e_mine_ortakaya@hotmail.com
Beyaz örtülü bir kanepede oturmuş, uzun siyah saçları omuzlarının arkasında, koyu lacivert kazağı var.
Kısa ve düzgün kesilmiş koyu renk saçları olan bir kadın. Yüzü ciddi bir ifade taşıyor. Üzerinde desenli bir bluz ve ceket var. Kadının yüz hatları belirgin ve bakışları hafifçe sağa doğru yönelmiş.

Teali-i Nisvan Cemiyeti, nam-ı diğer “Kadınların Durumunu Yükseltme Derneği”, Türkiye’nin kayda geçen ilk feminist örgütü olarak anılıyor. Tanzimat dönemiyle başlayan çağdaşlaşma evresinde ilk temellerini atan cemiyet, kadının düşünsel ve eylemsel alanda yer alabilmesi için ciddi girişimlerde bulunmuş ve pek çok siyasi ve toplumsal yenilikte kadın varlığına ön ayak olmuştur. Cemiyet, Halide Edip Adıvar tarafından, Türk kadınının bilgi ve kültürünü artırmak amacıyla kurulmuştur. Kadın ve erkekleri ilk defa aynı salonda bir araya getiren cemiyettir. Teali-i Nisvan Cemiyeti, literatürde yer alan bilgilere göre 1908-1909 veya 28 Nisan 1913 ya da 28 Mayıs 1913 yıllarında kurulan feminist bir dernektir. Görüldüğü gibi Cemiyetin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Teali-i Nisvan Cemiyeti’ni biraz da Osmanlı modernleşmesi ve kadın hareketinin ortaya çıkışı bağlamında ele almak gerekiyor. 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla resmen başlayan bu süreçle kadınlar da statülerini sorgulamaya başladı. Bu sorgulama II. Meşrutiyet’in ilanıyla arttı. Buna paralel olarak dünyada da feminizmin ilk dalgası yayılıyordu. Kadınların eğitim görmesi ve çalışma yaşamında yer alması gündeme geldi.



Bu dönemdeki aktif mücadeleyle kadınlar özellikle eğitim alanında birtakım haklara kavuştu. Çeşitli öğretmen okulları, rüştiyeler (lise) ve ebelik mesleğini öğreten kimi kurumlar açıldı. Bu dönem, kadınların dergi, gazete gibi yayınları ve örgütlenmeleri, yani mücadelelerini kurumsallaştırmaları açısından da oldukça hareketliydi. Tanzimat’tan Cumhuriyet’in ilanına kadar çıkan kadın dergi ve gazetelerinin sayısı 40’ı buldu, 300’e yakın kitap basıldı. 1910’lardan itibaren de kurumsallaşma başladı. Zaten derneklere yasal meşruiyet sağlayan Cemiyetler Kanunu 16 Ağustos 1909’da çıkmıştı. Bundan beş gün sonra da Kanun-ı Esasi’ye eklenen bir maddeyle dernek kurma hak ve özgürlüğü anayasal güvence altına alındı. Böylece, aynı tarihsel süreç içerisinde 30’a yakın kadın derneği kuruldu. 



Derneğin amacı, kadının çalışma yaşamına ve toplumsal yaşama katılımının sağlanması ve kadınları kısıtlayan geleneklerle, eşitsizlikle, eğitimsizlikle mücadele olarak ifade ediliyor, bunlar için bir toplumsal inkılabın gerekliliği savunuluyordu. 



Düzenli olarak konferanslar veren, ayrıca okuma-yazma kurslarıdüzenleyerek, kadınların kişisel gelişimine katkı sağlayan dernek, toplumsal iletişimini aktif tutmuştur. Kadın ile erkeğin eşitliğini savunmuş ve çok eşliliğe karşı çıkmıştır. Derneğin mücadeleleri sonucu 1917’de çıkarılan bir kararname, evliliği yasal bir çerçeveye kavuştururken kadınlara boşanma hakkını verdi. Kanun ayrıca, çok eşli evliliği kadının rızasına bağlayarak sınırlandırıyordu.



Kadınlara konferanslar veren cemiyet aynı zamanda Balkan Savaşları'ndaki zulme karşı da kadınları örgütlemiştir.



Teali-i Nisvan Cemiyeti’nin bir özelliği ırk ve mezhep üzerinden üyeliği kısıtlamamasıydı. Osmanlı uyruklu kadınlar asil üye, yabancı uyruklular ise yardımcı üye olabiliyordu. Üye olmakta aranan tek koşul kadınların haklarını savunma ve yükseltme konusunda duyarlı olmak, bu amaçla çalışmak istemekti. Başkanı Halide Edip’in kadınların çalışma hayatına girmesine verdiği önemle cemiyet, ayrıca, Tanzimat öncesi dönemde tarım ve tarım-dışı işlerde işçilik ve esnaflık yapan ama esnaflar odasına üye olamayan ve erkeklere göre yarı yarıya düşük yevmiye alan kadınlar için de siyasi düzenleme yapılmasını istiyordu. Yani bir yanıyla, tam bu söz ve taleple olmasa da, o dönemde “eşit işe eşit ücret” mücadelesi veriyorlardı. 



Halide Edip Adıvar’ın sözleriyle bitirelim: “Her yerde kadınların uyanıp ilerlemeleri, başka hareketler gibi yavaş ve zincirleme bir hareket olmuştur. Bugün, bu saat, ben size böyle hitap ederken, siz beni dinlerken şüphesiz biz de tarih yapıyoruz demektir. Bu tarihçeyi torunlarımız bir konferans dolduracak kadar uzun ve iftiharla yaptıkları zaman bizim aciz, fakat hüsn-i niyet (iyi niyet) ve samimiyetle dolu bin müşkülatla elde edilen mücadelemizden de bahsedeceklerdir.”



KAYNAKLAR



https://www.turkishnews.com/tr/content/2013/03/17/osmanlida-ilk-feminist-orgut-teali-i-nisvan-cemiyeti/



https://onedio.com/haber/osmanli-nin-ilk-feminist-cemiyeti-teali-i-nisvan-a-dair-515908

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.