SÖYLEŞİYİ YAPAN: Sultan ÇAMUR KARATAŞ
Sultan: Sevgili Umudun Kadınları dinleyicileri
Bugün ‘Çoğalalım Çoğaltalım’ köşemizde Türk İşaret Dili Genç Çevirmenler Platformu kurucusu Ceren Ay’la birlikteyiz. Merhaba hocam. Hoş geldiniz.
Ceren: Hoş buldum
Sultan: Sizden önce kendinizi tanıtmanızı rica edeceğim sonra da Platformunuzu tanıtırsanız çok sevinirim
Ceren: Ben Ceren Ay. Bahsettiğiniz gibi Türk İşaret Dili Genç Çevirmenler Platformu kurucusuyum. Aynı zamanda akademisyen, öğretim görevlisiyim. Uzmanlık alanım Türk işaret dili. Türk işaret dili çevirmenliği ve eğitmenliği yapıyorum. Yaklaşık 20 yıldır engelli hakları alanında da aktivist olarak sahada çalışıyorum.
Sultan: Çok harika bir iş yapıyorsunuz. Bu platform fikri nasıl doğdu?
Ceren: Evet, platform fikri nasıl doğdu? Engelliler alanında özellikle sağır ve işitme engelliler alanında tercüman sayısının yetersizliği, hem sağırları hem bizi de aslında çok zorlu bir sürece götürmeye başladı. Bunu fark edince neden bir platform olup genç çevirmenlerle dayanışma birlik beraberlik içinde olmayalım, bireyden topluma, çünkü hedefimiz bireyden topluma fayda sağlamak. Genç çevirmenler yetiştiriyoruz, aynı zamanda dayanışmayı birlik ve beraberliği de öğreniyoruz. Çünkü biliyoruz ki dayanışma yaşatır. Birlik ve beraberlik oldukça daha çabuk, daha kolay büyüyeceğimize inandığımız için böyle bir platform kurduk. Hedeflerimiz var, misyonumuz var, vizyonumuz var, değerlerimiz var, ilke ve değerlerimiz var. Bununla birlikte çok yeni bir kuruluşuz hocam, yani üç yıllık bir kuruluşuz ama çok güzel işlere imza attık. Bundan sonra atmaya devam edeceğiz.
Sultan: Çok tebrik ediyorum. O zaman biz de misyonunuzu, vizyonunuzu, hedeflerinizi, ilkelerinizi duymayı çok isteriz.
Ceren: Hocam, vizyonumuz toplumumuzun her üyesinin sağır-işiten fark etmeksizin bağımsız eşit onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için kararlılıkla çalışıyoruz. Misyonumuzdan da kısaca bahsetmek istiyorum: Aslında çok kısa değil bizim misyonumuz. Sağırların ve işitme engellerin, çünkü ben özellikle bunu da belirtmek istiyorum sağır ve işitme engelli ayrı ayrı kullanıyoruz. Çünkü total kayıplılar ve ana dili işaret dili olan ve işitme kayıplılar, cihaz kullananlar, aynı çatı altında birleşsek de kavramlarımız farklı. Sağır ve işitme engellilerin eğitim, sağlık, adalete erişimi sağlamak amacıyla aslında kolaylaştırıcı çözümler buluyoruz. Neler yapıyoruz? Raporlamalar yapıyoruz, sahadaki eksikliklerle ilgili raporlamalar yapıyoruz. Bilgilendirme videoları ama ana dili ile işaret diliyle özellikle bu çözümlere ulaşması için. Bunun yanında hak temelli mücadele ile işitme engellileri destekliyoruz. Sağırlarımıza örgütlenme özgürlüğünü teşvik ediyoruz. Toplumumuzun üyelerinin özellikle düzenlediğimiz eğitime katılımlarını ve böylece sağırların kapasitelerinde arttırmasını hedefliyoruz. Bizim aslında misyonumuz sağır bireylerin bilgiye erişimini tercümanlar aracılığıyla, anadiliyle sağlamak. Ayrıca meslektaşlarımıza sunduğumuz eğitim programları ile mesleki bilgi ve becerilerimizi de geliştiriyoruz. Kendimizi geliştirirken aynı zamanda biraz önce bahsettiğim gibi bireyden topluma fayda gözeten işler de yapıyoruz. İlke ve değerlerimizden de kısaca bahsetmek istiyorum. Erişilebilir, hak temelli yaklaşımla, toplumsal cinsiyet eşitliği, açık, dürüst ve şiddetsiz iletişimi temel alıyoruz. Şeffaflık, kapsayıcılık, doğruluk, ulaşılabilirlik, dayanışma, yaratıcı fikirler ve tarafsızlık ilkeleri ile ve sürdürülebilir değerleri gözetiyoruz. Sağır ve işitme engelli bireylerin, özellikle odağımız sağır ve işitme engelli bireyler ve bunları odağımıza alarak tüm paydaşlarımızın ve toplumun iyilik halini gözetiyoruz. Temel ilkelerimizin arasında bunlar var.
Sultan: Çok muhteşem. Çağdaş ilkeler, hak temelli bir çalışma, gerçekten çok saygıdeğer bir iş. Kaç işitme engelli tercümanısınız platformda.
Ceren: Platformda şu an 14 çevirmeniz. Aynı zamanda sağır arkadaşlarımız da sağır tercümanlarımız da eğitmenlerimiz de var. Aramıza yeni katılan arkadaşlarımız 54'te yeni mesleğe adım atan, şu an tam gelişme aşamasında olan 54 de işaret dili öğrenen ama kendini girişten sahada fırsat bulamayan arkadaşımız var.
Sultan: İşaret dili eğitimi ne kadar süreli bir eğitim?
Ceren: En temel seviye üç ay. Tabii ki dokuz seviyeden oluşuyor işaret dili eğitimi ama profesyonel bir çeviri, artık ben çevirmenim diyebilmeniz için dört yıl eğitim almamız gerekiyor. Bu eğitimi sadece uygulamalı değil. Teorik ve pratik aslında almanız gerekiyor biz de ne yapıyoruz aslında kendini geliştirmek isteyen arkadaşlarımıza sahada şöyle fırsat veriyoruz. Ekibimizde sağır eğitmenler de var. Hem sağır haklarına birebir şahit oluyorlar hem sağırlar için çalışmalar yapıyorlar, aynı zamanda işaret dillerini de geliştiriyorlar. Bu konuda da destek oluyoruz. Yani amacımız sağır ve işitenleri toplumda, çünkü biz hep şöyle söylüyoruz hocam: Birlikteyiz, sağırlar olmasa biz hiçbir şey yapamayız biz olmasak sağırlar erişilebilirlik konusunda ciddi. Yani birbirimizin aslında sesiyiz. Bu şekilde bakıyoruz. Bir bütünüz, bir aile gibiyiz. O yüzden platforma katılan arkadaşlarımızın da öncelikle hak temelli çalışmalara, daha sonradan kendi dillerini de geliştiriyorlar. Aynı zamanda aktivistliği de öğreniyorlar. Çünkü işaret dili tercümanı olmak ve işaret dili eğitmeni olmak aynı zamanda eşittir aktivist olmak da. Yani sağır hakları için mücadele etmiyorsanız, tercüman olmanızın da hiçbir aslında amacı yok. Çünkü biz toplumda dezavantajlı görünen bir alanda çalışıyoruz. Bu yüzden de hep söylüyorum, yani hukukçular gibi bizler de aslında mesleğimizin bir parçası, bütünü aktivistlik, ayrılmaz bir parçası olarak görüyorum
Sultan: Benim gözümde canlanan, dayanışma.
Ceren: Evet güzel bir dayanışma içindeyiz. Sağır derneklerde de aslında bugünkü toplantıda da belki görmüşsünüzdür, şahit oldunuz, dayanışma içindeyiz. Çünkü “Dayanışma yaşatır” diyoruz. Çünkü birlikte birçok şey yapabiliriz. Biz bu dayanışmayla aslında birçok temel haklarımızı aldık. Bunların içinde cihazlılar için koklear implant ameliyatı, ikinci konak için dayanışmayla Ankara'ya sürekli ziyaret ederek lobicilik faaliyetleri ile birçok hakkımızı aldık. Sağır camianın özellikle ve tercümanların dayanışması bizler için çok kıymetli ve ne kadar güçlü olursak sağırların var olan seslerinin duyulmasını destek oluyoruz. Ben şunu da eklemek istiyorum hocam: Bizler sessiz dünyanın sesi değiliz, bizler sessiz dünyanın melekleri değiliz. Bu vesileyle bunu da arkadaşlarımızla, bizi dinleyenlerle özellikle paylaşmak istiyorum: Çünkü mesleğimizden dolayı şöyle bir bakış açısı var: İşte çok kutsal bir meslek, işte engellilerin sesi. Yani bir tercüman da engellerin sesiyim diyorsa zaten o tercümandan kaçın diyorum. Bizler sağırların var olan seslerinin duyulmasına destek olan kişileriz. Biz sessiz bir dünyanın sesi değiliz. Biz onların var olan sesinin duyulmasına destek oluyoruz. Bunu da özellikle söylemek istedim çünkü siz de biliyorsunuz yani sağlamcı bakış açısı, kullandığımız sağlamcı kelimeler, aslında iyilik hali gibi görünüyor ama bizlere zarar veriyor, bir çok şeyde erişimimizi zorlaştırıyor.
Sultan: Bu dil çok önemli bir yönlendirici. Dilimizdeki engeller.
Ceren: Dilimizde engeller var.
Sultan: Evet, bütün algımızı farklılaştırabiliyor.
Ceren: Evet özellikle sağır kelimesinde de dilimizde büyük bir engel. Çünkü toplumda şöyle bir bakış açısı var: Evet bunlarla ilgili yeri geliyor biz de bazen çok ağır hakaret bile edebiliyor insanlar. Hiçbir şey anlamadan, dinlemeden sosyal medyada. Sağır kelimesini kullanınca, yani “hocasınız, işte bir de üniversitede eğitim veriyorsunuz. Sağır kelimesi kaba değil mi?” ondan sonra şunu bile duydum, “hoca olmuşsunuz, akademisyen olmuşsunuz ama insan olamamışsınız” bile dediler yani.
Sultan: Sağır kelimesini kullandığınız için!
Ceren: Sağırlık bir kimliktir, sağırlık bir kültürdür Türk İşitme Engelliler Sağırlar Federasyonunun adı ‘Sağırlar Federasyonu’ zaten. Kimlikten rahatsız olsa Federasyonu muzun adı Sağırlar Federasyonu olmaz. Bunu geçtim, özellikle gençler sağır gençler bir manifesto yayınladı. Dedi ki “Sağırlık bir kimliktir, bir kültürdür, bizim kimliğimizle sorunumuz yok. Sizin de olmasın.” Ama biz işiten toplumda, bu sağır kelimesini argo da kullandığımız için en basiti telefonda birkaç defa sesini duyuramadığın zaman bile karşı taraf sana “sağır mısın sana kaç defa söyleyeceğim?” İşte o dilimizdeki engeller yani bizim asıl engelimiz o dildeki engeller. Bu sadece sağırlar için işitme engelli camiası için değil. Biliyorsunuz bütün engel grupları için o dilimizdeki engeller maalesef var. Özellikle zihinsel engelliler için de aynı şekilde.
Sultan: Evet,
Ceren: Bizim amacımız, biraz farkındalık yaparak, çalışmalar yaparak, dilimizdeki engelleri de değiştirmek. Yani işiten toplumu da biraz uyandırmak istiyoruz. Evet, işaret dili var, görsel bir dil ama işaret dili sadece bir şarkı çevirisi değil ya da işte ben de öğreneyim, çok zevkli değil. Yani sağırlarla iletişim için şart. Bu yüzden de bir sağırla iletişime geçmeniz için zaten Türkiye'de üç buçuk milyon işitme engelli var. Bunlardan cihazlıları falan çıkarsak bir milyondan fazla kullanıcı var. Yani işaret dili kullanıcısı var. Toplumun içinde var olanları görmezden gelmememiz gerekiyor. Bu yüzden aslında işaret dili. Bir sosyal sorumluk projesi gibi bakmayalım da işaret diline, ikinci bir dil, yabancı dil olarak görmeliyiz. Bugün CV’lerde hocam, İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça nasıl isteniyorsa artık işaret dili de isteniyor. Yabancı dil olarak buna bakmamız gerekiyor. Eğer çünkü sadece sosyal sorumluluk ya da “ah ah vah vah ben de işitme engelli kardeşlerimiz için bunu öğrendim” dersek biz bir adım gidemeyiz.
Sultan: Bunu bir insan hakları meselesi yaparak görmek zorundayız.
Ceren: Tabii ki, ana dili ile onun iletişim kurma hakkı varsa eğer biz de iletişimi sağlıklı etkili ve doğru iletişim istiyorsak, şiddetsiz iletişimin de aslında bir parçası istiyorsak, aynı kültürde, aynı toplumda, aynı topraklarda yaşadığımız insanların dilini de bilmemiz gerekiyor. Sizin baktığınız pencere de işte insan hakları. Yani bu pencereden de bakmamız gerekiyor. Aynı coğrafyadayız, belki komşumuz ama dilini bilmiyoruz. Neden, engelli. Hayır, sağır ve kimliği var, Bu yüzden bu bizim için çok çok önemli.
Sultan: Herkes öğrenebilir mi işaret dilini?
Ceren: Tabi ki öğrenebilir.
Sultan: Bunun için belediyelerin açtığı işaret dili eğitimlerini duyuyorum. Bir dönemlik kısa süreli eğitimler.
Ceren: Belediyelerin, halk eğitim merkezlerinin 120 saatlik kısa eğitimleri var. Tabi bu eğitim var. Evet, bu eğitimlerle bir farkındalık oluşturabilirsiniz, işitme engelli ile sohbet edebilirsiniz ama derin bir sohbet edebilir misiniz? Hayır. Özellikle çevirmenlik zaten mümkün değil. Bugün belediyelerde ya da birçok kurumda çevirmenlik eğitimi açıldığı zaman eğer üç aysa, o eğitimi kimse gitmesin. Yabancı dil gibi bakmamız gerekiyor. Çünkü Almanca kursuna gidiyorum Hocam. Japonca kursuna gidiyorum. Japonca kursunda üç ayda öğrenip çevirmenlik yapabilir misiniz, yapamazsınız. İşaret dili de aynı ama temel bir yabancıyla nasıl iletişim dilini öğrendiniz, iletişime geçersiniz merhabalaşırsınız günlük konuşmaları çok rahatlıkla yapabilirsiniz ki bu bile bizim için çok kıymetli. Ama tercümanlık yolunda ilerlemek isteyen arkadaşlarım zaten bu yola baş koyuyor. Zaten bunun için emek veriyor, zaman harcıyor, Bunun için bir çaba gösteriyor. Ama o merkezlerde eğitimin olması tabii ki oldukça etkiliyor, bu farkındalık artıyor, en azından görünürlüğümüz artıyor.
Sultan: Böyle bir ihtiyaç olduğunun farkına varıyoruz.
Ceren: Tabii ki. Bu bizim için çok kıymetli. Dediğim gibi görünürlük artıyor. Bir ev hanımı da o eğitime gidiyor, bir üniversite öğrencisi de o eğitime katılıyor Bu eğitimin kapsayıcı olması da aslında çok güzel çünkü toplumun her kesiminden ve ücretsiz, bilgiye erişim ücretsiz. Bence bu fırsatı hiç kaçırmasınlar ama dediğim gibi ileri bir seviye eğitim ya da yapmak istiyorlarsa o konuda çok yorum yapmayacağım. Eğitmenlerin yeterliliği konusunu bilmiyorum çünkü. Ama temel seviyede çok rahat şey yapabilirler.
Sultan: Çok teşekkür ediyorum, çok büyük bir emek harcıyorsunuz, çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz gerçekten. Sadece tercümanlıkla kalmayıp bu işin aktivizmini yapmış olmanız da ayrıca çok kıymetli. Umudun Kadınları Dergisi izleyicilerine ne demek istersiniz?
Ceren: Çok şey söylerim. Ben öncelikle çok teşekkür ediyorum bu farkındalığı bizimle paylaştığınız için. Kadın dayanışması diyorum. Madem Umudun Kadınlarıyız sağır kadınlarımız da sahada çok aktifler. Umudun Kadınları için şunu söylemek isterim: Buluşalım, birleşelim, sağır kadınlar ve işiten kadınlar olarak birçok şeyi değiştirebiliriz. Bu farkındalığı da yaratabiliriz. Umarım bundan sonraki süreçlerde daha çok iletişimde kalırız. Ben gerçekten çok yürekten söylüyorum. Böyle çok sosyal bir mesaj vermeyeceğim hocam, çok gönülden söylüyorum, birbirimize umut olalım. Yani biraz önce sizin söylediğiniz gibi bir dayanışma çok kıymetli. Özellikle bu zamanda, neden olmasın, çok da güzel olur. Birlikte çok güçlüyüz. Çünkü ben bunu biliyorum. Umarım bir gün Umudun Kadınlarıyla biz platform kadınları, sağır kadınlarımız, çok ortak paydamız var, umarım birleşiriz, birlikte oluruz. Çok daha güzel şeyler yapacağız, inanıyorum.
Sultan: Bu harika bir şey olur, “Dayanışma yaşatır” dediniz dayanışma yaşatır. Gerçekten bizim içinde çok çok kıymetli bir birliktelik olur umarım bundan sonrasında her zaman birlikte, yan yana, omuz omuza alacağız Umudun Kadınları dergisi izleyicileri Türk İşaret Dili Genç Çevirmenler Platformu kurucusu Ceren Ay’la görüştük. Bir sonraki söyleşi de birlikte olmak dileğiyle hoşça kalın.
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.