Sarı saçları, parlament mavi örgülü, sol omzunun altı işlemeli kazağı ile gülümsüyor. Önünde açık bir defter, sağ elinde kalemi var.
YAZAN: Aynur Yurtseven

Teyzem kanser tedavisi için yıllar önce Almanya’ya gitmişti. Beni sık sık telefonla arardı. Bir görüşmemizde, oradaki engellilerin kimseden yardım almadan, azarlanmadan işlerine, okullarına, sosyal faaliyetlerine hiç sıkıntı yaşamadan, insanca gidip geldiklerini gördükçe, bizim ülkemizdeki engellilerin de sorunlarının ivedilikle çözülmesi için her gün dua ettiğini söylemişti.

Arkadaşım Fethiye üç yaşında çocuk felci geçirmiş, Yardımsız yürüyebilmek için felçli olan sol bacağında cihaz kullanıyor. Arkadaşım okumuş, çalışmış, emekli olmuş, bütün kişisel ve toplumsal sorunlarla tek başına uğraşmış, uğraşmaya da devam ediyor.

Otobüslerin engellilere göre düzenlenmesi çok sevindirici. Bazı zamanlar bu koşulların kısıtlanması çok üzücü. Arkadaşımla birlikte yaşadığım olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Alışverişe giderken otobüse binmemiz gerekti. Sürücüden, orta kapıdaki engelli asansörünü indirmesini rica ettik. Yanıt, “Hayır” oldu. Bin bir zorlukla ön kapıdan bindik. Ben, bu davranışının yanlış olduğunu söyleyince, aramızda bir tartışmadır başladı. Biz hakkımızı savundukça, şoför “Bu araba sizin özeliniz değil. Allah sizi bilerek böyle yarattı,” diyerek tartışmaya son noktayı koydu.

Böyle durumlarda bizlere iyi davrananlara teşekkür edip, kötü davrananları da şikâyet mi etmeliyiz? Bu kurumların idarecilerinin yaşanan somut olayları tekrar, tekrar gözden geçirmelerini, bizlerin ulaşım kolaylığının hiç kimsenin vicdanına bırakılmamasını, bunun bizlerin insan hakkı olduğunu bilmelerini isteriz. Her gün birimizin canının acımasına, kırılmasına, ötekileştirilmesine karşı gelin bakalım dışarıda görünür olalım.

Belki, bir gün teyzemin duası tutar mı dersiniz?

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.