HAZIRLAYAN: Emine KAMÇI
Erzurum’un Palandöken ilçesinin Çeperli Mahallesi’nde 1857'de dünyaya gelen Nene Hatun, 16 yaşındayken Erzurum’lu Mehmet Efendi’yle evlenerek Taşmescit Mahallesi’ne gelin gitti. Evliliği süresince dördü oğlan, ikisi kız, altı çocuğu oldu.
İlk çocuğu Nazım ile sonradan doğan iki oğlunu 1. Dünya Savaşı'nda şehit veren Nene Hatun, Cumhuriyet döneminde "Kırkgöz" soyadını aldı.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda 22 yaşındayken bebeğini beşikte bırakıp, "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar." diyerek mahallesi ve sokağından topladığı kadınlarla, saldırıya uğrayan Aziziye Tabyaları'ndaki Türk askerlerine desteğe koşan Nene Hatun, Erzurum'daki bu cephede kazanılan zaferin önemli simgelerinden biri haline geldi.
Anadolu kadınının kahramanlığının simge isimlerinden Nene Hatun, dönemin NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway'in ziyaretinde elini öpmesiyle daha fazla tanındı. Nene Hatun, yakalandığı soğuk algınlığı ve zatürre nedeniyle vefat ettiği 22 Mayıs 1955 tarihinden 14 gün önce, 8 Mayıs 1955'te "yılın annesi" seçilmişti.
Nene Hatun, yurtsever ve girişimci bir yapıya sahipti. Yurdu ve milleti için önemli özverilerde bulunmuştu.
Nene Hâtun bu özverisiyle tanınmış, saygı duyulmuş ve çok sevilmiştir. Nene Hatun'un vatan için bir gece vakti başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı.
Sonraki yıllarda oğlunu Çanakkale Savaşı'nda şehit veren Nene Hatun, Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için cepheye gidip savaşamadı. 1954 yılında Orgeneral Nurettin Baransel'in gayretleriyle kendisine “3.Ordunun Nenesi” unvanı verilerek küçük bir maaş bağlandı.
Nene Hatun olmasaydı neler olurdu?
Osmanlı ve Arap usulüne yakın kıyafetler giyiliyor olabilirdi. Cumhuriyet ile yönetilmiyor olsaydık kadınlara tanınan bazı hak ve hürriyetler bugün olmayabilirdi. Sonuç olarak cumhuriyetin kurulması ile birlikte birçok hak ve hürriyete kavuşmuş olduk.
30 Eylül 2020 Nene Hatun Tarihi Milli Parkı, Erzurum kent merkezinin kuzeydoğusunda, merkeze 6 km uzaklıktadır. Yakutiye ve Palandöken ilçelerinin kesiştiği yörededir.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı her yıl ziyaretçi akınına uğrayan Erzurum'un en önemli gezi yerlerinden birisidir.
Yıllar önce, başrolde Dilek Üstün Türker’in oynamış olduğu bir tiyatro izlemiştim. Oyun, Anadolu kadınlarının Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıklarını konu ediyordu. Ben de bir aralık, “Bu kadınlardan birini yazabilirim!” diye düşündüm. Çünkü birçok ünlü kadar onlar da yazılmayı hak ediyordu.
Sonra aralarından Nene Hatun’u seçerek araştırdım ve onun bilgilerine ulaştım. Hem kendime öğrettim hem de bilmeyenlere. Umarım yeterli olmuştur.
Şimdilik bu kadar. Umutla kalın.
12 Temmuz 2023
Erzurum’un Palandöken ilçesinin Çeperli Mahallesi’nde 1857'de dünyaya gelen Nene Hatun, 16 yaşındayken Erzurum’lu Mehmet Efendi’yle evlenerek Taşmescit Mahallesi’ne gelin gitti. Evliliği süresince dördü oğlan, ikisi kız, altı çocuğu oldu.
İlk çocuğu Nazım ile sonradan doğan iki oğlunu 1. Dünya Savaşı'nda şehit veren Nene Hatun, Cumhuriyet döneminde "Kırkgöz" soyadını aldı.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda 22 yaşındayken bebeğini beşikte bırakıp, "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar." diyerek mahallesi ve sokağından topladığı kadınlarla, saldırıya uğrayan Aziziye Tabyaları'ndaki Türk askerlerine desteğe koşan Nene Hatun, Erzurum'daki bu cephede kazanılan zaferin önemli simgelerinden biri haline geldi.
Anadolu kadınının kahramanlığının simge isimlerinden Nene Hatun, dönemin NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway'in ziyaretinde elini öpmesiyle daha fazla tanındı. Nene Hatun, yakalandığı soğuk algınlığı ve zatürre nedeniyle vefat ettiği 22 Mayıs 1955 tarihinden 14 gün önce, 8 Mayıs 1955'te "yılın annesi" seçilmişti.
Nene Hatun, yurtsever ve girişimci bir yapıya sahipti. Yurdu ve milleti için önemli özverilerde bulunmuştu.
Nene Hâtun bu özverisiyle tanınmış, saygı duyulmuş ve çok sevilmiştir. Nene Hatun'un vatan için bir gece vakti başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı.
Sonraki yıllarda oğlunu Çanakkale Savaşı'nda şehit veren Nene Hatun, Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için cepheye gidip savaşamadı. 1954 yılında Orgeneral Nurettin Baransel'in gayretleriyle kendisine “3.Ordunun Nenesi” unvanı verilerek küçük bir maaş bağlandı.
Nene Hatun olmasaydı neler olurdu?
Osmanlı ve Arap usulüne yakın kıyafetler giyiliyor olabilirdi. Cumhuriyet ile yönetilmiyor olsaydık kadınlara tanınan bazı hak ve hürriyetler bugün olmayabilirdi. Sonuç olarak cumhuriyetin kurulması ile birlikte birçok hak ve hürriyete kavuşmuş olduk.
30 Eylül 2020 Nene Hatun Tarihi Milli Parkı, Erzurum kent merkezinin kuzeydoğusunda, merkeze 6 km uzaklıktadır. Yakutiye ve Palandöken ilçelerinin kesiştiği yörededir.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı her yıl ziyaretçi akınına uğrayan Erzurum'un en önemli gezi yerlerinden birisidir.
Yıllar önce, başrolde Dilek Üstün Türker’in oynamış olduğu bir tiyatro izlemiştim. Oyun, Anadolu kadınlarının Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıklarını konu ediyordu. Ben de bir aralık, “Bu kadınlardan birini yazabilirim!” diye düşündüm. Çünkü birçok ünlü kadar onlar da yazılmayı hak ediyordu.
Sonra aralarından Nene Hatun’u seçerek araştırdım ve onun bilgilerine ulaştım. Hem kendime öğrettim hem de bilmeyenlere. Umarım yeterli olmuştur.
Şimdilik bu kadar. Umutla kalın.
12 Temmuz 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.