HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT
Merhabalar değerli umudun kadınları dergisi dostları. Kadına dair farklı içerikteki haberlerle yine sizlerleyiz.
Önce başlıklar:
Serebral palsi hastası Begüm Pusat'ın hayatı basketbolla değişti
Türkiye Körler Federasyonu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Biriminden iki online toplantı
Kadınlardan çağrı: Umutsuzluğa kapılmayın
Bir kadını tehdit ederek evinin önüne barikat kurmasına sebep olan erkek tutuklandı
Hemşirelerin İngiltere'ye göçü, Gana'da sağlık sistemini çökme noktasına getirdi.
Serebral palsi hastası Begüm Pusat'ın hayatı basketbolla değişti
Doğuştan serebral palsi (beyin hasarına bağlı olarak gelişen hareket ve duruş bozukluğu) hastası olduğu için tekerlekli sandalyeye mahkum olan Begüm Pusat, 10 yaşında basketbol oynamaya başladı. Şu an Tekerlekli Sandalye Basketbol Kadın Milli Takımı'nda forma giyen ve takımın Aksaray'daki kampında ter döken Pusat, hayatının değiştiğini söyledi.
Pusat, okulun önünde gördüğü milli oyuncu Işıl Alben'in resminin de bulunduğu basketbol reklamı sonrası, ilk olarak takımın kampını, ardından Beşiktaş Tekerlekli Basketbol Takımı'nın maçını izlemesiyle, basketbol oynamaya başladığını belirtti. Basketbolla tanışmadan önce engeli olmaktan utandığını belirten Pusat, şunları söyledi:
''Basketbol benim hayata bakış açımı değiştirdi. Ben eskiden engelimden utanan birisiydim. Kimseye engelim olduğunu söylemezdim. 'Sol elinde ve sol ayağında ne problem var?' diye soranlara, ‘Buruk, kırık’ gibi cevaplar verirdim. Basketbola başlayınca, her şeyin hayatımızın akışında var olabileceğini öğrendim. Hiçbir şey senin istediğine ulaşmana engel değil. Sen onu istiyorsan, bunu yapabilirsin. Basketbol sahasına girince tüm engeller ortadan kalkıyor. Ben sandalye üzerinde basket atabiliyorum. Bu sandalyeyle her şeyi yapabiliyorum. Basketbol, bana savaşmayı ve hayatta her türlü zorluğun aşılabileceğini öğretti.”
Pusat, şu an bir taraftan milli takımda oynadığını, bir taraftan da spor yöneticiliği bölümü için üniversite sınavlarına hazırlandığını sözlerine ekledi.
Türkiye Körler Federasyonu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Biriminden iki online toplantı.
Türkiye Körler Federasyonu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çocuktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Handan Solmaz Koordinatörlüğünde 26 Mayıs Cuma akşamı Google meet üzerinden bir etkinlik düzenlendi.
Konusu engelli kadın ve eğitim olan toplantıya Engelli Kadın Derneği temsilcisi Elif Emir Öksüz ve aynı dernekten Mine Egbatan konuşmacı olarak katıldı. Dokuz Haziran Cuma akşamı yine aynı platformda Körler Federasyonu’nun aynı başkan yardımcılığı tarafından engelli kadın ve şiddet konusunu içeren geniş kapsamlı bir bilgilendirme etkinliği düzenlendi. Deneyim paylaşımlarının bolca konuşulduğu toplantıda yine Engelli Kadın Derneği’nden Avukat Arzu Şenyurt Akdağ tarafından şiddet yaşandığında başvurulacak yerler, yapılması gereken hukuki başvurular konusunda ayrıntılı bilgiler verildi. Yine aynı dernekten Psikolog Elif Emir Öksüz ise şiddetin türleri, yarattığı psikolojik sonuçlar ve alına bilecek destekler konusunda bir sunum yaptı.
Kadınlardan çağrı: Umutsuzluğa kapılmayın
AKP iktidarının, 2023 cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi döneminde girdiği ittifaklar, 21 yıldaki icraatlarıyla cinsiyet eşitliği ve kadın hakları alanlarındaki düzenlemeler tartışma konusu.
Hem kadınları hem LGBTİQ+ bireyleri hedef alan Cumhur İttifakı, seçimde Meclis çoğunluğunu alırken 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da kadınlar aleyhine düzenlemeler talep etti. Kadın düşmanı tutumuyla HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Meclis’e girmesine tepkiler sürerken Cumhuriyet Gazetesi konuya ilişkin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ve avukat Selin Nakıpoğlu ile konuştu.
Zorlu bir süreç olacağına işaret eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Kav, “Bizlere davalar açılmasını isteyen, LGBTİQ+ bireyleri ve kadınların tüm modern haklarını hedefe koyanlar artık Meclis’te. Ancak tarih zorlu dönemlerde paradokslarla doludur. Mesela, bizim mücadelemize katılım çığ gibi büyüdü. Birdenbire çok sayıda kadın, kendi hayatına sahip çıkma görev duygusuyla bize katıldı” dedi.
“Önümüzdeki zorlu günlere hazırlık için ve bu zorluklarla baş etmek için elimizden geleni yapacağımız bir dönem yaşıyoruz” diyen Kav, “Bu zorlu süreci ancak örgütlenerek ve birbirimizle kuvvetlerimizi birleştirerek baş edebiliriz. Hiç karamsarlığa kapılmayalım. Kimse kadınların gücünü azımsamasın. Önümüzdeki dönemde anayasa değişikliği, LGBTİQ+ bireyleri daha fazla hedef haline getirerek suç işlenmesi ve kadınların modern haklarının kısıtlanmasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Ancak biz de buna elimizden geldiğince hazırlık yapıyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle iptal etmesine de değinen Kav, “Sözleşmeyle ilgili mücadele yalnızca hukuki bir mücadele değil. Toplumsal, politik, örgütlü mücadele gerekiyor. Yasal olarak da Anayasa Mahkemesi sürecinden hâlâ bir yanıt gelmedi. Geçen günlerde kadınlarla ilgili eski soyadını kullanmaya yönelik örnek bir karar çıktı. Bu, sözleşme için de emsal olmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nden böyle bir karar bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Haklarımız gökten zembille de inmedi, örgütlü mücadelemiz ile elde ettik ve koruduk” diye konuşan avukat Nakıpoğlu ise “Her ne kadar cumhuriyet tarihinin en radikal sağcı, gerici, kadın düşmanı Meclisi ile karşı karşıya olsak da mevcut umutsuzluk iklimini beslemeyi doğru bulmuyorum. Nüfusun yüzde 48’i tek adam rejimine hayır dedi, bu mühim oranı atlamayalım. Kaldı ki mücadelemiz seçim ve Meclis odaklı bir mücadele değil, hiç olmadı. Şimdi içinde bulunduğumuz iklimde daha sıkı örgütlenmekten başka bir çıkışımız yok. O zaman umutsuzluğa yer yok” değerlendirmesinde bulundu.
Nakıpoğlu şöyle konuştu:
“Her yıl yüzlerce kadının, çocuğun, LGBTİQ+’nın erkek şiddeti sonucu yaşamları son bulurken cinsel şiddete maruz kalırken AKP, MHP, YRP ve HÜDA PAR erkek şiddetini önlemek yerine kadın haklarına, İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı yasaya, ezcümle şiddetle mücadele mekanizmalarını yok etmeye dair kelamlar etseler de başaramayacaklar.”
Bir kadını tehdit ederek evinin önüne barikat kurmasına sebep olan erkek tutuklandı
İstanbul'un Eyüp Sultan ilçesinde birlikte yaşadığı Dilek Acu'ya şiddet uyguladığı gerekçesiyle gözaltına alınan Ahmet Çelik, yapılan işlemlerin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Dilek Acu, birlikte yaşadığı, kendisine şiddet uygulayan Ahmet Çelik ile ilgili aldırdığı uzaklaştırma kararının süresi dolunca yeniden tehdit edilmiş, bunun üzerine evine demir kapı yaptırıp, barikat kurmuştu. Sosyal medya aracılığıyla “Ben bir ölü adayıyım lütfen sesimi duyun” diye çağrı yapan genç kadın toplumdan duyarlılık, devletten de adalet istemişti.
Bu çağrıdan sonra yine Elinde bıçakla Acu'nun evine yaklaşan Ahmet Çelik, şikâyet üzerine gözaltına alınmıştı.
Hemşirelerin İngiltere'ye göçü, Gana'da sağlık sistemini çökme noktasına getirdi
Hemşirelerin uluslararası meslek kuruluşları, yoksul ülkelerden sağlıkçıların beyin göçünün "kontrolden çıktığını" belirtiyor.
BBC, Gana'daki sağlık sisteminin beyin göçünden derin şekilde etkilendiğini gösteren bulgulara ulaştı.
Batı Afrika ülkesi Gana'da birçok uzman hemşire daha yüksek maaşlı işler için ülkeyi terk ederek Batı ülkelerine gitmeye çalışıyor.
2022'de 1200'ü aşkın Ganalı hemşire, İngiltere'de çalışmaya başlamış.
İngiltere'de sağlık sistemi, son yıllarda Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden gelen çalışanlarla, personel açığını kapatmaya çalışıyor.
Uluslararası Hemşireler Konseyi (ICN) adına Howard Catton, Gana gibi ülkeleri terk eden hemşire sayısının kaygı verici olduğunu söylüyor: "Bence tablo kontrolden çıkmış durumda."
Gana'daki Büyük Akra Bölgesi Hastanesi'nin başhemşiresi Gifty Aryee, BBC'ye yaptığı açıklamada, kendi yoğun bakım ünitesinin bile 20 hemşiresinin altı ay içerisinde İngiltere ya da ABD'ye gittiğini söylüyor.
Aryee, "Daha çok hastayı kabul edemediğimiz için buradaki bakım etkileniyor. Gecikmeler yaşanıyor ve ölüm oranları artıyor" dedi.
Durumu ağır olan hastalar da mevcut yetersizlik nedeniyle uzun süreler bekletiliyor.
Hastanedeki bir hemşire de birlikte mezun oldukları arkadaşlarının yarısının ülkeyi terk ettiğini, kendisinin de gitmek istediğini belirtiyor.
Bir başka hastanenin başhemşiresi Caroline Agbodza, geçen yıl 22 hemşirelerinin İngiltere'ye göçtüğünü söylüyor:
"Bütün deneyimli hemşirelerimiz gitti. Elimizde hiçbir şey kalmadı. Deneyimli çalışanlar yok. İşe alımlar olsa da yeniden eğitim sürecinden geçirmek zorundayız"
Daha küçük kliniklerde de sağlıkçıların göçü nedeniyle büyük sorunlar yaşanıyor. Ewim Kliniği'nden Doktor Justice Arthur, göçün etkilerinin sarsıcı olduğu görüşünde:
"Çocukların aşılanmasını ele alalım. Hemşirelerimizi kaybedince bebekleri bile aşılamak zor. Bu, bebek ölümlerinin yaşanması anlamına geliyor."
BBC'ye konuşan hemşireler, başka ülkelerde gelirlerinin çok daha iyi olacağını ve bu yüzden göç etmek istediklerini söylüyor. Bazı hemşireler, İngiltere'de, Gana'da aldıklarının yedi katı maaş alabileceklerini kaydediyor.
Gana, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre sağlık sistemi en savunmasız 55 ülkeden birisi. Kişi başına düşen hemşire sayısı dünya ortalamasının gerisinde.
İngiltere'de hükümet, sağlık sisteminde iş gücünün geliştirilmesi için Gana, Nijerya ve Kenya'ya yakın zamanda 15 milyon sterlin yardımda bulundu.
Ancak ICN temsilcisi Catton bu politikanın yeterliliğini sorguluyor.
Catton, "Bu tür anlaşmalar etik açıdan göz boyama amacı taşıyor. Bir ülkenin hemşirelerini kaybetmesinin gerçek maliyetini yansıtmıyor" diyor.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere umutla kalın.
19 Haziran 2023
Merhabalar değerli umudun kadınları dergisi dostları. Kadına dair farklı içerikteki haberlerle yine sizlerleyiz.
Önce başlıklar:
Serebral palsi hastası Begüm Pusat'ın hayatı basketbolla değişti
Türkiye Körler Federasyonu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Biriminden iki online toplantı
Kadınlardan çağrı: Umutsuzluğa kapılmayın
Bir kadını tehdit ederek evinin önüne barikat kurmasına sebep olan erkek tutuklandı
Hemşirelerin İngiltere'ye göçü, Gana'da sağlık sistemini çökme noktasına getirdi.
Serebral palsi hastası Begüm Pusat'ın hayatı basketbolla değişti
Doğuştan serebral palsi (beyin hasarına bağlı olarak gelişen hareket ve duruş bozukluğu) hastası olduğu için tekerlekli sandalyeye mahkum olan Begüm Pusat, 10 yaşında basketbol oynamaya başladı. Şu an Tekerlekli Sandalye Basketbol Kadın Milli Takımı'nda forma giyen ve takımın Aksaray'daki kampında ter döken Pusat, hayatının değiştiğini söyledi.
Pusat, okulun önünde gördüğü milli oyuncu Işıl Alben'in resminin de bulunduğu basketbol reklamı sonrası, ilk olarak takımın kampını, ardından Beşiktaş Tekerlekli Basketbol Takımı'nın maçını izlemesiyle, basketbol oynamaya başladığını belirtti. Basketbolla tanışmadan önce engeli olmaktan utandığını belirten Pusat, şunları söyledi:
''Basketbol benim hayata bakış açımı değiştirdi. Ben eskiden engelimden utanan birisiydim. Kimseye engelim olduğunu söylemezdim. 'Sol elinde ve sol ayağında ne problem var?' diye soranlara, ‘Buruk, kırık’ gibi cevaplar verirdim. Basketbola başlayınca, her şeyin hayatımızın akışında var olabileceğini öğrendim. Hiçbir şey senin istediğine ulaşmana engel değil. Sen onu istiyorsan, bunu yapabilirsin. Basketbol sahasına girince tüm engeller ortadan kalkıyor. Ben sandalye üzerinde basket atabiliyorum. Bu sandalyeyle her şeyi yapabiliyorum. Basketbol, bana savaşmayı ve hayatta her türlü zorluğun aşılabileceğini öğretti.”
Pusat, şu an bir taraftan milli takımda oynadığını, bir taraftan da spor yöneticiliği bölümü için üniversite sınavlarına hazırlandığını sözlerine ekledi.
Türkiye Körler Federasyonu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Biriminden iki online toplantı.
Türkiye Körler Federasyonu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çocuktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Handan Solmaz Koordinatörlüğünde 26 Mayıs Cuma akşamı Google meet üzerinden bir etkinlik düzenlendi.
Konusu engelli kadın ve eğitim olan toplantıya Engelli Kadın Derneği temsilcisi Elif Emir Öksüz ve aynı dernekten Mine Egbatan konuşmacı olarak katıldı. Dokuz Haziran Cuma akşamı yine aynı platformda Körler Federasyonu’nun aynı başkan yardımcılığı tarafından engelli kadın ve şiddet konusunu içeren geniş kapsamlı bir bilgilendirme etkinliği düzenlendi. Deneyim paylaşımlarının bolca konuşulduğu toplantıda yine Engelli Kadın Derneği’nden Avukat Arzu Şenyurt Akdağ tarafından şiddet yaşandığında başvurulacak yerler, yapılması gereken hukuki başvurular konusunda ayrıntılı bilgiler verildi. Yine aynı dernekten Psikolog Elif Emir Öksüz ise şiddetin türleri, yarattığı psikolojik sonuçlar ve alına bilecek destekler konusunda bir sunum yaptı.
Kadınlardan çağrı: Umutsuzluğa kapılmayın
AKP iktidarının, 2023 cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi döneminde girdiği ittifaklar, 21 yıldaki icraatlarıyla cinsiyet eşitliği ve kadın hakları alanlarındaki düzenlemeler tartışma konusu.
Hem kadınları hem LGBTİQ+ bireyleri hedef alan Cumhur İttifakı, seçimde Meclis çoğunluğunu alırken 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da kadınlar aleyhine düzenlemeler talep etti. Kadın düşmanı tutumuyla HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Meclis’e girmesine tepkiler sürerken Cumhuriyet Gazetesi konuya ilişkin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ve avukat Selin Nakıpoğlu ile konuştu.
Zorlu bir süreç olacağına işaret eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Kav, “Bizlere davalar açılmasını isteyen, LGBTİQ+ bireyleri ve kadınların tüm modern haklarını hedefe koyanlar artık Meclis’te. Ancak tarih zorlu dönemlerde paradokslarla doludur. Mesela, bizim mücadelemize katılım çığ gibi büyüdü. Birdenbire çok sayıda kadın, kendi hayatına sahip çıkma görev duygusuyla bize katıldı” dedi.
“Önümüzdeki zorlu günlere hazırlık için ve bu zorluklarla baş etmek için elimizden geleni yapacağımız bir dönem yaşıyoruz” diyen Kav, “Bu zorlu süreci ancak örgütlenerek ve birbirimizle kuvvetlerimizi birleştirerek baş edebiliriz. Hiç karamsarlığa kapılmayalım. Kimse kadınların gücünü azımsamasın. Önümüzdeki dönemde anayasa değişikliği, LGBTİQ+ bireyleri daha fazla hedef haline getirerek suç işlenmesi ve kadınların modern haklarının kısıtlanmasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Ancak biz de buna elimizden geldiğince hazırlık yapıyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle iptal etmesine de değinen Kav, “Sözleşmeyle ilgili mücadele yalnızca hukuki bir mücadele değil. Toplumsal, politik, örgütlü mücadele gerekiyor. Yasal olarak da Anayasa Mahkemesi sürecinden hâlâ bir yanıt gelmedi. Geçen günlerde kadınlarla ilgili eski soyadını kullanmaya yönelik örnek bir karar çıktı. Bu, sözleşme için de emsal olmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nden böyle bir karar bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Haklarımız gökten zembille de inmedi, örgütlü mücadelemiz ile elde ettik ve koruduk” diye konuşan avukat Nakıpoğlu ise “Her ne kadar cumhuriyet tarihinin en radikal sağcı, gerici, kadın düşmanı Meclisi ile karşı karşıya olsak da mevcut umutsuzluk iklimini beslemeyi doğru bulmuyorum. Nüfusun yüzde 48’i tek adam rejimine hayır dedi, bu mühim oranı atlamayalım. Kaldı ki mücadelemiz seçim ve Meclis odaklı bir mücadele değil, hiç olmadı. Şimdi içinde bulunduğumuz iklimde daha sıkı örgütlenmekten başka bir çıkışımız yok. O zaman umutsuzluğa yer yok” değerlendirmesinde bulundu.
Nakıpoğlu şöyle konuştu:
“Her yıl yüzlerce kadının, çocuğun, LGBTİQ+’nın erkek şiddeti sonucu yaşamları son bulurken cinsel şiddete maruz kalırken AKP, MHP, YRP ve HÜDA PAR erkek şiddetini önlemek yerine kadın haklarına, İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı yasaya, ezcümle şiddetle mücadele mekanizmalarını yok etmeye dair kelamlar etseler de başaramayacaklar.”
Bir kadını tehdit ederek evinin önüne barikat kurmasına sebep olan erkek tutuklandı
İstanbul'un Eyüp Sultan ilçesinde birlikte yaşadığı Dilek Acu'ya şiddet uyguladığı gerekçesiyle gözaltına alınan Ahmet Çelik, yapılan işlemlerin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Dilek Acu, birlikte yaşadığı, kendisine şiddet uygulayan Ahmet Çelik ile ilgili aldırdığı uzaklaştırma kararının süresi dolunca yeniden tehdit edilmiş, bunun üzerine evine demir kapı yaptırıp, barikat kurmuştu. Sosyal medya aracılığıyla “Ben bir ölü adayıyım lütfen sesimi duyun” diye çağrı yapan genç kadın toplumdan duyarlılık, devletten de adalet istemişti.
Bu çağrıdan sonra yine Elinde bıçakla Acu'nun evine yaklaşan Ahmet Çelik, şikâyet üzerine gözaltına alınmıştı.
Hemşirelerin İngiltere'ye göçü, Gana'da sağlık sistemini çökme noktasına getirdi
Hemşirelerin uluslararası meslek kuruluşları, yoksul ülkelerden sağlıkçıların beyin göçünün "kontrolden çıktığını" belirtiyor.
BBC, Gana'daki sağlık sisteminin beyin göçünden derin şekilde etkilendiğini gösteren bulgulara ulaştı.
Batı Afrika ülkesi Gana'da birçok uzman hemşire daha yüksek maaşlı işler için ülkeyi terk ederek Batı ülkelerine gitmeye çalışıyor.
2022'de 1200'ü aşkın Ganalı hemşire, İngiltere'de çalışmaya başlamış.
İngiltere'de sağlık sistemi, son yıllarda Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden gelen çalışanlarla, personel açığını kapatmaya çalışıyor.
Uluslararası Hemşireler Konseyi (ICN) adına Howard Catton, Gana gibi ülkeleri terk eden hemşire sayısının kaygı verici olduğunu söylüyor: "Bence tablo kontrolden çıkmış durumda."
Gana'daki Büyük Akra Bölgesi Hastanesi'nin başhemşiresi Gifty Aryee, BBC'ye yaptığı açıklamada, kendi yoğun bakım ünitesinin bile 20 hemşiresinin altı ay içerisinde İngiltere ya da ABD'ye gittiğini söylüyor.
Aryee, "Daha çok hastayı kabul edemediğimiz için buradaki bakım etkileniyor. Gecikmeler yaşanıyor ve ölüm oranları artıyor" dedi.
Durumu ağır olan hastalar da mevcut yetersizlik nedeniyle uzun süreler bekletiliyor.
Hastanedeki bir hemşire de birlikte mezun oldukları arkadaşlarının yarısının ülkeyi terk ettiğini, kendisinin de gitmek istediğini belirtiyor.
Bir başka hastanenin başhemşiresi Caroline Agbodza, geçen yıl 22 hemşirelerinin İngiltere'ye göçtüğünü söylüyor:
"Bütün deneyimli hemşirelerimiz gitti. Elimizde hiçbir şey kalmadı. Deneyimli çalışanlar yok. İşe alımlar olsa da yeniden eğitim sürecinden geçirmek zorundayız"
Daha küçük kliniklerde de sağlıkçıların göçü nedeniyle büyük sorunlar yaşanıyor. Ewim Kliniği'nden Doktor Justice Arthur, göçün etkilerinin sarsıcı olduğu görüşünde:
"Çocukların aşılanmasını ele alalım. Hemşirelerimizi kaybedince bebekleri bile aşılamak zor. Bu, bebek ölümlerinin yaşanması anlamına geliyor."
BBC'ye konuşan hemşireler, başka ülkelerde gelirlerinin çok daha iyi olacağını ve bu yüzden göç etmek istediklerini söylüyor. Bazı hemşireler, İngiltere'de, Gana'da aldıklarının yedi katı maaş alabileceklerini kaydediyor.
Gana, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre sağlık sistemi en savunmasız 55 ülkeden birisi. Kişi başına düşen hemşire sayısı dünya ortalamasının gerisinde.
İngiltere'de hükümet, sağlık sisteminde iş gücünün geliştirilmesi için Gana, Nijerya ve Kenya'ya yakın zamanda 15 milyon sterlin yardımda bulundu.
Ancak ICN temsilcisi Catton bu politikanın yeterliliğini sorguluyor.
Catton, "Bu tür anlaşmalar etik açıdan göz boyama amacı taşıyor. Bir ülkenin hemşirelerini kaybetmesinin gerçek maliyetini yansıtmıyor" diyor.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere umutla kalın.
19 Haziran 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.