Yazan: Av. Aynur Gül SOYDAŞ
Evlilik birliği süresince eşler çeşitli mallar edinirler. Boşanma veya ölüm nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi halinde, bu malların ne şekilde paylaşılacağı Türk Medeni Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Ülkemizdeki aile yapısı, gelenek görenekler nedeniyle, malların önemli kısmının koca adına kayıtlı olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, kadınların mal paylaşımına ilişkin haklarını bilmelerinin önemli olduğu düşüncesiyle derginin bu sayısındaki yazı bu konuya ayrılmıştır.
01.01.2002 Tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununda edinilmiş mallara katılma, yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Yürürlükten kaldırılan Türk Medeni Kanununa göre, mal ayrılığı yasal mal rejimidir. Bu nedenle, 2002 öncesi ve sonrası için mal paylaşımının ne şekilde olacağı ayrı ayrı açıklanacaktır.
2002 YILINDAN ÖNCE EDİNİLEN MALLARA İLİŞKİN PAYLAŞIM
2002 Yılından önce eşler arasında mal ayrılığı rejimi bulunuyordu. Bu rejime göre eşlerden her birinin malları, geliri ve kendi kazançları, kendilerine ait kişisel mallardır. Bir eş, diğerinin edindiği mal varlığına para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunmuşsa, o maldan katkı payı talep edebilir.
Katkı payı, tasfiyeye konu malın değerine katılma oranı üzerinden hesaplanır. Örneğin ziynet eşyaları, maaş, gündelik, kar payı ve benzeri maddi varlığıyla, diğer eşin almış olduğu bir evin, ya da bir arabanın değerinin yarısını karşılayan eş, mal rejiminin sona ermesinden sonra açmış olduğu davada bu malın dava tarihindeki değerinin yarısının, dörtte birini karşılamışsa, dörtte birinin katkı payı olarak kendisine ödenmesini isteyebilir.
Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında; düzenli olarak çalışıp sürekli gelire sahip olan eşin, diğer eşin edindiği mala katkıda bulunduğu kabul edilir. Bunun aksini diğer eşin kanıtlaması gerekir. Tarafların katkı payı alacakları; her bir eşin gelirleri tespit edilip, alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal konumları gözetilerek kişisel harcamaları ile kocanın evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülür. Tasarruf edebilecekleri tutar ile edinilen malın alımına yaptıkları katkı oranı bulunur. Bu katkı oranında tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek rayiç değeri üzerinden hesaplanarak tespit edilir.
2002 YILINDAN SONRA EDİNİLEN MALLARA İLİŞKİN PAYLAŞIM
01.01.2002 Tarihinden itibaren eşler edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Bu mal rejiminde; her eşin çalışmasının karşılığı aldığı ücret, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel mallarının gelirleri edindiği mallar, edinilmiş mal olarak kabul edilir. Bu yolla edinilen bir malın satılıp, satış bedeliyle alınan veya takası sonucunda edinilen yeni mal da edinilmiş mal olarak kabul edilir. Bir eşin kişisel malının kira vb. getirisi de edinilmiş maldır.
Eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ile kişisel malın yerine geçen değerlerse kişisel mal olarak kabul edilir. Örneğin; eşlerden birinin evlenmeden önce sahibi olduğu bir malın satılıp, bedeliyle alınan yeni mal kişisel malın yerine geçen değer olarak kişisel mal niteliğindedir.
Mal rejimi evlilik ile başlar, boşanma veya ölüm ile sona erer. Boşanma ile sona erme tarihi ise, boşanma davasının açılış tarihidir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin gelirinin olmasına, mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine, korunmasına katkıda bulunmasına gerek olmaz. Eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dâhil olmak üzere toplam değerden, mallara ilişkin borçlar çıkarılır. Kalan değerin yarısı üzerinde alacak hakkı bulunur. Bu alacak hakkına katılma alacağı denilir. Bu alacak; edinilmiş malın, mal rejiminin tasfiyesi davasının karar tarihindeki rayiç değeri üzerinden hesaplanır. Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde, hâkim kusurlu eşin pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
Paylaşımın daha iyi anlaşılabilmesi için, yukarıda bahsi geçen denkleştirme ve eklenecek değerlerden kısaca bahsetmek gerekir. Katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar hesaba katılır. Bunun istisnası ise eklenecek değerlerdir. Eklenecek değerler; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerden oluşur.
Tasfiyeye konu mallar her zaman yalnızca edinilmiş veya yalnızca kişisel mal niteliğinde değildir. Katılma alacağı hesaplanırken, bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmişse, tasfiye sırasında denkleştirme yapılır. Örnek vermek gerekirse, eşlerden birine ait edinilmiş bir malın alımında veya iyileştirilmesinde, diğer eşin maddi katkısı varsa, oranlama suretiyle bulunacak bu tutar katkıda bulunan eşe değer artış payı olarak, kalan kısmın yarısı ise katılma alacağı olarak verilir.
Ayrıca; tasfiyeye konu maldan kaynaklanan bir borç söz konusuysa, örneğin edinilmiş mal niteliğindeki bir ev krediyle alınmış ve mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz kredi borcunun tamamı ödenmemişse, bakiye borcun oranlama suretiyle bulunacak tutarı, evin değerinden düşülerek kalan değer üzerinden katılma alacağı hesaplanır.
Mal rejiminin sona erme durumlarından biri de ölümdür. Ölüm halinde; sağ kalan eş diğer mirasçılara karşı, ölen eşin mirasçıları da sağ kalan eşe karşı mal rejimi tasfiyesi istemiyle dava açabilir. Yukarıda açıklanan hususlar burada da geçerli olup, yinelenmeyecektir. Yalnızca bir hususu açıklamakta yarar vardır. Mal rejiminden doğan borçlar, tereke borcu olduğundan ve sağ kalan eşin de mirasçı olmasından dolayı tereke borçlarından sorumlu olması nedeniyle, miras payı oranında bu borçtan sorumlu olur.
Son olarak; evlilik birliği süresince, bir başka deyişle mal rejimi devam ettiği sürece, her eş yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Eşlerden her biri kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.
Herkese iyi günler dileğiyle.
22.07.2022
Evlilik birliği süresince eşler çeşitli mallar edinirler. Boşanma veya ölüm nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi halinde, bu malların ne şekilde paylaşılacağı Türk Medeni Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Ülkemizdeki aile yapısı, gelenek görenekler nedeniyle, malların önemli kısmının koca adına kayıtlı olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, kadınların mal paylaşımına ilişkin haklarını bilmelerinin önemli olduğu düşüncesiyle derginin bu sayısındaki yazı bu konuya ayrılmıştır.
01.01.2002 Tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununda edinilmiş mallara katılma, yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Yürürlükten kaldırılan Türk Medeni Kanununa göre, mal ayrılığı yasal mal rejimidir. Bu nedenle, 2002 öncesi ve sonrası için mal paylaşımının ne şekilde olacağı ayrı ayrı açıklanacaktır.
2002 YILINDAN ÖNCE EDİNİLEN MALLARA İLİŞKİN PAYLAŞIM
2002 Yılından önce eşler arasında mal ayrılığı rejimi bulunuyordu. Bu rejime göre eşlerden her birinin malları, geliri ve kendi kazançları, kendilerine ait kişisel mallardır. Bir eş, diğerinin edindiği mal varlığına para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunmuşsa, o maldan katkı payı talep edebilir.
Katkı payı, tasfiyeye konu malın değerine katılma oranı üzerinden hesaplanır. Örneğin ziynet eşyaları, maaş, gündelik, kar payı ve benzeri maddi varlığıyla, diğer eşin almış olduğu bir evin, ya da bir arabanın değerinin yarısını karşılayan eş, mal rejiminin sona ermesinden sonra açmış olduğu davada bu malın dava tarihindeki değerinin yarısının, dörtte birini karşılamışsa, dörtte birinin katkı payı olarak kendisine ödenmesini isteyebilir.
Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında; düzenli olarak çalışıp sürekli gelire sahip olan eşin, diğer eşin edindiği mala katkıda bulunduğu kabul edilir. Bunun aksini diğer eşin kanıtlaması gerekir. Tarafların katkı payı alacakları; her bir eşin gelirleri tespit edilip, alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal konumları gözetilerek kişisel harcamaları ile kocanın evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülür. Tasarruf edebilecekleri tutar ile edinilen malın alımına yaptıkları katkı oranı bulunur. Bu katkı oranında tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek rayiç değeri üzerinden hesaplanarak tespit edilir.
2002 YILINDAN SONRA EDİNİLEN MALLARA İLİŞKİN PAYLAŞIM
01.01.2002 Tarihinden itibaren eşler edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Bu mal rejiminde; her eşin çalışmasının karşılığı aldığı ücret, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel mallarının gelirleri edindiği mallar, edinilmiş mal olarak kabul edilir. Bu yolla edinilen bir malın satılıp, satış bedeliyle alınan veya takası sonucunda edinilen yeni mal da edinilmiş mal olarak kabul edilir. Bir eşin kişisel malının kira vb. getirisi de edinilmiş maldır.
Eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ile kişisel malın yerine geçen değerlerse kişisel mal olarak kabul edilir. Örneğin; eşlerden birinin evlenmeden önce sahibi olduğu bir malın satılıp, bedeliyle alınan yeni mal kişisel malın yerine geçen değer olarak kişisel mal niteliğindedir.
Mal rejimi evlilik ile başlar, boşanma veya ölüm ile sona erer. Boşanma ile sona erme tarihi ise, boşanma davasının açılış tarihidir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin gelirinin olmasına, mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine, korunmasına katkıda bulunmasına gerek olmaz. Eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dâhil olmak üzere toplam değerden, mallara ilişkin borçlar çıkarılır. Kalan değerin yarısı üzerinde alacak hakkı bulunur. Bu alacak hakkına katılma alacağı denilir. Bu alacak; edinilmiş malın, mal rejiminin tasfiyesi davasının karar tarihindeki rayiç değeri üzerinden hesaplanır. Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde, hâkim kusurlu eşin pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
Paylaşımın daha iyi anlaşılabilmesi için, yukarıda bahsi geçen denkleştirme ve eklenecek değerlerden kısaca bahsetmek gerekir. Katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar hesaba katılır. Bunun istisnası ise eklenecek değerlerdir. Eklenecek değerler; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerden oluşur.
Tasfiyeye konu mallar her zaman yalnızca edinilmiş veya yalnızca kişisel mal niteliğinde değildir. Katılma alacağı hesaplanırken, bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmişse, tasfiye sırasında denkleştirme yapılır. Örnek vermek gerekirse, eşlerden birine ait edinilmiş bir malın alımında veya iyileştirilmesinde, diğer eşin maddi katkısı varsa, oranlama suretiyle bulunacak bu tutar katkıda bulunan eşe değer artış payı olarak, kalan kısmın yarısı ise katılma alacağı olarak verilir.
Ayrıca; tasfiyeye konu maldan kaynaklanan bir borç söz konusuysa, örneğin edinilmiş mal niteliğindeki bir ev krediyle alınmış ve mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz kredi borcunun tamamı ödenmemişse, bakiye borcun oranlama suretiyle bulunacak tutarı, evin değerinden düşülerek kalan değer üzerinden katılma alacağı hesaplanır.
Mal rejiminin sona erme durumlarından biri de ölümdür. Ölüm halinde; sağ kalan eş diğer mirasçılara karşı, ölen eşin mirasçıları da sağ kalan eşe karşı mal rejimi tasfiyesi istemiyle dava açabilir. Yukarıda açıklanan hususlar burada da geçerli olup, yinelenmeyecektir. Yalnızca bir hususu açıklamakta yarar vardır. Mal rejiminden doğan borçlar, tereke borcu olduğundan ve sağ kalan eşin de mirasçı olmasından dolayı tereke borçlarından sorumlu olması nedeniyle, miras payı oranında bu borçtan sorumlu olur.
Son olarak; evlilik birliği süresince, bir başka deyişle mal rejimi devam ettiği sürece, her eş yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Eşlerden her biri kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.
Herkese iyi günler dileğiyle.
22.07.2022
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.