gamzeyilgin2@gmail.com
Büyük sarı bir köpek yere yan yatmış. Köpeğin kafası yandan görünüyor. Köpek yorgun ve durgun görünüyor.
Yazan: Gamze YILGIN

Hayvanların sevilmek için aslında bizi seçtiğini bilir misiniz?
Bir gün mutfakta kahvaltı hazırlarken bahçeden ağlamaya benzer bir inleme sesi duydum... Pencereden baktığımda bir de ne göreyim! Kocaman bir köpek! Boylu boyunca uzanmış bahçede... Bir anda panikle geri geri adım atmaya başladım. Arkamdaki masaya çarpınca acıyla elimi belime götürdüm, ağır adımlarla pencereye yaklaştım. Usulca uzattım kafamı, kocaman ürkütücü büyüklükteki köpeği görünce ''Aman tanrım! Senin burada ne işin var!" diye bastım çığlığı. "Eyvahlar olsun kardeşimi bırakıp nasıl çıkacaktım bahçeye?’’ Ne yapacağımı bilemez halde sağa sola bakınıyordum. Birden hiç düşünmeden yardım edebilme umuduyla kendimi bahçeye attım. Onunla ilk göz göze geldiğimde donakaldım… Kocaman cüssesiyle, bana bakan iri iri gözleriyle, devasa patileriyle, ürkütücü hırıltısıyla tam karşımda duruyordu. Ona yaklaşmaya korkuyordum... Bu korkunç hayvan bana masum bir şekilde patisini uzatınca ben de ona yaklaşmaya cesaret buldum. Temkinli adımlarla yanına oturdum. "Neyin var senin koca bebek?" Dememle patisini elimin üzerine koydu. Yavaş yavaş patisini severken bir yandan da onu inceliyordum. Kafasının üzerinde bir yara ve etrafında kan görünce hayretler içinde bunun nasıl olmuş olabileceğini düşündüm…
Hırlar gibi ağlıyordu, onu öyle görünce gözlerim doldu… Oturduğum yerden ok gibi fırlayarak elime tentürdiyot, sargı bezi, oksijenli su alıp yanına koştum… Hemen kafasındaki kanları temizlemeye koyuldum. O sırada gözlerinin bana minnet duyar gibi dolu dolu baktığını fark ettim. Kocaman cüssesiyle içime korku salan bu hayvanın nasıl da masum ve sevgi dolu olduğunu tüm benliğimde hissederek pansumana devam ettim. Güzelce sardım yarasını... Fazlasıyla yorgun gözüküyordu. İçeri gidip üstüne örtü, mama ve su getirdim. Daha sonra onu dinlenmesi için yalnız bıraktım.
İçeriye geçtiğimde hiçbir şeyle ilgilenemiyordum, aklım ondaydı. Mutfakta kardeşimle kendime kahvaltı hazırlarken sürekli kendimi pencerede buluyordum. İyi olacak mı diye düşünmekten kendimi alamıyordum… Kahvaltıya oturduğumuzda bir yandan göz ucuyla onu kontrol ediyordum. Bir süre sonra mamasına ve suyuna dokunmadığını fark ettim yanına gidip elimle azıcık da olsa mama yedirdim. Karnı doyunca derin bir uykuya daldı. Onu uyandırmamak için usulca eve girdim. Çamaşır bulaşık derken bir de baktım akşam olmuş. Bu arada tüm gün pencereden onu kontrol etmeye devam ediyordum. O ise deliksiz uyuyordu. Annem ve kardeşim Sena işten geldiklerinde onlara sabah yaşadığım olayları heyecanla anlattım. Birlikte koca cüsseli hayvanın yanına gittik. Annemle kardeşim de onun aslında bu kadar korkutucu olmadığının farkına vardı. Kardeşim heyecanla atılarak hiç korkmadan onu sevmeye başladı. Onun yanından sevgi dolu bakışlarla ayrılırken onun için neler yapabileceğimizi aramızda konuştuk. "Bugün çok yoğun bir gündü yorgunum, siz hiç yorulmadınız mı yahu! Hadi artık uyuyalım!" dedi Sena.
Yatağa girdiğimde anladım ben de yorgunluğumu... Dönüp dururken sürekli onu düşünüyor uykuya dalmakta zorlanıyordum... Gözümü açtığımda sabah olmuştu. Bir hışımla bahçeye fırladım. Koca kız hala uyuyordu. Yanına yaklaştığımda mamasının ve suyunun bitmiş olduğunu gördüm. Hemen yenisini doldurdum ve yemeği kendi kendine yiyebildiği için mutlu oldum. Canını acıtmamaya çalışarak yarasını temizleyip pansumanını yeniledim. Evi toplamak için yanından ayrılıp içeri geçtim. Salondaki dağınıklığı topladıktan sonra pencereden ona göz atıp kitabımı alarak koltuğa uzandım. Kitabı okurken aklım sürekli onda olduğu için kendimi veremiyordum. Okumaya zorlandığımı fark ettiğimde kitabı bırakıp yanına gittim. Onu yine uyurken görünce uyandırmamak için ona dokunmadım. Bir süre gözlerimle onu sevip okşayıp usulca içeri girdim.
Akşam yemeğini hazırlarken sürekli onu pencereden izliyordum. Saatlerdir kımıldamadan olduğu yerde uyuyordu. Yemekten sonra annemle ikimize bol köpüklü bir kahve yaptım. Kahvelerimizi bahçede yudumlarken koca kızın hala uyuyor olduğunu gördük. Yatmak için odalarımıza dağıldığımızda, o hala uyuyordu... Neden bu kadar çok uyuduğunu düşünürken uykuya daldım. Sabah olduğunda hızla bahçeye koştum koca kız bu sabah nasıldı acaba? Bir de ne göreyim?! Koca kızın yerinde yeller esiyordu! Gitmişti...
"Acaba iyileştin mi koca kız? Neredesin! Nereye gittin? Yaran ne durumda? Acıkırsan ne olacak?" diye kendi kendime konuşurken mamasını ve suyunu bitirip gittiğini fark ettim. Karnının tok olduğu düşüncesi beni biraz rahatlatmıştı. Kardeşimi okula götürmek için içeri girdim. Odasına girdiğimde hazırlanmış beni bekliyordu. Okula doğru yürürken aynı sorular kafamda dönüp dolaşıyordu. Cevap bulamadıkça içim içimi yiyordu. Kardeşimi okula bırakır bırakmaz koca kız belki gelmiştir umuduyla koşar adımlarla eve geldim. Bahçede olmadığını görünce dün uyuduğu yere uzun uzun baktım. İçimde bir boşluk oldu... Kısacık bir zamanda ne kadar da alışmıştım ona. Günler geçip gidiyordu. Fakat koca kız hala görünmüyordu. Tam bir hafta olmuştu. Onu her hatırladığımda içimden iyi olmasını diliyordum. Artık geri döneceğinden ümidi kesmiştim. O gün kahvaltımı yaptıktan sonra bahçede kahvemi içerken koca kız aniden merdivenlerde göründü! Oturduğum yerden heyecanla ayağa fırladım. “Neredesin sen koca kız!’’ diye sevinçle çığlıklar atıyordum. Boynuna sarılırken o da koca patileriyle bana sarılmaya çalışıyordu. Onu unutmadığımı görünce ellerimi yalayarak bana sevgisini gösterdi. Hemen yarasına baktım birisi bandajını çıkarmıştı. Benden başka yardım edenlerin de olduğunu fark edince hafif bir tebessüm oldu yüzümde. Tek başına kalmamış olması sevindiriciydi. Yarası kabuk bağlamış iyileşmeye başlamıştı. Hemen içeri girip ona mama ve su getirdim. Büyük bir iştahla yediğini görünce keyiflendim. Artık her sabah uyandığımda onu bahçede görmek beni mutlu ediyordu. Annemi, beni ve kardeşlerimi sabahları işe giderken durağa bırakıyordu. Hatta bir gün bizimle birlikte otobüse binmeye kalktı. Onu da bizimle yolculuk yaparken görünce annemle birbirimize bakıp gülmeye başladık. Şoför de dâhil olmak üzere herkes çok şaşkındı... İçlerinde gülümseyenler de oldu tabii ama kendini bilmez birkaç kişi iğrenerek "İndirin şu korkunç hayvanı! Bununla mı yolculuk yapacağız!" diye çıkışıp annemle beni ittirerek "Sizin yüzünüzden bindi. Siz de inin aşağı sizinle yolculuk yapmak zorunda değiliz!" dedi. Bir yandan da şoföre "İndirin şunları! Sizin paranızı da biz veriyoruz şikâyet ederim sizi!" diye bağırdı. Annemle ben şaşkınlıktan kalakaldık. Bizim daha cevap vermemize fırsat kalmadan şoför sert bir dille; "Hanımefendilerin ne suçu var? Sonuçta hayvan kendisi bindi. Lütfen kimseyi rahatsız etmeyin, onun kimseye zararı yok" deyip kadını oturttu. Koca kıza bakarken "Ah koca kız, koskoca dünyaya sığdıramadılar seni…" diye geçirdim içimden.
Koca kızımıza bahçemizde bakmaya başlayalı beş yıl olmuştu. Komşularımız, onun sürekli etrafı pislettiğini, durmadan havladığını, kötü kötü koktuğunu, her yere tüy döktüğünü, iri cüssesiyle onları korkuttuğunu söyleyip duruyorlardı. Hiçbir zararı olmadığı halde koca kızın mamasını suyunu döktükleri yetmezmiş gibi bir de "Hayvanlara baka baka hayvana benzediniz" diye bize durmadan çıkışıyorlardı. Yıllar geçtikçe herkes onu kabullenmeye başladı. Mahallenin maskotu oldu. Derken diğer mahallelerde de adı duyulmaya başladı ve bir baktım ki bütün semtte tanınıyor benim koca kız. Hatta bize çok uzak mahallelerden bile koca kıza her gördüklerinde mama verdiklerini duyuyordum. En çok hoşuma giden kısmı ise herkesin onu sevgiyle kucaklıyor olmasıydı...
Aslında biz insanlar diğer tüm canlıların yaşama hakkı olduğunu kabullenip, onları sevgiyle sararsak birlikte ne kadar mutlu olabileceğimizin farkına varacağız. Sevginin şifa olduğunu keşfedememiş insanlar olduğunu görünce içten içe hüzünleniyorum. Oysa bir canlıya kalbini açmak o kadar kolay ve güzel ki...
Bizi insan yapabilen duygumuz merhamete kulak verebilirsek, varlığımızla doğasını bozduğumuz bu masum canlılara olan borcumuzu ödeyebiliriz.
Çünkü sevginin önderliğinde bir dünya kurabilmek mümkün!
Yeter ki içimizdeki “iyi”yi seçebilelim.
17 Temmuz 2023

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.