YAZAN: Eylem YURTSEVER
Uzun zamandan sonra tekrar merhaba değerli okurlar,
Bu yazımda sizlere başka insanlar tarafından uygulanıyorsa bile hiçbir şekilde haberdar olmadığım, kendi icat ettiğim bir yemekten bahsetmek istiyorum. Bu tavuğu nasıl "uydurdum" anlatayım:
Biraz fazla tavuk yapmayı, onu da her gün azar azar iş yerine götürmeyi planlıyordum.
Döküm tencereye tavukları attım. Masamın üzerinde bir gün önceki yemek siparişimden kalma şalgam suyu vardı. Tam onu itmiş telefonumda bir şeye bakacaktım ki aklıma geldi. Şalgam suyu asitliydi, ben tavuk yapıyordum. Neden bu suyla tavuğu pişirmeyeyim ki? Limonum da yoktu, tavuğun kokusunu almak için şalgam suyunu pekâlâ kullanabilirdim.
Evimde yalnız yaşadığım için böyle şeyleri denemek konusunda düşünmem gereken birileri olmadığına göre, bunu yapmamak için hiçbir sebebim yoktu.
Yaklaşık bir baş sarımsağı ezdim, tavukla harmanladım, tuzumu ve karabiberimi de ekledim ve hop, şalgam suyunu yuvarladım tencereye.
Yağ falan hiç koymadım çünkü zaten but epeyce yağlıydı. Biraz bekledikten, fokurtu kesildikten sonra anladım ki bizim şalgam suyu aromasını tavuğa emanet edip gitmiş. Onu uğurladıktan sonra ateşi de yolculayıp tencerenin soğumasını bekledim.
Yemek soğuduktan sonra kalan yağ da yoğunlaşmış, jelleşmişti. Onunla da pilav yapmalıydım, şöyle güzel bir pirinç pilavı. Kalan pirincimi hiç ölçmeden, tabiri caizse el kararı yıkadım ve tuzlu kaynar suyu döküverdim içine. Bir güzel şişmesini beklerken bir yandan da karabiber değirmenimde azıcık daha karabiber çekmeye başladım tavuk suyuna. Pirincin suyu soğuduktan sonra hafifçik kaynayan tavuk suyuna atıverdim pirinçleri. Süzmeyi unutmadım tabii ki.
Sonra bekledim.
Pilav olduğunda arkadaşlarıma ne yaptığımı anlatırken o tavuğun renginin mor olabileceğini söyledi biri. Merak etmiştim. Hemen yapay zekaya gösterdim. Doğruydu. Tavuk mor, pilav ise açık mordu.
Eh, epey renkli bir yemek mideme girmeyi hasretle beklemekteydi.
Uzun zamandan sonra tekrar merhaba değerli okurlar,
Bu yazımda sizlere başka insanlar tarafından uygulanıyorsa bile hiçbir şekilde haberdar olmadığım, kendi icat ettiğim bir yemekten bahsetmek istiyorum. Bu tavuğu nasıl "uydurdum" anlatayım:
Biraz fazla tavuk yapmayı, onu da her gün azar azar iş yerine götürmeyi planlıyordum.
Döküm tencereye tavukları attım. Masamın üzerinde bir gün önceki yemek siparişimden kalma şalgam suyu vardı. Tam onu itmiş telefonumda bir şeye bakacaktım ki aklıma geldi. Şalgam suyu asitliydi, ben tavuk yapıyordum. Neden bu suyla tavuğu pişirmeyeyim ki? Limonum da yoktu, tavuğun kokusunu almak için şalgam suyunu pekâlâ kullanabilirdim.
Evimde yalnız yaşadığım için böyle şeyleri denemek konusunda düşünmem gereken birileri olmadığına göre, bunu yapmamak için hiçbir sebebim yoktu.
Yaklaşık bir baş sarımsağı ezdim, tavukla harmanladım, tuzumu ve karabiberimi de ekledim ve hop, şalgam suyunu yuvarladım tencereye.
Yağ falan hiç koymadım çünkü zaten but epeyce yağlıydı. Biraz bekledikten, fokurtu kesildikten sonra anladım ki bizim şalgam suyu aromasını tavuğa emanet edip gitmiş. Onu uğurladıktan sonra ateşi de yolculayıp tencerenin soğumasını bekledim.
Yemek soğuduktan sonra kalan yağ da yoğunlaşmış, jelleşmişti. Onunla da pilav yapmalıydım, şöyle güzel bir pirinç pilavı. Kalan pirincimi hiç ölçmeden, tabiri caizse el kararı yıkadım ve tuzlu kaynar suyu döküverdim içine. Bir güzel şişmesini beklerken bir yandan da karabiber değirmenimde azıcık daha karabiber çekmeye başladım tavuk suyuna. Pirincin suyu soğuduktan sonra hafifçik kaynayan tavuk suyuna atıverdim pirinçleri. Süzmeyi unutmadım tabii ki.
Sonra bekledim.
Pilav olduğunda arkadaşlarıma ne yaptığımı anlatırken o tavuğun renginin mor olabileceğini söyledi biri. Merak etmiştim. Hemen yapay zekaya gösterdim. Doğruydu. Tavuk mor, pilav ise açık mordu.
Eh, epey renkli bir yemek mideme girmeyi hasretle beklemekteydi.
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.