mneksekck06@gmail.com
Kısa, kızıl, düz saçları ve kâkülleri; kısa kollu, örgülü, mor bluzuyla pembe rujuyla kendinden emin görünüyor.
YAZAN: Menekşe Koçak

Geçtiğimiz günlerde şarkıcı Gülşen'in sahnede “ İmam hatipte okumuş daha önce kendisi. Sapıklığı oradan geliyor.” sözleri büyük tartışma yarattı. Sahnede yarı çıplak yaptığı şovlarla asıl sapığın Gülşen olduğunu söyleyen ve imam hatiplilere hakaret ettiği için tutuklanmasını yeterli görmeyip katlini isteyenlerle; Gülşen’in aslında şaka yaptığını ve yanlış anlaşıldığı için özür dilediğini, bu nedenle tutuklanmasının yanlış olduğunu belirtenler tartıştı. Bu tartışmanın bu yazıya taşınmasının nedeni ise şehvet duygusu ve sapıklık kavramı arasındaki bağdır

Sahi nedir sapıklık? Sapık olan kişi nasıl davranır? Neyi ve neden savunur yani gerçekten sapık olan kimdir? Pedofolinin nedenini, çocukların bedenlerini gösteren kıyafetler giydirilmesi olarak açıklayan sözde din adamı mı? “Sokakta et görmekten bıktık, bunların kocaları, babaları yok mu, niye kıskanmıyorlar, niye örtünmelerini sağlamıyorlar?” diye camide vaaz veren imam mı? Sahnede dans eden şarkıcı mı? On dört on beş yaşındaki kız çocuklarını okullarından alıp babaları yaşındakilerle evlendirip adına da çocuk gelin diyenler mi? Yoksa yaygın olarak kadın bedenini kullanarak insanları ekranda tutmayı hedefleyen anlayış mı?

Sapıklık kavramını tanımlamak için önce şehvet duygusunun neden var olduğunu bilmek gerekir. Şehvet duygusu, kadın ve erkeği birlikteliğe istekli hale getirerek soyun devamını sağlamak için vardır. Bu nedenle, bir kişinin duygusal olarak rızası alınmadan, kişiyi zorlayarak ve mutsuz ederek şehvet duygusunu tatmine çalışmak sapıklıktır ve sapıklığın hiçbir dini gerekçesi olamaz; çünkü her dini öğretinin temelinde insanın nefsini terbiye etmesi vardır. İnsan nefsi, insanın istek ve duygularından oluşur yani nefis terbiyesi demek insanın duygularını ve isteklerini kontrol etmesi için kendini eğitmesidir ve tüm dinlerde nefis terbiyesi önemlidir. Şehvet duygusunu kontrol etmek de nefis terbiyesinin temelini oluşturur.

Günümüzde İslam dünyasının içine düştüğü kör karanlığın temelinde şehvet duygusunu kontrol etme sorumluluğunu erkeğin taşımaması yatmaktadır. Bu nedenle kadının örtülü olmadığında erkeğin şehvet duygusunu uyandıracağı, erkeği korumak için kadının kapanması ve erkeklerle aynı ortamlarda bulunmaması yani haremlik selamlık düşüncesi vardır. Bu düşünce ile kadının sosyal yaşamdan koparılması ve erkeğin emrine verilmesi toplumun gelişmesine engel olur.

Maalesef bu zihniyeti hayata geçiren IŞİD, milyonlarca insana zarar vermiş ve bunu da İslam adına yaptığını duyurmuştur.

Oysa pek çok din gibi İslamiyet’te de oruç ibadettir ve oruç ibadetinin temelinde nefis terbiyesi vardır. Oruç tutarken sadece açlık ve susuzluk duygusu kontrol edilmez; şehvet duygusu da kontrol edilir. Şehvet duygusunun kontrolünün ibadet olarak yer almasının nedeni ise sapıklığın önüne geçmek için bedeni kontrol etme becerisini kazandırmaktır.

Bu gün ülkemizde şehvet duygusunu günah ve ayıp kavramları ile yok saymanın sorunları büyüttüğü yeni fark edildiği için ilköğretim programına mahremiyet eğitimi örtülülük, güven çemberi, özel bölge kavramı ile konuldu. Çocukları korumak için iyi bir başlangıç ama yeterli değil. Sadece çocuklarımız sapık insanların tehdidi altında değil ki gençlerimiz de tehlikede; çünkü gelişen teknoloji, şehvet duygusu üzerindeki ayıp ve günah kavramlarını sessiz sedasız kaldırıyor; insan ekran karşısında mahalle baskısından kurtulmak için sahte bir hesapla özgürlüğüne kavuşuyor. Bu nedenle sanal ortamda “kimsenin haberi olmaz” diye düşünen gençlerimiz risk altında.

Teknolojik ortamda olası tehlikelerden çocukları ve gençleri korumak için şehvet duygusunun tatmininde sapıklıkla ilgili durumların ne olduğunun öğretilmesi, şantaj gibi istenmeyen bir durumla karşılaştıklarında kimden nasıl yardım alacakları konusunda bilgilendirme yapılması gerekiyor. Nitekim “sanal sevişme”, uygunsuz görüntülerin paylaşımı gibi yazmaktan çekindiğim durumlar sosyal medyada var ve çocuklarımızı, gençlerimizi tehdit ediyor. Daha geçen gün bir anne, oğlunun kız arkadaşının uygunsuz fotoğraflar gönderdiğini ve bu fotoğrafları gördüğünü şaşkınlıkla anlattı. Maalesef bu tür paylaşımların şantaj malzemesi olarak kullanılması gençlerin sömürülmesini yaygınlaştırıyor.

Günümüzde reklamlarda bile şehvet duygusuna yönelik mesajların sıklıkla verilmesine alıştık. Mesela bir araba reklamında şuh bir kadının öpücük atmasını “araba reklamında kadının öpücük atmasına ne gerek var” diye sorgulamayı bırakalı çok oldu. Ancak sürekli bu mesajlarla büyüyen çocuklarda ergenlik erken yaşlarda kendini göstermeye başladı. Bugün ergenlik sürecinin erkene çekilmesini ve uzamasını, ön ergenlik kavramının oluşmasını sadece sağlıksız beslenmeyle açıklamak çok doğru bir yaklaşım değil; çünkü erken ergenliğin nedenlerinden biri de çocuğun şehvet duygusuna yönelik mesajlarla büyümesi. Bu mesajlar çocuğun şehvet duygusunu merak etmesi ve deneyimlemesine neden olduğu için ergenliğe girme yaşı gittikçe daha da küçülüyor.

Ayrıca metaverse uygulaması ile şehvet duygusunun sömürüsü gelecekte bugünkünden çok daha büyük sorunlar yaratacak; çünkü metaverse evinde oturan bir gence, hayalini kurduğu bir kişiyle birlikte olduğu hissini her boyutu ile yaşatacak bir teknoloji. Soru şu, “Metaverse ortamında her türlü tatmini yaşama olanağı bulan çocukları ve gençleri sorumluluklarını yerine getirmesi için kim nasıl ikna edecek? Metaverse yanında ilkel kalan bugünkü teknoloji bağımlılığı karşısında bile aileler çaresiz.

Toplum olarak “İmam hatiplilere sapık denilmez; asıl sapık Gülşen “diye sorunun en basit ve saçma halini gündemde tutuyoruz. Oysa şehvet duygusunun sömürüsü teknolojiyle birleşerek devasa bir buz kütlesi olarak üzerimize geliyor, farkında bile değiliz. Bu sorunu gidermeye yönelik eğitim programları ve teknolojik koruma yöntemleri geliştirme gibi çözümlere odaklanmak yerine üstünü örtüyor; yokmuş gibi yapıyoruz. Oysa sorunu gören ülkeler çözüm arayışına girmiş bile.

“İSVEÇTE ÖĞRENCİLER SINIFTA PORNO FİLM TARTIŞACAKLAR

İsveç’te bu yıl uygulamaya konulacak yeni müfredat kapsamında ilkokul ve ortaokul seviyesinde öğrencilerin derslerde pornoyu tartışacağı duyuruldu. İsveçli yetkililer bu uygulamayla çocuklara iyiyi kötüyü ve rızayı göstermeyi hedefliyor.

‘The Big Porn Book ‘adlı kitabıyla pornografinin sağlık, beyin ve toplum üzerindeki etkisini inceleyen bir analist olan Nina Rung, okullarda pornografiyi daha açık tartışmanın çocukların dijital arenada cinsel sınırlar hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olacağını umduğunu belirtiyor. “

“Bizim gelenek ve göreneklerimizde böyle bir çözüm söz konusu bile olamaz” diyorsak bize uygun çözüm önerileri bulmak için hemen şimdi çalışmaya başlamalıyız.

Gelecek söyleşimiz içimizi ısıtan bize umut veren şefkat duygusu üzerine olacak. Görüşmek dileğiyle hoşça kalın.

4 Eylül 2022

Kaynak 11/08/2022 https// www.sozcu.com.tr ISVECTE OGRENCILER SINIFTA PORNO FILM TARTISACAKLAR

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.