YAZAN: Şebnem Karakuş
BULUT İÇEN KIZ
Fincan fincan demlenmiş bir bulut içmeden uyanamazdı
Gözleri denizi kuruttukça
Rüzgârı evcilleştirirdi.
Bembeyazdı bilekleri
Tek bir kelepçe izi bulamazdınız düşlerinde
Uğurlu rakamlarından, sıcacık kazaklar örer
Kat kat giydirirdi çocukluğunu
Onu karanlığından soymayı unutarak.
Uzun yolculuklara çıkmak istedi hep
Nereye gittiğini bilmeden
Her yeni yol hazırlığında
Belleğindeki pusula bozuluverirdi.
Başkalarının artıklarını bulamazdınız tabağında
Umudu,
En gevrek simidi ilk dişleyen olmaktı çünkü
Yine de suratını buruşturmazdı
Bir bulutun kenarına ruj lekeleri bırakırken.
DENİZİN KIZI
Martılara simit atar gibi
Geçmişten kalma hayaletlerini
Beyazlar giyinmiş kırık bir sevinçle besledin.
Kalbinde ritim bozukluğuydu el çırpmaların
Ritmi bozuk davulları şaheser bildin.
Kumsalda kurumuş denizyıldızları doğurdum
Saçlarını kuruttuğun güneşin kokusundan
Sen tüm ölü doğan ihtimallerin annesiydin
Beline geliyordu köpük köpük bir mavi
Kıyıya el sallayıp daha, daha derine kulaç atardın
Deniz kızı değil, denizin kızıydın çünkü.
Seni son kez
Kıyıya vuran bir kız çocuğunun ölü gözlerinde gördüğüm zaman
Son simidimi de martılara bırakıp
Kendime sakladım açlığımı
Geçmişin gök gürültüsüydü karnımdaki gurultu
Rüzgârda ters dönen şemsiyelerime uyup
Göğe doğru yağmayı öğrendim.
BULUT İÇEN KIZ
Fincan fincan demlenmiş bir bulut içmeden uyanamazdı
Gözleri denizi kuruttukça
Rüzgârı evcilleştirirdi.
Bembeyazdı bilekleri
Tek bir kelepçe izi bulamazdınız düşlerinde
Uğurlu rakamlarından, sıcacık kazaklar örer
Kat kat giydirirdi çocukluğunu
Onu karanlığından soymayı unutarak.
Uzun yolculuklara çıkmak istedi hep
Nereye gittiğini bilmeden
Her yeni yol hazırlığında
Belleğindeki pusula bozuluverirdi.
Başkalarının artıklarını bulamazdınız tabağında
Umudu,
En gevrek simidi ilk dişleyen olmaktı çünkü
Yine de suratını buruşturmazdı
Bir bulutun kenarına ruj lekeleri bırakırken.
DENİZİN KIZI
Martılara simit atar gibi
Geçmişten kalma hayaletlerini
Beyazlar giyinmiş kırık bir sevinçle besledin.
Kalbinde ritim bozukluğuydu el çırpmaların
Ritmi bozuk davulları şaheser bildin.
Kumsalda kurumuş denizyıldızları doğurdum
Saçlarını kuruttuğun güneşin kokusundan
Sen tüm ölü doğan ihtimallerin annesiydin
Beline geliyordu köpük köpük bir mavi
Kıyıya el sallayıp daha, daha derine kulaç atardın
Deniz kızı değil, denizin kızıydın çünkü.
Seni son kez
Kıyıya vuran bir kız çocuğunun ölü gözlerinde gördüğüm zaman
Son simidimi de martılara bırakıp
Kendime sakladım açlığımı
Geçmişin gök gürültüsüydü karnımdaki gurultu
Rüzgârda ters dönen şemsiyelerime uyup
Göğe doğru yağmayı öğrendim.
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.