e_mine_ortakaya@hotmail.com
Beyaz örtülü bir kanepede oturmuş, uzun siyah saçları omuzlarının arkasında, koyu lacivert kazağı var.
İki yaşlı, 1 orta yaşlı 3 kadın yan yana ayakta duruyorlar. Üçü de gülümseyen kadınlar elleri havada, iki kadın elleriyle gri bir kupayı birlikte tutuyor.

Eşitlik Mücadelesinde 99. Yıl



Tarihçe



Sanayi Devrimi ve ardından Fransız Devrimi’nin etkisiyle toplumların sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan yeniden yapılanması sürecinde kadının insan hakları açısından bireyselliği, özgürleşmesi, konumu, statüsü, kadın hakları vb. olgular giderek Batı dışındaki dünyada da kadın hareketlerinin doğmasına yol açmıştır.



Bu çerçevede, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e uzanan süreçte Türk toplumsal, siyasal ve ekonomik hayattaki değişim ve dönüşüm süreçlerinde kadının “kamusal alana’ dahil olma çabalarıyla şekillenen kadın hareketleri ve bu bağlamda öne çıkan kadınlar Türkiye’de kadın kimliğinin oluşumunda önemli bir rol üstlenmiştir.



Cumhuriyet dönemiyle birlikte modernleşme çabalarının önemli ve radikal bölümünü oluşturan kadın konusu, yeni bir ulus yaratma sürecinde kadına yüklenen toplumsal anlamı ve bu dönemde yeni kadın kimliğinin oluşum sürecini de etkilemiştir.



“Kamusal” alan kavramı, ‘sivil toplum’ kavramıyla birlikte düşünülmelidir. Batılı toplumlardan farklı dinamiklere ve kültürelçerçevelere sahip Batılı olmayan toplumlarda iktidar mücadelelerinin özgül biçimde gerçekleştiği kamusal alanlar bu dinamik ve çerçevelerle belirlenir.



Türk toplumunun ilk anayasası niteliği taşıyan 1876 tarihli Kanun-ı Esasi’ye, 21 Ağustos 1909 tarihinde eklenen 120. Madde ile dernek kurma hak ve özgürlüğü anayasal güvence altına alınmasına rağmen, söz konusu kanunun 3. maddesi “kavmiyet ve cinsiyet esas ve unvanları ile siyasi cemiyetler teşkili memnudur”= ( ulusal kimliğe ve cinsiyete dayalı adlarla dernek kurmak yasaktır)hükmünü içermekteydi.



Bu nedenle kadınlar da uzun zaman herhangi bir dernek oluşumuna gidememişlerdir. Cumhuriyet öncesinde kurabildikleri birkaç dernek de yardım amaçlı olmuştur. Savaşlardan kaynaklı askerî techizattoplayabilmek için kurdukları oluşumlara devlet tarafından ses çıkarılmamıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında da bu iş devam etmiş, adeta devletin kendi kontrolü dışındaki hak alıcı dernek, birlik, vb. kurulmasına hoşgörü gösterilmemiştir. “Hak alınmaz, verilir,” kabilinden bir tutum takınılmıştır.



Türk Kadınlar Birliği, 7 Şubat 1924 tarihinde kuruldu. Kurucuları arasında, Nezihe Muhittin, Latife Bekir (Çeyrekbaşı) ve Sabiha Zekeriye (Sertel) de bulunmaktadır. Şükufe Nihal aktif üyelerden birisidir. Derneğin, Atatürk’ün eşi Latife Hanımdan da büyük destek aldığı bilinmektedir. 



Kuruluş amacı, kadının siyasal haklarını elde etmesi ve sosyal yaşama eşit olarak katılmasının sağlanması idi. İlk Genel Başkan Nezihe Muhiddin’in sözleri bu amacı ve mücadeleyi en iyi şekilde özetlemektedir:



“Biz Türk Kadınları toplumsal ve siyasal yaşamda hak ettiğimiz yeri almalıyız. Önce Türk Kadınlarını bilinçlendirmeli ve eğitmeliyiz. Onlara daha fazla şey istemelerini ve bunlara nasıl ulaşacaklarını anlatmalıyız. Amacımız Türkiye’de kadın ve erkeğin toplumsal, ekonomik ve siyasal eşitliğidir.”



Uzun çalışmalar sonucu 1926 yılında kabul edilen Medeni Yasa ile kadın toplum içinde kimliğini elde etmiş, 1930 yılında da kadınlarımız, belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını yasayla kazanmıştır. 



Türk Kadınlar Birliği, aynı yıl 11 Nisan’da İstanbul’da büyük katılımlı bir miting düzenlemiştir. 1933 yılında kadınların, köy ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilebilme, 1934 yılında ise, TBMM.’ne girebilme haklarını elde etmeleri üzerine 7 Aralık 1934 günü, Kadınlar Birliği ikinci büyük kadın mitingini düzenlemiştir.



Birlik, 1935 yılında Cumhuriyetin ilk uluslararası Dünya Kadınlar Birliği toplantısına ev sahipliği de yapmıştır.



1935 yılında yapılan 5.Dönem milletvekili seçimlerinde, Meclis’e 18 Kadın milletvekili girmiş ve Türk Kadınlar Birliği de amaçlarını gerçekleştirdikleri düşüncesiyle, Dernek için fesih kararı almışlardır.



Ancak, 1949 yılında hakların kazanılması olduğu kadar, korunması ve geliştirilip, genişletilmesinin de gerekliliği karşısında Dernek kurucularının başında Mevhibe İnönü, Latife Bekir Çeyrekbaşı, Makbule Dıblan, Mebrure Aksoley, Kamile Erim, Neriman Sirer, Aliye Beyazıt, Lamia Refik



Fenmen, Dr. Mediha Eldem ve Necile Bilen’den oluşan aydın kadınlarımız tarafından, 13 nisanda yeniden kuruldu. 1954 yılında da Bakanlar Kurulu kararıyla “Kamu Yararına Çalışan Dernek” statüsünü kazandı.



1949'da yeniden kurulan Türk Kadınlar Birliği 1960, 1970 ve 1980 askerî müdahale dönemlerinde geçici olarak kapanmakla beraber halen alandaki etkinliklerine devam eden bir dernektir. Türkiye'nin her yanında kurulan şubeleriyle Cumhuriyet tarihinin en uzun ömürlü derneği olarak faaliyetlerini sürdürüyor.



60’lı ve 70’li yıllarda Ülkemizin kadın potansiyeline büyük bir ivme kazandırmış, yönlendirme ve geliştirme açısından öncülük etmiştir.



Genç Türkiye Cumhuriyetinde, gerçekleşmesi için mücadele verdiği, siyasal yaşama aktif olarak katılımı getiren yasadan en çok yararlanan tek Sivil Toplum Kuruluşu olan Türk Kadınlar Birliği, Altmışlı yıllarda ilk kez Cumhurbaşkanlığı kontenjanından, Zerrin Tüzün ve Übeyde Belli’nin Parlamentoya Senatör olarakgönderilmesini sağlamıştır. Daha sonra, ilk kadın belediye başkanları Müfide İlhan, Leyla Atakan, Lale Müldür ve Çağlayan Ege Dernek üyelerinden seçilmişlerdir.



Dernek Genel başkanı ve üyelerinden oluşan 12 kadını Büyük Millet Meclisi’ne sokabilmişler. Şu isimlerden oluşmuştur:



Latife Bekir Çeyrekbaşı, Nazlı Tlabar, Makbule Dıblan, MebrureAksoley, Edibe Sayar, Hatice Mualla Akarca, Zehra Neriman Ağaoğlu, Fatma Feriha Öztürk,Günseli Özkaya ve Ayseli Göksoy.



Türk Kadınlar Birliği, 1996 yılından beri de Av. Sema Kendirci’nin Genel Başkanlığında çalışmalarını yürütmektedir. Bu dönemde dernek Atatürk’ün öngördüğü çağdaş kadına yönelik eğitim, örgütlülük ve bilinç düzeyinin yükseltilmesi konusunda etkin çabalar ortaya koymuş ve büyük bir atılımla Türkiye’nin hemen hertarafında kadınların destek ve katkılarıyla Şube sayısını 80’e yakın ile yaymayı başarmıştır.



Türkiye’de ilk kez uygulamasını başlattığı “Toplum Merkezleri” ile Türk Kadınlar Birliği, hedef kitle olan kadının sağlığı, eğitimi ve örgütlenmesine, Yerel Yönetimleri ve Devleti de katmayı başarmıştır.



Öteki sivil toplum örgütleriyle işbirliğine önderlik eden dernek, nüfusun yarısını oluşturan kadınlarımız için yasalarda bulunan kadın-erkek eşitliğine aykırı hükümlerin ortadan kaldırılmasına özel önem vermektedir.



Bu konuda 1996 yılında başlatıp halen sürdürdüğü “Yasalar Önünde Tam Eşitlik Kampanyası çerçevesinde Medeni Yasanın ve Ceza Yasasının değiştirilmesi başarısına imza atmış ve kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli bir yasa olan 4320 sayılı yasanın yazımında ve hayata geçmesinde yer almıştır. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin en önemli uluslararası güvencesi olan ve daha sonra Türkiye’nin imzasını geri çektiği İstanbul Sözleşmesi (Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi) çalışmalarına katılmış ve 2012 yılında, 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddetin



Önlenmesi ve Ailenin Korunmasına Dair yasanın aktif katılımcısı olmuştur. Halen başta Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları olmak üzere, çeşitli yasa tasarılarının hazırlanmasına fiilen katkıda bulunmakta ve bu tasarıların yasalaşması için kamuoyu desteğini kazanmaya çalışmaktadır.



Derneğin hedeflerine çok yakın bir anlayışla 10. CumhurbaşkanıAhmet Necdet Sezer’in eşi Semra Sezer’in önderliğinde başlatılan Ulusal Eğitime Destek Kampanyasına tüm şubeleri ile katılan Türk Kadınlar Birliği bu kampanyayı, okuma yazma bilmeyen tek kişi kalmayıncaya kadar sürdürme azmi ve çabası içinde.



Halen “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi” CEDAW Sivil Toplum Yürütme Kuruluna ev sahipliği yapıyor ve sekreteryasını sürdürüyor.



Türk Kadınlar Birliği ayrıca, Avrupa Kadın lobisi Türkiye Koordinasyonu yürütme kurulundaki görevini de iki dönem boyunca sürdürmüştür.



Dernek, daha önce Adana/Sarıçam'da eğitime armağan ettiği HocallıTürk Kadınlar Birliği İlkokulu ve Ortaokulundan sonra, Gaziantep/Geneyik'te yaptırdığı Türk Kadınlar Birliği İlkokulu ve Anasınıfları ile Cumhurbaşkanlığınca ödüle değer görülmüştür. 



http://www.turkkadinlarbirligi.org/tr/kurumsal/1/Tarih%C3%A7e



Mehtap Hamzaoğlu*



İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, Yüksek Lisans Tezi



​​21 Kasım 2023

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.