sulesepin06@gmail.com
Bir masada oturmuş, ciddiyetle önündeki kağıtları inceliyor. Kısa, koyu kahverengi, küt saçları, vişne çürüğü uzun kollu, çizgili bir kazağı var.
Üç farklı kişinin fotoğrafları yan yana yer alıyor. Soldaki, Merve Koç, mavi bir mont ve kahverengi bir bere giymiş, gülümsüyor. Ortadaki, Ecem Zafer, açık tenli, uzun kızıl saçlı ve elinde hasır bir şapka tutuyor, arka planda yeşillikler var. Sağdaki, Gamze Yılgın, uzun koyu kahverengi saçlı ve hafif bir gülümsemeyle kameraya bakıyor. Her bir fotoğrafın altında isimler mor renkte yazılmış: Merve Koç, Ecem Zafer ve Gamze Yılgın.
SÖYLEŞİYİ YAPAN: Şule SEPİN İÇLİ

Şule: Sevgili Umudun Kadınları İzleyicilerimiz, ‘Arı Kovanı’ köşemizin bu ay üç konuğu var. Dergimizde özellikle de sesli okuma noktasında emek veren Zeynep Kılıç’ın üç öğrencisi var. Bu arkadaşlarla seslendirmeyle ilgili sohbet edeceğiz. Sizleri sırayla tanıyalım.

Ecem: İngilizce öğretmeniyim, on yıldır çalışıyorum. Aynı zamanda İngilizceyle ilgili bir kuruluşta akademik koordinatörüm. İki yıl tiyatro yaptım. Zeynep hocayla tanışma serüvenimiz o dönemde başladı. Tam pandemi patlamıştı, tiyatro yapamaz hale gelmiştik. Grubumuz dağıldı. Sonra eğitimin ücretsiz verildiğine dair bir reklam gördüm. Görme engelli arkadaşlar için sesli kitap eğitimiydi. Zeynep hocayla tanıştım. İyi ki tanışmışım. Yaklaşık 5 yıldır beraberiz. Tamamen gönüllülük esasıyla yürüttüğümüz bir eğitim programı. Kendisiyle çalışmaktan çok memnunum.

Gamze: 28 yaşındayım. Normalde pastacıyım fakat uzun bir süredir işsizim. Seslendirme yapıyorum.

Merve: 24 yaşındayım. 2020 yılında Bilgisayar Programcılığından mezun oldum. 2 buçuk yıl çalıştıktan sonra ara verdim. Gönüllü olarak seslendirme yapıyorum.

Şule: Seslendirme merakı önceden var mıydı, yoksa gönüllülük meselesi olunca mı böyle bir şey istediniz?

Ecem: Sesimin çok güzel olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Böyle bir merakım hiç yoktu. Tiyatroya da bir ilgim yoktu ama o dönem bir aktivite istedim. Kursa katılınca hoşuma gitti. Orada ses, dans, sahne sanatları eğitimleri aldık. Sahnede birazcık sesimi kullanmayı öğrendim. Bu duyuruyu tamamen tesadüf eseri gördüm. Çok ilgimi çekti. Pandemi döneminde böyle bir iş birliği olması farklı bir uğraşla meşgul olmak beni de canlı tuttu. Daha sonradan bir ilgim oluştu. Birine çok âşık olmazsın yeni gördüğünde, zamanla seversin ve âşık olursun ya birazcık ona benziyor aslında.

Şule: Bir etkinliğe gitmek istemezsin, gidince de “İyi ki gitmişim” dersin. Gamze, Zeynep hocayla tanışmanız nasıl oldu?

Gamze: Pandeminin başlarındaydı. Herkes eve kapanmıştı. Bunalmış ve sıkılmış bir haldeydik. Zaten yeni arayışlar içerisindeydim. Eğitimleri araştırıyordum. O sırada bir sayfada reklamını görünce hemen başvurdum. O da hızlıca bir metin kaydı istedi. Hemen başladık ve tanışmamız o şekilde oldu. Yaklaşık 5 sene oluyor.

Merve: Ablamın teşvikiyle eğitime dahil olmuştum. Bu şekilde tanışmıştım.

Şule: Eğitimden neler kazandınız:

Ecem: Çok güzel arkadaşlarım oldu. İnsanlarla nasıl konuştuğuma, sesimin tonunu ayarlayabilmeme kadar bana çok şey kattı. Önceden başkalarıyla konuşmamı düşündüğümde, yalapşap konuşuyormuşum. Çalışmada küçücük bir metni pratik etmemiz saatlerimizi alıyor. Değer sözcüklerini daha çok vurguluyoruz. Zeynep hoca bizi bu şekilde yetiştirdi. Genel iletişim anlamında da çok şey kattığını söyleyebilirim.

Gamze: Bir şey kazandık demek çok yanlış olur. Bize arkadaşlık, diksiyon kattı. İnsanlarla iletişimimiz çok daha üst seviyeye ulaştı. Konuşma dediğimiz, aslında bir sanat. Herkes normal konuşabilir. Anlaşılır, düzgün konuşmak çok daha önemlidir. Bu da bir sanattır. Zeynep hocamız da bize sağ olsun, bu sanatı öğretmiş oldu.

Merve: Bu eğitimde, öncelikle diksiyon kurallarını öğrenmiş olduk. Sesli kitap nasıl seslendirilir, bunu öğrendik. Artık günlük hayatta daha düzgün bir diksiyonla konuşmaya başladık. Tabii insanlar bunu fark ediyorlar. Nasıl bu kadar düzgün konuşabildiğimizle ilgili geri dönüşler alıyoruz. Biz de aldığımız eğitimleri ayrıntılı anlatarak onlarda bir farkındalık oluşturuyoruz.

Şule: Eğitimi aldıktan sonra sanıyorum direk seslendirmeye başladınız? Bu süreç nasıl oldu?

Gamze: Direk seslendirmeye başlamadık. Öncelikle eğitimler aldık. Ufak ufak çalışmalar yaptık. Akabinde masal seslendirerek eğitime devam ettik. İzmir İl Halk Kütüphanesine seslendirme yapıyorduk. Sonra da derginizde gönüllü olarak seslendirme yapmaya devam ettik.

Merve: Benzer süreçlerden ben de geçtim.

Şule: Dergimiz dışında başka bir yerde seslendirme yapıyor musunuz?

Ecem: Hayır, hiçbir zaman yapmadım.

Şule: Bundan sonra seslendirme yapmayı düşünür müsünüz?

Ecem: Öyle bir planım yok. Zaten çok yoğun çalışan biriyim. Derginize seslendirme yapmaktan çok keyif alıyorum. Profesyonel olarak çizgi film seslendirmeyi çok isteyebilirim. Çünkü Zeynep hocayla ilk başladığımızda, çocuk kitapları seslendiriyorduk. Her karaktere farklı sesler uyduruyorduk. Bu bana çok keyif vermeye başladı. Sesinizle bu karakterleri tiyatral anlamda canlandırıyorsunuz. Dublaj işi de çok keyifli ama şu anda buna ayıracak vaktim yok. Ana keyif alacağım bir iş olurdu. Eğer para kazanacağımdan emin olsaydım, kesinlikle girerdim.

Merve: Şuan için hayır ama bazı arkadaşlarım sosyal içerikli metin üretmek istediklerinde, “İngilizce ya da Türkçe, içeriğim için seslendirme yapar mısın?” şeklinde talepler iletiyorlar. Bunun üzerine çalışıyoruz.

Gamze: Masal seslendirmelerine bazı sağlık sorunları nedeniyle ara vermek zorunda kaldık. Masala devam etmek istiyordum. Bunun için kanal açmayı hedefliyordum. Uzun süre bunun üzerinde düşündüm ve araştırmalar yaptım. Bir aydan beri açtığım kanalda kendim yazdığım masalları seslendiriyorum. Elimden geldiğince, yapabildiğim kadar montaj işini yapmaya alışıyorum. Şu an aktif olarak kendi kanalımda seslendirme yapıyorum. Onun haricinde dışarıda bir yerde iş almadım daha. Çocuklar üzerinde onların öğrenmelerini istediğim, çevremdeki çocuklarda eksik gördüğüm, ailelerin öğretmeye çalıştığı ama öğretirken çok zorlandıkları şeyleri düşünüp bunun üzerinde bir masal oluşturuyorum. Kendi hayal gücümü konuşturuyorum.

Şule: Bu masallarından birini dergimizde seslendirmek ister misin?

Gamze: Çok isterim, onur duyarım.

Şule: Biz de seve seve yayımlamak isteriz. Merve senin dergimizle ilgili başka gönüllü çalışmaların da oldu. Dergimizin ilk zamanlarında, video yapma, yükleme gibi bütün işler senin üzerindeydi. Seni çok fazla yormuştuk. O süreci bizimle paylaşabilir misin?

Merve: O süreç benim için de çok geliştiriciydi. Sizlerle beraber bir metni web sayfasına yüklemeyi, seslendirdiğimiz podcastlerin o platforma nasıl konduğunu öğrendim. Bu konuda artı kazandığımı ve kendime yeni bir şey kattığımı düşünüyorum. Daha önce youtubede içerik üretmemiştim. Sayenizde bunu da deneyimlemiş oldum. Benim için keyifli bir süreçti.

Şule: Biz de bunları öğrendikten sonra ne kadar zor bir iş yaptığını anladık. Sonradan resim yükleme işlerini de ekledik. Dergimize yaptığınız katkılar bizim için çok kıymetli. Yazıları okurken neler hissediyorsunuz? Hiç hoşunuza gitmeyen bir metni seslendirmek zorunda

kaldığınızda, çok severek seslendirdiğiniz bir metinden farkı oluyor mu? Yoksa sadece seslendirmeye mi kaptırıyorsunuz kendinizi?

Merve: Normalde tabii ki farklı olur. Bu zamana kadar derginizde hiç böyle bir durumla karşılaşmadım. Hepsini seslendirirken çok keyif aldım. Çok başarılı parmaklardan, başarılı ellerden çıkmış yazılar hepsi. Bu farkı hiç deneyimlemedim.

Gamze: Öncelikle odak çok önemli tabii ki. Sevseniz de sevmeseniz de odak olmadan güzel bir iş başaramazsınız. Benim sıkılmam ya da sevmememden ziyade, özellikle haberlerde çok sinirlendiğim metinler oluyor. Kadın cinayetleri olsun, çocuk tacizleri olsun, hak, hukuk, adalet konularında çok sinirleniyorum. Sürekli durup söyleniyorum. Daha sonra kaydı başlatıyorum. Çoğu zaman tekrar tekrar kayıt almak zorunda kalıyorum. Ses tonumu ayarlayamıyorum. Okurken bir anda, “Neden böyle acaba?” sorgularken buluyorum kendimi. Bunu kayıt esnasında yapıyorum.

Şule: Örneğin, hukuk kitaplarını seslendirmek zordur. Bu durumda nasıl olurdu?

Gamze: Öncelikle bununla ilgili bir araştırma yapmam gerekir, en doğru telaffuzları bulmam için. Çok daha iyi olduktan sonra onu da deneyimlemek isterim.

Merve: Bazan teknik terimlerle karşılaşabiliyoruz. Öğrenmeyi çok seviyorum. Seslendirme serüveninin de bana öğretici olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden içerik ne olursa olsun ondan bir şeyler kapmaya çalışıyorum daha çok. Tekniğine uygun seslendirmeye çalışıyorum. Bu yönden pek zorluk yaşadığımı söyleyemem.

Ecem: O açıdan bakarsak belki birazcık zor olabilirdi. Zaten seslendireceğimiz metnin ruhunu verebilmek için üzerinde çok çalışıyoruz. Alt yapı olarak kendimizi doldurmuş olurduk. Önümüze gelen metni yalapşap seslendirmezdik. Neyse metnin içeriği, önce onun ruhunu tam olarak verebilmek için bir araştırma sürecine girerdik. Sanata çok düşkünüm. Genelde bana sanatla ilgili metinler geliyor. Onları seslendirirken çok keyif alıyorum. Hukukla ilgili bilgim yok. Seslendirirken, merak edeceğim terimler olur. Oradaki konuşmacının rolüne iyice girebilmem için onun araştırmasını yapmam gerekir.

Şule: Seslendirme öncesi kaç prova yapıyorsunuz?

Ecem: Mutlaka üç-beş kez okuyorum hiç kayıt almadan. Kayıt alırken, editleyerek okuyorum. Size kayıtlar düzgün bir şekilde geliyor. Yanlış söylediğim cümleyi hemen geriye alıp siliyorum.

Şule: Editlemeyi seslendirme sırasında mı öğrendin?

Ecem: Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım. Cihazımdaki ses kayıt programıyla yapıyorum bunu. Orada sesin yükselip alçalmasını, nerede sustuğunuzu, nerede es verdiğinizi görebiliyorsunuz. Geriye çekip kesiyorsunuz, doğrusunu kayıt alabiliyorsunuz. Bu da sonradan yapılan edit sürecini biraz kısaltıyor.

Merve: İki prova yapıyorum. Üçüncüsünü ses kayıt olarak alıyorum ve dinliyorum. Eğer hata varsa, birkaç kez kayıt alıyorum.

Şule: Editleme konusunda bize düzenleyip gönderiyorsun.

Merve: Sesteki hatalı telaffuzlarımı kesiyorum. Dış gürültü varsa, onları temizliyorum.

Şule: Gamze, provayla birlikte senin farklı yazma yöntemin var onu sormak istiyorum.

Gamze: Sanırım bunu tek ben yapıyorum. Biraz teferruatlı bir iş gibi gözüküyor. Söz uçar yazı kalır demişler. Genelde kalıcı olan şeyleri daha çok seviyorum. Hem yazarken aklımda kalıyor hem metin deşifresini yapmış oluyorum. Çok daha kolay geliyor bana. Çok uzun metinlerde tabii ki yoruluyorum ama yazmayı çok seven bir insanım. Çok fazla zorlamıyor beni. Yazarak deşifre edip sonrasında seslendirmeyi tercih ediyorum. Yazarken 3-4 kez prova almış oluyorum. Sonrasında iki kez okuyup seslendirmeye geçiyorum.

Şule: Editleme konusunda herhangi bir bilgiye sahip misin?

Gamze: Maalesef anlamıyorum. Bu yüzden montaj yapacak arkadaştan özürler dileyerek minik minik nidalarda bulunuyorum.

Şule: Editlenmiş bir metnin gelmesi, bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. Çünkü çok yanlış olmuyor, yeniden okumaya gerek kalmıyor. Yeniden seslendirildiğinde, ses kalitesi farklı oluyor. Seslendirme yaparken kulaklık takıyor musunuz?

Ecem: Başlarda takıyordum. Sonra zaten sessiz bir ortam bulduğum için takmamaya başladım. Hareket ettiğimde, küçücük, benim duyamadığım sesler oluyor. Çok pinpirikliyim. Küçücük bir pürüz bile olsun istemiyorum. Telefonu sabit bir yere koyup o şekilde kayıt alıyorum. Telefonumun çok iyi kayıt aldığına inandığım için kayda güveniyorum.

Şule: Editleme olmazsa, bizim için kulaklık kullanılması çok önemli. 2. Düzeltme olduğu zaman sesin kalite farkı hiç olmuyor. Editlemeyi aynı anda yaptığın için o anlamda bir sorun yok. Merve sen kulaklık takarak bu işi yapıyorsun. Kulaklık olmadığında, düzeltme kaydı

alındığında, ortamın aynı olması gerekiyor. Sesler birbirini tutmuyor. Kulaklığının bir özelliği mi var? Düzeltme yaptığın kayıtlarda hiçbir farklılık olmuyor.

Merve: Hiçbir özelliği yok. Sıradan, basit bir yaka mikrofonu kullanıyorum. Sessiz bir ortamda bulunuyorum. Gençlik ve Spor Bakanlığının Gençlik Merkezlerinin bazılarında cep sineması ya da Green Box dediğimiz çeşitli atölyeler var. Atölyelerin duvarları yalıtılmış. Orada kayıt almak verimli oluyor. Daha az yankı yapan ortamlarda ses kaydı aldığımızda, sesi biraz daha kesebiliyoruz. Bu da kaliteli bir kayıt almamızı sağlıyor. Ses temizleme uygulamasını kullanıyorum. Daha sonra sesimi editleyip size gönderiyorum.

Şule: Gamze, kulaklık takmayı düşünür müsün? Bulunduğun yerden farklı sesler gelmiyor ama başka bir günde seslendirme yaptığımız ses tonumuz aynı olmuyor.

Gamze: Daha önce hiç deneyimlemedim ama ufak bir araştırma yaparak bunu deneyimlemek isterim. Merve arkadaşımdan destek alabilirim.

Şule: Dergimize verdiğiniz emek çok değerli ve tartışılmaz. Bundan sonra seslendirme ya da kendi hayatınızla ilgili farklı hayalleriniz varsa, onları da paylaşabilir misiniz? Merve’nin profilinde seslendirmen yazıyordu, ondan başlayalım.

Merve: Seslendirme sanatçısı olmak istiyorum. Bu yolda farklı eğitimler almaya gayret ederek ilerliyorum. Henüz bir fırsat yakalamış değilim, bir iş olarak yapmıyorum. Hobi olarak devam ettiriyorum. Dergiden de birtakım bilgiler öğrenip üzerine kattıklarımla hem size hem de ileride kurmayı hedeflediğim iş için kendimi geliştiriyorum.

Şule: İleride nasıl bir iş kurmayı düşünüyorsun?

Merve: Dublaj ve karakter seslendirmek istiyorum.

Şule. Seslendirmelerin Zeynep hocaya o kadar çok benziyor ki bazan ayırt etmekte zorlanıyoruz. Vurgularınız çok benziyor. Farkında olmadan taklit etmeye çalışırım. Senin taklit etme özelliğin var mıdır?

Merve: İyi duyabiliyorum sanırım. Buyduklarımı kolayca seslendirme yöntemine bürünüp o sesleri çıkarabiliyorum.

Gamze: Çok fazla hobim var. Biraz sanatsal bir çocuğum, o şekilde büyüdüm. Her dalda varım. Çizim yapıyorum, kendimce şarkı söylüyorum, minik heykeller yapıyorum. Bunun üzerine seslendirme geldi. Seslendirme üzerine bir şeyleri ilerletmek istiyorum. Elimden geldiğince aktif kullandığım masal kanalımı büyütmek istiyorum. Daha çok çocuğa ulaşmak istiyorum.

Büyüklere ne anlatırsanız anlatın, belirli bir yere kadar alıyorlar. Çünkü hazneleri dolmuş oluyor. Çocuklar çok taze beyin, kafaları pırıl pırıl. Çok bilgi alabilirler. Onların süzgeçleri bizlere göre daha sık. Onlar daha iyi eleyip dokuyorlar. Ağırlıklı olarak çocuklara yönelik bir şeyler yapmak istemek hedefim var.

Ecem: Dublaj olayı bana çok keyif verebilir. Özellikle çizgi film animasyon, bu tarz dublajlar. Sonuçta para kazanmak için çalışıyorsunuz. Kazanacağınız paraya bağlı. Eğer belirli bir gelir elde edecek olsam, bu işe girmek isterdim. Şu an yaptığım işi de çok seviyorum. Babam, halam, kız kardeşim İngilizce öğretmeni. Dolayısıyla üniversite sürecim çok kolay geçti. Zaten bildiğim bir şey olduğu için İngilizce okumak kolayıma geldi. Online olarak çalışıyorum. Evdeyim, yaptığınız iş, hayatınızın yüzde 70’ini alıyor bir noktada. Eğer saatin ne zaman 5 buçuk olacağına bakıyorsanız, sürekli bunu kontrol ediyorsanız, o zaman yanlış yerdesiniz. Çünkü biz bu kadar uzun yaşamayacağız. Hayatımızın yüzde 70’ini sevmediğimiz bir işte geçiremeyiz. Bu yüzden içinde bulunduğum şu anki durumumdan memnunum ve bunu geliştirmek isterim.

Şule: Dergimiz gönüllülük esasıyla yürüdüğü için pek çok kişi seslendirme yapabileceğini söylüyor. Sosyal medya yayınlarını takip etmek, yayımlamak, fotoğraf bulmak gibi başka ihtiyaçlarımız var. Günün birinde gönüllü olmak isteseydiniz, dergimizde neler yapmayı düşünürdünüz acaba?

Ecem: Bunu hiç düşünmedim. Net bir cevap veremeyeceğim. Şu anda verebileceğim en büyük destek, seslendirme yapmak. Gün içerisinde çok fazla yoğunluğum olduğu için farklı bir şey düşünemem. Serbest çalıştığım için ne kadar yoğun olacağımı kestiremiyorum. Randevu sistemiyle çalışıyorum. Zamanım olsa, destek verebileceğim konularda yapabileceklerimi söyleyebilirim.

Merve: Elbette yapmak isterim ama bunun için bir zaman ayırmam gerekecek. Şu an içinde bulunduğum süreç buna elverişli değil. Elverişli olduğunu düşündüğüm ilk fırsatta tabii ki bu işlerle ilgilenmek isterim.

Gamze: Elimden geldiğince yardımcı olmak isterim. Metin düzenlemede yardımcı olabilirim. Bu tarz konularda bilgi edinerek kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Hem size yardımım dokunur hem daha çok gelişirim. İsterim açıkçası, neden olmasın?

Şule: Bir ara tarihle ilgili yazmak istiyordun dergimize. Bir türlü zaman olmadı.

Gamze: Ailemde sağlık sorunları olduğundan, metin yazamadım. Masallarımı istediğiniz gibi yayımlayabilirsiniz.

Şule: Eğitimli bir seslendirme olduğu için seslendirmelerimiz çok kaliteli. Böyle bir seçim yapma şansı verdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Eklemek istedikleriniz varsa, o mesajlarınızı da alalım.

Merve: Öncelikle Zeynep hocamıza çok teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bu yolda bize lider olan asıl kişi, Zeynep hocamız.

Gamze: Ben de öncelikle Zeynep hocamıza çok teşekkür ediyorum. İyi ki var. Derginize, bizlere bu imkânı sağladığınız için çok teşekkür ediyorum. Sizlere çok destek oluyoruz gibi gözükebilir ama sizlerin de bizler üzerinde çok büyük katkılarınız var. Metinleriniz sayesinde daha da çok gelişiyoruz. Elimizden geldiğince, sesimizin yettiğince daha çok insana ulaşıyoruz. Kocaman bir aile olduk.

Ecem: Herkesin bu tarz etkinliklere, desteklere katılması gerektiğini düşünüyorum. Çok güzel emekler veriyorsunuz, çabanızı da taktir ediyorum. Yazıların içerisinden çok güzel şeyler çıkıyor. Sizlerle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Çok teşekkür ediyorum.

Şule: Her ay kaç metin alabileceğinizi Zeynep hocaya soruyoruz. 5-6 metin alacağınızı duyunca, çok rahatlıyoruz. Hele çoğu netin editlenmiş gelince işimiz kolaylaşıyor. Çok keyifle, çok düzenli yapıyorsunuz bu işi. Biz sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyuz. Eğitimli olarak bu tür seslendirmelerin yapılması, dinleyen arkadaşlarımızı çok mutlu ediyor. Hatta bazan gören insanlardan da “Benim yazımı şu kişi okusun. Çok güzel okumuş. Niçin aynı şekilde yazımı seslendirmiyor?” dedikleri oluyor. Bazan sizlerin de yoğunlukları, hastalıkları oluyor. Durumunuzu anlatmaya çalışıyoruz. Bunları duymak, bizleri çok mutlu ediyor. Hepinizin emeği bizim için ayrı ayrı bir değer.

Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz, ‘Arı Kovanı’ köşemizde, Zeynep hocamızın üç emektar öğrencisiyle birlikteydik. Kendisiyle bu ortamda henüz tanışmadık ama herkes onu sesinden biliyor. Artık insanlar isim söylemeseler de tanıyorlar. “Şu haberi seslendiren kimse, o okusun” diyenler oluyor. Adlarını unutsalar bile sesleri hiç unutmuyorlar. Çok dar vakitlerinde bizlerle birlikte olup seslendirmeyle yol yürüyen arkadaşlarımızla çok güzel bir sohbetimiz oldu. Çok teşekkür ediyoruz, esen kalın.

27 Mart 2025

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.