Yıl 4, Sayı 41, Haziran 2025

Şule Sepin İçli, duygularını katarak ‘Savaş Ferman Dinleseydi’ yazısını kaleme almış. İran’da yaşayan kadınların duygularına bir nebze de olsa tercüman olmaya çalışıyor.

Selvet Bayraktar Tokat, İpek Atayman’ın yaşadıklarını, ceza evlerinde haksızlığa uğrayanlara karşı yürütülen mücadeleyi, parlamentoda bir millet vekilinin yaptığı görülmemiş eylemi taşımış ‘Kadının Güncesi’ köşemize.

Madımak katliamında suçlular cezasını bulmasa da biz unutmuyoruz ve sessiz kalmıyoruz. Yeni yazarımız Hidayet Karakuş, ‘Madımak Belgeseli’ yazısında yaşananları bir kez daha vurguluyor.

Türkan Saylan hiç unutulmadı yaptıklarıyla bugüne kadar. ‘Tarihin Kadın Yüzleri’ köşemizde Emine Ortakaya, yorum katarak çok güzel anlatmış Türkan Saylan hocamızı, ‘Türkan Saylan Son Hükumetin, Bağnaz Kesimin Değerini Bilmediği ve Değer Biçemeyeceği Kadın’ yazısında.

Ayşe Gülçin ilhan’ın yazdığı ‘Ankara’ya Mektup’ yazısında, günümüz koşullarına atıf yapan ifadeleri bulacaksınız.

‘Rol Modellerimiz’ köşemizde Şule Sepin İçli, az gören ve okuma olanağı bulamayan Eda Nazlı’nın ‘Güne Bakanlar Kooperatifi’nde ticaretle uğraşma mücadelesinin anlatıldığı bir söyleşi yapmış.

Kardeş özlemi duyanlara, Ebru Bozcuk, candan bir dost bulma önerisinde bulunuyor ve kız kardeşliğin insanı nasıl güçlendirdiğini, nasıl iyi hissettirdiğini anlatıyor, ‘Kız Kardeş Olmak’ yazısında.

‘Hak Mı Hukuk Mu Lütuf Mu’ köşemizde Avukat Turhan İçli, son zamanlarda yanlış kanılar barındıran kadının beyanının esas alınması konusuna değiniyor, ‘Cinsel Suçlarda Kadının Beyanının Esas Alınması Önerisi Üzerine’ yazısında.

Deyimler, atasözleri, örmüştür olumsuz yargı duvarlarımızı. İşte yeni yazarımız Gülseren Mungan, kadınlar üzerinde bu sözlerin nelere yol açtığını irdeliyor, ‘Kadında Söz İzleri’ yazısında.

Kol saati takan pek kalmadı ama az da olsa kol saati takanların özelliklerini, travmatik çocukluk geçiren kadınlara neler olduğunu ve daha nice ilginç haberleri, Selvet Bayraktar Tokat’ın hazırladığı ‘Bilim Dünyasında Bu Ay’ köşemizde bulabilirsiniz.

Beynimizle düşünür, görür, duyar ve bunları sözcüklere dökeriz. Yayla Boztaş, bu döngüyü çok güzel anlatıyor, ‘Beynim Sözcüklerim Ve Ben’ yazısında.

Ecem Zafer, özene bezene hazırladığı tabloları hem anlatıyor hem betimliyor, ‘Zihin Galerisi Bakmadan Görenlerin Müzesi’ köşemizde, ‘Çiçeklerle Örülü Bir Veda “Ophelia”, John Everett Millais (1851–1852) yazısıyla.

Berfin Geldi, okuduğu bir kitaptan etkilenerek sevgi konusunu ele alıyor, ‘Beş Sevgi Dili’ yazısında.

Bipolar rahatsızlığı çok duyulur oldu. Şule Sepin İçli, rahatsızlığını kabul eden Ekin Yılmaz’la söyleşmiş, ‘Arı Kovanı’ köşemizde. O halde ‘Bipolarla Nasıl Baş Ettim?’ yazısını ziyaret edebilirsiniz.

Emine Kamçı, bizi meraklandıran, kaygılandıran, yer yer korkutan bir yazı kaleme almış. Bu duyguların tümünü bir arada yaşadıktan sonra rahatlayacağınız ‘Ablamın Armağanı’ yazısını ziyaret edebilirsiniz.

Yeni bir yazarımız daha katıldı aramıza. Nimet Özgizep, Kadınların yaşantısını ‘Günlükler – Pondik’ yazısıyla çok güzel dile getiriyor.

‘Limonluğunuzu Kaybettiğiniz Hiç Oluyor Mu?’ Bu sorunun yanıtı, Emine Kamçı’nın yazdığı, ‘Deneyimlediklerim’ köşemizde.

‘Sanatın Kadın Sesleri’ köşemizde, yitirdiğimiz pek çok kadın sanatçılarımız var. Ayrıca ödül alan kadınları, farklı ülkelerden bir araya gelen kadınların sergisinin ayrıntılarını bulacaksınız. Selvet Bayraktar Tokat hazırladı.

‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ köşemizde, Filiz Gülmez’in yazdığı ‘Bebecik’ öyküsü yer alıyor.

‘Yüreğimizden Taşanlar’ köşemizde, ‘Dünyanın Gölgesi’ mahlasını kullanan bir arkadaşımızın yazıp seslendirdiği, ‘Sevginin Hatırına’ şiiri var.

Sizlere ‘Umut Şarkıları’ köşemizden, Madımak katliamında yitirdiğimiz Hasret Gültekin’in söylediği ‘Güle Yel Değdi’ türküsüyle veda edelim. Yaşadığımız bütün baskılara, haksızlıklara inat, üretmeyi sürdüreceğiz. Güzel günlerimiz gelsin.