selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Bir kişi, yüzünü tamamen kaplayacak şekilde bir levha tutuyor. Levhada, dünya haritası içine yerleştirilmiş ve altında kadın simgesi olan (Venüs simgesi) büyük mor bir çember bulunuyor. Kişinin giydiği gri renkli ceketin yaka ve düğmeleri görünüyor.

Merhabalar değerli takipçilerimiz. Yeni yılın ilk kadının güncesiyle sizlerleyiz. Kadına şiddet haberlerinin azaldığı bir yıl olmasını diliyoruz.



Önce başlıklar:



Yargıtay’dan emsal karar: ‘Gizlice doğum kontrol hapı kullanan kadın kusurlu’



Kadın cinayetlerini durduracağız platformu açıkladı: 2023 yılında 315 kadın öldürüldü



Diyarbakır'da uluslararası kadın konferansı



Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri Sempozyumu: İnatla ve Umutla Dayanışma Sürecek



Savaş kadınları vurdu: Filistinli gazeteci Rashed, Gazze'de zorlu koşullarla mücadele eden kadınların yaşadıklarını anlattı



İtalya’da kürtajla alınan fetüslerin anne ismiyle gömülmesi ceza getirdi



Yargıtay’dan emsal karar: ‘Gizlice doğum kontrol hapı kullanan kadın kusurlu’



Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kocasından habersiz doğum kontrol hapı kullanan kadını kusurlu sayarak emsal bir karara imza attı.



Hürriyet’in aktardığı haberinde, Nevşehir’de yaşayan bir kadın, iddiaya göre, eşinden şiddet gördüğünü, hakaret ve tehditlere maruz kaldığını iddia ederek kocasına boşanma davası açtı. İddiaları reddeden koca da eşinin kendisinden habersiz doğum kontrol hapı kullandığını, elinden cep telefonunu düşürmediğini ve mahrem sırları başkalarına anlattığını iddia ederek karşı boşanma davası açtı.



Nevşehir Aile Mahkemesi, iki tarafı da kusurlu sayarak çiftin ‘evlilik birliğinin temelinden sarsılması’ nedeniyle boşanmalarına karar verdi. Mahkemenin gerekçeli kararında erkeğin karısına uyguladığı şiddet nedeniyle, kadının da kocasından gizli şekilde doğum kontrol hapı kullandığı gerekçesiyle kusurlu sayıldığı ifade edildi.



Yerel mahkemenin kararına itiraz eden kadın, dava dosyasını Yargıtay’a taşıdı. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kendisinin bir kusurunun olmadığını temyiz dilekçesinde belirten kadın, usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını talep etti. Talebi değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı. Kadının kendi bedeni hakkında söz sahibi olmasını engelleyen bu kararı doğru bulmuyoruz. 



Kadın cinayetlerini durduracağız platformu açıkladı: 2023 yılında 315 kadın öldürüldü



Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2023 kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri raporunu Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılan basın toplantısında açıkladı.



Rapora göre 2023 yılında 315 kadın öldürülürken, 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. 2023 yılında öldürülen kadınlardan yüzde 65’i evlerinde öldürüldü. 2023 yılında öldürülen kadınların yüzde 55’i ise ateşli silahla vurularak öldürüldü. Öldürülen kadınların yüzde 41’i evli olduğu erkek tarafından katledildi. Burada konuşma yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Her gün televizyonlardan, sosyal medyadan gördüğümüz üzere kadınlar erkekler tarafından vahşice öldürülmeye devam ediyor. Bu yüzden bizler o gerçeklere bir nebze de olsa ulaşabilmek adına kendimiz kadın cinayetleri verilerini raporluyor durumdayız. Eğer devletin kurumlarının ilgili bakanlıkların açıkladığı şeffaf bir şekilde karşılaştırmasını yapabildiğimiz veriler olsaydı biz ayrıca bu verilere ulaşmaya çalışmıyor olacaktık” dedi. 



Kadınların en çok evlerinde ve en yakınları erkekler tarafından öldürülmesine ilişkin konuşan Ataselim, “Şiddetin öyle uzakta bir yabancıdan geldiğini görmüyoruz. Tam tersine şiddet tam içimizde ve en yakınlarımızdaki tarafından bize geliyor durumda. Büyük oranda kadınların en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğradığını ve cinayete kurban gittiklerini görüyoruz. Şiddet uzaktan gelmiyor. Kadınlar en yakınları tarafından ateşli silahla öldürülüyor durumda. Potansiyel failler bu silahlara nasıl kolaylıkla ulaşabiliyor? Bireysel silahlanmanın önlenmesi lazım” dedi. Ataselim sözlerini şu şekilde sürdürdü:



6284 sayılı kanun etkin uygulanırsa şiddet ilk baş gösterdiğinde durdurulur, sonu kadın cinayetleriyle bitmez. Örneğin 2021 yılında 280 kadın cinayeti, 217 şüpheli kadının ölümü gerçekleşmişken, 2022 yılında 334 kadın cinayeti 245 şüpheli kadın ölümü var. 2023 yılında 315 kadın cinayeti, 248 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Kadın cinayetlerinin azaldığını iddia etmek gerçek dışı bir veri olur. Çünkü şüpheli kadın ölümlerinin sürekli arttığını gözlemleyebiliyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz diyen Ataselim, “Parlamentodaki gerici bir atmosferi hepimiz görüyoruz. 6284 hedefe oturtuluyor. Medeni kanun tartışmaya açılmak isteniyor. Modern haklarımız, eşitliğe dair ne hakkımız varsa tartışmaya açılmak isteniyor. Bu yüzden bizler özgür laik olmadığımız sürece eşit yaşayamayacağımızı biliyoruz. Hayatta kalamayacağımızı biliyoruz. Laik yaşayacağız, özgür yaşayacağız. Mutlaka kadın cinayetlerini bizler durduracağız”dedi.



Diyarbakır'da uluslararası kadın konferansı



Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad -TJA), 13-14 Ocak 2024 tarihlerinde Demir Otel’de "Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasi Mahpuslar Etrafındaki Duvarları Yıkmak" başlığı altında uluslararası konferans düzenledi.



Konferans Avrupa Parlamentosu üyesi ve önceki dönem milletvekili Martina Anderson'un açılış konuşması ile başladı. Konferansta ilk gün “Günümüz Türkiye Mahpushanelerine bir bakış”, “Siyasi kadın mahpus deneyim ve mücadeleleri”, “Siyasi yargılamalar ve tutuklamalarda ulusal-uluslararası hukuk” başlıklı paneller düzenlendi.



Kadın mahpusların deneyimlerinin, mücadelelerinin ve direnişlerinin uluslararası ve yerel düzeyde paylaşılmasının hedeflendiği konferansta, medya, sanat, hukuk gibi farklı alanlarda etkili savunuculuk stratejileri ve yöntemleri de masaya yatırıldı. Konferansa, Filipinler, Filistin, Kolombiya, İspanya Bask Bölgesi, Katalonya, İran ve Güney Kürt bölgesinden gelen panelistler katıldı.



Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri Sempozyumu: İnatla ve Umutla dayanışma sürecek



Mor Dayanışma, 14 Ocak’ta İstanbul Kadıköy’de Müze Gazhane’de “Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri” sempozyumu düzenledi. İki ayrı oturumdan oluşan sempozyumun ilk oturumunda “Dünyada Feminist Mücadele Deneyimleri” başlığıyla kadın hareketi temsilcileri söz aldı. Sempozyumda Polonya’dan Zuzanna Dorota, Lübnan’ndan Diana Moukalled, Fransa’dan Arya Meroni, İtalya’dan Lucia Amorossi ve İran’dan Fatima Babakhan konuşmacı olarak yer aldı. Sempozyumda söz alan Babakhan, İran’da süren kadın mücadelelerini anlattı. İnatla ve umutla dayanışmayı sürdürdüklerini kaydeden Babakhan, “Mahsa Amini, kadınların özgürlük arayışları ve sosyal taleplerinde değişime yol açtı. Mahsa Amini’nin ardından kadınların metro ve otobüslerde başörtüsüz dolaşabildiklerini söyledi. Bu bizim için çok önemli bir kazanım” dedi. Polonya temsilcisi Zuzanna Dorota, Polonya’da kürtaj hakkına ilişkin yürüttükleri çalışmalarından bahsetti.



Oturumun ikinci kısmı ise “Türkiye’de Feminist Mücadele Deneyimleri” başlığında düzenlendi. Mor Dayanışmadan Cemile Baklacı, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, Kampüs Cadılarından Rozana Urkun, Mor Liste’den Ayşecan Ay ve Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’ndan Selin Top konuşmacı olarak yer aldı. İkinci oturumda genel olarak Türkiye’de feminist kadın hareketlerinin ülke genelinde kurdukları ittifaklarla saldırılar karşısında güç topladığı ve LGBTQ+bireyleri hedef gösteren söylemlerin arttığı vurgulandı. Gezi Parkı eylemleri sonrasında 8 Mart ve 25 Kasım’da kadınların her türlü yasağa karşın kendisini gerçekleştirdiği belirtildi. Aile yapısının içe doğru çöktüğü ve bu sistemden çıkan ya da çıkmak isteyen kadınların çaresiz ya da yoksul bırakıldığının da altı çizildi.



Savaş kadınları vurdu: Filistinli gazeteci Rashed, Gazze'de zorlu koşullarla mücadele eden kadınların yaşadıklarını anlattı



İsrail güçlerinin saldırıları sonucu yerle bir olan Gazze Şeridi’nde, kadınlar ve kız çocukları büyük zorluklarla karşı karşıya. Filistinli gazeteci ve kadın hakları aktivisti Maria Rashed, bu zorlukları Cumhuriyet’e anlattı.



Gazze’deki durumun diğer savaşlardan önemli ölçüde farklılaştığını söyleyen Rashed, oradaki halkın zaten 7 Ekim öncesinde de abluka altında olduğuna ve sayısız kısıtlama ile karşılaştığına değindi. “Filistinliler hiçbir zaman normal sayılabilecek bir hayat yaşamadı” diyen Rashed, Gazze’deki kadın ve kız çocukların ise birçok farklı türde zorlukla mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi. Bunların en önemlilerinden birinin, ana akım medyada pek bahsedilmeyen “regl yoksulluğu” olduğunu ve bunun, Gazze’de bulunan eczanelerdeki temel hijyen ürünlerinin eksikliği nedeniyle endişe verici boyuta vardığını söyleyen Rashed, şunları anlattı: “Kadınlar ve kız çocukları pede ulaşamıyor. Savaşın başlangıcında endometriozis (şiddetli ağrılara neden olan çikolata kisti) hastalığına sahip kadınlar, hijyen ürünleri yokluğu nedeniyle regl olmamak için ilaç kullanmak zorunda kaldı. Savaşın üzerinden üç aya yakın süre geçmesine rağmen durum vahametini koruyor. Aynı zamanda içmek ve duş almak için su kıtlığı da yaşıyorlar.” Savaş sürerken hastanelerin neredeyse tamamen işlevsiz olduğu bir ortamda, gebelik ve doğum süreçlerini yönetmek zorunda olan hamile kadınlar için durum ayrıca zor. Temiz olmayan tuvaletleri yüzlerce kişiyle birlikte kullanmak da başlıca sorunlardan biri. Gazze’de sığınma evlerinin de olmadığını belirten Rashed, kadınlar ve kız çocukların güvenli alanlarda yaşamını sürdüremediğini vurgulayarak “Evlerini terk etmeye ve okullar, çadırlar veya diğer insanların evlerinde yaşamaya zorlanıyorlar” diye ekledi.



İtalya’da kürtajla alınan fetüslerin anne ismiyle gömülmesi ceza getirdi



İtalya’da kürtajla alınan fetüslerin izinsiz olarak anne ismiyle mezarlığa gömülmesi skandalında belediye ve mezarlıktan sorumlu şirkete 400 bin Euro’dan fazla para cezası verildi.



2020’de, başkent Roma’daki Prima Porta Mezarlığı'nda bir alana fetüslerin gömüldüğü, mezar başlarına yerleştirilen haçlara da kürtaj yaptıran kadınların isimlerinin yazıldığı ortaya çıkmıştı.



“Melek bahçesi’’ olarak anılan bu alanda isimlerinin yazılı olduğunu keşfeden kadınlardan bazıları şikayetçi olmuştu.



Kişisel bilgilerin korunmasından sorumlu garantör kurum aldığı kararda, izinsiz yapılan bu işlemlerle kadınların özel bilgilerinin yasa dışı biçimde ihlal edildiğine hükmetti.



Gelecek sayımızda umudumuzu çoğaltan haberlere yer verebilmek düşüncesiyle. Sevgiyle kalın.



16 Ocak 2024

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.