HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT
Hepinize sevgi dolu merhabalar. Bu sayımızda 8 Mart dolayısıyla haberlerimizin çoğunu bu anlamlı güne uygun olarak hazırlamaya çalıştık.
Önce başlıklar
Mor Çatı'dan deprem bölgesi için çağrı: Kadınların başvuracağı mekanizmalar geliştirilmeli.
Platform ve derneklerden ortak 8 Mart mesajı: 'İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz.
Eski Fenerbahçeli basketbolcu Birsel Vardarlı'dan ÇYDD'ye destek.
İran da kız öğrencileri zehirleyenler 'idamla' yargılanacak.
Mahkemeden devrim niteliğinde karar: 25 yıl yaptığı ev işlerine karşılık 4 milyon TL tazminat kazandı.
Mor Çatı'dan deprem bölgesi için çağrı: Kadınların başvuracağı mekanizmalar geliştirilmeli
Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve büyük yıkıma yol açan depremlerden kadın sığınma evlerinde koruma altında bulunan kadınlar da etkilendi.
Depremlerde binlerce ev, iş yeri ve kamu binası yıkılırken, buralarda bulunan kadın sığınma evlerinin akıbeti ile buralarda konaklayan kadınların durumu da merak konusu oldu.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, “Bölgede şiddete maruz kalan kadınların başvurabilecekleri mekanizmaların geliştirilmesi ve çalışan mekanizmalar konusunda da bir an önce bilgilendirilmesi önem taşımaktadır” uyarısında bulundu.
Şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Bölgedeki sığınaklarda kalan kadınlardan ve çocuklardan kayıp olmadığına, çoğunlukla fiziksel yara dahi alınmadığına ancak çoğu sığınağın hafif ya da ağır hasarlı olduğuna dair bilgi aldık. Alınan hasarlar ve olası artçı depremler nedeniyle önlem amaçlı sığınaklardaki kadın ve çocukların güvenle diğer şehirlere tahliye edildiği paylaşıldı. Deprem bölgesindeki illerde belirsiz bir süreliğine sığınak çalışması yürütülmeyeceği, sığınak ihtiyacı olan kadınlar için de diğer illere yönlendirme yapılacağı paylaşıldı. Bütün bunların yanı sıra kurum ziyaretlerini gerçekleştirirken bölgedeki deneyimimize göre maruz kaldığı şiddet nedeniyle destek mekanizmalarına başvurma ihtiyacı oluşan ya da oluşabilecek kadınların karşılaşabilecekleri güçlükleri de görmüş olduk."
Deprem bölgesinde önlem alınmadıkça kadınların şiddete maruz kalma olasılığının artacağına dikkat çeken Mor Çatı, şunları kaydetti:
"Deprem bölgesinde bir biçimde yaşamını sürdürmeye devam edebilen kadınların, şiddete maruz kalmalarının önüne geçmek için çalışmalar yapılmadığı müddetçe şiddete maruz kalma olasılıklarının arttığını söyleyebileceğimiz gibi deprem öncesinde şiddete maruz kalan, tedbir kararları bulunan kadınların olduğunu ancak deprem sonrasında ihtiyaç halinde tedbir kararı aldırmak, tedbir kararlarını uzatmak, sığınak talebinde bulunmak gibi sebeplerle başvurabilecekleri mekanizmalara erişimin oldukça güçleştiğini öğrendik. Bölgede pek çok resmi kurum ağır hasar sebebiyle tahliye edilmiş, il içindeki başka bir binada toplanmış durumdaydı. İllerde tüm düzenin alt üst olduğunu şu süreçte, kadınlar bulundukları yerde ve kendi koşullarında ilk aşamada güvenle başvuracağı yetkiliyi çadır kentlerde bulabilecek durumda değildi."
“Çalışan Mekanizmalar Konusunda Kadınlar Bir An Önce Bilgilendirilmeli”
"Kolluk kuvvetlerinin merkezleri, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, baro, adliye, hastane gibi şiddete maruz kaldığında başvurma ihtiyacı duyabileceği resmî kurumlara toplu taşıma vb. imkânlarının olmaması sebebiyle ulaşma imkânı kısıtlı olsa da ulaşma imkânı olan binaların yerinde olmaması ve kadınların bu binaların nerede olduklarını bilmemesi sebebiyle desteksiz kalabilecekleri durumda olduğunu söyleyebiliriz. Kadınların sığınak ihtiyacı söz konusu olduğunda ise başka bir ile nakli gerçekleşene kadar güvenliğini sağlayabilecekleri mekanizmalarının henüz geliştirilemediğini görmüş olduk.
Platform ve derneklerden ortak 8 Mart mesajı: İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ve ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne ilişkin mesajlarını Cumhuriyet TV'de aktardı. Platformun ve derneğin mesajı çok netti: Danıştay kararı ne olursa olsun, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz.
Gülsüm Kav sözlerine Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve büyük yıkıma sebep olan depremleri anımsatarak başladı. Kav, "elbette deprem felaketinin gölgesinde bir 8 Mart geçireceğiz. Yeniden herkese baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bir daha aynı ızdırabı yaşamamak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Bence bu sene mücadelenin konusu, 8 Mart'ın anlamı budur" ifadelerini kullandı.
Yaşanan deprem felaketi ile kadınların yıllardır yaşadığı ayrımcılığın ve şiddetin benzerlik gösterdiğini ifade eden Kav, "biz bu kadar büyük bir yıkımı yaşamak zorunda değildik, yaşamayan ülkeler var. Enkazdan birlikte çıkacağız diyoruz elbette ama bir daha o enkazın altında kalmamak için mücadele vermeliyiz. Nasıl toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığında şiddet önlenebilirse depreme dayanıklı yapılaşmanın bir yaşam tarzı haline gelmesi de ölümleri önleyecektir. Depreme ve şiddete dayanıklı bir ülkeyi mücadele ederek yaratabiliriz" dedi.
Kav her sene düzenlenen Geleneksel Kadın Yürüyüşüne yapılan polis müdahalelerini şu sözlerle eleştirdi:
"Bu müdahaleler temel bir Anayasa hakkı ihlalidir. Kimse Anayasa'nın önüne geçemez. Kadınların bu kadar hak kaybına ve şiddete maruz kaldığı bir ülkede, kendilerini ifade etmek için alanlarda olmaları çok temel bir haktır. Yürüyüşün değil engellenmek, kadınların güvenliğinin sağlanması için kolluk kuvvetlerinin orada olması gerekir. Asıl görevleri, bu kadar acı içindeyken kadınların önünü açmaktır."
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ise, "Kadınlar sorunun değil çözümün bir parçasıdır. Işıklar içinde uyusun, Türkan Saylan hocamız ömrü boyunca sorunlara çözüm bulmak için uğraştı. Derdi ki, “sorun varsa çözüm var”. O kadar çok sorun çözdü ki... Mustafa Kemal Atatürk daha mücadele yıllarında bizlerin erkekler ile eşit haklara sahip olmamız ve Cumhuriyet'in ilanından sonra medeni haklara sahip olabilmemiz için çalışmalar yapmıştır. Ve demiştir ki, “Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak.” Bugün onun adımları sayesinde hayatın her alanında var olabildik. Ancak kırsalda yaşayan kız kardeşlerimiz, kadınlarımız hala okuma yazma bilmiyor. Ben Cumhuriyet değerleriyle yetişmiş bir kadın olarak, diyorum ki, haklarımızın yasalarda olması yetmedi bu yasaların uygulanması ve hayata geçmesi gerekiyordu." şeklinde konuştu.
Ayşe Yüksel ayrıca Türkan Saylan'ın şu sözlerini anımsattı:
"Eğitimli her kadının bu Cumhuriyete borcu var."
Gülsüm Kav ve Ayşe Yüksel konuşmalarını, "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz." vurgusu ile bitirdi. Kav, "İstanbul Sözleşmesi'nden hiç vazgeçmedik, Danıştay'ın kararı ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz de." şeklinde konuştu. Yüksel ise, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Yürürlükten kaldırılan Sözleşmeye, 8 Mart 2024'te kavuşacağımızı umuyorum." dedi.
Eski Fenerbahçeli basketbolcu Birsel Vardarlı'dan ÇYDD'ye destek
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nın eski sporcusu Birsel Vardırıl Demirmen, sporculuk hayatıyla ilgili deneyimlerini paylaştığı ‘Kaptan’ isimli kitabının tüm gelirini depremzedelere bağışladı.
Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nın efsane kaptanı Birsel Vardarlı Demirmen, kulüp tarihinde tüm branşlarda 675 ile en fazla maça çıkan ve tüm branşlarda 22 kupayla en çok kupa kazanan oyuncu olarak tanıtıldı.
Örnek bir işe daha imza attığı belirtilen eski basketbolcunun, dünya şampiyonalarından olimpiyatlara, Fenerbahçe'de kaldırdığı kupalardan kulübün Avrupa Ligi'nde oluşturduğu geleneğe ve parkelere veda ettiği ana kadarki bütün hikâyesinin anlatıldığı ‘Kaptan’ isimli kitabının tüm gelirini, deprem felaketiyle sarsılan illerdeki öğrencilerin eğitimi için bağışladığı kaydedildi.
Açıklamada, kitabının tüm gelirini, ortaöğretim burs projesiyle öğrencilerin eğitimini tamamlamasına destek olabilmek için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin ‘Anadolu'da Bir Kızım Var’ projesine bağışlayacağını açıklayan Demirmen'in, bu adımıyla önemli bir farkındalık yarattığı ifade edildi.
Kaptan Demirmen için, 22 Aralık 2019'da düzenlenen jübile maçının bilet gelirleri de Anadolu'daki kız çocuklarının eğitimleri için bağışlanmıştı.
İran’da kız öğrencileri zehirleyenler 'idamla' yargılanacak
İran'da 30 Kasım 2022'den bu yana okullardaki toplu zehirlenme vakaları dikkati çekiyor. Kum, Loristan, Tahran, Erdebil, Kirmanşah, Simnan, Mazenderan, Çeharmahal ve Bahtiyari, Elburz ve Rezevi Horasan eyaletlerinde yaklaşık yüz günde, bini aşkın öğrencinin zehirlendiği belirtiliyor. Öğrencilerde, solunum sıkıntısı, mide bulantısı, baş ağrısı ve uzuvlarda uyuşma gibi belirtiler görülüyor.
İran Yargı Erkine bağlı Mizan Haber Ajansına göre, Ejei, ülke genelinde endişeye yol açan kız öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda yaşanan zehirlenme vakalarına dair açıklamalarda bulundu.
Ejei, "Bu iş, 'yeryüzünde bozgunculuk çıkarma' suçlarından biridir. Bu işin failleri tespit edilip yakalandığında, hiç şüphe olmadan kanunda yer alan 'yeryüzünde bozgunculuk çıkarma' suçunu işlemekten yargılanacaklardır" dedi.
İranlı yetkili, fail ve işbirlikçilerinin ivedilikle kanunda yer alan en ağır cezaya çarptırılmalarını özellikle takip edeceklerini vurguladı.
İran Ceza Kanunu'nun 286. maddesi uyarınca "yeryüzünde bozgunculuk çıkarma" suçunu işleyenler idamla yargılanıyor.
İran lideri Ali Hamaney, açıklamasında, zehirlenme vakalarına ilişkin yetkililere olayın üzerine ciddiyetle gidilmesi ve faillerin en şiddetli cezaya çarptırılması talimatını vermişti.
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, şüpheli zehirlenme olaylarını araştırmak üzere 1 Mart'ta İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi ve İstihbarat Bakanı İsmail Hatib ile Sağlık Bakanı Behram Aynullahi'yi görevlendirmişti.
Rejim muhaliflerinin iddiasına göre, olayın ardında, kadınların başını çektiği Mahsa Emini gösterilerinin intikamını almak isteyen İran yönetimi içerisindeki bazı radikal gruplar bulunuyor.
Tahran yönetimine yakın kaynaklar ise olayın ardında halkı yönetime karşı kışkırtmayı amaçlayan rejim karşıtı unsurların bulunduğunu öne sürüyor.
Mahkemeden devrim niteliğinde karar: 25 yıl yaptığı ev işlerine karşılık 4 milyon TL tazminat kazandı
İspanya'nın güneyindeki Endülüs özerk bölgesine bağlı Velez-Malaga'da mahkeme, bir adamın boşandığı eski eşine, "25 yıl boyunca ücretsiz ev işleri yaptığı" gerekçesiyle 200 bin Euro (Yaklaşık 4 milyon TL) tazminat ödemesine hükmetti.
Mirror'da yer alan habere göre Yargıç Laura Ruiz Alaminos, Ivana Moral'in kocasına, boşanma anlaşması çerçevesinde bu yüklü miktarı ödemesi talimatını verdi. Söz konusu miktarın, evlilik süresince yapılan işlerin asgari bedeline dayandığı kaydedildi.
Süreç şu şekilde işledi:
Mahkeme, evliliklerinin "mal ayrılığı rejimine" tabi olduğunu, yani her iki tarafın da kazandığı her şeyin sadece kendilerine ait olduğuna hükmetti. Bu durumda Ivana'nın, çiftin yıllar boyunca elde ettiği servet ve gayrimenkullere erişimi kalmamıştı.
Habere göre yargıç bu kararın ardından, Ivana'nın tüm ev işlerinden sorumlu olduğunu tespit etti. Mirror tarafından elde edilen boşanma kararına göre Ivana, vaktini "evde çalışarak, yani eve ve aileye bakarak" geçirmişti.
Cadena Ser radyosuna demecinde, "kocasının ev dışında çalışmasını istemediğini" belirten Ivana, sözlerine şöyle devam etti:
"Kendimi sadece ev işlerine, kocama ve eve bakmaya adadım. Kocam ev işlerini yapmak gibi özel bir rol üstlenmemi sağladı, öyle ki başka pek hiçbir şey yapamaz hale geldim..."
Mahkeme ayrıca eski kocanın, biri reşit olmayan, diğeri de 18 yaşından büyük olan kızları için kadına aylık bakım ücreti ödemesi gerektiğine de hükmetti.
Cadena Ser radyo kanalına göre, Ivana sonuçtan oldukça memnun.
Eşlerin eski eşlerine ev işleri için ödeme yapmasının emsali olan ilk karar, Pekin'deki bir boşanma davasında görüldü.
Bayan Wang, eski kocası Bay Chen için harcadığı düşünülen "beş yıllık ücretsiz kol emeği karşılığında, mahkeme kararıyla 50 bin yuan (yaklaşık 135 bin TL) tahsil etti."
Karar, Çin'de yeni medeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından; çocuk yetiştiren, yaşlı akrabalara bakan ve ev işlerinde daha fazla sorumluluk üstlenen eşlerin, boşanmada ek tazminat talep etme hakkına sahip olmasının ardından alındı.
Gelecek sayımızda kadınların daha güzel kazanımlar elde ettiği haberleri bulup sizlerle paylaşmayı umut ediyoruz.
24 Mart 2023
Hepinize sevgi dolu merhabalar. Bu sayımızda 8 Mart dolayısıyla haberlerimizin çoğunu bu anlamlı güne uygun olarak hazırlamaya çalıştık.
Önce başlıklar
Mor Çatı'dan deprem bölgesi için çağrı: Kadınların başvuracağı mekanizmalar geliştirilmeli.
Platform ve derneklerden ortak 8 Mart mesajı: 'İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz.
Eski Fenerbahçeli basketbolcu Birsel Vardarlı'dan ÇYDD'ye destek.
İran da kız öğrencileri zehirleyenler 'idamla' yargılanacak.
Mahkemeden devrim niteliğinde karar: 25 yıl yaptığı ev işlerine karşılık 4 milyon TL tazminat kazandı.
Mor Çatı'dan deprem bölgesi için çağrı: Kadınların başvuracağı mekanizmalar geliştirilmeli
Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve büyük yıkıma yol açan depremlerden kadın sığınma evlerinde koruma altında bulunan kadınlar da etkilendi.
Depremlerde binlerce ev, iş yeri ve kamu binası yıkılırken, buralarda bulunan kadın sığınma evlerinin akıbeti ile buralarda konaklayan kadınların durumu da merak konusu oldu.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, “Bölgede şiddete maruz kalan kadınların başvurabilecekleri mekanizmaların geliştirilmesi ve çalışan mekanizmalar konusunda da bir an önce bilgilendirilmesi önem taşımaktadır” uyarısında bulundu.
Şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Bölgedeki sığınaklarda kalan kadınlardan ve çocuklardan kayıp olmadığına, çoğunlukla fiziksel yara dahi alınmadığına ancak çoğu sığınağın hafif ya da ağır hasarlı olduğuna dair bilgi aldık. Alınan hasarlar ve olası artçı depremler nedeniyle önlem amaçlı sığınaklardaki kadın ve çocukların güvenle diğer şehirlere tahliye edildiği paylaşıldı. Deprem bölgesindeki illerde belirsiz bir süreliğine sığınak çalışması yürütülmeyeceği, sığınak ihtiyacı olan kadınlar için de diğer illere yönlendirme yapılacağı paylaşıldı. Bütün bunların yanı sıra kurum ziyaretlerini gerçekleştirirken bölgedeki deneyimimize göre maruz kaldığı şiddet nedeniyle destek mekanizmalarına başvurma ihtiyacı oluşan ya da oluşabilecek kadınların karşılaşabilecekleri güçlükleri de görmüş olduk."
Deprem bölgesinde önlem alınmadıkça kadınların şiddete maruz kalma olasılığının artacağına dikkat çeken Mor Çatı, şunları kaydetti:
"Deprem bölgesinde bir biçimde yaşamını sürdürmeye devam edebilen kadınların, şiddete maruz kalmalarının önüne geçmek için çalışmalar yapılmadığı müddetçe şiddete maruz kalma olasılıklarının arttığını söyleyebileceğimiz gibi deprem öncesinde şiddete maruz kalan, tedbir kararları bulunan kadınların olduğunu ancak deprem sonrasında ihtiyaç halinde tedbir kararı aldırmak, tedbir kararlarını uzatmak, sığınak talebinde bulunmak gibi sebeplerle başvurabilecekleri mekanizmalara erişimin oldukça güçleştiğini öğrendik. Bölgede pek çok resmi kurum ağır hasar sebebiyle tahliye edilmiş, il içindeki başka bir binada toplanmış durumdaydı. İllerde tüm düzenin alt üst olduğunu şu süreçte, kadınlar bulundukları yerde ve kendi koşullarında ilk aşamada güvenle başvuracağı yetkiliyi çadır kentlerde bulabilecek durumda değildi."
“Çalışan Mekanizmalar Konusunda Kadınlar Bir An Önce Bilgilendirilmeli”
"Kolluk kuvvetlerinin merkezleri, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, baro, adliye, hastane gibi şiddete maruz kaldığında başvurma ihtiyacı duyabileceği resmî kurumlara toplu taşıma vb. imkânlarının olmaması sebebiyle ulaşma imkânı kısıtlı olsa da ulaşma imkânı olan binaların yerinde olmaması ve kadınların bu binaların nerede olduklarını bilmemesi sebebiyle desteksiz kalabilecekleri durumda olduğunu söyleyebiliriz. Kadınların sığınak ihtiyacı söz konusu olduğunda ise başka bir ile nakli gerçekleşene kadar güvenliğini sağlayabilecekleri mekanizmalarının henüz geliştirilemediğini görmüş olduk.
Platform ve derneklerden ortak 8 Mart mesajı: İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ve ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne ilişkin mesajlarını Cumhuriyet TV'de aktardı. Platformun ve derneğin mesajı çok netti: Danıştay kararı ne olursa olsun, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz.
Gülsüm Kav sözlerine Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve büyük yıkıma sebep olan depremleri anımsatarak başladı. Kav, "elbette deprem felaketinin gölgesinde bir 8 Mart geçireceğiz. Yeniden herkese baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bir daha aynı ızdırabı yaşamamak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Bence bu sene mücadelenin konusu, 8 Mart'ın anlamı budur" ifadelerini kullandı.
Yaşanan deprem felaketi ile kadınların yıllardır yaşadığı ayrımcılığın ve şiddetin benzerlik gösterdiğini ifade eden Kav, "biz bu kadar büyük bir yıkımı yaşamak zorunda değildik, yaşamayan ülkeler var. Enkazdan birlikte çıkacağız diyoruz elbette ama bir daha o enkazın altında kalmamak için mücadele vermeliyiz. Nasıl toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığında şiddet önlenebilirse depreme dayanıklı yapılaşmanın bir yaşam tarzı haline gelmesi de ölümleri önleyecektir. Depreme ve şiddete dayanıklı bir ülkeyi mücadele ederek yaratabiliriz" dedi.
Kav her sene düzenlenen Geleneksel Kadın Yürüyüşüne yapılan polis müdahalelerini şu sözlerle eleştirdi:
"Bu müdahaleler temel bir Anayasa hakkı ihlalidir. Kimse Anayasa'nın önüne geçemez. Kadınların bu kadar hak kaybına ve şiddete maruz kaldığı bir ülkede, kendilerini ifade etmek için alanlarda olmaları çok temel bir haktır. Yürüyüşün değil engellenmek, kadınların güvenliğinin sağlanması için kolluk kuvvetlerinin orada olması gerekir. Asıl görevleri, bu kadar acı içindeyken kadınların önünü açmaktır."
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ise, "Kadınlar sorunun değil çözümün bir parçasıdır. Işıklar içinde uyusun, Türkan Saylan hocamız ömrü boyunca sorunlara çözüm bulmak için uğraştı. Derdi ki, “sorun varsa çözüm var”. O kadar çok sorun çözdü ki... Mustafa Kemal Atatürk daha mücadele yıllarında bizlerin erkekler ile eşit haklara sahip olmamız ve Cumhuriyet'in ilanından sonra medeni haklara sahip olabilmemiz için çalışmalar yapmıştır. Ve demiştir ki, “Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak.” Bugün onun adımları sayesinde hayatın her alanında var olabildik. Ancak kırsalda yaşayan kız kardeşlerimiz, kadınlarımız hala okuma yazma bilmiyor. Ben Cumhuriyet değerleriyle yetişmiş bir kadın olarak, diyorum ki, haklarımızın yasalarda olması yetmedi bu yasaların uygulanması ve hayata geçmesi gerekiyordu." şeklinde konuştu.
Ayşe Yüksel ayrıca Türkan Saylan'ın şu sözlerini anımsattı:
"Eğitimli her kadının bu Cumhuriyete borcu var."
Gülsüm Kav ve Ayşe Yüksel konuşmalarını, "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz." vurgusu ile bitirdi. Kav, "İstanbul Sözleşmesi'nden hiç vazgeçmedik, Danıştay'ın kararı ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz de." şeklinde konuştu. Yüksel ise, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Yürürlükten kaldırılan Sözleşmeye, 8 Mart 2024'te kavuşacağımızı umuyorum." dedi.
Eski Fenerbahçeli basketbolcu Birsel Vardarlı'dan ÇYDD'ye destek
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nın eski sporcusu Birsel Vardırıl Demirmen, sporculuk hayatıyla ilgili deneyimlerini paylaştığı ‘Kaptan’ isimli kitabının tüm gelirini depremzedelere bağışladı.
Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nın efsane kaptanı Birsel Vardarlı Demirmen, kulüp tarihinde tüm branşlarda 675 ile en fazla maça çıkan ve tüm branşlarda 22 kupayla en çok kupa kazanan oyuncu olarak tanıtıldı.
Örnek bir işe daha imza attığı belirtilen eski basketbolcunun, dünya şampiyonalarından olimpiyatlara, Fenerbahçe'de kaldırdığı kupalardan kulübün Avrupa Ligi'nde oluşturduğu geleneğe ve parkelere veda ettiği ana kadarki bütün hikâyesinin anlatıldığı ‘Kaptan’ isimli kitabının tüm gelirini, deprem felaketiyle sarsılan illerdeki öğrencilerin eğitimi için bağışladığı kaydedildi.
Açıklamada, kitabının tüm gelirini, ortaöğretim burs projesiyle öğrencilerin eğitimini tamamlamasına destek olabilmek için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin ‘Anadolu'da Bir Kızım Var’ projesine bağışlayacağını açıklayan Demirmen'in, bu adımıyla önemli bir farkındalık yarattığı ifade edildi.
Kaptan Demirmen için, 22 Aralık 2019'da düzenlenen jübile maçının bilet gelirleri de Anadolu'daki kız çocuklarının eğitimleri için bağışlanmıştı.
İran’da kız öğrencileri zehirleyenler 'idamla' yargılanacak
İran'da 30 Kasım 2022'den bu yana okullardaki toplu zehirlenme vakaları dikkati çekiyor. Kum, Loristan, Tahran, Erdebil, Kirmanşah, Simnan, Mazenderan, Çeharmahal ve Bahtiyari, Elburz ve Rezevi Horasan eyaletlerinde yaklaşık yüz günde, bini aşkın öğrencinin zehirlendiği belirtiliyor. Öğrencilerde, solunum sıkıntısı, mide bulantısı, baş ağrısı ve uzuvlarda uyuşma gibi belirtiler görülüyor.
İran Yargı Erkine bağlı Mizan Haber Ajansına göre, Ejei, ülke genelinde endişeye yol açan kız öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda yaşanan zehirlenme vakalarına dair açıklamalarda bulundu.
Ejei, "Bu iş, 'yeryüzünde bozgunculuk çıkarma' suçlarından biridir. Bu işin failleri tespit edilip yakalandığında, hiç şüphe olmadan kanunda yer alan 'yeryüzünde bozgunculuk çıkarma' suçunu işlemekten yargılanacaklardır" dedi.
İranlı yetkili, fail ve işbirlikçilerinin ivedilikle kanunda yer alan en ağır cezaya çarptırılmalarını özellikle takip edeceklerini vurguladı.
İran Ceza Kanunu'nun 286. maddesi uyarınca "yeryüzünde bozgunculuk çıkarma" suçunu işleyenler idamla yargılanıyor.
İran lideri Ali Hamaney, açıklamasında, zehirlenme vakalarına ilişkin yetkililere olayın üzerine ciddiyetle gidilmesi ve faillerin en şiddetli cezaya çarptırılması talimatını vermişti.
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, şüpheli zehirlenme olaylarını araştırmak üzere 1 Mart'ta İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi ve İstihbarat Bakanı İsmail Hatib ile Sağlık Bakanı Behram Aynullahi'yi görevlendirmişti.
Rejim muhaliflerinin iddiasına göre, olayın ardında, kadınların başını çektiği Mahsa Emini gösterilerinin intikamını almak isteyen İran yönetimi içerisindeki bazı radikal gruplar bulunuyor.
Tahran yönetimine yakın kaynaklar ise olayın ardında halkı yönetime karşı kışkırtmayı amaçlayan rejim karşıtı unsurların bulunduğunu öne sürüyor.
Mahkemeden devrim niteliğinde karar: 25 yıl yaptığı ev işlerine karşılık 4 milyon TL tazminat kazandı
İspanya'nın güneyindeki Endülüs özerk bölgesine bağlı Velez-Malaga'da mahkeme, bir adamın boşandığı eski eşine, "25 yıl boyunca ücretsiz ev işleri yaptığı" gerekçesiyle 200 bin Euro (Yaklaşık 4 milyon TL) tazminat ödemesine hükmetti.
Mirror'da yer alan habere göre Yargıç Laura Ruiz Alaminos, Ivana Moral'in kocasına, boşanma anlaşması çerçevesinde bu yüklü miktarı ödemesi talimatını verdi. Söz konusu miktarın, evlilik süresince yapılan işlerin asgari bedeline dayandığı kaydedildi.
Süreç şu şekilde işledi:
Mahkeme, evliliklerinin "mal ayrılığı rejimine" tabi olduğunu, yani her iki tarafın da kazandığı her şeyin sadece kendilerine ait olduğuna hükmetti. Bu durumda Ivana'nın, çiftin yıllar boyunca elde ettiği servet ve gayrimenkullere erişimi kalmamıştı.
Habere göre yargıç bu kararın ardından, Ivana'nın tüm ev işlerinden sorumlu olduğunu tespit etti. Mirror tarafından elde edilen boşanma kararına göre Ivana, vaktini "evde çalışarak, yani eve ve aileye bakarak" geçirmişti.
Cadena Ser radyosuna demecinde, "kocasının ev dışında çalışmasını istemediğini" belirten Ivana, sözlerine şöyle devam etti:
"Kendimi sadece ev işlerine, kocama ve eve bakmaya adadım. Kocam ev işlerini yapmak gibi özel bir rol üstlenmemi sağladı, öyle ki başka pek hiçbir şey yapamaz hale geldim..."
Mahkeme ayrıca eski kocanın, biri reşit olmayan, diğeri de 18 yaşından büyük olan kızları için kadına aylık bakım ücreti ödemesi gerektiğine de hükmetti.
Cadena Ser radyo kanalına göre, Ivana sonuçtan oldukça memnun.
Eşlerin eski eşlerine ev işleri için ödeme yapmasının emsali olan ilk karar, Pekin'deki bir boşanma davasında görüldü.
Bayan Wang, eski kocası Bay Chen için harcadığı düşünülen "beş yıllık ücretsiz kol emeği karşılığında, mahkeme kararıyla 50 bin yuan (yaklaşık 135 bin TL) tahsil etti."
Karar, Çin'de yeni medeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından; çocuk yetiştiren, yaşlı akrabalara bakan ve ev işlerinde daha fazla sorumluluk üstlenen eşlerin, boşanmada ek tazminat talep etme hakkına sahip olmasının ardından alındı.
Gelecek sayımızda kadınların daha güzel kazanımlar elde ettiği haberleri bulup sizlerle paylaşmayı umut ediyoruz.
24 Mart 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.