Birkaç tane taze mısır koçanı. Mısırlar, yeşil yapraklarıyla birlikte ve yaprakların arasında sarı taneleri görülüyor. Mısırların yaprakları kısmen soyulmuş, taneler ortaya çıkmış. Arka planda ahşap bir yüzey var, bu da mısırların doğal bir ortamda sergilendiğini gösteriyor.
YAZAN: Emine KAMÇI Yokuştan aşağı kayıyorlardı. Adam siyah takım elbisesine aldırmadan, yere, kızının yanına oturmuş onunla birlikte aşağılara, kalabalığın olduğu yöne doğru kayıyordu. Aşağıdaki insan kalabalığı marş söylüyordu. Genç kız da onlarla birlikte söylemeye başladı. Fakat ansızın bir el gelip kızın ağzını kapadı. Ardından da “sus!” diye bir fısıltı işitti. Kız bunlara bir anlam verememiş gibi babasına baktı. Oysa babası, her şeyden habersiz marşı mırıldanıyordu. Kız da yeniden babasına katıldı ve aşağıya kaymayı sürdürdüler. Düzlüğe geldiklerinde kız ayağa kalkıp üzerini silkeledi ve çevresine bakındı. Fakat babası yoktu. Belki de hiç gelmemişti. Kafası karmakarışıktı. Ayağının altındaki mısır koçanı yığını, sağlıklı düşünmesine engel oluyordu; çünkü durmadan kayıp düşüyordu. Biraz daha ilerleyince, koçan yığını yükseldikçe yükseldi. Babasını da bir daha göremedi. Göremezdi de zaten. Çünkü babası yıllar önce ölmüştü. Peki, o halde nasıl olmuştu? Ancak onu görmüştü ve sesini de duymuştu. Yığının tepesine geldiğinde, gördüklerinden ve işittiklerinden emin de değildi zaten. Çünkü o marşçı kalabalık da yoktu artık. Düşüp de bir kez daha ayağa kalkmak istediğinde, tümsek olmuş iki mısır koçanına bastı ve koca yığın ortasından ikiye yarıldı. Kız da bu yarıktan aşağıya hızla inmeye başladı. Adeta dipsiz bir kuyuya düşer gibiydi. Sonunda dipsiz kuyu dibini gösterdi ve kız kendisini çiçekli bir bahçede buluverdi. Çiçeklerin yanında iki adam duruyordu. Yine adamlardan yaşlı olanın üzerinde siyah takım elbise vardı ama bu adam babası değildi. Kız toparlanıp da ayağa kalkınca, gözü yerdeki iki mısır koçanına ilişti. Eğilip almak için onlara dokunduğunda, canlı birer mısıra dönüştüklerini hayretle fark etti. Sonra da genç kız yere yatmış iki mısır fidanını ayağa kaldırdı ve aralarından geçip bahçeye girdi. Fakat içeride bir oda kapısı vardı, kapıyı açınca da odada bir yatak gördü; yatakta da bir kız yatıyordu. Yatağa doğru ilerledi ve kıza baktı. Onu yakından gördüğünde, şaşkınlığı daha da arttı. Çünkü yatakta uyumakta olan kız, kendisinden başkası değildi.

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.