Sarı saçları, parlament mavi örgülü, sol omzunun altı işlemeli kazağı ile gülümsüyor. Önünde açık bir defter, sağ elinde kalemi var.
Açık bir alanda yeşil araba gibi büyük bir nesnenin arkasına saklanmış küçük bir keçi yavrusu kafasını uzatmış karşıya bakıyor.
YAZAN: Aynur YURTSEVEN

Bir kanalda belgesel izliyordum. Tarım, hayvancılık yapan bir ailenin keçileri doğum yapıyor. Bir keçinin ön ayakları olmadan doğuyor. Ne annesinin memesini emiyor ne de koşup oynuyordu. Fatma Hanım, keçinin bakımını bir bebek gibi üstleniyor. Aralarında o kadar sıcak bir bağ kuruluyor ki sevgisi çocuklarının önüne geçiyor.

Yavru büyüdükçe kucağa sığmaz oldu. Fatma Hanım eşiyle birlikte gönüllü bir veteriner buldu. Yavru keçiye ön ayak protezi yapıldı. Keçi proteze uyum sağladı. Otlamaya, yavaş yavaş koşmaya başladı. Fatma Hanım ve eşi o kadar çok mutlu oldular ki gözyaşları sel olup aktı.

Ben izlerken de aynı duyguları yaşadım. Teyzem bu olaydan birkaç gün sonra gerçek bir olayı bana anlattı. Komşularının oğlunun çocukları olmuş. En son çocuğun bir ayağı yokmuş. Annesi birkaç yıl sonra “ben çocuğuma bakamayacağım” diye eşinden ayrılmış. Bu çocuğun, o keçi yavrusu kadar şansı yok muydu?

Bu olay beni derinden etkiledi. Keşke teyzem bunu bana anlatmamış olsaydı, ah keşke. Küçük bir keçi yavrusunun sevincini neden bazı çocuklar yaşayamaz ki? Neden? Hoş geldin çocuk, yaşama sırası sende. Bütün yaşamın boyunca sana mutluluklar, kolaylıklar dilerim.

12 Şubat 2023

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.