Siyah beyaz fotoğraf. Seniha Sultan’ın portresi. Saçları tepeden kabarık ve arkaya doğru taranmış. Saçlarının arasında ince bir örgü görünüyor. Uzun küpeler takmış ve geleneksel bir kıyafet giymiş gibi görünüyor. Yüz ifadesi ciddi ve bakışları doğrudan kameraya yönelik.

Renkli şahsiyetiyle tanınan ve 1924’te hanedanın en yaşlısı sıfatıyla sürgüne çıkan Seniha Sultan, hep bedbaht yaşamış bir sultandır.



Son devirde Osmanlı hanedanının en renkli şahsiyetlerinden birisi şüphesiz Seniha Sultan’dır. Sultan Abdülmecid’in bu kızı, güzeldi. Şık ve alafranga giyinirdi. Saçlarını kısa kestirirdi. Gayet serbest tavırlı idi. Kahkahası boldu. Hızlı ve kalın bir sesle konuşurdu. Laubali hareketleri sebebiyle, sarayda pek hoş görülmezdi. Hatta erkek gibi ata bindiği için Sultan Hamid kendisini ikaz etmişti.



Dört kardeşi peş peşe tahta çıkmış; bu vesileyle itibar görmüştür. Önceleri Sultan V. Murad’ı çok severdi. Sonra tahta çıkan diğer biraderi Sultan Abdülhamid’e bağlanmıştır. Saraya geldiğinde padişahı düşünceli görürse, eğlendirip neşelendirmek için çok gayret ederdi. 1877’de 26 yaşlarındayken Mahmud Celâleddin Paşa ile evlendi. 



Sultan Abdülhamid eniştesinin kabiliyetli birisi olmadığını görüp, artık yüksek memuriyetler vermekten kaçındığı halde, Damat Paşa, padişaha ıslahat lâyihaları takdim ederek kendisini göstermeye çalışırdı. Bağdat Demiryolu ihalesinin İngiltere’ye verilmesi için uğraştı. Bu yolda rüşvet aldığı dedikodusu ortaya çıkıp mahkûm olacağını anlayınca, 1899’da oğulları ile beraber Avrupa’ya firar etti. Paris, Londra, Kahire ve nihayet Brüksel’de ‘Hürriyet Kahramanı’ pozu takınarak yaşadı. 1903’te Brüksel’de kanserden öldü.



Oğlu Sabahaddin Bey, sosyolog idi. Şehzâde olmadığı halde Prens unvanını kullanarak sükse yapmayı ihmal etmezdi. Burada muhalefetini sürdürdü. Adem-i Merkeziyetçilik denilen ideolojiyi müdafaa ederdi. Bu ve başka sebeplerle Prens Sabahaddin Bey de babası gibi İngiliz ajanlığıyla itham olundu. Diğer kardeşi Lütfullah Bey ise memlekete dönüp dayısından af diledi.



1908’de hempâları iktidara gelince Sabahaddin Bey babasının na’şını alıp İstanbul’a döndü. Ama Alman taraftarı yeni idare ile de anlaşamadı. Mahmud Şevket Paşa suikastı sebebiyle suçlanınca, yurt dışına kaçtı. 1948’de Cenevre’nin bir köyünde; biraderi Lütfullah Bey de 1973’de Paris’te sefalet içinde öldü. Seniha Sultan sürgünde 73 yaşında olup, hanedanın en yaşlı azası idi. Hiç serveti yoktu. Başlarının derdine düşen iki oğlundan da bir hayır görmedi. O hâliyle kalkıp, San Remo’ya giderek biraderi Sultan Vahdettin’e sığındı. Burada padişahın ablası sıfatıyla itibar gördü.



Ancak 1926’da Sultan Vahdettin’in vefatı üzerine sokakta kaldı. Parklarda yatıp kalkmaya başladı. Bir yaşlı kadının hâline bakıp acıyanların, sadaka verenlerin yardımıyla yaşadı. Neyse ki, mevsim kış değildi. Halinden haberdar olanlar, oğlu Lütfullah Bey’e haber gönderdiler. Apar topar Paris’ten gelen Lütfullah Bey, kendisi de sefil bir vaziyette olduğu için, annesini Nice’teki Abdülmecid Efendi’ye emanet etti. Burada, çatı altında, küçücük bir odaya tıkıldı. Ama günlerdir yıldızları yorgan yapıp parklarda geceleyen Seniha Sultan, sıcak bir yuva ve altında bir somya bulmaktan buruk da olsa memnundu. Neslişah Sultan anlatıyor: “Seniha Sultan’ı siyah elbiseler içinde hatırlarım. Gayet ince, sıska denilebilecek kadar zayıf, kupkuru ve çok yaşlı bir hanım... Başka renk bir elbise giydiğini görmedim. Her zaman siyahlar içerisindeydi. Başörtüsü de siyahtı. Halasının böyle sığıntı gibi yaşaması annem Sabiha Sultanı çok üzerdi, ama yapabileceği bir şey yoktu. Sadece her gördüğünde elini öper, hürmet gösterirdi. Bir gün evden çıkmış, tek başına bir parka gitmiş. Orada bir banka oturmuş ve galiba İstanbul’u düşünüyormuş. Üstü başı ahım şahım değil; eski siyah elbiseler içerisinde. Onu bu vaziyette gören bir Fransız, zavallı kadıncağızı dilenci zannetmiş, elini cebine atmış, çıkarttığı birkaç frangı sadaka niyetine verip gitmiş. Seniha Sultan, düştüğü bu vaziyeti anlatır, ‘Sadakayı kabul ettim, hem de tebessümlerle kabul ettim kızım’ derdi.”



Sultan Mecid’in en uzun ömür süren evlâdı Seniha Sultan, 1931’de meşakkatli hayatını tamamladı. Nice’te Müslüman Mezarlığı yoktu. Cenazeyi Müslüman bir memlekete nakletmek için de çok para gerekiyordu. Sultan’ın naaşı en ucuz tarifeden morga kondu. Ancak 50 frank olan günlük ücretini ödemek bile meseleydi. Sultan’ın cenazesi, gemiyle Şam’a götürülüp, Süleymaniye Câmii avlusuna biraderi Sultan Vahdettin’in yanına defnolundu.



4 Şubat 2024

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.