selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Kadınların düzenlediği bir protesto yürüyüşü. Kalabalık grup yaya bir caddede toplanmış ve ellerinde çeşitli pankartlar ve mor bayraklar taşıyorlar. Pankartlarda, "Diyanet hutbeleriyle kazanımlarımıza saldırıyor! Eşit miras hakkımız tartışılamaz!", "Diyanet suç işliyor", "Diyanet kadınların kazanımlarına saldırarak suç işliyor", "Haklarımızdan ve kazanımlarımızdan vazgeçmiyoruz." Yazısı. Kadınlar ciddi bir ifadeyle kameraya bakıyor. Arka planda mor kadın hakları bayrakları dikkat çekiyor.
HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT

Değerli dergi takipçilerimiz, biz yine sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu defa güzel haberlerimiz de var sizlere. Ne yazık ki ihlal edilmeye, elimizden alınmaya çalışılan haklarımız da yine haberlerimizin ana gündeminde yer alıyor. Önce başlıklar:
Kadınların giyim özgürlüğünü hedef alan Diyanet, bu kez miras hakkına göz dikti:
Manş Denizi'ni geçen yedinci Türk kadın
Akbank, Kadınlara Özel Ayrıcalıklı Bankacılık Platformunu Tanıttı
İBB’den işitme engelliler için görüntülü çağrı merkezi
Otizmli öğrencinin eğitim hakkı ihlal edildi: TİHEK’ten emsal karar
Acılı anneler infaz yasasının değişmesi için bir araya geldi
İBB soruşturmasında tutuklanan İpek Elif Atayman'dan AYM'ye başvuru
Teknoloji dünyasını korkutan kadın... Zuckerberg ekibine katılsın diye 1 milyar dolar teklif etti, o reddetti
Kadınların giyim özgürlüğünü hedef alan Diyanet, bu kez miras hakkına göz dikti:
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 81 kentteki camilerde okutulmak üzere hazırlanan cuma hutbesinde, Türk Medeni Kanun’u ve kadınların eşit miras hakkı hedef alındı. “Kul hakkı ateşten gömlektir” başlıklı hutbede, miras hukukuyla ilgili olarak kız çocuklarının yasada belirlenen haklarına karşı “Allah’ın takdir ettiği hakka razı olması” istendi.
Diyanet’in işaret ettiği şeri miras hukukuna göre ölen kişinin kızı tek çocuk ise mirasın yarısını alıyor, erkek kardeşi varsa kardeşin aldığı payın yarısını alıyor. Birden fazla kız çocuğu olup erkek kardeş bulunmadığında ise mirasın üçte ikisi aralarında paylaşılıyor.
Hutbede, “Karşılıklı rıza olmadan yüce rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahi adalete aykırı. Dolayısıyla kişinin kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır. Arazi sınırlarını ihlal ederek başkasının mülkünü gasp etmek, asılsız gerekçelerle insanların mallarına el koymak, yalan beyanlarla insanları mağdur etmek ateşten gömlek giymektir” ifadeleri yer aldı. Hutbeye, kadın dernekleri tepki gösterdi. Cumhuriyet’e konuşan 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı avukat Şenal Sarıhan, 2002 yılında Medeni Yasa’da değişiklikler yapıldığını anımsatarak “Daha demokratik, daha eşitlikçi insan haklarına dayalı bir hukuk inşası sağlandı. Hâlâ taleplerimiz var. Böyleyken yeniden şeri hukuku inşa edecek düzenlemeleri vaaz etmek bugünkü hukuk sistemine karşı gelmektir. Kabul edilemez” diye konuştu. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de “Diyanet’in görevi dini değerleri kullanarak kadınların kazanılmış medeni haklarını hedef almak değildir. Bu nedenle herkes işine baksın. Görev sorumluluğunun dışına çıkmak yerine görevini yapsın. Ülkemizde her gün kadınlar öldürülüyor, çocuklar çoklu cinsel saldırılara uğruyor. Eşitsizlik, adaletsizlik, ilkesizlik, liyakatsizlik konularında ses yükseltmeyen Diyanet sadece kadınlar üzerinden toplumu terbiye etmeye çalışıyor. Bu çelişki, sadece toplumsal vicdana değil, hukukun üstünlüğü ilkesine de aykırı. Unutulmasın, ilahi adalet, kul hakkını korumakla başlar. Kul hakkı ise önce yaşam hakkıdır. Kadınların kazanılmış haklarına dokunarak korku salacağını düşünenleri bir kez daha muhatap almayacağız” dedi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “Miras hakkındaki eşitlik, yalnızca hukukun konusu değil, kadınların ekonomik özgürlüğü, yaşamın her alanında eşit temsili ve güçlenmesi için vazgeçilmezdir. Bu haklar ne fetvalarla ne de toplumsal baskıyla gasp edilebilir. Eşit bir yaşam için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” paylaşımında bulundu. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ise “Miras dahil, hiçbir anayasal ve yasal hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz” paylaşımı yaptı. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Dernek, "Laik hukuk düzeninde hiçbir kurum, dini referanslarla kazanılmış haklarımızı daraltmaya girişemez. Bu, anayasa ve yasa ihlalidir" dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka sosyal medya üzerinden, "Bu hutbe, iki erkeğe bir kadın payı anlayışını meşrulaştırarak hem Medeni Kanun’a hem de eşitlik ilkesine aykırıdır. Kadınların eşit pay talep etmesi haksızlık değil, yasal bir haktır" dedi.
Manş Denizi'ni geçen yedinci Türk kadın
Melisa Uluarslan, dünyanın en zorlu parkurlarından biri olarak kabul edilen Manş Denizi’ni yüzerek geçti.
Çanakkaleli ultra maraton yüzücüsü ve yüzme antrenörü Uluarslan, toplam 72 kilometrelik parkuru 16 saat 49 dakikada tamamladı. Uluarslan, başarısına ilişkin yaptığı açıklamada, “Manş Denizi'ni geçen yedinci Türk kadın sporcu oldum. Türk kadınının adını dünya sahnesine taşımak büyük gurur” dedi.
Akbank, Kadınlara Özel Ayrıcalıklı Bankacılık Platformunu Tanıttı
Akbank, kadın müşterilerinin finansal yaşamını kolaylaştırmak ve onlara özel ayrıcalıklar sunmak amacıyla Akbank’lı Kadınlar Platformunu hayata geçirdi. Platform, maaş taşıma avantajlarından finansal ödüllere, sağlık hizmet paketlerinden dijital eğitimlerdeki indirimlere kadar geniş bir ayrıcalık seti sunuyor.
Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Pazarlama Bölüm Başkanı Emre Çift, platformun kadınlara yönelik bankacılık hizmetlerinin yanı sıra sosyal fayda inisiyatifleri ve yaşamın farklı alanlarındaki ayrıcalıkları bir arada sunduğunu belirterek, “AK banklı Kadınlar Platformu ile kadınların hayatlarına değer katmaktan ve bu yolculukta geliştirdiğimiz çözümlerle yanlarında olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.
Platform kapsamında düzenli gelirlerini Akbank’a taşıyan kadınlar, “Kazanan Ak banklı Kadınlar” kampanyası ile ayda 1.000 TL, yılda 12.000 TL’ye varan chip-para kazanabiliyor. Ücretsiz mamografi, diyetisyen ve psikolog hizmetleri gibi sağlık ayrıcalıklarının yanı sıra kozmetik, sağlık ve güzellik sektörlerinde de özel fırsatlar sunuluyor.
Çocuk sahibi kadınlar için geliştirilen “Ak banklı Kadınlar Kazandıran Harçlık” uygulaması ise, çocuklarının hesaplarına düzenli harçlık yatıran annelere chip-para kazandırıyor.
Akbanklı tüm kadınlar, platforma Akbank Mobil uygulaması üzerinden Senin İçin menüsünde yer alan Kampanyalar ve Fırsatlar alanından kolayca ulaşabiliyor.
İBB’den işitme engelliler için görüntülü çağrı merkezi
İBB, herkes için erişilebilir İstanbul hedefiyle önemli bir hizmeti devreye aldı. İBB Basın Yayın Halkla İlişkiler, Sosyal Hizmetler ve Bilgi İşlem Daire Başkanlıkları, İSTTELKOM AŞ ve İstanbul Senin iş birliğiyle gerçekleştirilen proje ile Türk işaret dili bilen, işitme ve konuşma engelli bireyler için görüntülü çağrı hizmeti “Erişilebilir İstanbul” hayata geçti. Bu hizmet ile işitme ve konuşma engeli olan kullanıcılar, İBB 153 Çözüm Merkezi üzerinden Türk işaret dili bilen personel ile görüntülü görüşme yaparak talep, öneri ve şikayetlerini iletebilecek, sorularına çözüm bulabilecek. İşaret dili destekli çağrı merkezi hizmeti, Türk işaret dili bilen sağır, işitme ve konuşma engelli bireylerin günlük yaşamlarında ihtiyaç duydukları İBB hizmetlerine erişimini kolaylaştırmayı ve toplumsal eşitliği güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca, teknolojiyi sosyal faydaya dönüştürerek akıllı şehir vizyonuna katkı sağlıyor. Hizmetten faydalanmak isteyenlerin, İstanbul genelinde 23 şubesi bulunan ÖZGEM’e (Özel Gereksinimli Bireyler Eğitim Merkezi) yüzde 40 ve üzeri engel raporu ile başvurması gerekiyor. Kayıt işlemi tamamlandıktan sonra İstanbul Senin mobil uygulaması üzerinden Çözüm Merkezi hizmetinden yararlana bilecek.
Otizmli öğrencinin eğitim hakkı ihlal edildi: TİHEK’ten emsal karar
Otizm spektrum bozukluğu tanısı bulunan Ozan Barış, uzun yıllar boyunca eğitim sistemine dahil edilmedi. Annesi İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği Kurucu Üyesi ve Avukat Sedef Erken’in hukuk mücadelesiyle birlikte, Türkiye’de ilk kez bir kamu kurumu “makul düzenleme yapmamak” suretiyle ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle cezalandırıldı.
TİHEK’in kararında, öğrencinin kayıtlı göründüğü okullarda fiilen eğitim alamadığı, oturduğu bölgedeki uygun okulda açılan özel eğitim sınıfının kapatılması nedeniyle sistem dışına itildiği belirtildi. Sürecin sürüncemede bırakılması, kamu otoritelerinin anayasal yükümlülüklerini yerine getirmemesiyle birlikte “ayrımcılık” olarak tanımlandı. TİHEK’in kararında şu ifadelere yer verildi:
“Otizmli öğrenci, kamu idaresinin pasifliği nedeniyle bir yılı aşkın süre eğitim hakkından mahrum kalmıştır. Bu süreçte eğitim hakkının gerektirdiği hız ve hassasiyetle hareket edilmemesi, eşitlik ilkesine aykırıdır.”
Kararda ayrıca, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün makul düzenleme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve öğrencinin fiilen eğitime ulaşamamasının açık bir ayrımcılık oluşturduğu vurgulandı. Anne Erken kararı şöyle değerlendirdi:
“Bu karar sadece oğlum için değil, eğitim sisteminin dışında bırakılan ya da hakkı olan eğitimi alamayan binlerce engelli çocuk için önemli. Artık kimse ‘okulumuz proje okulu, özel eğitim sınıfı açmayız’ diyemeyecek.”
Acılı anneler infaz yasasının değişmesi için bir araya geldi
Oğlu Ahmet Minguzzi’yi bıçaklı saldırıda kaybeden Yasemin Minguzzi, adalet talebiyle başlattığı eylemini sürdürürken, benzer acıyı yaşayan Zuhal Akman da ona katıldı. İki anne, çocuklarının katillerinin hak ettikleri cezayı alması için infaz yasasının yeniden düzenlenmesini istiyor.
Vatandaşlar da ailelerin feryadına kayıtsız kalmayarak destek verdi. Adalet taleplerini yükselten aileler, benzer acıların yaşanmaması için yasal düzenleme çağrısında bulundu.
İBB soruşturmasında tutuklanan İpek Elif Atayman'dan AYM'ye başvuru
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) dönük soruşturma kapsamında 19 Mart 2025’te gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
Atayman’ın avukatları Faik Eren Kaptan ve Mehmet Ümit Erdem aracılığıyla yapılan başvuruda, Anayasa’nın 19., 36., 38. ve 141. maddeleri ile Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5., 11. Ve 18. maddelerinin ihlal edildiğine dikkat çekildi.
Başvuruda, Atayman’ın, Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı, Masumiyet Karinesi, Adil Yargılanma ve Savunma Hakkı, Hak Arama Hürriyeti, Bilgiye Erişim ve Gerekçeli Karar Hakkı ile Keyfi Tutuklama Yasağının çok yönlü biçimde ihlal edildiği belirtildi.
Başvuruda, Atayman’a yöneltilen “örgüt üyeliği” iddiası dahil “şüphe” üzerine sürdürülen tutuklulukta, kararın somut deliller yerine yalnızca katalog suç kapsamında otomatik olarak verildiği; olayın özelliklerine göre kişiselleştirilmediği ve ölçülülük ile zorunluluk ilkeleri gözetilmeden alındığı vurgulandı.
Soruşturma dosyasının içeriğinin yargılama öncesinde medyaya sızdırılması ya da sızdıranlar hakkında işlem yapılmaması sonucunda da kamuoyunda Atayman hakkında ‘suçlu' algısı oluşturulmaya çalışıldığı ve henüz iddianamenin dahi bulunmadığı bir aşamada masumiyet karinesinin zedelendiği ifade edildi.
Teknoloji dünyasını korkutan kadın... Zuckerberg ekibine katılsın diye 1 milyar dolar teklif etti, o reddetti
OpenAI'nin eski teknoloji direktörü, Meta'nın dudak uçuklatan teklifini ekibiyle birlikte reddederek teknoloji dünyasının manşetlerine oturdu.
Wired dergisinde yayınlanan habere göre Meta, yapay zekâ alanındaki "Süper Zekâ Laboratuvarı" projesi için agresif bir işe alım stratejisi izliyor.
Mark Zuckerberg'in şirketi bu kapsamda, Mira Murati'nin yeni kurduğu Thinking Machines Lab girişiminin çalışanlarına, projeye katılmaları için 200 milyon dolardan 1 milyar dolara varan devasa tekliflerde bulundu.
Ancak teknoloji dünyasını şaşırtan gelişme, Murati'nin ekibinin bu astronomik teklifi topluca geri çevirmesi oldu.
Mira Murati'nin adı bazıları için OpenAI'de Sam Altman sonrası yaşanan krizde yalnızca birkaç günlüğüne üstlendiği geçici CEO'luk göreviyle hatırlansa da kariyeri yapay zekanın temellerine dayanıyor. 1988'de Arnavutluk'ta doğan ve ABD'de parlak bir eğitim hayatı geçiren Murati, kariyerine Zodiac Aerospace'de başladı.
Ardından Tesla'da Model X projesinde önemli görevler üstlendi. 2018'de OpenAI'ye katılarak şirketin teknoloji direktörlüğüne (CTO) kadar yükseldi. Bu süreçte, özellikle ChatGPT'nin geliştirilmesi ve geniş kitlelere ulaştırılmasında Sam Altman ile birlikte kilit bir rol oynadı. Ancak onu benzerlerinden ayıran en önemli özelliği, yapay zekanın etik ve sorumluluk çerçevesinde geliştirilmesi gerektiğine dair net vizyonu oldu.
Murati, etik yapay zekâ vizyonunu hayata geçirmek için bu yılın şubat ayında OpenAI'den ayrılarak kendi girişimi Thinking Machines Lab'ı kurdu. Herkesin erişebileceği, sorumlu bir yapay zekâ geliştirmeyi hedefleyen şirket, henüz piyasaya somut bir ürün sunmamış olmasına rağmen teknoloji ve yatırım dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Girişim, yakın zamanda yapılan bir yatırım turunda 2 milyar dolar fon toplayarak 12 milyar dolarlık etkileyici bir değerlemeye ulaştı. Bu başarı, Mira Murati'nin projesinin ne denli potansiyel taşıdığını ve ekibinin neden Meta'nın milyar dolarlık teklifi yerine onun liderliğinde kalmayı tercih ettiğini açıklar nitelikte.
Gelecek sayımızda kadın haklarına, mücadelesine dair hangi gelişmeler olursa yine yer alacak bu satırlarda. Umutla kalın.
21.08.2025

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.