Yıl 4, Sayı 42, Temmuz 2025

Temmuz ayı, tarihimizin kara lekeleriyle dolu maalesef. Hem gündemi takip etmeye hem de bu kara lekelere dokunmaya çalışıyoruz. Emine Kamçı, katıldığı bir etkinlikten sonra yaşadığı duygu ve düşüncelerini bizlerle paylaşıyor, ‘Unutmayanlar Unutturmayanlar’ yazısında.

Haksızlıklar, baskılar, tutuklamalar yıldıramıyor bizleri. Ceza evindeyken, kadınların hayatına dokunan ve çarpıcı örnekler paylaşan umut dolu bir haberi bulacaksınız, Selvet Bayraktar Tokat’ın hazırladığı ‘Kadının Güncesi’ köşemizde. Ayşe Tokyaz’ı unutmadık. Zeytinleri için nöbet tutan köylü kadınların önünde saygıyla eğiliyoruz. Diğer ayrıntılar da sizlere kalsın.

Önceden mutluluklarımızı sergilerken, şimdilerde bizleri utandıran fakat yapanları hiç utandırmayan utanç müzeleri, utanç duvarlarıyla dolup taştı ülkemiz. Emine Ortakaya, bu durumu Ayşe Tokyaz cinayetiyle ilgili içimizi acıtan ve mücadele gücümüzü tazeleyen örneklerle anlatıyor, ‘Utanç Duvarından Çin Seddine’ yazısında.

60 yaşını deviren insanların çoğunun kulaklarında anlatılmaz bir ses bırakarak dinlediği Rüçhan Çamay’ı yitirdik. ‘Tarihin Kadın Yüzleri’ köşemizde Rüçhan Çamay’ı anlatmadan olur mu hiç? ‘Türk Hafif Müziğinin Divası Rüçhan Çamay 1931 2025’ yazısını Selvet Bayraktar Tokat hazırladı sizler için.

Madımak katliamından sonra sağ kurtulan insanlar nerede? Onların yaşadıklarını neden önemsemiyoruz? Bu sorular gibi pek çok sorunun yanıtını bulacağınız bilgiler, Şule Sepin İçli’nin katıldığı Madımak eylemi izlenimlerinde. ‘Madımak Katliamından Sonra’ diyelim o zaman.

‘Çoğalalım Çoğaltalım’ köşemizde, Sultan Çamur Karataş’ın söyleştiği, Muğla Emek Benim Kadın’ Derneğinden Nahide Uçar var. Kadınların hayatlarına nasıl dokunmuşlar, ayrıntıları bu söyleşiden öğrenelim.

En sık kullandığımız fakat en çok ihlal ettiğimiz kavram, adalet. Vicdanımızın değil de öfke ve hırslarımızın sesini dinler olduk. ‘Eril Düzende Adalet Sadece Adliye Kapısında Yazan Bir Sözcükten İbaret’ diyor Selvet Bayraktar Tokat. Ayşe Tokyaz cinayetini işleyenin neler yaptığını, adaletin nasıl işlemediğini anlatıyor. Ne demek istediğini anlamak için yazıyı okumak gerek.

Kadir kıymet bilmek çok önemlidir de her konuda olduğu gibi minnet duygusunun bizi kuşatması konusunda da abartmamak gerekiyor. Bize ve ilişkilerimize zarar veriyor. ‘Dengede Kalmak’ köşemizde, Psikolog Şule Sepin İçli, ‘Aşırı Minnet Duygusu’ diyerek irdeliyor bu duyguyu ve kendi yaşamından somut örnekler vermeyi de ihmal etmiyor.

Yeni yazarımız Mehmet Yıldırım, kadın olmayla ilgili düşüncelerini paylaşıyor. Bu konuda ne kadar yazılsa, çizilse, yine de hep dikkat çekiyor. Gidelim bakalım ‘Kadın Olmak’ yazısına.

Plastik şişelerin tehlikeli olduğunu iyice anladık. Peki cam şişelerde neler oluyor? Yeni doğan bebeklerin öldürülmesine gençler sessiz kalmıyor. Selvet Bayraktar Tokat’ın hazırladığı ‘Bilim Dünyasında Bu Ay’ köşemizin sadece iki başlığına değinebildik. Diğer ayrıntıları da köşemizden öğrenelim.

Bir çocuk düşünce, ‘Öpünce, üfleyince geçer’ yerine, düştüğü için ona gereğinden fazla kızanlar yok mu? Ebru Bozcuk, öyle çarpıcı örnekler vererek anlatıyor ki kendinizi çocukluğunuzun içinde buluyorsunuz, ‘Bazı Yaralar Üfleyince Geçmiyor’ yazısında.

Türkiye’deki ilk kadın yayın yönetmeniyle tanışmak ister misiniz? Yanıtınız evetse, Şule Sepin İçli’nin söyleştiği Elif Gamze Bozo’nun konuk olduğu ‘Arı Kovanı’ köşemizi ziyaret edebilirsiniz.

Ayrımcılık, insanlara değer verme bu kadar mı hoş anlatılır? Ergür Altan, ‘Kadınlar, Gezegenler Ve Cüceler’ yazısında ruhumuzun derinliklerine sesleniyor.

Genç kadınlar harikalar yaratıyor, mesela Almanya’da piyano birincisi olarak. Ayşe Barım’ın tutuklu kalmasına isyan eden kadınlar, hayatını kaybeden Pınar Kür ve Rüçhan Çamay, Selvet Bayraktar Tokat’ın hazırladığı ‘Sanatın Kadın Sesleri’ köşemizde.

‘Ankara çok resmi ve sıkıcı bir şehir’ diyenlerin görüşleri değişebilir, Ayşe Gülçin İlhan’ın ‘Geçmiş Zaman Olur Ki’ yazısını okuyunca. Çünkü Ankara, ince ince aşkla bezenerek anlatılıyor.

‘Bugün Ne Yiyelim’ köşemizde, Rahime Söylemez Çetin’in denediği patlıcan çığırtma yemeğini tadacağız.

Çocukların, yetişkinlerin birey olma yolculuğundan üstüne basa basa söz eder olduk. Bakalım Filiz Gülmez bu meseleyi nasıl değerlendiriyor ‘Birey Olmak’ yazısıyla.

‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ köşemizde, Eylem Yurtsever’in yazdığı, ‘Kabuklu Karidesli Makarna’ öyküsü var. Öykünün adına aldanıp da yemekle ilgili bir şey sanmayalım sakın. Çok öğretici mesajlar veriyor bize.

Fantastik içerikli kitapları seven de çok, sevmeyen de. Gülseren Mungan, ‘Fantastik Yazına Güzel Bir Örnek’ yazısında, bu tür kitapların insanı nasıl geliştirdiğini ayrıntılarıyla anlatıyor.

‘Yüreğimizden Taşanlar’ köşemizi, Madımak katliamına ayırdık ve Hidayet Karakuş’tan ‘İsli Bir Yaranın Şiirleri’ sizlerle.

‘Umut Şarkıları’ köşemizle, Rüçhan Çamay’ın söylediği ‘Gönlüm Çok Zengin’ şarkısıyla veda etmek istedik sizlere. Cebimize para doldurup insanlara zarar vermek değildir zenginlik. Gönül zenginliğinizin artması umuduyla, bu sayıda bizden bu kadar olsun.