eminekamci@hotmail.com
Açık kahverengi saçlarını toplamış, üzerinde siyah montuyla, açık alanda, gülümsüyor.
Mutlu bir aile. Ortada baba, sağında anne ve babanın sırtında bir kız çocuğu var. Baba turuncu bir tişört giymiş ve sakallı. Anne beyaz çizgili bir gömlek giymiş ve uzun saçlı. Kız çocuğu ise beyaz bir üst giymiş ve babasının sırtına sarılmış. Hepsi birbirine gülümseyerek bakıyor. Arka planda beyaz bir kapı ve beyaz bir duvar var.

Gelin olduğunda on dört yaşındaydı Zühre. Sevmiş miydi kocasını yoksa sevmemiş miydi, bunu kendisi de bilmiyordu. Kötü bir adam sayılmazdı Cemil Bey; tek kusuru, biraz içkiye düşkündü, hepsi o kadar. Gerçi bunu, evliliğinin ileriki yıllarında daha da artırmıştı ama bu haliyle karısına pek zararı dokunmazdı.



İki oğlu, bir kızı olmuştu Cemil’den Zühre’nin.



Evleri, diğer komşu evleriyle aynı bahçe içindeymişçesine küçük bir sokağa bakıyordu. Tek katlı, eski, bakımsız evlerdi bunlar. Kız çocukları, tek kız olmanın avantajını kullanmıştı hep. Güzelliğiyle ve sevimliliğiyle komşuların da sevgisini kazanmıştı. 



Zerrin, güzelliğinin yanında, iyi huylu bir kızdı. Küçüklüğünden beri annesi dışında, mahallede herkesin yardımına koşmaktan geri durmazdı. Her nedense, kendi evinde iş yapmaktan hoşlanmaz, bu yüzden de zaman zaman annesiyle ters düşerlerdi. 



Zerrin, tam genç kızlığa adım attığı yıl, annesini yitirince, evin sorumluluğu üzerine yüklendiğinde, çok zorlandı. İşte o zaman geçmişteki tutumunu anımsadı ve içini acı, pişmanlık karışımı bir duygu kaplayınca, annesine haksızlık yapmış olduğunu düşündü. 



Yıllar önce babasını kaybettiği zaman, böylesi duygular hissettiğini hiç anımsamıyordu Zerrin. Zaten onun çocukluğunda, gözünün önünde yalnızca içen bir baba vardı. Gündüzleri evde bulunmazdı ama akşamları erkenden gelip, içki masasına otururdu. Sonra da pek fazla bir şey konuşmadan yatak odasına çekilirdi. Zerrin babasına düşkün olmaya düşkündü ancak, ona bir türlü ulaşamıyordu. O günlere dair anımsadığı tek önemli şey, babasına duyduğu sonsuz özlemdi.



Babasının öldüğünü haber verdikleri gün, hem çok sarsılmış hem de müthiş kin duymuştu ona. Cemil Bey kendi arabasıyla evine dönerken trafik kazası geçirmiş, hemen oracıkta da, ölmüştü. Haberi getirenler, içkili araba kullandığını söylüyorlardı. Ölümü bile içkiden olmuştu; nasıl kinlenmesindi.



Annesini şimdiki aklıyla daha iyi anlıyordu. Oysababasının ölümünden kısa bir süre sonra, başka biriyle evlendiği zaman ona hiç de iyi davranmamıştı. Keşke daha hoşgörülü olabilseydi. 



Zühre’nin evlendiği adam çok iyi bir insandı ve çocuklara da iyi davranıyordu. Ancak hiç çocuk sahibi olmadığı için, Zühre’den bir çocuk istiyordu. Zühre bu adamı çok sevmişti ve onun bu isteğini geri çevirmek niyetinde değildi. 



Çok geçmeden Zühre hamile kaldı. Fazlaca kilo almıştı ve hamileliği ağır seyrediyordu. 



Doktorlar bebeği erken almayı önerdiklerinde, Zühre onlara, ne pahasına olursa olsun zamanında ve normal doğum yapmaya çalışacağını bildirdi.



Zühre’nin çabaları sonunda, bebek günlerini tamamladı. Hastanede önceleri her şey normal gibi gelmişti Zühre’ye. Oysa doğum başladığında gerçeği anlamakta gecikmedi. Çabalarının onu sonuca götüremeyeceğini hissediyordu. Artık gücü tükenmişti. “Sanırım normal doğum yapamayacağım,” diye düşündü



Ve sonra karanlık bir tünelde uçmaya başladı. Tünelin sonunda aydınlık vardı. Şimdi o aydınlığa uçuyordu. 



Bebeği karnından ameliyatla aldılar. Zühre’nin bir kızı daha olmuştu. Fakat o bunu hiçbir zaman bilemeyecekti.



Bebeği, tüm sokak sakinleri sahiplenmişti. Adına “İlayda,” dediler. İlayda, ablasından da baskın çıkmıştı. Çabucak herkesin gönlünü fethetmeyi başardı. 



Zerrin, kendinden epeyce büyük olan bir adamla evlenip başka bir şehre yerleşti. İlayda’ysa, bütün sokağın kızıydı artık. Annesine olan aşırı benzerliği yüzünden sokak sakinleri ortalarda dolaşan İlayda’ya “küçük Zühre” diyorlardı ve ardından da gelecekte kaderinin annesine benzememesi için durmadan dua ediyorlardı. İlayda ise tüm bunlardan habersiz, o güleç yüzüyle, ışık saçan gözleriyle anlatılamaz güzelliğini sunan çocukluğunu sergiliyordu.

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.