HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT
Merhabalar değerli dinleyici ve okurlarımız. Yine dopdolu bir sanatın kadın sesleriyle sizlerleyiz. Önce başlıklar:
Nergis Muhammedi Nobel barış ödülünü kazandı
Bir kız kardeşlik ve mücadele öyküsü: Bir Gün, 365 Saat
Altın portakal film festivali iptal edildi
Nergis Muhammedi Nobel barış ödülünü kazandı
Norveç Nobel Komitesi tarafından 2023 Nobel Barış Ödülü, İranlı Nergis Muhammadi’ye verildi. Norveç Nobel Komitesinden yapılan açıklamada, ödülün, Muhammedi'nin İran'da "Baskı altındaki kadınlar için gösterdiği mücadele dolayısıyla" verildiği bildirildi.
Açıklamada, ödülü kazanan Muhammedi'nin "herkes için insan hakları ve özgürlükleri teşvik etme mücadelesinde" bulunduğu vurgulandı.
Muhammedi'nin ‘cesur insan hakları mücadelesinin muazzam bedeller’ getirdiğine işaret edilerek, İran'da 13 kez gözaltına alındığı, hakkında 5 mahkûmiyet kararının verildiği ve 31 yıla mahkûm edildiği kaydedildi.
Açıklamada, Muhammedi'nin "kadın, insan hakları savunucusu ve özgürlük savaşçısı" olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"(Komite) Kendisine bu yılki Nobel Barış Ödülü'nü verirken onun İran'da insan hakları, özgürlük ve demokrasi için verdiği cesur mücadeleyi onurlandırmak istiyor. Bu yılki Barış Ödülü, aynı zamanda önceki yıl teokratik rejimin kadınları hedef alan ayrımcılık ve baskı politikalarına karşı gösteri yapan yüz binlerce kişiye de veriliyor. Muhammedi'ye verilen ödül, sosyal adaleti, insan haklarını ve demokrasiyi ilerletmek için çalışanlara verdiği köklü bir geleneğin devamı niteliğindedir. Bunlar, kalıcı barışın önemli ön koşullarıdır."
Açıklamada, Muhammedi'nin, kadınlar için ‘sistematik ayrımcılık ve baskı’, onurlu bir yaşam sürme hakkının yanı sıra ifade özgürlüğü ve bağımsızlık hakkı için de mücadele ettiği vurgulandı.
Bir kız kardeşlik ve mücadele öyküsü: Bir Gün, 365 Saat
“Kovan", "İsmi Güzide" ve "Aşk ve Ceza Sahası" gibi yapımlarıyla tanınan Eylem Kaftan yönetmenliğindeki ‘Bir Gün, 365 Saat’ filmi, Saraybosna Film Festivali'nin ardından Türkiye prömiyerini 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde yaptı. Film, suç, nefret ve adalet arayışının gölgesinde üç kadının uğradığı istismarların ardından yollarının kesişmesini aktarıyor.
Film boyunca izleyicilerin adalet arayışlarını takip ettiği kadınların yaşadıklarına rağmen umudu nasıl besleyip büyüttüklerini gösteren ‘Bir Gün, 365 Saat’ bir kız kardeşlik ve mücadele öyküsü sunuyor. Filmde yer alan Reyhan, Asya ve Leyla'ya 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde Mansiyon Ödülü verildi.
Yönetmen ve kadın karakterler belgeselle ilgili şunları dile getirdi: Eylem Kaftan: Mağdur kelimesinden pek hoşlanmıyorum ama tabii ki hayatta mağduriyetler var ve çok kötü şeyler başımıza gelebiliyor. Etrafımızda bizi destekleyecek bir arkadaş grubumuz, ailemiz, anne babamız yoksa ve belki hayatımızın daha kırılgan bir dönemindeysek mağduriyetimiz daha fazla artıyor. Toplumumuzda biraz öğrenilmiş çaresizlik var, o yüzden bir kurban hikâyesi anlatmak istemedim. Fakat bu kızlarla karşılaşır karşılaşmaz, çok kötü şeyler yaşamış olmalarına, en yakınlarından kötülük görmüş olmalarına rağmen çok büyük bir cesaretle bu durumu değiştirmeleri ve vazgeçmemeleri, yılmamaları beni çok etkiledi. Kalpleri çok güzel bu üç kız, birbirlerine güç ve ilham vermişler. Kendi içlerinde bir dünya yaratıp, yeniden sevmeyi ve güvenmeyi öğrenmişler.
Reyhan: Üniversite zamanında bir işte çalışıyordum, aynı zamanda okula gidiyordum ama 12 saat çalıştığım için artık çok yorulmaya başlamıştım. Asya da o zamanlar Ahbap Derneği'nde gönüllüydü. Orada bir iş istihdamı vardı, başvurdum ve kabul edildim. Ofiste çalışırken Eylem Kaftan gidip geliyordu, projelerinden bahsediyordu. Konuşup tartışıyorduk. Bir gün üçümüzün hikâyesini anlattığımızda nasıl bu kadar benzer şeyler yaşamışsınız, diye çok şaşırdı.
Asya: Aslında Eylem'in kafasında bir kadın hikâyesi, mücadele üzerine bir şeyler çekmek vardı. ‘İsmi Güzide’ belgeselinde de halasını anlatıyor. Bence onu cezbeden şey farklı coğrafyalardan gelmiş üç kişinin aynı noktada buluşması ve o buluştuğu noktadan, aynı yolda yürümeleriydi.
Leyla: Süreç çok uzundu. Kızlar ne düşündüğümü sorduklarında başlarda emin olamadım. Ama daha sonra, “Evet, bunu artık yapmamız gerekiyor" dedim. Kendi sürecimde çok fazla yalnızlık çekiyordum, ta ki kızlarla tanışana, bir ortaklık, bir dayanışma bulana kadar. Böyle bir şey çekmenin insanlara dokunabileceğini, insanları dayanışmaya yönlendirebileceğini düşündük.
Asya: İlk olarak ben ailemden ayrıldım, bir süre arkadaşımda kaldım. Ama ortada ailemin tehdidi olduğu için kadın sığınma evine yerleştim. Sığınma evinde Reyhan'la tanıştım. Reyhan’la beraber yaşamaya başladık. Sosyal medyadan da Leyla ile tanıştık. Leyla, yaklaşık bir buçuk sene sonra aramıza katıldı.
Leyla: Biz belgeseli çekmeye karar verdiğimizde Burcu Salihoğlu ve Eylem Kaftan'la birlikte yaklaşık 3-4 aylık bir hazırlık sürecimiz vardı. Orada konunun hassasiyetle anlatılacağına dair aramızda bir güven bağı kurduk.
Asya: Biz daha çok bunu kaldırabilecek miyiz diye düşündük. Çünkü bu kaydolacak ve ben ileride bunu unutma hakkımı nasıl verebilirim? Eylem Kaftan çekimler boyunca hep "İstemiyorsanız bugün bunu iptal ederiz" dedi. Üçümüzün bireysel ve psikolojik olarak bir hazırlık sürecimiz oldu.
Leyla: Sahnelerde genelde görüntü yönetmeni Floran dışında ekipten kimse olmuyordu, o da Türkçe bilmiyordu. Dolayısıyla biz de kamerayı unutuyorduk, o yüzden de çok rahattık.
Altın portakal film festivali iptal edildi
7-14 Ekim tarihleri arasında yapılması planlanan Altın Portakal, Türkiye'nin en köklü film festivallerinden.
Önce Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, yaptığı yazılı bir açıklamayla, devam eden yargı sürecini gerekçe göstererek ‘Kanun Hükmü’ Filminin seçkiden çıkarıldığını duyurdu.
Sinemanın bağımsızlığına, sanatçıların fikirlerini özgürce yansıtabilmesi gerektiğine yürekten inandıklarını belirten Boyacıoğlu, “Belgeselde yer alan kişi ile ilgili yargı süreci tamamlandıktan sonra Film, Antalya’da gösterilecektir” dedi.
Karara ilk tepki filmin yönetmeni Nejla Demirci’den geldi.
Festival yönetiminin gerçeği saptırdığını savunan Demirci, kararı bir sansür olarak yorumladı ve sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Hukuk, demokrasi isteyen Türkiye toplumu mağdur edilmiştir" dedi. Kanun Hükmü Filminin konusu, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerine son verilen iki memurun mücadelesi.
Daha sonra festival jürisinde yer alan Demet Akbağ, Ayşegül Aldinç, Onur Saylak, Özcan Alper, Mehmet Günsur, Ali Aga, Sema Kaygusuz, Behiç Ak, Zeynep Dadak, Deniz Tortum, Elif Refiğ, Hazar Ergüçlü, Paolo Bertolin, Ali Ercivan, Hakan Bıçakcı, Anna Maria Aslanoğlu, Ezel Akay, Engin Palabıyık, Senem Erdine ve Ahmet Gürata da karara tepki gösterdi.
Jürideki 20 isim yaptıkları ortak açıklamada, “Filmlerde suç unsuru arayan bu bakışı ve sansür yaptırımının normalleşmesini kabul etmiyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Jüri üyeleri, görevlerini ancak filmin seçkiye yeniden dâhil edilmesiyle birlikte yapabileceklerini söyledi. Yaşananların ardından Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan ‘8X8’, ‘Aniden’, ‘Beraber’, ‘Bildiğin Gibi Değil’, ‘Son Hasat’, ‘Tereddüt Çizgisi’ ve ‘Yurt’ filmlerinin yönetmen ve yapımcıları yaptıkları açıklamayla, ‘Kanun Hükmü’ filminin Ulusal Belgesel Yarışması’ndaki yerini alana dek festivalden çekildiklerini duyurdu.
Kanun Hükmü Filminin seçkiden çıkarılmasını sanatsal ifade özgürlüğüne açık bir tehdit olarak gördüklerini belirten sinemacılar, ortak açıklama metninde “Özü itibariyle topluma ait olan festivallerin sansüre boyun eğmesinin kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi. Yönetmen Zeki Demirkubuz da sosyal medyada yaptığı paylaşımda son filmi ‘Hayat’ı yarışmadan çektiğini söyledi. Böylece Festival seçkisinde yer alan 8 belgesel filmden 6'sı ve 14 kısa filmin tamamı da yarışmadan çekilmiş oldu. Bunun üzerine Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, görevi süresince seçici kurulların oluşmasına, jürilerin belirlenmesine, filmlerin içeriğine ve filmlerin kazanıp kazanmaması konusuna hiçbir şekilde dâhil olmadıklarını söyledi.
Sinemacıların filmlerini festivalden toplu bir şekilde çekmesinden bir gece sonra, Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu yaptığı yeni bir açıklamayla Kanun Hükmünün seçkiye yeniden dâhil edildiğini duyurdu.
Boyacıoğlu, “Filmde yer alan kişi ile ilgili yargı sürecinin devam etmediği tarafımızca belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir” dedi.
Nejla Demirci, filmiyle ilgili verilen kararı "Kazandık." diyerek duyurdu.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Demirci, "Sinemamız, halkımız, Antalya, festival emekçileri el ele verdik ve demokrasi mücadelemizi kazandık" dedi. Festivalin destekçilerinden olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ise filmin 2. Kez seçkiye dâhil edilmesine tepki göstererek festivalden çekildiğini açıkladı.
Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Böylesi önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür.
“Bakanlığımız, aziz milletimizin 15 Temmuz’da verdiği destansı mücadelesinin itibarsızlaştırılması, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılması çabasının bir parçası olmayacaktır. Bu sebeple Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden çekilmiş bulunuyoruz.” Gençlik ve Spor Bakanlığı da festivale olan desteğini çekti ve tahsis ettiği spor salonunu vermekten vazgeçti. Tüm bu gelişmelerin ardından, Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu yeni bir açıklama yaparak, Kanun Hükmü Belgeselini yeniden festival seçkisinden çıkardıklarını duyurdu.
Boyacıoğlu, ‘filmin festivaldeki varlığı nedeniyle’ hakkında bir soruşturma açıldığı bilgisinin kendisine ulaştığını, kendisi ve ekibinin can güvenliği ile ilgili tehditlerin olduğunu kaydetti.
Yeniden başlayan tartışmaların ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Böcek, "Festivalimizi bizim dışımızda oluşan ve oluşturulan süreç sebebiyle iptal ettiğimizi tüm sinemaseverlere üzülerek bildiriyorum." dedi.
Gelecek sayımızda buluşmak üzere umutla kalın.
16 Ekim 2023
Merhabalar değerli dinleyici ve okurlarımız. Yine dopdolu bir sanatın kadın sesleriyle sizlerleyiz. Önce başlıklar:
Nergis Muhammedi Nobel barış ödülünü kazandı
Bir kız kardeşlik ve mücadele öyküsü: Bir Gün, 365 Saat
Altın portakal film festivali iptal edildi
Nergis Muhammedi Nobel barış ödülünü kazandı
Norveç Nobel Komitesi tarafından 2023 Nobel Barış Ödülü, İranlı Nergis Muhammadi’ye verildi. Norveç Nobel Komitesinden yapılan açıklamada, ödülün, Muhammedi'nin İran'da "Baskı altındaki kadınlar için gösterdiği mücadele dolayısıyla" verildiği bildirildi.
Açıklamada, ödülü kazanan Muhammedi'nin "herkes için insan hakları ve özgürlükleri teşvik etme mücadelesinde" bulunduğu vurgulandı.
Muhammedi'nin ‘cesur insan hakları mücadelesinin muazzam bedeller’ getirdiğine işaret edilerek, İran'da 13 kez gözaltına alındığı, hakkında 5 mahkûmiyet kararının verildiği ve 31 yıla mahkûm edildiği kaydedildi.
Açıklamada, Muhammedi'nin "kadın, insan hakları savunucusu ve özgürlük savaşçısı" olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"(Komite) Kendisine bu yılki Nobel Barış Ödülü'nü verirken onun İran'da insan hakları, özgürlük ve demokrasi için verdiği cesur mücadeleyi onurlandırmak istiyor. Bu yılki Barış Ödülü, aynı zamanda önceki yıl teokratik rejimin kadınları hedef alan ayrımcılık ve baskı politikalarına karşı gösteri yapan yüz binlerce kişiye de veriliyor. Muhammedi'ye verilen ödül, sosyal adaleti, insan haklarını ve demokrasiyi ilerletmek için çalışanlara verdiği köklü bir geleneğin devamı niteliğindedir. Bunlar, kalıcı barışın önemli ön koşullarıdır."
Açıklamada, Muhammedi'nin, kadınlar için ‘sistematik ayrımcılık ve baskı’, onurlu bir yaşam sürme hakkının yanı sıra ifade özgürlüğü ve bağımsızlık hakkı için de mücadele ettiği vurgulandı.
Bir kız kardeşlik ve mücadele öyküsü: Bir Gün, 365 Saat
“Kovan", "İsmi Güzide" ve "Aşk ve Ceza Sahası" gibi yapımlarıyla tanınan Eylem Kaftan yönetmenliğindeki ‘Bir Gün, 365 Saat’ filmi, Saraybosna Film Festivali'nin ardından Türkiye prömiyerini 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde yaptı. Film, suç, nefret ve adalet arayışının gölgesinde üç kadının uğradığı istismarların ardından yollarının kesişmesini aktarıyor.
Film boyunca izleyicilerin adalet arayışlarını takip ettiği kadınların yaşadıklarına rağmen umudu nasıl besleyip büyüttüklerini gösteren ‘Bir Gün, 365 Saat’ bir kız kardeşlik ve mücadele öyküsü sunuyor. Filmde yer alan Reyhan, Asya ve Leyla'ya 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde Mansiyon Ödülü verildi.
Yönetmen ve kadın karakterler belgeselle ilgili şunları dile getirdi: Eylem Kaftan: Mağdur kelimesinden pek hoşlanmıyorum ama tabii ki hayatta mağduriyetler var ve çok kötü şeyler başımıza gelebiliyor. Etrafımızda bizi destekleyecek bir arkadaş grubumuz, ailemiz, anne babamız yoksa ve belki hayatımızın daha kırılgan bir dönemindeysek mağduriyetimiz daha fazla artıyor. Toplumumuzda biraz öğrenilmiş çaresizlik var, o yüzden bir kurban hikâyesi anlatmak istemedim. Fakat bu kızlarla karşılaşır karşılaşmaz, çok kötü şeyler yaşamış olmalarına, en yakınlarından kötülük görmüş olmalarına rağmen çok büyük bir cesaretle bu durumu değiştirmeleri ve vazgeçmemeleri, yılmamaları beni çok etkiledi. Kalpleri çok güzel bu üç kız, birbirlerine güç ve ilham vermişler. Kendi içlerinde bir dünya yaratıp, yeniden sevmeyi ve güvenmeyi öğrenmişler.
Reyhan: Üniversite zamanında bir işte çalışıyordum, aynı zamanda okula gidiyordum ama 12 saat çalıştığım için artık çok yorulmaya başlamıştım. Asya da o zamanlar Ahbap Derneği'nde gönüllüydü. Orada bir iş istihdamı vardı, başvurdum ve kabul edildim. Ofiste çalışırken Eylem Kaftan gidip geliyordu, projelerinden bahsediyordu. Konuşup tartışıyorduk. Bir gün üçümüzün hikâyesini anlattığımızda nasıl bu kadar benzer şeyler yaşamışsınız, diye çok şaşırdı.
Asya: Aslında Eylem'in kafasında bir kadın hikâyesi, mücadele üzerine bir şeyler çekmek vardı. ‘İsmi Güzide’ belgeselinde de halasını anlatıyor. Bence onu cezbeden şey farklı coğrafyalardan gelmiş üç kişinin aynı noktada buluşması ve o buluştuğu noktadan, aynı yolda yürümeleriydi.
Leyla: Süreç çok uzundu. Kızlar ne düşündüğümü sorduklarında başlarda emin olamadım. Ama daha sonra, “Evet, bunu artık yapmamız gerekiyor" dedim. Kendi sürecimde çok fazla yalnızlık çekiyordum, ta ki kızlarla tanışana, bir ortaklık, bir dayanışma bulana kadar. Böyle bir şey çekmenin insanlara dokunabileceğini, insanları dayanışmaya yönlendirebileceğini düşündük.
Asya: İlk olarak ben ailemden ayrıldım, bir süre arkadaşımda kaldım. Ama ortada ailemin tehdidi olduğu için kadın sığınma evine yerleştim. Sığınma evinde Reyhan'la tanıştım. Reyhan’la beraber yaşamaya başladık. Sosyal medyadan da Leyla ile tanıştık. Leyla, yaklaşık bir buçuk sene sonra aramıza katıldı.
Leyla: Biz belgeseli çekmeye karar verdiğimizde Burcu Salihoğlu ve Eylem Kaftan'la birlikte yaklaşık 3-4 aylık bir hazırlık sürecimiz vardı. Orada konunun hassasiyetle anlatılacağına dair aramızda bir güven bağı kurduk.
Asya: Biz daha çok bunu kaldırabilecek miyiz diye düşündük. Çünkü bu kaydolacak ve ben ileride bunu unutma hakkımı nasıl verebilirim? Eylem Kaftan çekimler boyunca hep "İstemiyorsanız bugün bunu iptal ederiz" dedi. Üçümüzün bireysel ve psikolojik olarak bir hazırlık sürecimiz oldu.
Leyla: Sahnelerde genelde görüntü yönetmeni Floran dışında ekipten kimse olmuyordu, o da Türkçe bilmiyordu. Dolayısıyla biz de kamerayı unutuyorduk, o yüzden de çok rahattık.
Altın portakal film festivali iptal edildi
7-14 Ekim tarihleri arasında yapılması planlanan Altın Portakal, Türkiye'nin en köklü film festivallerinden.
Önce Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, yaptığı yazılı bir açıklamayla, devam eden yargı sürecini gerekçe göstererek ‘Kanun Hükmü’ Filminin seçkiden çıkarıldığını duyurdu.
Sinemanın bağımsızlığına, sanatçıların fikirlerini özgürce yansıtabilmesi gerektiğine yürekten inandıklarını belirten Boyacıoğlu, “Belgeselde yer alan kişi ile ilgili yargı süreci tamamlandıktan sonra Film, Antalya’da gösterilecektir” dedi.
Karara ilk tepki filmin yönetmeni Nejla Demirci’den geldi.
Festival yönetiminin gerçeği saptırdığını savunan Demirci, kararı bir sansür olarak yorumladı ve sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Hukuk, demokrasi isteyen Türkiye toplumu mağdur edilmiştir" dedi. Kanun Hükmü Filminin konusu, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerine son verilen iki memurun mücadelesi.
Daha sonra festival jürisinde yer alan Demet Akbağ, Ayşegül Aldinç, Onur Saylak, Özcan Alper, Mehmet Günsur, Ali Aga, Sema Kaygusuz, Behiç Ak, Zeynep Dadak, Deniz Tortum, Elif Refiğ, Hazar Ergüçlü, Paolo Bertolin, Ali Ercivan, Hakan Bıçakcı, Anna Maria Aslanoğlu, Ezel Akay, Engin Palabıyık, Senem Erdine ve Ahmet Gürata da karara tepki gösterdi.
Jürideki 20 isim yaptıkları ortak açıklamada, “Filmlerde suç unsuru arayan bu bakışı ve sansür yaptırımının normalleşmesini kabul etmiyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Jüri üyeleri, görevlerini ancak filmin seçkiye yeniden dâhil edilmesiyle birlikte yapabileceklerini söyledi. Yaşananların ardından Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan ‘8X8’, ‘Aniden’, ‘Beraber’, ‘Bildiğin Gibi Değil’, ‘Son Hasat’, ‘Tereddüt Çizgisi’ ve ‘Yurt’ filmlerinin yönetmen ve yapımcıları yaptıkları açıklamayla, ‘Kanun Hükmü’ filminin Ulusal Belgesel Yarışması’ndaki yerini alana dek festivalden çekildiklerini duyurdu.
Kanun Hükmü Filminin seçkiden çıkarılmasını sanatsal ifade özgürlüğüne açık bir tehdit olarak gördüklerini belirten sinemacılar, ortak açıklama metninde “Özü itibariyle topluma ait olan festivallerin sansüre boyun eğmesinin kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi. Yönetmen Zeki Demirkubuz da sosyal medyada yaptığı paylaşımda son filmi ‘Hayat’ı yarışmadan çektiğini söyledi. Böylece Festival seçkisinde yer alan 8 belgesel filmden 6'sı ve 14 kısa filmin tamamı da yarışmadan çekilmiş oldu. Bunun üzerine Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, görevi süresince seçici kurulların oluşmasına, jürilerin belirlenmesine, filmlerin içeriğine ve filmlerin kazanıp kazanmaması konusuna hiçbir şekilde dâhil olmadıklarını söyledi.
Sinemacıların filmlerini festivalden toplu bir şekilde çekmesinden bir gece sonra, Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu yaptığı yeni bir açıklamayla Kanun Hükmünün seçkiye yeniden dâhil edildiğini duyurdu.
Boyacıoğlu, “Filmde yer alan kişi ile ilgili yargı sürecinin devam etmediği tarafımızca belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir” dedi.
Nejla Demirci, filmiyle ilgili verilen kararı "Kazandık." diyerek duyurdu.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Demirci, "Sinemamız, halkımız, Antalya, festival emekçileri el ele verdik ve demokrasi mücadelemizi kazandık" dedi. Festivalin destekçilerinden olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ise filmin 2. Kez seçkiye dâhil edilmesine tepki göstererek festivalden çekildiğini açıkladı.
Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Böylesi önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür.
“Bakanlığımız, aziz milletimizin 15 Temmuz’da verdiği destansı mücadelesinin itibarsızlaştırılması, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılması çabasının bir parçası olmayacaktır. Bu sebeple Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden çekilmiş bulunuyoruz.” Gençlik ve Spor Bakanlığı da festivale olan desteğini çekti ve tahsis ettiği spor salonunu vermekten vazgeçti. Tüm bu gelişmelerin ardından, Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu yeni bir açıklama yaparak, Kanun Hükmü Belgeselini yeniden festival seçkisinden çıkardıklarını duyurdu.
Boyacıoğlu, ‘filmin festivaldeki varlığı nedeniyle’ hakkında bir soruşturma açıldığı bilgisinin kendisine ulaştığını, kendisi ve ekibinin can güvenliği ile ilgili tehditlerin olduğunu kaydetti.
Yeniden başlayan tartışmaların ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Böcek, "Festivalimizi bizim dışımızda oluşan ve oluşturulan süreç sebebiyle iptal ettiğimizi tüm sinemaseverlere üzülerek bildiriyorum." dedi.
Gelecek sayımızda buluşmak üzere umutla kalın.
16 Ekim 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.