Cumhuriyet Gazetesi Pazar Ekinde yazıyor.
ebrubozcuk@hotmail.com

Ebru Bozcuk Tarafından Yazılmış Yazılar
Söze, mahallenin en güzel kızıydı diye başlamayı çok isterdim ama bu biraz abartıya kaçmak gibi olacaktı sanırım. Hoş güzellik kime göre, neye göre bir algıydı o da başka bir konu.
Gülbahar kendi halinde, annesi ile yaşayan bir mahalle kızıydı.
Güzel hayaller kurabilen,… Devamını Oku
Bir Japon Sanatı: Kintsugi
"Yara, ışığın içine sızdığı yerdir."
Mevlâna
Aldığımız her yara, her darbe bizi büyüten bir hazine değerindedir esasında… Bizi biz yapan, varoluşumuzu tamamlayan en önemli şey, kırıklarımız, çatlaklarımız hatta kusurlarımızdır. Galiba bütün varoluş… Devamını Oku
Bir yaz daha bitiyor... Benim gibi bir yaz bitmesinci olarak kabullenmesi çok zor ama geçen hafta gördüğüm leylek sürüleri, bunu acı da olsa onaylamış oldu.
Arkalarından "Durun, gitmeyin, daha çok erken. Eylül şahane olur buralarda, biraz daha kalsaydınız" diye seslenmeme rağmen… Devamını Oku
Bir taraftan, ucundan kenarından da olsa umutlanma isteği, diğer taraftan da yüzyıllık yalnızlık gibi yüreğimize oturan "HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEYECEK" hissi...
Ucube bir dünyanın ortasında sıkışıp kalmış gibiyiz adeta.
Gelecek olan 2025 öyle acınacak halde ki bu kadar adaletsizliği… Devamını Oku
Anadolu'da, kızlar için hazırlanan her çeyiz parçası, sözsüz bir edebiyat gibidir aslında. Yazma oyalarının şekilleri, kadının farklı ruh hallerini anlatır.
Kendi eli ile dokuduğu kilimlerin nakışları, o kadının sessiz haykırışıdır.
Mücadeleci yapısına rağmen, nahiftir Anadolu… Devamını Oku
Sokaklarını, palmiyeli yollarını, denizin kokusunu düşlerken bile içimi ısıtan, doğup büyüdüğüm şehir yok artık...Yıkılan ilkokul binamı yüreğime taş oturmuş gibi seyrediyorum. Köşedeki fırın, okulumun yanındaki dondurmacı, çan seslerini dinlediğim kilise, ilk gittiğim sinema… Devamını Oku
Üzüldüğümde ya da neşelendiğimde aynı tepkileri verdiğimi fark edip, kendi kendime gülümsüyorum.
Ben de senin gibi sabahları uyanır uyanmaz önce camları sonra radyoyu açıyorum. Dışarı çıkmasam bile senin gibi kırmızı rujumu sürmeyi ihmal etmiyorum ki çoğuna soğan doğrarken… Devamını Oku
Yüzümü güneşe çevirdim... Pencereyi hafifçe aralayıp dışarıdaki havayı soludum. Sonra cam kenarındaki o meşhur koltuğuma oturdum... Bir süre sessizce güneşin yüzümü ısıtmasının keyfini sürdüm. Kim bilir belki kalbimin odaları da ısınır diye geçirdim içimden... Hiç bir şey… Devamını Oku
İnsan bir çarkın içinde dönüp dururken, kendine dışarıdan bakmayı çoğu kez pek beceremiyor aslında...
Hatta en yakınlarınızın yaptığı eleştiriler bile size dayanılmaz gelebiliyor o süreçte. Kolay kolay gidemiyoruz biz nedense... Bir korku hali mi, bilinmezlikten kaçma hali mi,… Devamını Oku
Her dönemin kendine özgü bir yaşam biçimi olduğuna inanır, nostaljinin öyle çok da pompalanması gereken bir şey olmadığını düşünürdüm hep.
Ama şimdilerde öyle değilim çünkü ben de artık bayağı büyüdüm galiba.
Eskileri düşündüğünüzde içinize yayılan o sıcaklık, ya da yüzünüze… Devamını Oku