraber olabildiğince sisteme katkı sunmaya çalışıyoruz çünkü biliyorsunuz, dokunulan her çocuk bir dünya, o çocuk da bir gün bu dünyayı değiştirebilir.

Sultan: Harika düşünüyorsunuz. Tabi bu çalışmaların hepsini bir gönüllü ağıyla yaptığınızı düşünüyorum.

Ülkü: Aynen öyle. Biz genellikle kendi kaynaklarımızla, arkadaşlarımızın destekleriyle, örneğin hocalarımız eğitime geldiklerinde gönüllü geliyorlar. Olabildiğince gönüllü ağıyla bu işi yürütmeye çalışıyoruz. Ne kadar çok gönüllümüz, ne kadar çok desteklerimiz olursa elbette daha da ileri noktalara taşınacağız diye düşünüyoruz.

Sultan: Umarım öyle olacak. Bu kadar çalışıp tanıttıktan sonra herhalde çok daha ileri noktalara gelecek. Peki, Derneğinize ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilir? Koruyucu aile olmak isteyenler, evlat edinmek isteyenler ya da bu çalışmalarınıza destek olmak için ulaşmak isteyenler.

Ülkü: Öncelikle web sitemiz var. korev.org.tr’den ziyaret edebilirler. Hatta bilgi almak istediklerinde, orada röportajlarımız, videolarımız, bilgilendirme metinleri var. Onu okuduklarında zaten epey bilgi sahibi oluyorlar. Sonrasında soruları olduğunda telefonlarımızdan ulaşabilirler. 215 62 12 telefon numaramız. Ankara’dayız ama Türkiye'ye bilabedel hizmet veriyoruz, her zaman arayabilirler. Sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirler. Orada da zaman zaman yaptığımız faaliyetleri ya da bilgilendirme metinleri yayınlıyoruz hem orayı takip ederek hem de belki onları da paylaşarak da bize destek verebilirler çünkü ne kadar çok insan duyarsa o kadar iyi. Bu kanalların hepsinden bize
ulaşabilirler. Yine web sitemizde gönüllülük formumuz var, oradan ulaşabilirler. Gönüllülük formunu doldurduklarında biz kendilerine zaten görüp gerekli bilgileri veriyoruz. İhtiyaç halinde kendileri ile irtibata geçiyoruz.

Sultan: Harika. Şimdi röportajı tamamlamak istiyorum. Son olarak söylemek istediğiniz şeyleri alalım.

Ülkü: Öncelikle çok teşekkür ederim, hassasiyetiniz için bu konuyu değerlendirdiğiniz için, bizimle burada olduğunuz için ve bir çocuğun daha hayatının değişmesine katkı sunduğunuz için bu çok kıymetli emeklerinize sağlık. Belki arada da ifade ettim sanıyorum her çocuğun bir dünya olduğunu ve her çocuğun hepimizin çocuğu olduğunu hiç unutmayalım ve her çocuğa dokunmak zorunda olduğumuzu, bunun da hak temelli olması gerektiğini, lütufluk ya da muhtaçlık üzerinden gitmememiz gerektiğini ifade etmek istiyorum. Şimdi örneğin bizim çocuklarımız için şey diyorlar, ‘korunmaya muhtaç çocuklar’ oysa çocuk korunma ihtiyacı olan bir varlıktır. 18 yaşına kadar yasal yapısı bu 18 yaş. Ona eşlik ettiğimiz bu sürecinde çocuğu bir varlık olarak görürsek, değerli hissettirirsek ona eşlik eden ebeveynler olarak, büyükler olarak görürsek kendimizi, her şey daha kolay olacak, çocuklar için de. Daha iyi bir nesil yetişecek ve belki Türkiye çok daha iyi bir yapıya kavuşacak. Herkesin bu anlamda da elinden geleni yapmasını rica ediyorum en azından çocuklarımız için. Bu bakış açısıyla desteklenmeye ihtiyacı olan, elinden tutacağımız varlıklar bakış açısıyla çocuğa bakarsak, hak temelli yaklaşırsak her şey iyi olacak, çok daha güzel noktalara gideceğiz diye umut ediyorum.

Sultan: Çok teşekkür ediyorum. Konu çocuk, çok kıymetli, çok değerli bir iş yapıyorsunuz. Sizi tebrik ediyorum. Kim bilir ne kadar çok zamanınızı alıyor bu işleri yapmak. Bu toplum için çok değerlisiniz, çok teşekkür ediyorum. Umudun Kadınları dinleyicileri. Çok önemli bir konu üzerinden gittik bugün. Korunmaya muhtaç çocuk ve evlat edinilmiş çocuk ve tabii ki bunların çevreleri aileleri. Bundan sonraki söyleşimizde buluşmak üzere hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.
Hoşçakalın

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.