sebnemkarakus4@gmail.com
Yeşil bir alanda bir piknik masasında oturmuş, sol elinde kemanı sağ elinde yayı, kırmızı elbisesiyle ve siyah uzun saçlarına taktığı tacıyla ,gülümsüyor.
YAZAN: Şebnem KARAKUŞ

Ne zaman öz bakımdan söz edecek olsam kozmetikle, kıyafet seçimiyle, estetikle ilgili tavsiyelerle karşılaşıyorum son zamanlarda; öte yandan kişisel gelişim sayfalarında da bir öz bakım, öz saygı, öz güven furyası almış başını gidiyor. Youtube’da, “bugün kendime iyi bir öz bakım vermeye niyet ediyorum,” türünden olumlamaların yer aldığı videolar da hayli revaçta. İyi de, gerçekte öz bakımın ne olduğunu, neleri kapsadığını bilmeden, bugün kendime iyi bir öz bakım vermeye niyet etsem ne çıkar? Öz bakımın soğuk suyla duş almaktan ilişkilerimde sağlıklı sınırlar koymaya, günlük tutmaktan gerektiğinde hayır diyebilmeye dek geniş bir fizyolojik ve psikolojik alanı kapsadığını söylesem ne düşünürdünüz?
Mutluluğumuza ve sağlığımıza, yani genel iyilik halimize yaptığımız bir yatırım öz bakım. Deneyimlerimden öğrendiğim kadarıyla bunun temel ayağını da kendimizle kaliteli zaman geçirmek oluşturuyor; iyi hissetmemize yardımcı rutinler edinip onları istikrarla sürdürmek oldukça önemli. Çünkü kendi iyilik halimize göstereceğimiz özen, bir gün değil, her gün önceliğimiz olmalı. Bu arada iyi hissetmek için sağlıksız, keyfi davranışlara yönelmek, öz bakım değil. Zira kendi sürecimden öğrendiğim kadarıyla öz bakım rutinleri zorunluluktan kaynaklanmadığı gibi, dürtüsel aktiviteler de içermiyor.
“Odamı topladım, sonra tüm evi temizledim, bana terapi gibi geldi.”
“Dün akşam arkadaşlarla şişenin dibini bulduk, ama nasıl iyi hissettim, anlatamam!”
“Çikolata yedikçe öyle mutlu oluyorum ki, artık ne zaman kötü hissetsem abur cubur atıştırıyorum.”
Bunlardan size tanıdık gelenler var mı? Peki, sizce yukarıdakilerden hangisini söyleyen kişi kendine öz bakım göstermiş oluyor? Elbette hiç biri… Evi temizleyen arkadaş, bunu yapması gerektiği için yapıyor ve sorumluluk alarak bir görevi yerine getirmiş oluyor; buradaki öncelik kendi fiziksel ve ruhsal sağlığına yatırım yapmak değil, üstlenmesi gereken bir işi halletmek. Dolayısıyla görevlerle öz bakım rutinini aynı kefeye koyamıyoruz. Öte yandan kendini kötü hissettikçe abur cubur yiyen arkadaş, ödül mekanizmasını yiyeceklerle koşullandırmaya devam ederse, durum gelecekte bir tür duygusal yeme problemi yaratabilir. Şişenin dibine vurduğu için kendini iyi hissedenin dürtüsel davranışını da benzer sebepten öz bakım kriterlerine uymadığı gerekçesiyle eliyoruz. Hiç biriniz bizimle değilsiniz!
Sözü fazla uzatmadan, gelelim benim öz bakım rutinlerime. Sabah kahvemi içerken hafif bir enstrümantal müzik eşliğinde kitap okumak; kırk beş dakikalık bir spordan sonra soğuk suyla duş almak; ufak bir cilt bakımının ardından on dakika kadar meditasyon yapmak; günlük tutmak ve o günkü kaygılarımı, şükrettiklerimi, küçük keyiflerimi yazmak; bol su içmeyi ihmal etmeden meyve ve çiğ kuru yemiş tüketmek; yalnız kaldığımda gün boyu tamamladığım küçük büyük her iş için elimi kalbime koyup kendime kocaman bir aferin demek ve her şeyin yolunda olduğunu, elimden geleni yapmamın yeterli olduğunu kendime hatırlatmak; keyifli bir müzik eşliğinde hayal kurmak ya da bir şarkı boyunca dans etmek; terapistimle yaptığım görüşmeleri sürdürmek; sokak hayvanlarıyla vakit geçirmek; mümkünse sevdiklerimle yan yana huzurlu bir ortamda zaman geçirmek, onlara sarılmak ya da telefonda kısa da olsa seslerini duymak…
Listeyi uzatmak mümkün, ama bunların hepsini her gün yapmak gerçekçi ve sürdürülebilir değil. Mühim olan bunların bazılarını o gün için seçip günlük koşturmacalarımızın arasına serpiştirebilmek. Üstelik bu saydıklarım size uymayabilir. Kendi iyilik halinizi beslemek için kendinize has rutinler edinebilirsiniz. Bedensel ve ruhsal sağlığımıza iyi bakmak için, onları kaybetmeyi beklemeyelim. İyilik halimize yatırım yapmak, zaten en çok kendimizi iyi hissederken mümkün. Kendinize bu tip rutinlerle kişisel bir alan açtıkça, hayattan keyif alma kapasitenizin de arttığını göreceksiniz. Zira huzurumuza ve sağlığımıza özen göstermek, birey olarak sorumluluğumuz; ancak yukarıda değindiğim gibi sağlıksız alışkanlıklar, dürtüsel davranışlar ya da yapılması gerekenler listesindeki günlük zorunluluklar, bu rutinlere dâhil değil. Öz bakımı öz bakım yapan etmenlerden biri de bunları bir iş gibi görmeden, istikrarla sürdürmek. Az önce dedik ya, “kendinize iyi bakmak için iyilik halinizi kaybetmeyi beklemeyin; çünkü öz bakım bir gün değil, her gün.”
26 Eylül 2022

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.