selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Hazırlayan: Selvet Bayraktar Tokat

Merhaba değerli umudun kadınları dergisi takipçileri… Bu sayımızda yine birbirinden farklı haberlerle sizlerleyiz.

Önce başlıklar

Danıştay, İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptal istemini reddetti

Umudun Kadınları Dergisi halka medya yoluyla tanıtılmaya devam ediyor

Çaykur Rize spor kadın futbol takımını kapattı: 'Bu yönetim kadınlara karşı'

Kız öğrenci yurdunda skandal uyarı yazısı: 'Erkeklerle yurt etrafında vedalaşmayın'

Demans hastası Aysel Tuğluk’a zorla savunma yaptırmak işkencedir

Girişimci kadının ek gelir yöntemi: 'Kocamı başka kadınlara kiralıyorum, oldukça iyi kazandırıyor'İspanya'da 'sadece evet, evettir' yasasına onay: Sözlü rıza olmayan cinsel ilişki tecavüz sayılacak

Taliban'dan kadın memurlara: Yerinize geçecek erkek akraba önerin

Danıştay, İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptal istemini reddetti

Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararının iptal istemini reddetti.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gecede aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı kadınlar sözleşmeden vazgeçmedi. Kadın örgütleri, Sivil Toplum Kuruluşları ve siyasetçiler skandal kararı Danıştay'a taşıdı.

Aralarında CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu tüzel ve gerçek kişiler tarafından AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararının iptali için 220 dolayında dava açıldı. Bu davalarda, "çekilme kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması" talep edildi.

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı açılan davaları duruşmalı gören Danıştay 10. Dairesi, sözleşmenin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istemli incelemesini tamamladı.

Daire, Cumhurbaşkanı Kararının iptal istemini 3'e karşı 2 oy olmak üzere oy çokluğuyla reddetti. Çekilme kararını Anayasa'ya uygun bulan 3 üyeden biri ise Lütfiye Gözütok Akbulut oldu. Akbulut, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin AKP yönetiminde olduğu dönemde İBB'nin hukuk müşaviri olarak görev yapıyordu. Akbulut, 2018 yılında AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine atandı.

Kararı değerlendiren Avukat Leyla Süren, “Karar, kesinlikle hukuk çerçevesinde alınmış bir karar değil. Özetle, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararlarının amacını biz tartışamayız, takdir yetkisidir diyor” ifadelerini kullandı.

Süren, İstanbul Sözleşmesi’ne yapılan bu yaklaşımın sadece kadınları ilgilendirmediğini söyleyerek “Bu çok tehlikeli. Mahkemenin tavrı Türkiye’deki şu an tüm sözleşmeleri ve özgürlük alanlarının hepsini riske atıyor” dedi. Danıştay’ın bu kararı kadınlar tarafından Türkiye’nin dört bir yanında protesto edildi. Baroların kadın hakları merkezleri de kararı kabul etmediklerine dair açıklamalar yayınladı.

Biz de umudun kadınları dergisi yayın kurulu üyeleri olarak kadın haklarını tırpanlayan bu kararı doğru bulmadığımızı belirtmek isteriz.


Umudun kadınları dergisi medya yoluyla tanıtılmaya devam ediyor

Bu sayıda dergimizin medya aracılığıyla sesinin duyurulması ve topluma tanıtılması devam etti. Yayın kurulu üyemiz Şule Sepin İçli hem mor bültene hem de TRT bir radyonun gecenin içinden programına konuk oldu. Hem mor bültende hem de radyo yayınında dergimizle ilgili açıklamalarda bulundu. Amaçlarımız, hedef kitlemiz, topluma vermek istediklerimiz ve onlardan beklentilerimiz ayrıntılı olarak okuyucularla ve dinleyicilerle paylaşıldı. https://morbulten.kadinininsanhaklari.org/umudun-kadinlari-yazili-sesli-aylik-dergi-yayin-hayatina-basladi/

Çaykur Rize spor kadın futbol takımını kapattı: 'Bu yönetim kadınlara karşı'

Çaykur Rizespor'un Süper Lig'de mücadele eden kadın futbol takımı kapatıldı. Kulübün geçen ay başkanlığına seçilen İbrahim Turgut takımı dağıtırken kararla ilgili açıklama yapmadı.

Önceki başkan Tahir Kıran tarafından kurulan takımda 3 Amerikalı, 2 Azeri ile birlikte toplam 24 kadın futbol oynuyordu.

Kadın futbol takımının teknik direktörü Mutlucan Zavotçu, “Bizlere herhangi bir somut gerekçe sunulmadan kadın futbol takımımızın kulübü kapatıldı. Bildiğimiz bir tek şey, takımın ekonomik nedenlerden dolayı çalışmalarına son verildiği şeklinde. Tahir Kıran başkanlıktan ayrılınca yeni yönetim böyle bir tercihte bulundu. Bana da saygı duymak düşerdi. Şu dönemde Süper Lig takımlarının hepsi kadın şubesi açarken, ÇAYKUR Rizespor’un da güzel bir kadrosu varken kapatılması üzücü oldu. Yarın öbür gün takım Süper Lig’e çıktığı zaman kadın takımını yeniden kurmak zorunda kalacaklar. Bu kez daha büyük bir maliyetle kulüp karşı karşıya kalacak” dedi.

Kapatılan kadın futbol takımının oyuncularından Gül Kaplan ise "Koskoca ÇAYKUR Rizespor, koskoca Rize, Cumhurbaşkanı’mızın şehrinde kadın futbol takımı yok. Bu yönetim galiba kadınlara karşı. Zihniyetlerinde kadınlarla çalışma prensibi olmadığı için böyle bir karar almışlar" ifadelerini kullandı.


Kız öğrenci yurdunda skandal uyarı yazısı: 'Erkeklerle yurt etrafında vedalaşmayın'

Amasya’da bulunan Hüsnüşah Hatun Kız Öğrenci Yurdu’nda, yurtta kalan öğrencilere yönelik dikkat çeken bir duyuru paylaşıldı. Yurt yönetimi yurttaki öğrencilerin dikkatine sunduğu duyuruda skandal ifadelere yer verdi., Duyuruda yer alan maddelerde, kız öğrencilerden giyinip soyunurken perdenin kapalı olmasına özen göstermeleri, bahçeye iç çamaşırı ile inmemeleri, erkek arkadaşları ile yurt çevresine girmeden vedalaşmaları, yurda son giriş saatinde ise kesinlikle erkek arkadaşlarla vedalaşma yapılmaması istendi. Yurt yönetimi bu kararları ‘toplumun genel ahlak kurallarını’ gözeterek aldığına işaret etti. Duyuruda bir kız öğrencinin erkek arkadaşı ile vedalaşmasının mahalledeki çocukların ahlakını bozacağına vurgu yapıldı.Duyurunun sonunda ise mahalle sakinlerinin şikâyetleri sonucu bu uyarıların yapıldığı paylaşıldı.

"Yurtta kalan ve ismini vermek istemeyen bir öğrenci ise yurttaki kadın güvenlik görevlisinin geçmişte kızlara “Pavyonda gibi giyiniyorsunuz” dediğini aktardı. Devlete ait bir yurtta, yönetimin kız öğrencilere yönelik bu baskıcı tavırları diğer kız yurtlarında durumun ne olduğuna yönelik endişe yaratan soru işaretleri doğurdu.


Demans hastası Aysel tuğluk’a zorla savunma yaptırmak işkencedir

Demans hastalığı yetkili sağlık kurumları tarafından raporlarla ortaya konan hasta mahpus Aysel Tuğluk’un hastalığının tüm etkileri apaçık ortadayken, SEGBİS ile savunma yapmaya zorlanması işkencedir!

Son mahkeme gününde, yine bir hukuk garabeti, yine bir insanlık dışı uygulamaya sahne oldu duruşma salonu. IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek 108 ismin yargılandığı Kobane davasının 14’üncü duruşmasının ilk gününde mahkeme, Demans hastası Aysel Tuğluk’un Kandıra Cezaevi’nden SEGBİS ile katılmasına karar verdi.

Aysel Tuğluk duruşmanın ikinci gününde, avukatları refakatinde duruşmaya Kandıra Cezaevinden SEGBİS ile katıldı. Duruşma sırasında konuşmakta ve kendisini ifade etmekte zorlanan demans hastası Aysel Tuğluk, mahkeme başkanının “Savunmanız nedir savunmanıza başlayın” şeklindeki ısrarına karşı “Benim özel bir durumum var. Hasta
olduğum için kendimi ifade edemiyorum. Bu hastalıktan dolayı savunmamı daha sonra yapacağım” demek zorunda kaldı.

Yetkili sağlık kurumları, bilim insanları, hekimler, tıp etiği uzmanları defalarca ifade ettiler. Aysel Tuğluk, hastalığının geri dönülemez biçimde ilerlemesinin engellenmesi ve insan haklarına uygun bir biçimde tedavi koşullarının sağlanması için derhal serbest bırakılmalıdır. Demans hastası Aysel Tuğluk’un cezaevinde geçirdiği her gün, hastalığının seyrini kötüleştiren her uygulama, sağlığını geri dönülemez biçimde bozan her muamele insanlık suçudur. Duruşmaya zorla katılma kararı da bu suçlardan biridir.

Başta Adalet Bakanlığı Olmak Üzere Tüm İdari Ve Adli Makamlar Sorumludur!

Temel görevlerinden biri insan haklarının korunmasını sağlamak ve denetlemek olan Baroların, son dönemde sıkça gündeme gelen hasta mahpuslar ve hapishanelerdeki ölümler konusunda sessiz kalmalarını kabul etmiyoruz.

Aysel Tuğluk’a yaşatılan bu hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkilileri bir kez daha hukuka, bilime ve vicdana uygun davranmaya çağırıyoruz. Tuğluk’un tedavisinin insanlık onuruna yaraşır bir şekilde sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerekiyor.

56 ülkeden 6 bini aşkın kadın olarak tekrar ediyoruz; Aysel Tuğluk ve tüm hasta mahpuslar için özgürlük istiyoruz.

Girişimci kadının ek gelir yöntemi: 'Kocamı başka kadınlara kiralıyorum, oldukça iyi kazandırıyor'

Üç çocuk annesi Laura, bir adamın diğer insanlar için düz ambalajlı mobilyaları bir araya getirerek nasıl geçimini sağladığını anlatan bir podcast'ten fikir aldı. Laura'nın aklına hemen, elini attığı her işte yetenekli ve titiz olan 41 yaşındaki eşi James geldi.

Eşinin hem mutfakta hem de boyama, dekorasyon, fayans ve halı döşeme, marangozluk gibi işlerde ne kadar yetenekli olduğunu anlatan Laura onun evde, bahçede ve birçok şeyde iyi olduğunu söyledi ve bu yüzden ''Neden bu becerilerini kullanıp onu işe almayayım?" diyerek böyle bir girişimde bulunduğunu söyledi.

Laura, "Becerikli kocamı kirala" web sitesini başlattı ve Facebook'ta ve popüler bir uygulamada reklam verdi. Cevapların sayısı onu şaşırttı. İnsanlar gerçekten bu işle ilgilendi. Bazıları farklı amaçlar için kiraladığını düşünse de Laura "Geçim sıkıntısına rağmen, bunu yapmayı planlamıyorum!'' dedi.

Bir depoda eski bir gece vardiyası çalışanı olan James, ikisi otistik olan üç çocuğuyla Laura'ya yardım etmek için iki yıl önce işini bırakmak zorunda kaldı. Laura eşine de otizm teşhisi konulduğunu ancak bunun onu yaptığı herhangi bir işte çok kapsamlı ve mükemmel kıldığını söyledi. James'in motor mekaniği okumak için üniversiteye dönmeyi planladığını ve aile gelirini artırmak için kiralama işinde çalışmaya devam edeceğini de ekledi.

İspanya'da 'sadece evet, evettir' yasasına onay: Sözlü rıza olmayan cinsel ilişki tecavüz sayılacak

İspanya Senatosu, cinsel ilişkilerde rızanın açıkça ifade edilmesini şart koşan yasa tasarısını onayladı.

Tasarıya göre, rızaya dayalı cinsel ilişki için artık sessiz kalmak yerine partnerlerin onay vermesi (karşılıklı anlaşması) gerekecek.

Senato'nun kabul ettiği tasarı, sessizlik ya da pasif kalmanın rıza anlamına gelmediğini, ayrıca rızaya dayalı olmayan cinsel ilişkinin de saldırganlık olarak değerlendirilmesi ve şahsın 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına imkân veriyor. Bir diğer deyişle bu, "Rıza dışında gerçekleşen her türlü cinsel ilişkinin tecavüz sayılması" anlamına geliyor.

Ayrıca tecavüz vakaları için de eşik, şiddet ya da tehdit olaylarının ötesine geçecek şekilde genişletilecek.

Daha önceden, cinsel saldırı mağdurları kendilerine tehdit veya şiddet uygulandığını kanıtlamak zorunda kalıyordu.

Kamuoyunda "sadece evet, evet demektir" yasası (solo si es si) olarak bilinen tasarı, mayıs ayında İspanya Parlamentosu tarafından da desteklenmişti.

İçeriğinde kısmi değişiklik yapılan tasarı, önümüzdeki aylarda (ekim) yasalaşmadan önce son kez oylama için Parlamento'nun onayına sunulacak.

Söz konusu tasarı, 2016 yılında Pamplona kentinde yaşanan ve geniş çaplı kitlesel protestolara yol açan "La Manada" ("Kurt Sürüsü") toplu tecavüz olayının ardından Sosyalist hükümet tarafından önerilmişti.

Kendilerini "Wolf Pack" olarak adlandıran beş erkek, Pamplona'da boğa koşusu festivali sırasında 18 yaşında bir kadına toplu tecavüzde bulunmuştu.

Şahısların tecavüz yerine cinsel istismar suçundan daha hafif hapis cezalarına çarptırılması kamuoyunda büyük tepki yaratmış, yasa tasarısının hazırlanmasına ivme kazandırmıştı.

Zira bu cinsel saldırıda genç kadın, rıza göstermediğini kanıtlayamamıştı.

Mahkumiyet kararlarına verilen kitlesel protestolar, küresel #MeToo hareketinin ardından uluslararası dikkatleri İspanya'ya çekmiş, kararın temyizi için 2019'da başvurulan Yüksek Mahkeme, beş erkeğin tecavüz ettiğine hükmederek haklarında daha uzun süreli (15 yıl) hapis cezaları vermişti.


Taliban'dan kadın memurlara: Yerinize geçecek erkek akraba önerin

Taliban’ın, Maliye Bakanlığı’nda çalışan kadınlardan, kendi yerlerine işlerini yapacak erkek akrabalarını göndermelerini istediği ortaya çıktı.

Afganistan’da yaklaşık 1 yıl önce kadın kamu sektörü çalışanları devlet işlerinden menedildi ve evde kalmaları söylendi. Bu tarz pozisyonlarda çalışan kadınlar Taliban iktidara geldikten sonra evlerine gönderildi ve hiçbir şey yapmamaları için büyük ölçüde azaltılmış maaşlar aldılar.

Bu konuda basına konuşan bir kadın, Taliban yetkililerinin "ofiste iş yükünün artması" nedeniyle kendi pozisyonları için erkek akrabalarını tavsiye etmelerini istediklerini belirtti.

İsmini vermek istemeyen 37 yaşındaki Maliye Bakanlığı çalışanı bir kadın, 15 yıldan fazla süredir çalıştığı birimin İK departmanından bir telefon aldığını belirtti ve "İşten kovulabilmem için bakanlıkta yerime bir erkek akrabamı önermem istendi” dedi.

İşletme alanında yüksek lisans yapmış olan kadın, hayal kırıklığıyla dolu sesiyle bakanlıkta 15 yıldan fazla bir süredir çalışıp daire başkanlığına yükseldiğini söyledi. “Benim yerime başka birini nasıl kolayca önerebilirim? Benim kadar verimli çalışabilecek mi?” diye sordu.

Kadın şunları da ekledi:

“İktidara geldiklerinden beri, Taliban benim rütbemi düşürdü ve maaşımı 60 bin AFN’den 12 bine düşürdü. Oğlumun okul masraflarını bile karşılayamıyorum. Bunu sorguladığımda, bir yetkili bana kabaca ofisinden çıkmamı söyledi ve bunun pazarlık konusu bile olmadığını belirtti.”

Kadın, finans departmanından benzer çağrılar alan en az 60 kadın meslektaşının olduğunu söyledi. Kadın, meslektaşlarıyla birlikte Taliban'ın politikasını protesto etmek için seferber olduklarını iletti ve “Bu düzeni kabul etmiyoruz, değiştirmeleri için çalışacağız. Bakanlığın kadın çalışanlarından oluşan bir grup oluşturduk. Şu anda müzakere halindeyiz ve bizi duymazlarsa bunu göstereceğiz” dedi.

Gelecek sayıda buluşmak üzere sevgi ile ve umutla kalın.

24 Temmuz 2022

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.