ezgiceren.k@gmail.com
Kısa, dalgalı siyah saçlarıyla siyah-beyaz bir fotoğrafta umutlu bakıyor.
Gündüz yağmur sonrası iki sevgili orman yolunda arkaları dönük el ele tutuşarak ve birbirlerine sevgi ile bakarak yürüyor.

HAYATA YOĞUŞTUK



Ne yazı buluyor kendini seste



ne ses yazıda



Bir kapkaç oyunu tutuyor bizi bir arada



-Sen ve Ben-



Biz’in ötesinde buluşan



onlar’ı içine alan



 



Gelmiş ve gitmiş sözlerin



arasında yüzen akışta/akıntıda



buğusunda ve buhurunda



açık bırakılmış yaraların merhemi



akıyor gözyaşıyla



macun kıvamı alıyor



ağzımda, o ağızda.



 



Tekrar aranır mıydı o kayıkta



bize geri gelmiş



bir şans daha, bir şans daha hepimize



 



Hadi nefesler



İçeri ve nefesler dışarı



Yeryüzü üstüne



 



Durdurulmaz bir sağnak



Dalgalandırıyor akıntıyı



Minik dalgalar tatlı dalgalar



İçine düşeni kayalara çarpar



 



İşte al sana hayat



İşte al sana bedeli



Geri dönüş biletinin



Hatırlar mısın,



toplardık üstümüze bir



yolculuğun kendisini,



Bulutlar sırtına alırdı ve biz rüzgârın



sesinde yankılanırdık



Her yerden hiç yere



 



Hangi yerçekimiydi de yoğurdu bizi



düştük



oluşun olmaz hallerine doğduk



ve hatırlar mısın, biz



asla ayrılmazdık ne Gökten



ne de Güneşten, Yıldızlar bizi



defalarca sallardı.



 



Bir salıncaktı izlemek.



Bir sallanmaktı bilmek.



 



bir merdiven yapıyorum şimdi



belki bana, belki sana



Belki tekrar birlikte, ayrışmadan.



 



Kemiklerden bir merdiven



sesimden düşmeyen manadan örülmüş



gözün doldurmadığı



soluğun dokunmadığı



 



Kemikler, kemikler



Senden Benden öteye gider hikâyeleri



 



Kemik üstüne kemik topladım,



bir merdiven yapmaktayım



Ardına yükselen bulutların



Giysilerimi bırakırken beride



Bir kabuk çürüyor toprakta böylece



O süreçte/geçişte



 



Bir daha görür müydün beni hiç?



Ve ben sana bakabilir miydim



utanmaksızın



yoğuştuğumuzdan



Çok zaman geçti



 



Ve ben, ve sen



Sanki sen masum kalmışçasına,



Sen hep masum kalasın diyecesine,



Almışmışım tüm günahları da



kara maddeymişimcesine



Bir gölgede gölgeden ben beklerken



Güneş yakar mı beni bilmezken



Sen gelir miydin hiç



Görür müydün gölgeden beni



Der miydin hepsi geçti?

 



 



 



KİMDİ GİDEN, KİMDİ KALAN?



 



Kimdi giden, kimdi kalan?



Peki, giden mi suçludur her zaman?



Ne zaman başlar ayrılıklar?



Dostluklar biter ne zaman?



 



Her geçen gün, bir parça daha



 aldı götürdü bizden



Aynı kalmıyordu hiçbir şey



Değişiyordu her şey kendiliğinden



 



Ve artık çözülmüştü ellerimiz



Artık bölünmüştü yüreğimiz



Birimiz söylemeliydi bunu



Ötekini incitmeden



 



Kimdi giden, kimdi kalan?



Aslında kalandır terk eden



Giden de bu yüzden



gitmiştir zaten.

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.