Bir hikâye vardır; çoğunuz bilirsiniz:
Yaşlı kadın sabah ezanı sesiyle uyanır. Kalkar, abdest alıp namazını kıldıktan sonra salona geçip fiskos masasında duran geçmişte sevdiği ve şu anda hiçbiri hayatta olmayan yakınlarının resimlerinin bulunduğu çerçeveleri birer birer eline alıp onlarla selamlaşır. Sonra bir taksi çağırıp şoföre, kendisini gün boyu istediği yerlere götürmesini söyler ve pazarlık eder. Gün boyu kadının istediği her yere giderler ve en son Cebeci Asrî Mezarlığı’na gittiklerinde kadın şoförün ücretini öder ve kendisini oradan başkalarının almaya geleceğini söyleyerek onu uğurlar.
Ertesi gün Şoför gazetelerden Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk kadın Hakimlerinden Adalet Yılmaz’ın Cebeci Asrî Mezarlığı’nda eşinin ve oğlunun mezarları başında ölü bulunduğunu okur.
Türkiye’nin İlk Kadın Hâkimlerinden Olduğu, Atatürk’ün Yönlendirmesiyle Hemşirelikten Vazgeçtiği, Oğlu Kemal Yılmaz’ın 1978’de Fransa’da Ermenilerce Şehit edildiği, Eşinin Kore’de Şehit Olduğu İleri Sürülen Aydın Sökeli Adalet Yılmaz’ın Hikâyesi.Kurmaca olduğu da değişik kaynaklarda iddia ediliyor. Hikâyenin bir önemi yok gerçekten. Önemli olan, böyle bir hâkimin gerçekte var olması, eğer o değilse bile örneğin türkülere konu olmuş bir Bodrum kadın hakimi Mefaret Tüzün, bile ele alabiliriz. Son derece çalışkan ve tutkulu, aslında bir parça da misyoner, at üstünde araziden araziye koşan bir Cumhuriyet kızı. Harama göz dikmemiş, aldığı her kuruşun hakkını misliyle ödemek için kendini paralayan her meslek erbabından kadınlarımız…
Adalet Yılmaz Kimdir?
Gerçek sanılarak paylaşılan yürek burkan metnin kurgu olduğunu ortaya koyalım…
Hikâyede Adalet Yılmaz’ın 88 yaşında olduğu, kızının 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde ailesiyle birlikte vefat ettiği belirtilmiş. Metnin 2008 yılında internet forumlarında paylaşıldığı görülüyor.
Verili bilgilerden hareketle Adalet Yılmaz adlı muhayyel karakterin 1912-1920 yılları arasında doğmuş olabileceği anlaşılıyor. Cumhuriyetin ilk kadın hakimleri arasında Adalet Yılmaz adlı bir kişiye rastlanamıyor.
Her ne kadar eşinin Kore’de şehit olduğu belirtilmiş olsa da Kore Savaşı şehitleri listesi incelendiğinde 1952 yılında şehit olmuş Yılmaz soyadlı bir subayın bulunmadığı görülüyor.
Adalet Yılmaz’ın eşinin ve oğlunun mezarlarının Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunduğu aktarılsa da Kore’de şehit olan askerlerimizin naaşları yurda getirilmemişti.
Türkiye, 1950-1953’teki Kore Savaşı’nda 37 subay, 26 astsubay, 658 er olmak üzere toplam 721 şehit, 2147 yaralı, 346 hasta, 234 esir ve 175 kayıp vermişti
(Kore Savaşı şehitlerimizin sayısı aslında ihtilaflı bir konu. Şehit, kayıp ve firar sayısı farklı zikredilmekle birlikte zaman içerisinde revize de edilmiştir. Genelkurmay kaynaklarının 721 şehit verildiği aktarımına ilaveten toplam şehit sayısının 890 olduğu da belirtilmektedir. BUSAN’da, Kore Savaşı anısına Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yaptırılan BM Anıtsal Mezarlığı’ndaki Türk Şehitliği’nde verdiğimiz 721 şehitten 462’sinin mezarı bulunuyor. Şehitlerin bir bölümünün naaşlarının yeri biliniyor. Kuzey Kore’nin hâkimiyeti altındaki bölgedekilerin mezarları henüz netleştirilmiş değil.
1978 yılında Fransa’da Ermeni teröristler tarafından şehit edilen Kemal Yılmaz adlı bir diplomat bulunmuyor. Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan Şehit Edilen Diplomatlar sayfasında ya da şehit diplomatlar üzerine makale ve kitaplarda Kemal Yılmaz adlı bir şehit diplomatın ismi geçmiyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Mezarlık Bilgi Sistemi üzerinden yapılan taramada Cebeci Asri Mezarlığı’nda 1978’de vefat etmiş Kemal Yılmaz adlı bir kişiye ait mezarın yer almadığı anlaşılıyor.
Atatürk’ün Adalet Yılmaz’a Aydın Lisesi’nde lise öğrencisiyken hemşire yerine hâkim olması tavsiyesinde bulunduğu iddiası da tutarsız. Atatürk, Aydın ve ilçelerine 1924, 1930, 1931 ve 1937 yıllarında olmak üzere toplam 4 kez ziyarette bulunmuştu.
Aydın kent merkezini 3 kez ziyaret eden Atatürk’ün Aydın Lisesi’nde öğrencilerle buluştuğuna dair bir kayıt bulunmuyor.Aydın Lisesi ise Atatürk’ün vefatının 10 yıl sonrasında açılmış. Aydın Lisesi ilk kez 1927-1928 eğitim/öğretim yılı başında vilayet özel bütçesiyle “İkbal Okulu” adı altında ortaokul olarak açılmış. Ortaokul binasının yapımı 1928 yılının Eylül ayında tamamlanmış. 1948 yılında Aydın Ortaokulu lise olmuş ve “Aydın Lisesi” adını almış. Aydın Lisesi ilk mezununu 1951 yılında vermiş.
Cebeci Asri mezarlığında bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk kadın hâkimlerinden Adalet Yılmaz’a ait olduğununbelirlendiğini aktaran bir haberin varlığına da rastlanamıyor.
Yani sizin anlayacağınız hikâye baştan sona kurmaca fakat ne çıkar!... Adaletin bu kadar ayaklar altına alındığı günümüzde geçmişte görev almış olan hâkimlerimiz, hâkimelerimiz olsaydı, acaba ne hisseder ne düşünürlerdi? Gerçekten de o zamanın namuslu, hak-hukuk bilirkişilerin adlarına baksalardı; örneğin sokak ortasında güpegündüz işlenen kadın cinayetlerini, asıl haklının mahpushaneye, onun yerine haksızın, namussuzun baş köşeye veya en azından sokakta adeta kabahatlerini tekrar rahatça işleyebileceği şekilde yaşamasına izin verildiğini görselerdi, bilselerdi ne yaparlardı siz düşünün sevgili okurlarımız-dinlerlerimiz. Ne büyük azap çekerlerdi öyle değil mi? Tıpkı şimdi vicdanlı insanlar gibi…
O yüzden Hayali Hakime’mizin şahsında tüm insanî ruha sahip olan adalet tesis edenlere seslendik çünkü yaşanan olaylar bir vicdanın kolay kolay kaldırabileceği, taşıyabileceği şeyler değil.
Pekiyi çözüm ne? Çözüm, sağduyulu, vicdan sahibi olan daha çok insanın hep bir ağızdan itiraz etmesi. Etkili itiraz yöntemlerinin daha büyük bir konsensusla keşfedilmesi. Eeee ne demişler; ‘Bir elin nesi var, iki elin sesi var…’
Daha umutlu yarınlarda buluşmak dileğiyle.
20 Mayıs 2024
Kaynakça
Ekşi Sözlük
Günver Güneş (2005). “Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydın Seyahatleri”. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. Mart 2005. Cilt XXI. Sayı 61. Sf: 219-242).
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.