YAZAN: Hilal Gençay
Bu yazıda size tango dansı ile ilişkimi anlatacağım. Tangonun hayatımdaki etkisi üzerine uzun zamandır düşünüyorum. Tango dansı ile tanıştığım günden bugüne düşündüğümde; fark ediyorum ki o andan bugüne tango hep bana beni anlatmış ve beni dönüştürmüş. Tabii bu kendiliğinden olmadı, üzerimde emeği olan çok kıymetli tango hocalarım tango âlemi ile tanışmamı sağladılar. Bu kıymetli hocalar sayesinde tangonun aslında sadece bir dans olmadığını kavrayabildim. Benim için sadece güzel zaman geçirmemi sağlayan bir dans türü değil tango, aynı zamanda kırklı yaşlarımda bile kendimi keşfetmeme hala olanak sağlayan bir araç. Hala keşfedilecek bir şeyler kalmış mıdır diyebilirsiniz belki. Ama inanın tango kendimizde en az baktığımız hatta bazen hiç görmediğimiz yanlarımızı bize gösterebilen bir ayna olabiliyor.
Peki tango bunu nasıl yapıyor? Tango yapanlar bilirler ama yapmayanlar için az bilinen bir şey olarak tango fizik bilimi ile de çok ilişkilidir. İçinde hareket olan her eylem tabii ki fizik bilimi ile ilgilidir ancak tango birbirine sarılan iki vücudun beraber salınması üzerine kuruludur. Bu iki vücudun kendi enerjileri vardır ancak bu iki farklı enerjinin tango sırasında uyumlanması ve ortaya çıkan ortak enerji ile hareket edilmesi esastır. Tabii burada çok teknik bir şeymiş gibi bahsettiğimiz enerjilerin uyumlanması ve ortak hareket etme hali belki de tangonun en zor yanıdır. Dans partnerinize; hem onun sizin vücudunuzdaki herhangi bir ağırlık değişimini anlayabileceği kadar sıkı hem de sizin kendi vücudunuzun bağımsız hareket etme kabiliyetini engellemeyecek kadar esnek bir şekilde sarılmanız gerekir. Doğru bir sarılma için öncelikle sizin kendi vücudunuzun farkında olmanız, doğru bir duruşa sahip olmanız ve varsa bazı duruş bozukluklarınızın farkında olmanız gerekir. ‘Doğru duruş’ derken aslında çok özel ve bilmediğimiz bir duruş formundan bahsetmiyorum, esasında hepimizin bir zamanlar çocukken sahip olduğumuz; hayat henüz ağır yüklerini omuzlarımıza bırakmamışken, boynumuzu eğmemiş, sırtımızı kamburlaştırmamışken sahip olduğumuz o ilk doğal halimizden bahsediyorum. Hakkını vererek yapabilmek için tango bizden işte o çocukken sahip olduğumuz doğal duruşumuza geri dönmemizi istiyor ve takdir edersiniz ki bu dünyanın en zor işlerinden bir tanesi. Çünkü yıllar geçtikçe vücudumuz üzerinde bazı izler bırakıyorlar. Hayatı nasıl yaşadığımız, kendimizi, kendi vücudumuzu nasıl algıladığımız, yaşamımızdaki bazı çıkmazlarımız, travmalarımız, kısacası geçmişte yaşadığımız her an vücudumuz üzerinde bir iz bırakıyor ve yıllar geçtikçe bu izler kemikleşiyor ve duruşumuzun, yürüyüşümüzün bozulmasına sebep oluyor. İşte tango da tam bu noktada devreye giriyor, bazı hareketlerin doğru bir şekilde çıkabilmesi için sarılan iki kişinin öncelikle duruşlarının doğru olması gerekiyor.
Tango yaparken benim sahip olduğum ufacık bir duruş ya da yürüyüş bozukluğu bile beraber dans ettiğim kişinin dansını etkiliyor ve tam da bu noktada tango kendimizde hiç görmediğimiz, fark etmediğimiz bir yanımıza ayna tutuyor. Örneğin tangoya başladığım ilk yıllarda tango hocalarımdan sevgili Aydın Kocamusaoğlu’nun benim dansım hakkında yaptığı bir yorumun önce beni ve sonra dansımı değiştirdiğini söyleyebilirim. Aydın Hoca dansımı gözlemlerken benim tango adımlarını sürekli bir yaylanma ile attığımı fark etmiş “Niye böyle yaylanıyorsun istersen bunu bir düşün” demişti. O gün bu geri bildirim bana çok fazla bir şey ifade etmemişti ancak bunun üzerine düşündükçe bir gün beynimde bir şimşek çaktı ve niye böyle yaptığımı anlayıverdim. Ben dans ederken sürekli yaylanıyordum çünkü dans partnerimin her hareketine mümkün olabildiğince erken hazır olmak ve onun işini kolaylaştırmak istiyordum! Ve aslında bunu sadece dansımda değil tüm hayatımda yapıyordum. Başkalarının işini kolaylaştırmak… Bunun tabii ki mizacımla, çocukluğumla ve en çok da bu coğrafyada kadın olmakla ilgisi vardı. Tango, üzerine yıllardır düşündüğüm toplumsal cinsiyet rolleri konusunda bana hiç görmediğim başka bir yerde aynasını tutmuştu. İşte bu yüzden tango benim için sadece bir dans değil. Tango bana hala her gün beni anlatmaya devam ediyor, çünkü çocukluğumuza, o doğal ve saf halimize olan yolculuk çok uzun bir yolculuk.
İyi ki tango var!
29 Nisan.2022
Bu yazıda size tango dansı ile ilişkimi anlatacağım. Tangonun hayatımdaki etkisi üzerine uzun zamandır düşünüyorum. Tango dansı ile tanıştığım günden bugüne düşündüğümde; fark ediyorum ki o andan bugüne tango hep bana beni anlatmış ve beni dönüştürmüş. Tabii bu kendiliğinden olmadı, üzerimde emeği olan çok kıymetli tango hocalarım tango âlemi ile tanışmamı sağladılar. Bu kıymetli hocalar sayesinde tangonun aslında sadece bir dans olmadığını kavrayabildim. Benim için sadece güzel zaman geçirmemi sağlayan bir dans türü değil tango, aynı zamanda kırklı yaşlarımda bile kendimi keşfetmeme hala olanak sağlayan bir araç. Hala keşfedilecek bir şeyler kalmış mıdır diyebilirsiniz belki. Ama inanın tango kendimizde en az baktığımız hatta bazen hiç görmediğimiz yanlarımızı bize gösterebilen bir ayna olabiliyor.
Peki tango bunu nasıl yapıyor? Tango yapanlar bilirler ama yapmayanlar için az bilinen bir şey olarak tango fizik bilimi ile de çok ilişkilidir. İçinde hareket olan her eylem tabii ki fizik bilimi ile ilgilidir ancak tango birbirine sarılan iki vücudun beraber salınması üzerine kuruludur. Bu iki vücudun kendi enerjileri vardır ancak bu iki farklı enerjinin tango sırasında uyumlanması ve ortaya çıkan ortak enerji ile hareket edilmesi esastır. Tabii burada çok teknik bir şeymiş gibi bahsettiğimiz enerjilerin uyumlanması ve ortak hareket etme hali belki de tangonun en zor yanıdır. Dans partnerinize; hem onun sizin vücudunuzdaki herhangi bir ağırlık değişimini anlayabileceği kadar sıkı hem de sizin kendi vücudunuzun bağımsız hareket etme kabiliyetini engellemeyecek kadar esnek bir şekilde sarılmanız gerekir. Doğru bir sarılma için öncelikle sizin kendi vücudunuzun farkında olmanız, doğru bir duruşa sahip olmanız ve varsa bazı duruş bozukluklarınızın farkında olmanız gerekir. ‘Doğru duruş’ derken aslında çok özel ve bilmediğimiz bir duruş formundan bahsetmiyorum, esasında hepimizin bir zamanlar çocukken sahip olduğumuz; hayat henüz ağır yüklerini omuzlarımıza bırakmamışken, boynumuzu eğmemiş, sırtımızı kamburlaştırmamışken sahip olduğumuz o ilk doğal halimizden bahsediyorum. Hakkını vererek yapabilmek için tango bizden işte o çocukken sahip olduğumuz doğal duruşumuza geri dönmemizi istiyor ve takdir edersiniz ki bu dünyanın en zor işlerinden bir tanesi. Çünkü yıllar geçtikçe vücudumuz üzerinde bazı izler bırakıyorlar. Hayatı nasıl yaşadığımız, kendimizi, kendi vücudumuzu nasıl algıladığımız, yaşamımızdaki bazı çıkmazlarımız, travmalarımız, kısacası geçmişte yaşadığımız her an vücudumuz üzerinde bir iz bırakıyor ve yıllar geçtikçe bu izler kemikleşiyor ve duruşumuzun, yürüyüşümüzün bozulmasına sebep oluyor. İşte tango da tam bu noktada devreye giriyor, bazı hareketlerin doğru bir şekilde çıkabilmesi için sarılan iki kişinin öncelikle duruşlarının doğru olması gerekiyor.
Tango yaparken benim sahip olduğum ufacık bir duruş ya da yürüyüş bozukluğu bile beraber dans ettiğim kişinin dansını etkiliyor ve tam da bu noktada tango kendimizde hiç görmediğimiz, fark etmediğimiz bir yanımıza ayna tutuyor. Örneğin tangoya başladığım ilk yıllarda tango hocalarımdan sevgili Aydın Kocamusaoğlu’nun benim dansım hakkında yaptığı bir yorumun önce beni ve sonra dansımı değiştirdiğini söyleyebilirim. Aydın Hoca dansımı gözlemlerken benim tango adımlarını sürekli bir yaylanma ile attığımı fark etmiş “Niye böyle yaylanıyorsun istersen bunu bir düşün” demişti. O gün bu geri bildirim bana çok fazla bir şey ifade etmemişti ancak bunun üzerine düşündükçe bir gün beynimde bir şimşek çaktı ve niye böyle yaptığımı anlayıverdim. Ben dans ederken sürekli yaylanıyordum çünkü dans partnerimin her hareketine mümkün olabildiğince erken hazır olmak ve onun işini kolaylaştırmak istiyordum! Ve aslında bunu sadece dansımda değil tüm hayatımda yapıyordum. Başkalarının işini kolaylaştırmak… Bunun tabii ki mizacımla, çocukluğumla ve en çok da bu coğrafyada kadın olmakla ilgisi vardı. Tango, üzerine yıllardır düşündüğüm toplumsal cinsiyet rolleri konusunda bana hiç görmediğim başka bir yerde aynasını tutmuştu. İşte bu yüzden tango benim için sadece bir dans değil. Tango bana hala her gün beni anlatmaya devam ediyor, çünkü çocukluğumuza, o doğal ve saf halimize olan yolculuk çok uzun bir yolculuk.
İyi ki tango var!
29 Nisan.2022
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.